Rödovans Sözleşmesinin İhlali Davasına Cevap
- Davacı taraf dava dilekçesinde; “Davalının söz konusu maden ruhsatlarını ciddi sayılabilecek bir rakamala devretmiş olması ve bedelini tahsil etmiş olması karşısında mağdur durumuna düşmüştür.” ifadesi anlamsızdır. Davacıya gönderilen ihtarla bedelsiz olarak maden ruhsatlarının devrini alması ve tescil işlemlerini ivedilikle tamalanması belirtilmişse de davacı taraf buna yanaşmamıştır. Son çare olarak davalı müvekkil, Rödovans sözleşmesinden kaynaklanan hakkına dayanarak 3. kişiye devretmiştir.
- Taraflar arasında imzalanan Rödovans Sözleşmesinin 4. maddesinin 2. fıkrası 1.000.000 (bir milyon) Dolara cezai şart kararlaştırılmışsa da cezai şartın fahiş olduğu barizdir.
- Sözleşmeler Hukuku çerçevesinde Adana Avukatlarından Saim İNCEKAŞ tarafından paylaşılan bilgi ve dilekçe aşağıdaki gibidir.
Rödovans Sözleşmesinin İhlali Davasına Cevap Dilekçesi
ADANA X ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DOSYA NO : 2019/ E.
–
DAVALI :
VEKİLİ : Av
DAVACI :
–
KONU : Davaya cevap dilekçemizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR ; Davacı, davalı müvekkilin Rödovans sözleşmesinin haksız feshi sebebine dayanarak işbu davayı açmıştır. Ancak sayın mahkemenizin resen göz önüne alacağı sebepler ile dava reddedilmelidir.
USULE İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ
Davacı tarafından dava her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olsa da Asliye Hukuk Mahkemesi mevcut hukuki uyuşmazlık bakımından görevsizdir. Türk Ticaret Kanunu gereğince Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Şöyle ki;
Taraflar arasında akdedilen Rödovans sözleşmesine uygulanacak hükümler Türk Borçlar Kanunu’nun ürün kirası hükümleri olsa da davalı tarafın ticaret şirketidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 11. maddesine göre “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir.” şeklindedir.
Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesi Ticari iş karinesini açıklamış olup madde metni şu şekildedir: “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır Bu halde ticari işletme olan davalıya ticari iş yapmasından ötürü Türk Ticaret Kanunu’nun ilgilil hükümleri uygulanır.”
Taraflar arasındaki sözleşme, ticari iş olması nedeni ile davacı tarafından açılan tazminat davasına bakmak ile görevli mahkeme; Asliye Ticaret Mahkemelerdir. Uygulanacak hükümler ise Türk Borçlar Kanunu’nun ürün kirası hükümleri ve Türk Ticaret Kanunu’dur.
Huzurdaki uyuşmazlıkta davacı tarafın dava dilekçesinde belirtilen dava konusu başlığı altında talep edilen miktar ile harca esas değer ve sonuç ve istem başlığı altında talep edilen miktarlar aynı değildir. Taleple bağlılık ilkesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde açıklandığı üzere; Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davacı tarafın talebi çelişkili olmakla birlikte usulen davacının talebi belli olması gerekir.
ESASA İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ
Davacı taraf dava dilekçesinde tarihli Rödovans Sözleşmesi ihlali sözleşmenin feshi anlamına geldiği iddia edilmiş olup sözleşmenin haksız feshedilmesi sebebi ile alacak davası açmıştır. Öncelikle Rödovans sözleşmesi davacı ile davalı Adına işbu şirket genel müdürü, arasında imzalanmıştır.
Rödovans Sözleşmesi isimsiz bir sözleşme olsa da Türk Ticare Kanunu’nun 11. maddesi ilk fıkrası uyarınca, esnaf işlemesi için öngürülen sınırı aşam düzeyde gelir sağlamayı hedefleyen işletmeler , ticari işletme olarak kabul edilmektedir. Bu duruma parelel olarak esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan maden ruhsat sahaları da Türk Ticaret Kanunu bağlamında ticari işletme sayılmaktadır. Bu halde Türk Ticaret Kanunu’nun 11. maddesinin son fıkrası uyarınca, ticari işletmenin devri sözleşmeleri ile ticari işletmeyi bir bütün halinde konu alan diğer sözleşmelerin yazılı olarak yapılmaları, ticaret siciline tescil ve ilan edilmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu bağlamında ticari işletme olarak kabul edilen bir maden ruhsat sahasının bütününe ilişkin Rödovans Sözleşmeleri için şekil serbestisi ilkesi geçerli değildir. Bu sözleşmelerin yazılı olarak yapılıp , ticaret siciline tescil ve ilan edilmeleri gereklidir. Tüm açıklanan sebepler ile sözleşme geçersizdir.
