TBK 18. Madde
Türk Borçlar Kanunumuzun 18. maddesi şu şekildedir:
Sözleşmeler; Borç tanıması
Madde 18: Borcun sebebini içermemiş olsa bile borç tanıması geçerlidir.
Başlık
TBK’nın 18. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – BİRİNCİ AYIRIM: Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri
Madde başlığı şu şekildedir: Sözleşmeler; Borç tanıması.
Gerekçe
Türk Borçlar Kanunu’nun 18. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
818 sayılı Borçlar Kanununun 17. maddesini karşılamaktadır.
Tasarının tek fıkradan oluşan 18. maddesinde, borcun sebebini içermeyen borç tanıması düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 17. maddesinin kenar başlığında kullanılan “C. Borcun sebebi” şeklindeki ibare, madde içeriğiyle uyumlu hale getirilerek, “C. Borç tanıması” şeklinde değiştirilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 17. maddesinde kullanılan “…borç ikrarı muteberdir.” şeklindeki ibare yerine, Tasarının 18. maddesinde, “Borç tanıması… geçerlidir.” şeklindeki ibarenin kullanılması, teorik esaslara daha uygun görülmüştür. Gerçekten, söz konusu maddeyle, medeni yargılama usulünde, davanın tarafları arasında bir çekişmenin varlığını gerektiren bir borç ikrarının düzenlenmesi amaçlanmamıştır. Tasarının 18. maddesinde, borcun sebebi (ifa sebebi, alacak sebebi, bağışlama sebebi veya rücu alacağına sahip olma sebebi) belirtilmemiş olsa bile, böyle bir borç tanımasının geçerli olduğu kabul edilmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 236. ve onu izleyen maddelerinde düzenlenen “ikrar” terimiyle karıştırılmaması için, “borç ikrarı” yerine, “borç tanıması” teriminin kullanılması tercih edilmiştir.
Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
– Tasarının 18. maddesi, yürürlükteki Borçlar Kanununun, Tasarının bu maddesini karşılayan maddesinde borç ikrarına (borç tanımasına) yapılan vurgu daha yerinde olduğundan redaksiyon yetkisi kapsamında “Borcun sebebini içermemiş olsa bile borç tanıması geçerlidir.” şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir.
TBMM Tartışma ve Kabul Metni
18. maddenin başlığını okutuyorum:
C. Borç tanıması, MADDE 18
BAŞKAN – Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 18. Maddesi ile ilgili olarak, “Borç tanıması” deyimi yerine “borç ikrarı” deyiminin kullanılmasını arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal, Mehmet Şandır, İzzettin Yılmaz, Osman Ertuğrul, Rıdvan Yalçın
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli Başkanım, borç ikrarı, ikrar sözcüğü şeklî hukuka aittir. Borç tanınması, hem doktrinde hem Yargıtayda ve hem maddi hukuk öğretisinde tamamen benimsenmiştir, doktora tezi de vardır. Komisyon önergeye iştirak etmemektedir.
BAŞKAN – Hükûmet önergeye katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde Faruk Bal, Konya Milletvekili.
FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın İyimaya’nın bu kısa açıklamasına teşekkür ediyorum, ancak benim açıklamalarımı aynı dikkatle değerlendirir ise farklı bir sonuca varacağına inanıyorum.
Bir kanunda bir tabirin değiştirilmesi niçin değiştirildiği sorusunun cevabının aranılacağı bir hâli doğurur. Niçin değiştirildiği sorusunun cevabını kim arayacaktır? Bunu uygulayıcılar arayacaktır. O zaman uygulayıcıları mevcut durumu itibarıyla şimdiye kadar uygulanarak gelmiş bir maddeyi değiştirir iken niye bir külfete sokalım, niye bir araştırmaya, niye yeni bir arayışın içerisine sokalım?
Bu bir yana, “tanıma” kelimesi çok farklı anlamları ortaya koyabilir. Uluslararası hukuk açısından değerlendirdiğimizde, “yabancı mahkeme kararlarının tanınması” diye bir kavram vardır. “Yabancı mahkeme kararlarının tanınması”ndaki “tanıma” kelimesi ile buradaki “tanıma” kelimesi birbirleriyle örtüşmemektedir, ikisinin anlamı birbirinden farklıdır. Dolayısıyla, ”Borcun tanınması” ibaresi yeni bir tabir olarak, hukuk tabiri olarak hukukumuza girecektir, ancak bunun “Borcun ikrarı” kelimesini karşılayıp karşılamadığı, “Borcun ikrarı” tabirini karşılayıp karşılamadığı uygulayıcılar arasında tartışılacaktır. Böyle bir tartışmanın anlamı yoktur. Bu tartışma “ikrar” kelimesinin şümulünün dışına çıkarak farklı anlamlar yüklenmesi gibi hukukumuzda tartışılır bir alan da yaratacaktır.
İşte bu nedenden dolayı bu önergeyi vermiştik. Bu önergenin bu açıdan değerlendirilmesini arzu ediyor ve yüce Kurulun takdirine sunuyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum…
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.