Başkasına Ait Taşınmazın Satışının Vaat Edilmesi
Başkasına ait taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu edilebilir. Yani başkasına ait taşınmaz için satış vaadi sözleşmesi yapmak mümkündür.
Diyelim ki, satışı vaat edilen taşınmazın sözleşmenin noterde yapıldığı tarihte vaat eden (davalı) kişi adına tapuda kayıtlı olmaması sözleşmenin geçerliliğine etkisi yoktur. Sözleşme tarafları bağlar. Vaat alacaklısının yani davacının kendisine satışı vaat edilen taşınmazın başkasına ait olduğunu sözleşme sırasında bilmesinin de bir etkisi yoktur, başka bir deyişle davacının iyi niyetli olmadığına ilişkin davalı yanın savunmasına itibar edilemez.
Yargıtay Kararı
“Taşınmaz mal satış sözleşmesinin geçerli olması için, vaat edenin vaat ettiği taşınmaz malın sahibi bulunması gerekmez. Çünkü bu sözleşme borç doğuran bir akittir ve borç doğuran akitlerin konu yönünden sınırları kanunda gösterilmiştir. Malik olmak ise bu sınırlar içinde yer almamıştır. Satış vaadinde bulunan, satmayı vaat ettiği taşınmaz malın maliki değilse, aleyhine MK 642. maddesine (TMK m. 716) dayanılarak bir ifa davası açılamaz; bu dava imkansızlığı sebebiyle redde mahkumdur. Ancak vaadin yerine getirilmemesi sebebiyle lehine vaat edilen diğer taraf, BK 96, 106, ve 108 (TBK m. 112, 122 ve 125) maddelerine dayanarak eda davası açabileceği gibi, eğer kararlaştırılmışsa cezai şart dahi istemek hakkına haizdir.” (Ol gaç, sge, sf. 187); “Borçlandırıcı işlem niteliğinde bulunan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde kural olarak kişisel hak doğar. O nedenle taşınmaza satışı vaat edenin malik olması gerekli değildir. Bir kimse bir başkasının taşınmazı için de satış vaadinde bulunabilir. Mülkiyetini henüz kazanmadığı taşınmaz yönünden de durum böyledir…” (13. HD. 14.12.1981-6350/8132)