Borçlanma Bedelinin İadesine İtiraz
X İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
Dosya No:
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
KONU : İstinaf sebep ve taleplerimizin sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR
X İş Mahkemesi tarafından, yukarıda bilgileri verilen dosyada yapılan yargılama neticesinde X tarihli kararında, davanın kabulüne karar verilmiştir. Yerel Mahkeme tarafından verilen karar aykırı olup işbu dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurmamızdaki gerekçelerimizi sunma zorunluluğu hasıl olmuştur.
YEREL MAHKEME TARAFINDAN VERİLEN KARAR HUKUKA AYKIRIDIR.
A-İLK DERECE MAHKEMESİ TARAFINDAN KURULAN HÜKÜM SADECE DAVACI YANIN BEYANLARINA DAYANDIRILMIŞ; TARAFIMIZCA SUNULAN İTİRAZLARIMIZ DİKKATE ALINMAMIŞTIR.
İlk derece mahkemesi tarafından kurulan hüküm 24/10/2019 tarihli davacı beyanlarına dayandırılmış; işbu iddialara itirazlarımız dikkate alınmamıştır. Salt davacının iddiaları nazara alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun da kabulü mümkün olmayıp; eksik, özensiz raporun hükme esas alınmamasını talep ederiz. Şöyle ki;
2-Davacı taraf, annesi 23.03.2016 tarihli başvurusu ile müvekkil kuruma yurtdışı borçlandırma başvurusunda bulunmuştur. X T.C. Kimlik numaralı müteveffa 23.03.2016 tarihli yurtdışı borçlanma talebi dolayısıyla 1783 gün karşılığı olarak tahakkuk ettirilen 31.323,74 TL’nin 03.05.2016 tarihinde ödendiği bilirkişi raporuyla da sabittir.
Ancak ilgili ödemenin yapılmasından bir sene sonra ……………. 10.05.2017 tarihli vefatı sebebiyle davacı borçlanma bedelinin iadesi talebini içeren 26.05.2017 tarihli dilekçesini kuruma sunmuştur.
Davacı ilgili dilekçede müteveffanın sağlık kurulu süreci tamamlanmadan vefat ettiğini, malulen emeklilik için gereken rapor aşamasına gelinemediğinden kurum hesabına yatırılan borç miktarının iadesini talep etmiştir.
HER NE KADAR, DAVACI TARAF ANNESİNİN VEFAT ETTİĞİ TARİHTE AYLIK BAĞLANMA KOŞULLARININ TAMAMLANMADIĞINI İDDİA ETSE DE, YAPILACAK OLAN İNCELEMELER SONUCU DAVACI TARAFIN İDDİLARINDA HAKSIZ OLDUĞU ANLAŞILACAKTIR. HAL BÖYLEYKEN, DAVACI TARAFIN SÖZ KONUSU İŞLEMİN İPTALİ İLE ÖDENEN BEDELİN İADESİNİ TALEP ETMESİNİN HUKUKİ BİR DAYANAĞI YOKTUR.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda aylık bağlanma koşullarının oluşup oluşmadığı yeterli ve uyuşmazlığı çözecek araştırmalar yapılmamıştır. Bu nedenle dosyaya sunulan Bilirkişi Raporu bu yönüyle eksiktir.
Müvekkil kurum davacı yanın dilekçesine yönelik 31.05.2017 ve 27.07.2017 tarihli yazıları ile borçtan vazgeçmenin mümkün olmadığını işbu aşağıda belirtilen talimat nedeniyle davacı yanın talebini reddetmiştir.
2015/4 SAYILI E-YURTDIŞI TALİMATI;
”Borçlanma talebinde bulunan ve borç miktarını ödeyen sigortalının ölümü halinde hak sahibi borçlanma talebinden vazgeçemeyeceklerdir. Ayrıca hak sahiplerinin sigortalının sağlığında yapmış olduğu borçlanmadan ölüm aylığına yetecek kadar süre dışındaki borçlanma tutarının iadesi talepleri de kabul edilmeyecektir.”
B- DOSYADA SALT DAVACI BEYANLARI NAZARA ALINARAK DAVACININ TALEBİNİN KABÜLÜ YÖNÜNDEKİ MAHKEME KARARININ KABULÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Davacı yan dilekçesinde ”3201 Sayılı Kanunun 4. Maddesinin 2. Fıkrasında borçlanmadan sonradan vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere ve bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler faizsiz olarak iade edilir. ” hükmünü öne sürerek ödemenin iade edilebileceğini belirtmişlerdir. ANCAK 3201 SAYILI KANUNUN 12. MADDESİNE GÖRE ”BU KANUNUN UYGULANMASI İLE İLGİLİ ESASLAR (…) (2) MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI İLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞINCA ÜÇ AY İÇİNDE MÜŞTEREKEN ÇIKARILACAK YÖNETMELİKLE DÜZENLENİR. ” denmektedir.
İŞBU YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELERİN BORÇLANDIRILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN 27046 SAYILI YÖNETMELİĞE GÖRE;
Borçlanmadan vazgeçme ve borçlanma miktarının iadesi;
MADDE 11–(1) BORÇLANMA BAŞVURUSUNDA BULUNUP BORCU TEBLİĞ EDİLMEDEN YA DA TEBLİĞ EDİLDİKTEN SONRA ÜÇ AYLIK SÜRE İÇİNDE BORÇLANMA BAŞVURUSUNDAN VAZGEÇTİKLERİNİ YAZILI OLARAK İLGİLİ SOSYAL GÜVENLİK KURULUŞUNA BİLDİRENLERİN BORÇLANMA BAŞVURULARI GEÇERSİZ SAYILIR.
Davacı tarafından borcu tebliğ edildikten sonra 3 ay içerisinde herhangi bir vazgeçme dilekçesi sunulmamıştır. Bu yüzden davacının ödemiş olduğu bedelin iadesini isteyerek yapılmış olan idari işlemin iptali ile ödenen bedelin iadesini talep etmesinin hukuki bir dayanağı yoktur.
Süresinde itiraz edilmeyen işlemin daha sonradan iptalinin istenmesi keyfi uygulamaları beraberinde getirmektedir. Davacının süresinde itiraz etmediği işlemin iptalini istemesi haksız ve hukuka aykırıdır. 3201 Sayılı Kanunumuzca düzenleme altına alındığı üzere süresinde itiraz edilmeyen işlemin iptalinin mümkün olmaması ve davacının talebinin reddi gerekirken aksi yönde verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep zorunluluğu hasıl olmuştur. Yerel mahkeme tarafından verilen hüküm davacının hukuken korunmayan amacının gerçekleşmesine hizmet etmektedir. İşbu nedenle kaldırılması gerekmekte tarafımızca talep edilmektedir.
Sonuç ve İstem :
Yukarıda açıklanan sebepler ve re’sen nazara alınacak sair sebepeler ışığında; İlk Derece Mahkemesi’nin yasaya, usul ve gerçeğe aykırı kararının kaldırılarak, yapılacak yeniden yargılama neticesinde haksız davanın REDDİNE karar verilmesini saygılarımızla arz vekaleten talep ederiz.
Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Barosu – Boşanma ve Ceza Avukatı