ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO :
CEVAP VEREN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
KONU : Dava dilekçesine karşı cevaplarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR
Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddialar soyut ve mesnetten yoksun iddialar olup ileri sürülen taleplerin tarafımızca kabulü mümkün değildir ve haksız olarak açılan davanın reddi gerekmektedir. Şöyle ki;
I- USULE İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ:
1. Davacı taraf, her ne kadar dava dilekçesinin davalı kısmında müvekkilin bilgilerini yazmış olsa da; dilekçe içeriğinde ve sonuç kısmında suya el atma iddiasının isnat edildiği kişi olarak Adalet köyünün bir önceki muhtarı Ahmet olarak belirtilmiştir. Müvekkil halihazırda Adalet köyünün muhtarlığını yapmakta olup, dava konusu olayın Ahmet tarafından gerçekleştirildiği iddia edildiğinden; müvekkilimin davaya konu edilen suyun yönünün değiştirilmesi olayıyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Nitekim hakkaniyet ilkesi gereğince müvekkilin ilgisi olmayan bir olay sebebiyle sorumluluğuna gidilmesi düşünülemez. Dolayısıyla yanlış kişiye yönlendirilen işbu davanın husumet yokluğundan reddini talep ediyoruz.
II- KESİNLİKLE KABUL ANLAMINA GELMEMEKLE BİRLİKTE; ŞAYET MAHKEME AKSİ KANAATTE OLURSA ESASA İLİŞKİN AÇIKLAMALARIMIZ ŞU ŞEKİLDEDİR:
1. Müvekkilin halihazırda muhtarlığını yaptığı Adalet köyü yaklaşık 3000 dönüm arazi üzerine kurulu, 80 haneli, 3500 hayvanın bulunduğu bir yerdir. Davacıların ikamet ettiği A köyü ise yaklaşık 1000 dönüm arazi üzerine kurulu, 30 haneli, 500 hayvanın bulunduğu komşu mahalledir. Öncelikle A Mahallesinde yaşayan kişiler, dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine yalnızca tarım ve hayvancılıkla geçinmemekte, ek olarak hobi evlerine ve aynı şekilde Haksever Su markasına su satışı da yapmaktadır. Bu mahallede çıkan kaynak suyu için 2010 yılında içme suyu olarak kullanılması için izin verilmiş olup, bu tarihten beri söz konusu kaynak suyu içme suyu olarak kullanılabilmektedir. Davaya konu kaynak suyunun ise 1/4’ü müvekkilin muhtarlığını yaptığı B köyüne, 3/4’lük kısmı da davacıların ikamet ettiği A köyüne gitmektedir.
2. Her ne kadar dava dilekçesinde davacıların kadimden beri kullandıkları suya 5 km kanal açılarak yönünün değiştirildiğinden bahsedilse de; söz konusu bu kanal çok önceden beri varlığını sürdürmektedir. Dolayısıyla bahsi geçen kanal yeni yapılmamış olup, yalnızca önceden traktörle açılmış olduğundan iş makineleriyle yolun yenilenmesi gerekmiştir. Bu işlem de rutin olarak her yıl yahut 2-3 yılda bir yapılmaktadır. A köyü sakinleri, davaya konu kaynak suyunu borularla taşıdığından dolayı, B köyüne yeterli su gitmemiş ve zor durumda kalındığından 2 yıl önce kanalın temizliği yapılmıştır. Üstelik bu temizlik sebebiyle müvekkilin muhtarlığını yaptığı B köyündeki tarım arazileri sulanamamış ve susuz kalmış, köy sakinleri büyük mağduriyet yaşamıştır. Nitekim söz konusu kanalın temizliğinin sağlanabilmesi için işlem yapılmış olup kaynağın değiştirilmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
3. Dava dilekçesinde ihtiyaç olmamasına rağmen gölette su biriktirildiği iddia edilmişse de; bu iddialar hayatın olağan akışına aykırıdır. Söz konusu gölet 2 yıldır varlığını sürdürmekte; üstelik müvekkilin muhtarlığını yaptığı köyün ihtiyaçlarında kullanılmaktadır. Dava dilekçesinde ihtiyaçtan fazla su olduğu belirtilmiştir ancak B köyü yukarıda da belirttiğimiz üzere geniş bir arazi üzerine kurulu ve çok fazla sayıda hayvanın yetiştirildiği bir bölgedir. Dolayısıyla bölgeden toplam 2 kaynak bulunmakta; ancak bu kaynaklardan biri B köyüne hiçbir şekilde ulaşmamakta ve bu sebeple tarım arazilerini sulamaya ve hayvanlar için kullanmaya yeterli su bulunmamaktadır. Tamamen zorunluluktan doğan su kullanımı sebebiyle davacıların herhangi bir mağduriyeti doğmamaktadır.
4. Zira 2010 yılında bölgeye HES kurulmuş olup, 2010-2019 tarihleri arasında söz konusu kaynak suyunun tamamı B köyüne gelmekteydi. 2019 yılında faaliyetlerini durduran HES sebebiyle kaynak suyu davacıların ikamet ettiği köye gitmeye başlamıştır. 2021 Haziran ayında ise ESKİ’nin işlem yapmak için geldiği bölgede her iki köyün muhtarlığı uzlaşmaya varmış ve gerekli işlemleri yapmıştır. Bu hususta yapılan anlaşmaya ilişkin tutanak dilekçemiz ekinde sunulacaktır. Halihazırda davaya konu kaynak suyu mevcut durumuyla her iki köyün ihtiyaçlarını da karşılayacak düzeydedir.
Açıkladığımız sebeplerle davacıların herhangi bir teknik ve bilimsel veri söz konusu olmaksızın, kaynak yönünün değiştirildiği hususunu işbu haksız davaya dayanak olarak gösterdiği açık olmakla birlikte; suyun yetmediği iddiasından müvekkilin sorumluluğuna gidilemeyeceğinden işbu dava usule ve yasaya aykırı olup Mahkemenizce davanın reddini talep zorunluluğumuz doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: TMK, HMK ve ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Tapu kayıtları, ESKİ tarafından her iki köyün davaya konu kaynak suyuyla ilgili anlaşma yaptığına dair tutulan tutanak, kanal yoluna ilişkin fotoğraflar, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin ve her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve Mahkemenizce resen gözetilecek hususlar dahilinde, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile;
1. Öncelikle husumet itirazlarımızın kabulüne ve davanın usulden reddine,
2. Aksi kanaat hasıl olursa davanın esasına girildiği takdirde; davanın haksız ve hukuka aykırı olması nedeni ile esastan reddine,
3. Yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekalet ücretinin Avukat olarak adımıza hükmedilmesine,
Karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim.