Türk Borçlar Kanunu Madde 15

TBK 15. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 15. maddesi şu şekildedir:

Sözleşmelerin şekli – Yazılı şekil – Yasal şekil – İmza

Madde 15: İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur. Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur.

İmzanın el yazısı dışında bir araçla atılması, ancak örf ve adetçe kabul edilen durumlarda ve özellikle çok sayıda çıkarılan kıymetli evrakın imzalanmasında yeterli sayılır.

(Değişik 3. fıkra: 13.02.2011 – 6111 S.K/Madde 213) Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.

Başlık

TBK’nın 15. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – BİRİNCİ AYIRIM: Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

Madde başlığı şu şekildedir: Sözleşmelerin şekli; Yazılı şekil; Yasal şekil; İmza.

Gerekçe

818 sayılı Borçlar Kanununun 14. maddesini karşılamaktadır.

Tasarının dört fıkradan oluşan 15. maddesinde, imza düzenlenmektedir.

Maddenin birinci fıkrasında, 818 sayılı Borçlar Kanununun 14. maddesinin birinci fıkrasında olduğu gibi, imzanın borç altına girenin el yazısıyla atılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, aynı fıkraya, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 4. maddesinde güvenli elektronik imzanın tanımlandığı göz önünde tutularak, güvenli elektronik imzanın da el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurduğunu belirten yeni bir hüküm eklenmiştir. Nitekim, 5070 sayılı Kanunun 5. maddesine göre de: “Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.” Yine aynı Kanunun 22 nci maddesiyle, 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 14. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir: “Güvenli elektronik imza elle atılan imza ile aynı ispat gücünü haizdir.” Bu durum karşısında, 818 sayılı Borçlar Kanununun 14. maddesinin birinci fıkrasında olduğu gibi, Tasarının 15 inci maddesinin birinci fıkrası iki cümle halinde kaleme alınarak fıkranın, güvenli elektronik imzayı da kapsayacak biçimde düzenlenmesinde zorunluluk görülmüştür.

Maddenin ikinci fıkrasında, imzanın el yazısı dışında bir araçla atılmasının yeterli olduğu durumlar belirtilmiştir.

Aynı maddenin üçüncü fıkrasında körlerin imzalarının, onları bağlamayacağı kuralı ile bu kuralın istisnası düzenlenmiştir. “Görme özürlülerin imzaları” şeklindeki nitelendirmenin, “görme yeteneğinin tam olarak kaybı”nı ifade etmekte yetersiz kaldığı düşüncesiyle, “körlerin imzaları” ifadesinin kullanılması zorunlu görülmüştür. Ayrıca, 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 50. maddesinin (c) bendi ile, 818 sayılı Borçlar Kanununun 14. maddesinin üçüncü fıkrasının yürürlükten kaldırılmasının, görme yeteneğinden tamamen yoksun kişilerin, imzaladıkları sırada içeriğini bildiklerinin ispat edilmesine gerek olmaksızın, kendilerini borç altına sokan hukuki işlemler karşısında korumasız bırakılmaları sonucunu doğuracağı için, bu fıkranın Tasarı metninden çıkarılması uygun görülmemiştir.

818 sayılı Borçlar Kanununda mevcut olmadığı için yeni bir hüküm niteliğindeki Tasarının 15. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, açığa atılan imzanın hükmü ile açığa atılan imzanın üstündeki metnin, anlaşmaya aykırı olarak yazıldığı iddiasında ispat yükü düzenlenmektedir. Bu yeni hükümle, aslında bir ispat hukuku sorunu olmakla birlikte, uygulamada sıkça karşılaşılan, doktrinde ve mahkeme kararlarında “açığa imza” veya “beyaza imza” olarak nitelendirilen hukuki olguyla ilgili bir düzenleme yapılması yararlı görülmüştür. Boş bir kağıda (veya buna benzer diğer maddelere) atılan imzaların üstünün, sonradan doldurulup borç senedine dönüştürülmesi durumunda, sonradan yazılan metnin, o metindeki imzayı atanın iradesine uygun olduğu, bir adi karine olarak kabul edilmiştir. Buna göre, durumun özelliği aksini göstermedikçe, açığa imza atan, sonradan yazılan metnin anlaşmaya aykırılığını ispat yükü altında olacaktır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Alt Komisyonca, Tasarının 15. maddesinin üçüncü fıkrası, görme özürlülerin hukuki işlem ehliyetlerine örtülü bir engel oluşturması ve görme özürlülerle sözleşme veya benzer hukuki işlemleri yapacak kişilerin bu hüküm nedeniyle imtina etmeleri ihtimali göz önünde bulundurularak madde metninden çıkarılmış ve Komisyonumuzca da madde bu şekliyle kabul edilmiştir.

