Önalım Davasında Paydaşlık Sıfatının Kalkması

Paydaşlık sıfatı kalkarsa, açılmış bulunan önalım davası reddolunur. Çünkü paydaş olmayan kimsenin önalım hakkı yoktur. Paydaşlıktan amaç, satış öncesi paydaş olmadır. Taşınmazda erken paydaş olan, sonra paydaş olana karşı önalım hakkını kullanabilir.

Önalım davası boyunca davacının davaya devam edebilmesi için paydaş sıfatını yitirmemiş olması gerekir. Davacı, dava açtıktan sonra payını tamamen temlik etmişse aktif dava ehliyetini kaybetmiş sayılır ve açtığı dava bu sebeple reddolunur. Hatta temlik edilenin davacıya halef olması da önalım hakkının konuluş nedenine aykırı olur. Yani yeni malik ilk malikin açtığı önalım davasını sürdüremez. Çünkü satış suretiyle asıl payın kaybı, önalım hakkının kaybı anlamına gelir.

Örnek Yargıtay 6. HD. 10.4.1984-2621/4786 sayılı kararında bu durumu şöyle açıklamıştır:

Şufalı pay, 20.4.1983 tarihinde davalıya satış suretiyle intikal etmiş ve paydaşlardan Mehmet oğlu Bekir süresinde şufa hakkının tanınması istemiyle bu davayı açmıştır. Dava devam etmekte iken davacı Mehmet oğlu Bekir kendi payının tamamını 18.10.1983 tarihinde velayeti altındaki çocuğa bağışlamıştır. Bu bağışlamadan sonra ilk davacı Bekir ile eşi Ayşan yeni malik küçük Bekir’e velayeten davaya devamla hakkın küçük Bekir lehine tanınmasını istemişlerdir. Kanuni şufa hakkı, ortak mülkiyet hakkından doğan ve mülkiyet hakkıyla iç içe bulunan bir haktır ve şayi paydam ayrı olarak devir ve temliki düşünülemez. Bir paydaş şufa davasını açtıktan sonra kendi payını herhangi bir sebeple yitirir veya başkasına temlik ederse, şufa hakkını da asıl payıyla birlikte kaybetmiş olur. Temlikle birlikte şufa hakkının yok olmasından sonra o hakkın devrinden söz edilemez. İlk davacının payını dava sırasında malik olan 3. kişinin davacıya halef olması da kanuni şufa hakkının konuluş sebebine aykırı olur. Zira o takdirde önceden paydaş olmuş davalıya karşı sonradan paydaş olan yeni malike, amaca aykırı olarak hak tanınmış olur. Davalının “taraf değişmesine diyeceğim yok” şeklindeki beyanı bu nedenlerle sonuca etkili olamaz. Bu durumda dava nin reddi gerekirken, aksi görüş ve düşünceye yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır”.

Özetle paydaş olmayan önalım davası açamaz. Davacının gerek doğrudan ve gerekse miras yoluyla paydaş olmadığı taşınmazlar için önalım hakkını talep etmeye hakkı yoktur.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir