Türk Borçlar Kanunu Madde 11

TBK 11. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 11. maddesi şu şekildedir:

Sözleşmenin kurulması – Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı

Madde 11: Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler, kabulün gönderildiği andan başlayarak hüküm doğurur.

Açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm doğurur.

Başlık

TBK’nın 11. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – BİRİNCİ AYIRIM: Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

Madde başlığı şu şekildedir: Sözleşmenin kurulması – Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı

İlgili Yargıtay Kararları

  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2011/1984 E. ve 2011/9902 K. Sayılı Kararı
    Özet: Vize alınmaması veya elçiliğin talebe geç cevap vermesi nedeniyle acentenin sorumluluk kabul etmeyeceğine dair sözleşmenin 1/9 maddesi haksız şart niteliğinde olup, bu madde nedeniyle davacının bir talepte bulunamayacağından da bahsedilemez. Bu durumda davacının, sözleşme nedeniyle davalıya ödediği hizmet bedelinin tamamını talep hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece, tur için davacı tarafından davalıya ödenen hizmet bedelinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
  • Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2003/3881 E. ve 2003/10494 K. Sayılı Kararı
    Özet: Davacı vekili, taraflar arasındaki 21.04.1998 tarihli sözleşmeyle davalının en az (700) öğrenci konaklatmayı garanti ve taahhüt ettiğini, günlük kişi başına konaklama ücretinin (15) USD olup bir kişinin (14) gün konaklama yapacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmeye güvenerek masraflar yapmasına karşın davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, (147.000) USD´nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı zararının hüküm altına alınması gerekir.

Gerekçe

Türk Borçlar Kanunu’nun 11. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:

818 sayılı Borçlar Kanununun 10. maddesini karşılamaktadır.

Tasarının iki fıkradan oluşan 11. maddesinde, hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmelerde ve taraflar arasında, süregelen bir iş ilişkisinin varlığında olduğu gibi, açık bir kabule gerek bulunmayan durumlarda, sözleşmenin hangi andan başlayarak hükümlerini doğuracağı düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun söz konusu maddesinin kenar başlığında kullanılan “III. Gaipler arasında vuku bulan bir akdin hangi zamana istinat ettiği” şeklindeki ibare, Tasarıda “III. Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı” şeklinde değiştirilmiştir.

Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Tasarının 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. maddeleri aynen kabul edilmiştir.

TBMM Tartışma Metni

11. maddenin başlığını okutuyorum:

III. Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı

MADDE 11-

BAŞKAN – Madde üzerinde iki adet önerge vardır. Önce geliş sıralarına göre okutup aykırılık sıralarına göre işleme alacağım.

OKTAY VURAL (İzmir) – 11’de bizde bir tane gözüküyor.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Şimdi verdik.

BAŞKAN – Okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 11. Maddesi ile ilgili olarak, “kurulan” kelimesinin yerine, “yapılan” kelimesinin, “Önerinin” kelimesinin yerine, “teklifin” kelimesinin yazılmasını “başlayarak” kelimesi yerine “itibaren” kelimesinin yazılmasını arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal

Mehmet Şandır

İzzettin Yılmaz

Konya

Mersin

Hatay

Rıdvan Yalçın

Alim Işık

Osman Ertuğrul

Ordu

Kütahya

Aksaray

OKTAY VURAL (İzmir) – Önerge dağıtılırsa…

BAŞKAN – Sayın Vural, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ikinci önerge hemen verilmiş, dağıtılacak.

İkinci önergeyi okutup, dağıtıyorum:

T.B.M.M. Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan Borçlar Kanunu tasarısının 11. maddesinin 2. fıkrasındaki “kabulün gerekli olmadığı durumda” ibaresinin madde metninden çıkarılarak “… kabule gerek yoksa…” ibaresinin yazılmasını teklif ederiz.

Ali Rıza Öztürk

İsa Gök

Hulusi Güvel

Mersin

Mersin

Adana

R. Kerim Özkan

Mevlüt Coşkuner

Burdur

Isparta

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, bir defa daha, tam dinleyemedim. “Açık” var mı, “açık” sözcüğü var mı? Yok.

Katılmıyoruz efendim.

OKTAY VURAL (İzmir) – Önerge Komisyonda yok, bizde yok görüşmesini yapıyoruz Sayın Başkan. Biz neye “Evet.” diyeceğiz, neye “Hayır.” diyeceğiz, önerge yok.

