İmam Nikahlı Eşin Tazminat Talebi Dava Dilekçesi
ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO:
CEVABA CEVAP VEREN:
VEKİLİ:
DAVALI:
KONU :
AÇIKLAMALAR :
Davalı yanın X tarihli cevap dilekçesini kabul etmemiz mümkün değildir. Aşağıda açıkladığımız nedenlerle davalının iddialarının gerçek dışı olduğu ortaya çıkacaktır;
Davalı, müvekkilimle görücü usulü tanıştığında resmi nikâhlı olduğunu gizlemiştir. Taraflar gayri resmi evlendikten sonra davalı X resmi nikâhlı olduğunu, boşanmak üzere olduğunu, dosyanın Yargıtay’da olduğunu söylemiştir. Davalının beyanları tamamen gerçek dışıdır. Kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile belirtmek gerekir ki, bir an için davalının iddiası kabul edilse bile davalı cevap dilekçesinde ileride resmi nikah yapacağını kendi beyanıyla ikrar etmiştir. Ancak resmi nikâh yapmamıştır. Bu davalının birinci ve en önemli kusurudur.
Takdir edersiniz ki, Anadolu’da kimse gidipte kızını resmi nikâhlı bir kişiye vermez, veremez. Davalı resmi nikâhlı olduğunu gizlemiştir. Taraflar birlikte yaşamaya başladıktan sonra, müvekkilemin resmi nikâh yapma konusunda taleplerine rağmen davalı taraf nikâh yapmaya yanaşmadığı gibi müvekkilemin kişilik haklarını sürekli aşağılamıştır ve müvekkilem ne zaman resmi nikah talep etse “kapa çeneni, iftira atar senin namusunu şerefini iki paralık ederim” gibi onlarca hakaret ve tehditlere başvurmuştur.
Bunlarla da yetinmeyen davalı müvekkilemden çocuk sahibi olmuştur. Müvekkilemi sürekli alkollü vaziyette tehdit ve baskı altında tutan, davalı yüzünden müvekkilem babasının evine sığınmak zorunda kalmıştır. Müvekkilemin psikolojisi yıkık seviyededir. Elinde çocuğuyla sahipsiz kalmıştır. Ekte sunduğum Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilem için tazminat şartları doğmuştur. Yine müvekkilemin fondan para almak için resmi nikâh istemediğinden bahseden davalının bu iddiası tamamen gerçek dışıdır. Davalı resmi nikâh yapmayınca, müvekkilemin aile birliği (baba evi) dahi sarsılmıştır. O yüzden davalının hayatın olağan akışına aykırı iddiaları ne günümüz geleneklerine, ne de gerçeğe uymaktadır.
Müvekkilem davalıdan birliktelik boyunca şiddet görmüş ancak gerek davalıdan korkması, gerekse usulü bilmemesi sebebiyle hastane raporu almayı ihmal etmiştir. Tehditler de bunun cabasıdır. Tanıklarımızın ifadeleri ile müvekkilim ne gibi bir durumla karşı karşıya kaldığı, maddi gerçek ortaya çıkacaktır.
Davalı ise bir akşam düğünden eli yüzü çizik, darp edilmiş vaziyette alkollü vaziyette eve gelmiş ve hemen ertesi günü hastaneye giderek rapor aldırmıştır. Ve müvekkilem hakkında şikâyetçi olmuş ve Sulh Ceza Mahkemesinde müvekkilem hakkında tehdit ve yaralamadan dava açılmıştır. Hatasını anlayan davalı şikâyetinden vazgeçse de iş kamu davasına dönüşmüştür. Müvekkilem tehdit’den BERAAT etmiştir. Bu ceza yargılamasının tazminat davası ile herhangi bir bağlantısı yoktur. Bizim davamız elinde çocuğuyla kapı dışarı edilen, resmi nikâh vaadiyle kandırılan, gururuyla oynanan, aciz duruma düşürülen bir kadının davasıdır.
Davalının bunları yapmasının tek nedeni (şikayetçi olması, düzmece rapor aldırması) ileride karşılacağı tazminat davasından sıyrılma çabasındandır. Çünkü davalı her şeyin farkındadır, onu eline çocuğu verip kapı önüne attığının farkındadır. Yine davalı müvekkilemi kandırarak ona bir belge imzalatmıştır. Müvekkilem kandırılmıştır, gururuyla oynanmıştır. Sosyal kişilik değerleri ayaklar altındadır, bu olay nedeniyle toplumda dul kadın muamelesine maruz kalmıştır, ve şu anda ipsiz sapsız şahıslar tarafından rahatsız edilmektedir.
Davalı kendi çapında o kadar uyanık davranmıştır ki, müvekkilemi kandırarak ona belge imzalatmıştır. Müvekkilemin 3 adet burma bileziği davalı tarafından alınmış ve iade edilmemiştir. Yine birliktelik boyunca evdeki eşyalar da davalıda kalmış ve davalı tarafından iade edilmemiştir. Müvekkilimin bu eşyaların iadesi, mümkün değil ise tazminini isteme gereği hasıl olmuştur.
Yargıtay’ın ekte sunduğumuz kararlardan da anlaşılacağı üzere imam nikâhlı eşe tazminat ödenmesi gerekir. ( Yargıtay Hukuk Genel kurulu E. 1997/4-690, K. 1997/893, T. 5.11.1997 sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk dairesi E. 2001/4849, K. 2001/8843 , T. 1.10.2001 sayılı kararı,)
Sayın Mahkemeniz tarafından tüm bu olgular dikkate alınarak davamızın kabulüne karar verilmesi talep ediyoruz.
DELİL LİSTEMİZ :
TANIKLARIMIZ;
(Tanıklarımızı duruşmada hazır edeceğiz.)
2.) Bilirkişi
3.) Çocuğun Nüfus Kayıtları ve Nüfus Cüzdanı
4.) Sosyal ve ekonomik durum araştırması
Ekte sunduğumuz Yargıtay kararları
Her türlü yasal delil.
Karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma ve tanık bildirme haklarımızı saklı tutarak delillerimizi vekil eden adına bildiririz.
İSTEM SONUCU :
Yukarıda açıklanan tüm nedenlerle, her türlü fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydı ile, HAKLI DAVAMIZIN KABULÜNE, Delil listemizin KABULÜNE ( karşı tarafın sunacağı delillere ve tanıklara delil sunma hakkımızı saklı tutarak ) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygı ile vekil eden adına talep ederiz. tarih
Davacı vekili
Av.