Koşula Bağlı Satış Vaadi Sözleşmesinde Koşulu Yerine Getirmeyen Taraf
HGK 4.10.1972-1/110–772 s. kararında vurgulandığı gibi; koşula bağlı satış vaadi sözleşmesinde koşulu yerine getirmekle yükümlü olan taraf, koşul yerine getirilmediği için sözleşmenin iptalini isteyemez. Esasen karşılıklı taahhütleri içeren sözleşmelerde iki taraftan birinin borcunu vadesinde yerine getirmemesi ve hatta temerrüde düşmesi, sözleşmenin kendiliğinden münfesih olmasını gerektirmeyip, karşı tarafa yöntemince sözleşmeyi fesih yetkisi verir.
Anılan karara göre; “Satış vaadi akdi, satışı vaat edilen taşınmazın mülkiyet hakkının alıcıya geçmesi için MK m. 634 uyarınca gerekli resmi satış akdinin yapılması taahhüdünden ibarettir. Anlaşmada tayin edilmiş bulunan bedelin, satış akdindeki tam ödenecek bedel olmadığı ancak o bedelin bulunmamasına yarayan bir rakamin para ile ifade edilen şekli olduğu görülmüştür. Çünkü satış mevzuu taşınmazın yüz ölçümünün tam olarak tayin edilmediği, ölçü yapılıp hakiki yüz ölçümü miktarı tespit edildikten sonra satış bedelinin tayin edileceğini taraflar açıkça belirtmişlerdir ve ölçü işinin yapılmasını satıcı taahhüt etmiştir. Ancak satıcı da taahhüdünü yerine getirmemiştir. Şu hale göre hakiki satış bedelinin tespitine yarayacak hali mümkün kılmamıştır. Bu durumda bakiye satış bedelinin ödeneceğine dair alıcının taahhüdünde tayin edilmiş bulunan tarihte ödenmemiş bulunması satıcının ölçü işini yapmaktaki temerrüdü sebebiyle satış bedelinin tam olarak tayin edilmemiş olması sebebinden ileri gelmiştir. Evvela satıcının ölçü işini yapmaması hakiki bedelin ortaya çıkmasına ve davalının emrine amade kılınması lazım gelen paranın bilinmesine mani olmuştur. Bilinmeyen bir parayı kati satış bedeli olarak alıcı davalının emrine arz edemez idi…“