TBMM Tartışma Metni

15. maddenin başlığını okutuyorum:

c. İmza

MADDE 15-

BAŞKAN – Madde üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri geliş sırasına göre okutup aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 321 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 15. maddesinin 3. fıkrasının madde metninden çıkartılmasını arz ederiz.

Mustafa Elitaş

Ali İhsan Köktürk

Ali Rıza Öztürk

Kayseri

Zonguldak

Mersin

Halil Ünlütepe

Turgut Dibek

Afyonkarahisar

Kırklareli

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 15. Maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

“Usulüne göre onaylanmadıkça veya imza ettikleri sırada metnin içeriğini bildikleri ispat edilmedikçe, görme engellilerin imzaları onları bağlamaz”

3. fıkranın madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal

Mehmet Şandır

Rıdvan Yalçın

Konya

Mersin

Ordu

İzzettin Yılmaz

Osman Ertuğrul

Hatay

Aksaray

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli Başkanım, yüksek Başkanlığa ve yüksek heyete İç Tüzük’ümüzün 87’nci maddesinin dokuzuncu fıkrasının ikinci cümlesi gereği ifade etmeye mecburum ki Komisyonumuza, Divana gelen bütün önergeleri Komisyon Başkanlığı bihakkın tetkik etmekte ve kodifiye edilen metnin ruhuna uygun önerileri beyan olarak ortaya koymaktadır.

Şu anda, Komisyon Başkanı olarak teklife katılıyorum iradesini dermeyan etme iktidarından yoksun olmakla birlikte, prensip olarak bu teklifi yüksek heyetin takdirlerine arz ediyorum.

ŞAHİN MENGÜ (Manisa) – Estağfurullah! Mahcup ettiniz!

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Mevcut Borçlar Kanunu’muzun III. fıkrası 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile yürürlükten kaldırılmış, bunun yerine Noterler Kanunu’nun 73 ve 75 inci maddelerinde değişiklik yapmak suretiyle, görme engellilerin noterde yapacakları işlemlere ilişkin düzenlemeler getirilmişti. Tasarının eski halinde, 3. Fıkra olarak “usulüne göre onaylanmadıkça veya imza ettikleri sırada metnin içeriğini bildikleri ispat edilmedikçe, körlerin imzaları onları bağlamaz” demek suretiyle, eski 14. maddenin III. Fıkrasındaki düzenlemeye geri dönülmekteydi. Metin tasarıdan çıkarılmıştır. Ancak metnin kabulü ile 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun değişik 73. ve 75. maddeleriyle uyum sorunu söz konusu olacaktır.

Maddenin 3. fıkrasında açığa atılan imzanın metnin doldurulması hâlinde imza edenin iradesine uygun olduğu kuralı getirilmiş, durumun aksini göstermedikçe metnin anlaşmaya aykırı olduğunu ispat yükünün imza sahibine ait olduğu kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile, adeta açığa atılan imzalı boş belgenin üzerinin doldurulması meşru hale getirilmektedir. Bu hükmün yasadan çıkarılması gerekir. Çünkü sorun maddi hukukla değil, ispat hukukuyla ilgilidir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergeyle 15’inci maddenin üçüncü fıkrası metinden çıkartılmıştır. Bu nedenle, aynı amacı taşıyan ilk önerge işlemden kaldırılmıştır.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir