Suç İşleme Sebebiyle Eşten Boşanma
Türk Medenî Kanununun m. 163 hükmüne göre “eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.”
Suç işleme (TMK md 163) aynı zamanda 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun düzenlediği nisbî boşanma sebeplerindendir.
Suç İşleme Sebebiyle Eşten Boşanma – Yargıtay Kararları
Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işlerse diğer eş aynı dava içinde terditli dava açabilir.
Y2HD, 15.02.201S, E. 2016/10328, K. 2018/2053
Küçük düşürücü bir suç işlemenin boşanma sebebi olabilmesi için eylemin evlendikten sonra yapılmış olması gerekir.
“Davacı kadın Türk Medeni Kanununun 163. maddesi uyarınca, “suç işleme” hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kabulü ile unsurları oluştuğundan Türk Medeni Kanununun 163. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin işlediği iddia edilen suçların tarihlerinin evlenme tarihinden önceki döneme ait olduğu anlaşılmaktadır. Anılan madde koşulları oluşmamıştır. O halde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” (Y2HD, 20.12.2017, E. 2017/2624, K. 2017/14983)
Suç işleme sebebiyle açılan boşanma davası konusuz kalmışsa aile mahkemesince “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmelidir.
(Y2HD, 28.02.2017, E. 2016/7916, K. 2017/2110)
Usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadan suç işleme sebebiyle boşanma kararı verilmez.
(Y2HD, 08.12.2016, E. 2016/17543, K. 2016/15753)
Eşlerden biri cinsel tacizde bulunma suçunu işlerse küçük düşürücü bir suç sebebiyle diğer eş boşanma isteminde bulunabilir.
(Y2HD, 19.03.2015, E. 2014/20560, K. 2015/4947)
Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan boşanma davalarının takibi için avukatın vekaletnamesinde özel yetki bulunması zorunludur.
(Y2HD, 28.09.2015, E. 2015/16493, K. 2015/16385)
Kısıtlının hükmü temyiz yetkisi bulunmamaktadır.
Davalı asil hükümlülüğü nedeniyle kısıtlanmış, 12.02.2008 tarihli kararla kendisine vasi atanmıştır. Kısıtlının hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından 26.02.2009 ta- rihli temyiz talebinin reddine
(Y2HD, 07.07.2011, E. 2011/10690, K. 2011/11695.)
Suç işlenmesi sebebiyle boşanma kararı verilmesi için onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemez derecede çekilmez hale gelmiş olması koşulu da gerçekleşmiş olmalıdır.
Dava, davalının küçük düşürücü suç işlemesi sebebiyle boşanmaya ilişkindir. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisindeki düzenlemeden (md.131) farklı olarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, küçük düşürücü suç işlemeyi mutlak boşanma sebebi olmaktan çıkarmış, bu sebepten ötürü suç işleyenle birlikte yaşaması davacı eşten beklenmeyecek derecede evliliğin çekilmez hale gelmiş olmasını da aramıştır (md. 163). O halde, küçük düşürücü suç işlenmesi tek başına boşanma kararı verilmesi için yeterli olmayıp, bu sebeple onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemez derecede çekilmez hale gelmiş olması koşulu da gerçekleşmiş olmalıdır. Davalı, bu yönde tanık bildirdiğine göre, davalının 10.7.2009 tarihli dilekçesinde bildirdiği tanıklar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 253. ve devamı maddelerinde gösterilen usul çerçevesinde dinlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
(Y2HD, 21.10.2010, E. 2009/16080, K. 2010/17409.)
Eşlerden birinin adam öldürmesi küçük düşürücü bir suç olmakla bu nedenle birlikte yaşama diğer eşten beklenemez.
Davacı kadın, kocasının adam öldürme suçu nedeniyle mahkum olduğunu beyanla Türk Medeni Kanununun 163 .maddesi uyarınca boşanma talebinde bulunmuştur. Toplanan delillerden; davalı kocanın 27.09.2003 tarihinde, eşinin ilişkisi olduğu yönündeki tanık beyanlarının tahrikiyle kasten adam öldürdüğü, aynı gün nezarete alındığı, tutuklu şekilde yargılanarak Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/377 esas sayılı dava dosyasıyla 10 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırıldığı, eşlerin suç işlendiği tarihten itibaren de ayrı yaşamaya başladıkları ve evlilik birliğinin bir daha kurulmadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 163 .maddesi uyarınca kocanın adam öldürmesi davacı kadını küçük düşürücü bir suç olduğu, bu nedenle birlikte yaşamanın kadından beklenemeyeceği, bu durumdaki eş tarafından her zaman boşanma davası açabileceği, davacı kadının eşini affettiğine dair de herhangi bir delil bulunmadığı göz önüne almarak boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
(Y2HD, 10.06.2010, E. 2009/10161, K. 2010/11493)
Uyuşturucu ticareti yapmak küçük düşürücü bir suç olmakla bu nedenle birlikte yaşama diğer eşten beklenemez.
Türk Medeni Kanununun 163. maddesine göre “eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse bu eş her zaman boşanma davası açabilir.” Toplanan delillerden davalı kocanın 1984 yılından beri suç işleyip, belli aralıklarla hapishaneye girip çıktığı, son olarak 5.7.2005 tarihinde uyuşturucu ticareti yapmak suçundan 12 yıl hapis cezasına mahkum edilip, cezanm da infazına başlandığı, bu haliyle işlenen suçun davacı kadın yönünden birlikte yaşamayı çekilmez hale getirdiği sabit olup, davanın kabulüne karar verilecek yerde, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. (Y2HD, 23.02.2010, E. 2009/1300, K. 2010/3299.)
0 Yorum