Ailenin ekonomik varlığı tehlikeye düşebilir. Eşlerden birisi savurganca harcamalar yapabilir, kumar oynayabilir. Böyle bir durumda diğer eş ailenin malvarlığının korunmasını pek tabii isteyecektir. Boşanma davası açmadan sadece malvarlığının korunması istenebilir mi? Bu sorunun cevabı evettir.
Yargıtay ailenin malvarlığının korunmasını ve mallara tedbir koyulmasını şu şekilde açıklamıştır:
Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Hakim bu durumda gerekli önlemleri alır. Hakim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re’sen durumun tapu kütüğüne şerh edilmesine karar verir. (TMK m. 199) Amaç evlilik birliğini ve eşlerin ekonomik geleceğini güvence altına almaktır. Dava Türk Medeni Kanununun 199. maddesine dayalı olarak açılmıştır. Somut olayda ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin gerektiği ölçünün ne olduğu davacı tarafça açıklanmış değildir.
Mahkemece yapılacak iş; davacıya evlilik birliğinden doğan ve yerine getirilmeyen mali yükümlülüklerin tutarını açıklattırmak, tedbir konulacak menkul, gayrimenkul ve hakları buna uygun belirlemekten ibarettir. Bu yön üzerinde durulmadan davalının tüm mal varlığını kapsar şekilde tasarruf yetkisini kısıtlayarak hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. (Karar)
Sorumluluklarını yerine getirmeyen eşin malvarlığına tedbir koyulabilir. Tasarrufları kısıtlanabilir. Eşin tasarrufunun kısıtlanması talebi boşanma davasında ayrı bağımsız bir dava türüdür:
“…Davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeğin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına (TMK m.199) ilişkin talebi mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanmanın eki niteliğinde değildir. Dava açılması sırasında yatırılan başvurma harcı dava dilekçesinde yer alan tüm talepleri kapsar. Kadının bu talebi ayrı bir dava olup maktu harca tabidir. Öyleyse, mahkemece davalı-davacıya bu istekle ilgili olarak harcı ikmal etmesi için süre verilmesi (Harçlar K. m. 30-32), harcın ikmali halinde davaya devam edilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, işbu talep yönünden davalı-davacı kadına harcını tamamlaması için süre verilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.” (Karar)
0 Yorum