Olağanüstü Zamanaşımı ile Mülkiyet Kazanma Dava Dilekçesi

X NÖBETÇİ KADASTRO MAHKEMESİNE

Davacı:

Vekili:

Adres:

Davalı: T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı

Davalı    : X Büyükşehir Belediyesi

Konu: Mülkiyet hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil dava dilekçemizdir.

Harca Esas Değer: Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik  1.000 TL’dir.

Açıklamalar:

Müvekkilim  1994 yılında X adlı şahıstan X İli, X İlçesi, X Mahallesi, 669 ada,  30 parsel sayılı X m2 tarla nitelikli taşınmazın X m2’sini oluşturan bölümünü ve üzerinde bulunan gecekonduyu satın almıştır. Satış  sözleşmesi yazılı olarak köy senedi şeklinde düzenlenmiş, şahitlere imza ettirilmiş ve noterde de onaylatılmıştır. O tarihten bu yana müvekkilim bu taşınmazda malik sıfatıyla zilyettir. Kendi hakimiyetinde  bulundurmakta ve kullanmaktadır.

Taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde malik hanesinin boş bırakıldığı görülmektedir. Tapu kaydındaki çok eski tarihli bir şerhte mülkiyetinin X Asliye Hukuk Mahkemesi 957/726  sayılı dosyada davalı olduğunun yazılmış, X yılında düşülen şerhte  X Defterdarı  X Beyin kayyum olarak atandığı yazılmıştır. Ayrıca muhtesat bölümünde X’a ait ev olduğu yazmaktadır.  X m2lik bu taşınmazda gerçekten de müvekkilin gecekondusu dışında muhtesat bilgisinde belirtilen diğer gecekondu evler de bulunmaktadır.

Bu taşınmazın geriye yönelik tarihine bakarsak aslında dava konusu taşınmazın X İlçesi, X Mahallesi, 2. Cilt , 130 sayfa ,  89 pafta, 382 ada, 1 parselde kayıtlı 3 hektar X m2 tarla nitelikli taşınmazın küçük parçalara bölünmesi (ifrazı) ile oluşturulduğu görülmektedir.  Ana taşınmazdan ayrılan pek çok taşınmaz hakkında zilliyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil davası açılmış ve bu davalar kabul olunmuştur. Bu küçük taşınmazların tapu kayıtlarının hepsinde mülkiyeti X Asliye Hukuk Mahkemesi 957/726 sayılı dosyadan davalıdır şerhi vardır. Pek çok mahkeme sadece davalıdır şerhi konulmakla yetinilmiş başkaca bir işlem yapılmamış ve bu haliyle taşınmazın maliki tapu kaydından anlaşılamamaktadır deyip kabul kararları vermiştir.

Medeni Kanun m. 713/2 ‘ye göre  maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.  Davamızın yasal dayanağını bu madde oluşturmaktadır. Müvekkilimin zilyet olduğu taşınmaz tapuya kayıtlı bir taşınmazdır ve malik hanesi boş bırakıldığından malikinin kim olduğu anlaşılamamaktadır. Yargıtay’a göre kadastroca  taşınmazın geometrik sınırları saptanmış, hukuki yönü saptanmamış, sahip bölümü(malik) açık bırakılmış, tapuya böylece işlenmişse, tapu kaydından kim olduğu anlaşılamaz ve bu durumdaki taşınmaz, zilyetlikle ve kazandırıcı zamanaşımı ile mal edinilebilir. Müvekkil ilgili taşınmazın X m2lik bölümünü ev ve bahçe olarak yirmi beş yıldır kullanmaktadır. Kanunda belirlenen yirmi yılllık sürenin dolduğu tarih olan X yılında müvekkilim buranın mülkiyetini kayıt dışı olarak kanun gereği kazanmıştır. Ayrıca olayda kendisinden önce malik sıfatıyla zilyet olan Hüseyin Yağcının zilyetlik süresi tespit edilip müvekkilimin zilyetlik  süresine eklenirse müvekkilimin bu taşınmazın mülkiyetini çok daha önceden kazandığı ortaya çıkacaktır.

Müvekkilim bu süre içinde davasız ve aralıksız olarak zilyet olmuştur. Müvekkilime karşı İstanbul Defterdarı tarafından 22/01/2018 tarihinde  açılan ecrimisil davası  İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/41 Esas sayılı dosyasında derdesttir. Fakat bu dava kanunda belirtilen davasızlık şartını bozmamaktadır. Birinci olarak yargıtay burada davasızlık şartı olarak zilyetliği dava konusu haline getiren gerçek maliklerce açılmış  elatmanın önlenmesi veya istihkak davasının olmaması şartını aramaktadır.

Ecrimisil davası zilyetliği kesen bir dava olmamakla birlikte gerçek tapu malikleri tarafından açılmamıştır. İkinci olarak 20 yıllık süre yukarıda da belirttiğimiz üzere 2014 ‘te dolmuştur, ecrimisil davası ise 2018’de açılmıştır. Somut olayda uzun süren bir zilyetlik mevcuttur. Kanun koyucu gerçekte var olan duruma burada hukuki statü kazandırmak istemiştir.  Aksi halde tapuya güven ilkesi , hukuki öngörülebilirlik ilkesi zedelenecektir. Yukarıda bahsettiğimiz sebeplerle artık taşınmazın tapu kaydının iptaline ve müvekkilim tarafından zilyet olunan 140 m2 bölümünün taşınmazdan ayrılarak müvekkilim adına tesciline

karar verilmesi için bu davayı açmak zorunlu olmuştur.

Hukuki Deliler   : Medeni Kanun m. 713 ve devamı, Kadastro Kanunu ilgili yasal mevzuat, yargı kararları , doktrin  ve öğreti. noter makbuzu, ilgili yargıtay kararları , emlak vergi dekontları, su talep dilekçesi, taşınmazın tapu kaydı, bilirkişi, tanık, ilan , keşif her türlü yasal delil.

Netice-i Talep: Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle  İstanbul İli, Eyüpsultan İlçesi, Silahtarağa Mahallesi, 669 ada,  30 parsel sayılı 472 m2 tarla nitelikli taşınmazın tapu kaydının iptali,  140 m2’sini oluşturan müvekkilin zilyetliğindeki bölümün ayrılarak (ifrazı) tapuda farklı bir sayfaya kaydı ile müvekkilim adına tesciline ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. tarih

Davacı Vekili

                                                                Adana Avukatı Saim İNCEKAŞ

Ek 1- Taşınmazın Tapu Kaydı, 2- satış sözleşmesi ve noter makbuzları, 3-Emlak vergi dekontları, 4-su talep evrakı

  • İlk yayınlanma tarihi: 08 Aralık 2019

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin
Bize WhatsApp'tan ulaşın!