BAŞKAN – Sayın gruplar, önergelerini daha erken verirlerse bundan sonra dağıtma imkânı olur.

Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk.

Sayın Öztürk, buyurun.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Borçlar Kanunu’nun bu tasarısında hazır olmayan kişiler arasındaki sözleşmenin kurulma anıyla ilgili bir husus bu.

Şimdi, bir hazır olanlar arasında sözleşmenin kurulması, bir de hazır olmayan kişiler arasında sözleşmenin kurulması olayı var. 11’inci maddenin birinci fıkrası “Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler, kabulün gönderildiği andan başlayarak hüküm doğurur.” Yani hüküm ve sonuç doğurma anını gönderildiği an olarak kabul etmiş, hemen akabinde “Açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm doğurur.” demiş.

Şimdi, bizim önerdiğimiz değişiklik: Burada, ikinci fıkrada “açık bir kabule gerek yoksa” yani “açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlar” yerine “açık bir kabule gerek yoksa” ifadesini öneriyoruz. Çünkü yürürlükteki Kanun’un aslında “eğer sarih bir kabule ihtiyaç bulunmazsa” ifadesi Türkçeye sözüm ona tercüme edilmiş ama “sarih bir kabule ihtiyaç bulunmazsa” ifadesinin Türkçesi “açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlar” değildir.

Zaten bu tasarının en büyük anlaşılmaz noktalarından birisi de “Türkçeleştirme” adı altında, Türkçeleştirme yapıyoruz diye birtakım yanlış ifadelerin kanun metnine sokulmasıdır; bölük pörçük yapılmıştır. “Sarih bir kabule ihtiyaç bulunmazsa”nın Türkçesi “açık kabule gerek yoksa” demektir. Bu, iki şeyi ifade ediyor aynı zamanda: Birisinde bir kesinlik var yani “açık bir kabule gerek yoksa”da bir kesinlik var, bir belirsizlik yok, bir takdirî durum söz konusu değil ama öbüründe, Komisyonun kabul ettiği tasarıda “bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda…” Hangi durumlar açık kabulün gerekli olmadığı durumlar, hangi durumlar açık kabulün gerekli olduğu durumlar? Bunların tayin ve tespiti konusunda bir takdir hakkı getirilmiştir. Bu nedenle, bu yönden de bu yanlıştır.

Bu nedenle, biz, bu konunun düzeltilmesi için bu önergeyi verdik; hem yürürlükteki Kanun’la benzerlik göstermesi açısından hem de kelimenin doğru Türkçeleştirilmiş olması yönünden, öbür yandan da bir kesinlik, takdir durumundan çıkarma, açık, belirli bir durum yaratılması bakımından bu önergeyi verdik. Kabul edip etmemek yüce Meclisin takdirindedir. Komisyon ve Sayın Bakan katılmadığına göre, umuyorum AKP’li milletvekili arkadaşlarım da katılmazlar!

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 11. Maddesi ile ilgili olarak, “kurulan” kelimesinin yerine, “yapılan” kelimesinin, “Önerinin” kelimesinin yerine, “teklifin” kelimesinin yazılmasını “başlayarak” kelimesi yerine “itibaren” kelimesinin yazılmasını arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal (Konya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet önergeye katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Söz isteyen?

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Alim Işık konuşacak.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın 11’inci maddesinde bir değişiklik önergesi verdik, o konuyla ilgili söz almış bulunmaktayım. Öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yürürlükte olan Kanun’un 10’uncu maddesine denk gelen bu 11’inci maddede, gerek birinci fıkrada gerekse ikinci fıkrada bazı kelimelerin yaşayan Türkçeyle uyuşması adına verdiğimiz bu önergenin kabul edileceği ümidiyle sözlerime başlamak istiyorum.

Yürürlükte olan 10’uncu maddenin ilgili fıkrasını okuyorum, bir de mevcut tasarıdaki buna denk gelen fıkrayı okuyacağım, ikisinin birbirini ne derece karşıladığını sizlerin takdirine sunuyoruz.

İkinci fıkra, 10’uncu maddede mevcut: “Eğer sarih bir kabule ihtiyaç bulunmazsa akdin hükmü, icabın vusulü anından itibaren cereyana başlar.” Karşılığı: “Açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm doğurur.”

