ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI : ADANA VALİLİĞİ
KONU : Davalı idarece; davacıya ait araca el konulmak suretiyle gerçekleştirilen eylem sonucunda davacının uğradığı en az 30.000 TL zararın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak tazmini isteminden ibarettir.
DAVAYA ESAS DEĞER : 30.000 TL
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil X plaka sayılı, X model, beyaz renkli, X marka X tipi otomobili X isimli şahıstan, eksper incelemesi yaptırdıktan sonra satın almıştır ve adına tescil ettirmiştir. Araç satın alındığında sağlam bir vaziyettedir ve sonrasında da herhangi bir kazaya karışmamıştır. Müvekkil aracın, motor ve şasi numaralarının olduğu yerlerde bir tamirat yaptırmamıştır.
X tarihinde X D. İş kararı ile müvekkilin aracına kriminal inceleme yapılacak olması nedeniyle el konulmuştur ve inceleme sonucunda;
Motor bloğu sol yan yüzeyine iki adet perçinle sabitlenmiş motor etiketinin ve üzerinde X motor numarasının orijinal olduğu, ancak etiketi motora perçinleyen yapışkan malzeme ile sabitlendiği görülüp, etiketin motora sabitlenme şeklinin orijinal olmadığı,
Sağ ön amortisör kulesi üzerinde bulunan X şasi numarasının, son X karakterinin orijinal olmadığı, orijinal karakterler yok edildikten sonra vurulduğu sonucuna varılmıştır.
Bu sebeplerle araca el konulmuştur. Bu nedenle de müvekkiller zarara uğramıştır. Miras bırakan, aracı yasaya ve usule uygun bir şekilde devletin tuttuğu sicil kayıtlarına güvenerek satın almıştır. Araç satış işlemleri Adana X Noteri tarafından gerçekleştirilmiş olup Adana Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü tarafından tescil edilmiştir.
Trafik tescil bürolarınca aracın devir tescil işlemleri yapılırken müracaat sırasında noterlerce verilmiş satış veya devir senedinin ibraz edileceği, tescil birimince satış senedinin tescil işlemine esas teşkil edeceği açıktır. Müvekkillerin miras bırakanı trafik tescile güven ilkesine dayanarak aracı tescil ettirmiştir.
Anayasanın 125. maddesinde; İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ve idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
Buna göre idarece hizmetin işleyiş ve yerine getirilmesi sırasında gerekli önlemlerin alınmaması, hizmetin iyi işlememesi, kusurlu işlemesi gibi nedenlerle kişilere verilen zararlar idare tarafından tazmin edilmek durumundadır.
Hizmetin iyi işlememesi sonucu kişilerin zarara uğramaları halinde, doğan zararların idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı eylem ve işlemlere ilişkin kişisel kusurunun hizmet kusuru oluşturacağı ve idarenin de bu zararın tazminiyle sorumlu tutulacağı, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organizasyonu ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur. Ancak idarenin işlem ve eylemleri dolayısıyla hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekmektedir. Somut olayda müvekkilin change yapılmış otomobili tespit etmesinin imkanı bulunmadığından, bu durumu tespit yükümlülüğü idarededir. İdarenin kusuru dolayısıyla zarara uğrayan müvekkillerin en az 30.000 TL olan zararının karşılaması gerekmektedir.
Motorlu araçların trafiğe tescilinden amaçlanan, bu araçlar üzerinde tasarruf güvenliğinin sağlanması ve çalıntı araçların bir başkası adına tescilinin önlenmesidir. İdarenin bu hizmeti yerine getirirken, kayıtların düzenli tutulması, taşıtların model, motor ve şasi numaraları ile tescili istenen aracın karşılaştırılması ve bunun yanında sunulan belgelerin doğruluğunun araştırılması gerekmektedir.
Bu itibarla; noterde yapılan satış senedi ile araç devri yapılırken aracın çalıntı olup olmadığı davacı tarafından belirlenemeyeceğinden, tescil aşamasında trafik tescil bürolarının araç bilgilerinin doğruluğunu kontrol etmesi, şüpheli bir durum oluştuğunda bu işlemi gerçekleştirmemesi gerekmektedir. Kaldı ki, araç bilgilerinin araştırılması idarenin denetim görevinin gereğidir.
Davalı idarece; davacıya ait araca el konulmak suretiyle gerçekleştirilen eylem ve işlemlerin idarenin yürüttüğü hizmetin bir gereği olarak tesis edildiği düşünülse de, bu durum davalı idarenin aracın tescili aşamasında kusurlu hareket ettiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağından davalı idarece tescil işleminin kusurlu olarak işletilmiş olması nedeniyle davacıların uğramış olduğu en az 30.000 TL zararın tazmini gerekir.
Davalı idareden X tarihli dilekçe ile müvekkilin zararının tazmini talep edilmiştir fakat Adana Valiliği X dilekçesi ile talebimizi reddetmiştir.
2918 sayılı Kanunun ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin araçların tesciline ilişkin hükümlerine aykırı hareket edilmesinden kaynaklandığından dolayı işbu davanın görüm ve çözümünde adli yargıda dava açma zarureti hasıl olmuştur. (Uyuşmazlık Mahkemesi 2019/231 E 2019/424 K )
HUKUKİ NEDENLER : Anayasanın 125. M ve her türlü ilgili mevzuat
DELİLLER : Araç satış sözleşmesi, Trafik tescil kayıtları, Oto Görgü Tespit ve El Koyma Tutanağı, Danıştay 15. Daire 2014/9944 E 2015/954 K sayılı kararı
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve resen nazara alınacak nedenlerle fazlaya dair haklarımız saklı tutularak davalı idarece; davacıya ait araca el konulmak suretiyle gerçekleştirilen eylem sonucunda davacının uğradığı en az 30.000 TL zararın tazminine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davamızın kabulüne karar verilmesini saygılarımla dilerim.