8.3.1984 tarihinde yürürlüğe giren “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun” ile imar ve gecekondu mevzuatına aykırı bütün yapılara düzenleme getirilme amaçlanmış ve 3290 sayılı kanunla değişik “Tapu Verme” kenar başlıklı 10. maddesinin (a) bendi ile de:
“Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, İl Özel İdaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığını tapu sicilinin beyanlar hanesinde göstererek ilgilisine tapu tahsis belgesi” verilir.
Anılan maddeye göre verilen tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir.
2981 sayılı Kanunda, tahsis edilip sonradan hak sahibine tapusu verilmeyen yerlerin tapu kaydının iptal ve tescili istenebilir.
2981 sayılı Kanunun 9/b ve 10/a maddelerince tapu tahsis belgesi tapu kaydı mahiyetinde değildir. Bu tür belgelerin zilyetliğin ispatına yarayan belgelerden olduğu kabul edilir. Tapu kayıtlarının aksine, taşınmaz üzerinde tek başına aleniyet/açıklık sağlamazlar.
Tapu tahsis belgesi özellikle Adana şehrimizde yapılan gecekondu sahiplerinin başvurduğu bir usuldür. Adana tapu ve gayrimenkul avukatı Saim İNCEKAŞ tapu tahsis belgelerinin toplumda denkleştirici bir rolü olduğunun altını çizmektedir.
0 Yorum