Eğer, benim dışımda, burada, Türk dili üzerinde çok ciddi emeği olan birçok milletvekilimiz var, onlar bunun tam anlamıyla birbirini karşıladığına inanıyorlarsa diyecek hiç sözüm yok. Biz diyoruz ki bu fıkradaki “öneri” yerine, Sayın Bal’ın ısrarla, benden önce dile getirdiği “teklif”, “başlayarak” yerine de “itibaren” kelimelerinin yerleştirilmesi hâlinde yürürlükteki fıkraya daha uygun bir fıkra oluşturulmuş olur. Bunu kabul edeceğinizi umuyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, birçok değerli hatibin de dile getirdiği gibi, evet Borçlar Kanunu gerçekten bugün birçok vatandaşımızın değişiklik beklediği önemli bir Kanun ve bununla ilgili de çalışmalar yürüyor. Ancak, bunlarla ilişkili olmak üzere, şu anda içinde bulunduğumuz ekonomik krizin de etkisiyle, çok sayıda vatandaşımızın acil çözüm bekleyen dertlerinin de mutlaka öncelikle Hükûmet tarafından dile getirilmesi ve bunun çözümünün aranması gerekiyor.

Hâlen 2009 yılı vergi hedefleri değerlendirildiğinde, gerek tahakkukta gerekse tahsilatta çok ciddi sapmaların olduğu ve öngörülen hedeflerin çok gerisinde kalındığı bir gerçek. Bir: Hükûmet bunun tedbirini almalı. İki: “Niçin vatandaşımız vergisini ödeyemiyor, tahsilatlar niye yapılamıyor?” sorusunun cevabı çok net verilmelidir. Bugün gerek SSK gerekse BAĞ-KUR borçlarını bir iki taksit ödeyemediği için bu haklardan yararlanamayan neredeyse milyonlarca vatandaşımızın bulunduğu bir Türkiye’de mutlaka bunun tedbirinin alınması gerekiyor.

Kredi borçları karşılığında çoğu yabancılaştırılmış bankalarımızın çiftçilerimizin elindeki tarlaları ipotek karşılığında alma durumuna gelmiş olduğu bir dönemde mutlaka bu çiftçi borçlarının yeniden yapılandırılması kaçınılmaz görülmektedir. Motorlu taşıtlar vergisi borçlarını ödeyemediği için ekmek teknesi olarak kullandığı kamyonunu, dolmuşunu, otobüsünü ve traktörünü gerek jandarmadan gerekse trafik polislerinden saklayan vatandaşlarımızın sayısı her geçen gün artarak çoğalmaktadır. Bunun tedbirini mutlaka almak zorundayız.

İnanıyorum ve iddia ediyorum: İçimizdeki tüm milletvekillerimize özellikle bu yıl “Çocuğuma burs sağlayın.” diyen çok sayıda vatandaşımız başvurdu. Bugün Açık Öğretim Fakültesi dönemlik harcı olan 230 TL’yi yatıramadığı için kapılarımızı aşındıran çok sayıda velinin derdine derman olmak zorundayız. Bunlar bu ülkenin gerçekleri. Mutlaka bunlara bir an önce çözüm getirmek hepimizin görevi.

Yine, birçok belediyemiz eylül ayı sonu itibarıyla, ekim ayı başlangıcında, İller Bankasından gelen ödeneklerini sadece ve sadece çalışan işçilerine ve memurlarına vermek durumunda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Işık, lütfen toparlayınız.

ALİM IŞIK (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum.

Onun dışında, vatandaşa götüreceği hizmetleri maalesef götüremez durumda.

Bugün kendi seçim bölgem Kütahya ilinin küçük bir belde belediye başkanının kendime ilettiği rakamları sizlere veriyorum: İller Bankasından aldığı 22 bin TL’nin 14 bin TL’si kesilmiş, geriye kalan paradan çalışan işçilerin borcu ödendikten sonra kendisine kalan paranın sadece 2.500 TL olduğunu ve bir ay boyunca, belediye maaşını dikkate almadan, bu parayla nasıl hizmet vereceğini kendisinin kara kara düşündüğünü bana iletti. Ben de size iletiyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle önergemizin kabulünü bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir