Türk Borçlar Kanunu Madde 13

TBK 13. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 13. maddesi şu şekildedir:

Sözleşmelerin şekli – Yazılı şekil – Yasal şekil – Kapsamı

Madde 13: Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak, sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.

Bu kural, yazılı şekil dışındaki geçerlilik şekilleri hakkında da uygulanır.

Başlık

TBK’nın 13. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – BİRİNCİ AYIRIM: Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

Madde başlığı şu şekildedir: Sözleşmelerin şekli – Yazılı şekil – Yasal şekil – Kapsamı

Gerekçe

Türk Borçlar Kanunu’nun 13. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:

818 sayılı Borçlar Kanununun 12. maddesini karşılamaktadır.

Tasarının iki fıkradan oluşan 13. maddesinde, yasal yazılı şekle bağlanan bir sözleşmenin değiştirilmesinde uyulacak şekil düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 12. maddesinin kenar başlığında kullanılan “II. Tahriri şekil” ibaresi, Tasarıda “II. Yazılı şekil” olarak; “1. Kanunen muayyen olan şekil” ibaresi, “1. Yasal şekil” olarak, “a. Şümulü” ibaresi de “a. Kapsamı” olarak değiştirilmiştir. Aynı maddenin ilk fıkrasının son cümlesinde, sözleşmeye ters düşmeyen, özellikle (ifa yeri ve zamanında değişiklik yapılmasında olduğu gibi) üstlenilen edimlerin kapsamını genişletmeyen, tamamlayıcı yan hükümler için yazılı şekle uyulması zorunluluğunun bulunmadığı belirtilmiş ve madde metni arılaştırılmıştır.

818 sayılı Borçlar Kanunundan farklı olarak, Tasarının 13. maddesinin ikinci fıkrası hükmüyle, birinci fıkrada öngörülen kuralın, yazılı şekil dışında kalan diğer geçerlilik şekilleri hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Kanunda yazılı şekilden söz edildiğinde, bundan adi yazılı şekil anlaşılır. Oysa, adi yazılı şekil dışında, resmi senet düzenleme ve imzaların noterce onaylanmasının zorunlu olduğu başka geçerlilik şekilleri de bulunmaktadır. Fıkraya göre, yazılı şekil dışındaki geçerlilik şekline tabi sözleşmelerin değiştirilmesi hakkında da Kanunda öngörülen şekle uyulması zorunludur. Ancak, bu durumda da sözleşme ile çelişmeyen değişiklikler, tamamlayıcı yan hükümler niteliğinde ise, bu değişikliklerin gerçekleştirilmesi, kanunda öngörülen şekle uyulmasına bağlı olmayacaktır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Tasarının 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. maddeleri aynen kabul edilmiştir.

TBMM Tartışma Metni

13. maddenin başlığını okutuyorum:

II. Yazılı şekil

1. Yasal şekil

a. Kapsamı

MADDE 13-

BAŞKAN – Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Yeni bir önerge geldi. Önce önergeyi dağıtalım.

Dolayısıyla beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.42

YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 18.48

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7’nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

321 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

13’üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alıyorum.

Okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 13’üncü maddesinin 1. Fıkrasının 1. cümlesinin “Kanunda belirli bir şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de aynı şekle uyulması zorunludur.” şeklinde değiştirilmesi,

İkinci fıkrasının metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal

Mehmet Şandır

İzzettin Yılmaz

Konya

Mersin

Hatay

Osman Ertuğrul

Rıdvan Yalçın

Aksaray

Ordu

BAŞKAN – Aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın 13’üncü maddesinin 1. fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini 2. fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve talep ederiz.

Mevlüt Coşkuner

Ali İhsan Köktürk

Ali Rıza Öztürk

Isparta

Zonguldak

Mersin

R. Kerim Özkan

Ergün Aydoğan

Burdur

Balıkesir

“Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de aynı şekle uyulması zorunludur. Ancak sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yeni hükümler bu kuralın dışındadır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge hakkında söz talebi?