Taraflar arasında imzalanan Rödovans Sözleşmesinin geçersiz olmasının yanı sıra, davalı Bir limited şirket olması sebebi Türk Ticare Kanun’nun 620. maddesi uyarınca; “Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dâhil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır.” Türk Ticaret Kanun’nun 621. maddesi ”Önemli Kararlar” başlığı altında; “Aşağıdaki genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabilir.” şeklindedir.
15.02.2011 tarihli Rödovans Sözleşmesi, davalı Limited Şirket genel kurul toplantısında görüşülmemiş ve dolayısı ile davalı şirketin genel kurul toplantısında karar yeter sayısı sağlanarak diğer ortaklarca onaylanmamıştır. Rödovans Sözlemesine imza atan genel müdür yetkisizdir İşbu sözleşmenin yetkisiz genel müdür ile imzalanması davalı şirket bakımından sonuç doğurmamaktadır. Önemli veya olağan karar alma için kanunca öngörülen hiçbir usulun uygulanmadığı çok açıktır. İzah ettiğimiz sebeplerde de açıkça görülmektedir ki; ….. yetkisiz olarak Rödovans Sözleşmesini imzalamış ve görevini kötüye kullanmıştır.
Yukarıda belirttiğimiz tüm bu sebeplere rağmen Sayın Mahkemenizce Rödovans Sözleşmesinin hukuka, yasaya ve usule uygun olduğu sonucu varılması halinde; davacı tarafın, Rödovans Sözleşmesi konusu ruhsatı işbu sözleşmeye aykırı olarak devrettiği iddiası haksız ve mesnetsizdir. Şöyle k; taraflar arasında imzalanan Rödovans Sözleşmesinin 6. maddesine uygun olarak davacı tarafa ihtar çekilmiştir. Rödovans Sözleşmesinin 6. maddesi; “…., bu sözleşme tahtındali hak ve vecibelerini, bu sözleşme hükümleri aynen geçerli olmak üzere ve … bilgi vermek şartı ile 3. şahıslara devredebilecektir.” der.
Ayrıca işbu sözleşmenin 7. maddesi; “tarafında fesih; …. ihbarda bulunmak kaydıyla, işbu sözleşmeyi herhangi bir zamanda feshedebilir. Fesih ihbarı, tarafından tebellüğ üzerine yürürlüğe girecektir. Fesih İhbarının …..a’ya tebliğini takip eden 15 gün içerisinde, sahaya ait ruhsatı Maden İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde ve resmi şekilde devir alacaktır. …bu 15 gün içerisimde ruhsatı geri devir almaması halinde … ruhsatı Maden Kanunu hükümlerine göre bütünüyle terk etmekte ve ruhsatın fesih ve iptalini gerçekleştirmekte serbest olacaktır.” diye belirtmiştir.
Davalı müvekkil, … tarihinde Ankara. Noterliğinin …. yevmiye numaralı ihtarı ile Rödovans Sözleşmesi konusu maden ruhsatın tarafından devralınması ve tescil işlemlerinin ivedilikle tamamlanması ihtar edilmiştir. Ancak davacı, ihtara rağmen Rödovans Sözleşmesi konusu maden ruhsatını devaralmaya yanaşmamıştır.
Davalı Şirket yukarıda açıklanan tüm hususları değerlendirerek çözüm yolunu yine Rödovans Sözleşmesinde bulmuştur. İşbu sözleşmenin 6. maddesindeki hakkına dayanarak 3. kişiye devretmiştir. Davacı tarafın 3. kişiye devir işlemlerini sonradan öğrendiği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde; “Davalının söz konusu maden ruhsatlarını ciddi sayılabilecek bir rakamala devretmiş olması ve bedelini tahsil etmiş olması karşısında mağdur durumuna düşmüştür.” ifadesi anlamsızdır. Davacıya gönderilen ihtarla bedelsiz olarak maden ruhsatlarının devrini alması ve tescil işlemlerini ivedilikle tamalanması belirtilmişse de davacı taraf buna yanaşmamıştır. Son çare olarak davalı müvekkil, Rödovans sözleşmesinden kaynaklanan hakkına dayanarak 3. kişiye devretmiştir.
Taraflar arasında imzalanan Rödovans Sözleşmesinin 4. maddesinin 2. fıkrası 1.000.000 (bir milyon) Dolara cezai şart kararlaştırılmışsa da cezai şartın fahiş olduğu barizdir.
HUKUKİ NEDENLER : Hukuk Muhakemeleri Kanunu,Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve İlgili mevzuat
DELİLLER :
İhtarname
2)Tanık beyanları
3)Bilirkişi incelemesi
4)Yemin ve sair tüm deliller
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerden dolayı Sayın Mahkeme tarafından; görevsizlik kararı verilmesine, aksi halde davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.
Davalı Vekili
Av.