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Ramazan Kerim Özkan konuşacak.

BAŞKAN – Ramazan Kerim Özkan, Burdur Milletvekili.

Buyurun Sayın Özkan. (CHP sıralarından alkışlar)

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Borçlar Kanunu’yla ilgili olarak verdiğimiz önergede Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini, ikinci fıkranın madde metninden çıkarılmasını talep ediyoruz: “Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de aynı şekle uyulması zorunludur. Ancak sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.”

Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, bu kanunlar görüşülürken yaz boyunca, günlerdir vatandaşlarımızdan çekle ilgili olsun, borçlarla ilgili olsun, bu yapılanmalarla ilgili olsun esnaflarımızdan mesajlar alıyoruz. 550 milletvekilimize değişik mesajlar geliyor ancak çekle ilgili olduğu için bakıp siliyorsunuz ama ben bunların yaklaşık on bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum; ne diyor, esnafımız ne diyor, işçimiz ne diyor, çek mağdurumuz ne diyor, onları sizlerle paylaşmak istiyorum metinden, geldiği gibi:

“Esnaftım. 50 kişiye istihdam sağlıyordum. Bankalar beni bitirdi. Eşim kanser hastası. Çeklerim yazıldı. Bir de şimdi hapse gireceğim. Esnafa bir af verebilir misiniz?” Sayın Bakana söylüyor, bizlere söylüyor.

“Parası olmayan birini cezaevine gönderen tek hukuk kuralı bizde. Bir çeke imza attık, dünyam karardı. Üç yıl hapis aldım, lütfen kurtarın beni.

F. A.”

“Vekilim, ekonomik kriz beni de vurdu, param kalmadı, çekimi ödeyemedim, sonum hapis. Hapisteyken kim benden para alacak? Borca hapis olur mu? Lütfen, bu çığlığı duyun.”

“Çeklerden çektiğimiz yetmez mi Saygıdeğer Vekilim? Beş yıl ceza gaspa, dolandırıcılığa, tecavüze verilmiyor. Bu işi çözeceğinize inanıyoruz. Onurumuzu kırmayın.”

“AK PARTİ’yi, Cumhuriyet Halk Partisini, Milliyetçi Hareket Partisini ve tüm vekillerimizi çok seviyoruz. Ne olursunuz çek mahkûmlarını affedin. Kaçak yaşamaktan usandık. Ceza indirimi yok, şartlı tahliye yok, açık cezaevi yok. Beş yıl hapis. Bir terörist bile pişmanlık yasasından yararlanıyor. Artık bu feryatları bitirin.”

“Ekonominin tek suçlusu esnaf mı? Çekini ödeyemeyen birine üç yıl ila beş yıl hapis reva mı? Yüce Allah bunun hesabını sormaz mı? Bir Cem Garipoğlu kadar ceza indirimi bile yapılmıyor. Çek Kanunu’nda -yazık, çok yazık- 700 bin kişi kaçak durumda. Likidite kaygısı olur diye bizi cezaevine atanları Allah’a havale ediyorum.”

“Çeklerimi ödeyemedim. Hapis cezası aldım. Ailem dağıldı. Çocuklarımı bir yıldır göremedim. Aranıyorum, bu yüzden borcumu da ödeyemiyorum. Sizin huzurunuz yerinde mi?”

“Çek keserken teminat olarak özgürlüğümüzü ve hürriyetimizi veriyoruz, farkında mısınız? Çocuklarımı özledim, yuvamı özledim. Üç bayramdır çile çekiyoruz. Bir çeke imza attım, ödeyemedim. Cezası bu kadar ağır olmamalı. Allah aşkına bizleri affedin.”

“Devletimiz çeklerde tahsildar olmuş, ceza kesmiş, alamadığı para için de bizleri beş yıl hapse mahkûm etmiştir. Esnaf olarak bunu kaldırmamız mümkün değildir.”

“Sayın Başbakanımız demokratik açılımda ‘Her şey müzakereyle çözülecek.’ diyor. Çek Kanunu’nda da müzakere istiyoruz. Eşler, çocuklar, analar, yakınları için ağlıyoruz.”

Bu feryatlar telefonlarımıza gelen mesajlardan, aynen, hiçbir katkı koymadan alınmıştır. Sizlere de geliyor, sizler de biliyorsunuz.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli komisyon üyeleri; gerçekten, çeki alamayan, çek karşılığını alamayan borcunu ödemiyor. Çeki ödeyemeyen hapse giriyor, çalışamıyor.

Bu sorunun bu Meclis tarafından çözülmesini talep ediyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 13. Maddesinin 1. Fıkrasının 1. cümlesinin “Kanunda belirli bir şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de aynı şekle uyulması zorunludur” şeklinde değiştirilmesi,

İkinci fıkrasının metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal (Konya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Faruk Bal, Konya Milletvekili.

FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13’üncü madde yasal şekli, yani kanuni şekli düzenlemektedir. 13’üncü maddenin, bundan önceki maddelerde olduğu gibi, yazımında ve tasarının hedef gördüğü düşünceyi anlatmakta büyük bir zafiyeti bulunmaktadır. Madde kapsamına baktığımızda “kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen” diye bir tanımlama yapılmaktadır. Oysa madde alt başlığı yasal şekli tarif ediyor. Yasal şeklin içerisinde yazılı şekil vardır, noterlikte yapılan düzenlemeler vardır, resmî senetler vardır. Dolayısıyla madde metni bu üç kısmı da, bu üç unsuru da kapsayacak şekilde yazılması gerekirken sadece birinci fıkrası yazılı şekli hükme bağlamıştır.

Birinci fıkranın anlatımından noterliklerde yapılan düzenleme şeklindeki sözleşmeler ile resmî senetler bunun dışındadır. Bunun böyle olduğunu ben iddia etmiyorum, maddenin ikinci fıkrası bunun böyle anlaşılması gerektiğini ortaya koyuyor. Maddenin ikinci fıkrası diyor ki: “Birinci fıkrada sevk ettiği hüküm, yazılı şekil dışındaki geçerlilik şekilleri hakkında da uygulanır.” Demek ki bu madde özen gösterilerek kaleme alınmamıştır. Demek ki bu maddenin içinde kalanlar ile dışında kalanlar arasında bir ayrım metin itibarıyla yapılamamıştır. Bunun düzeltilmesi gerekir. Düzeltilmesi gayet kolaydır. Maddenin birinci fıkrasına “kanunda belirli şekilde yapılması” ibaresi konulduğu zaman mesele anlaşılacaktır. İşte, anlaşılır hâle getirebilmek için bu önergeyi vermiş bulunuyoruz ve “belirli şekilde” ibaresi eklendikten sonra, bunun, sözleşmenin bozulmasına ilişkin hükmünün de “aynı” kelimesini kullanmak suretiyle ifade edebiliriz. Bu ifadeyi de kullandığımız zaman ikinci fıkraya gerek kalmayacaktır.

Bu kadar basit, bu kadar açık ve bu kadar yalın olan önergenin takdirini yüce Kurula arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza…

III.- Y O K L A M A

(CHP ve MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Yoklama yapılmasını istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeceğim: Sayın Bal, Sayın Ünlütepe, Sayın Öztürk, Sayın Okay, Sayın Keleş, Sayın Köktürk, Sayın Aydoğan, Sayın Özkan, Sayın Coşkuner, Sayın Ağaoğlu, Sayın Barış, Sayın Gök, Sayın İnan, Sayın Mengü, Sayın Baytok, Sayın Vural, Sayın Yıldız, Sayın Akkuş, Sayın Uzunırmak, Sayın Tankut, Sayın Özdemir.

Yoklama işlemini başlatıyorum ve beş dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) KANUN TASARI VE TEKLIFLERI (Devam)

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir