Haksız Rekabet Davasında Cevaba Cevap Dilekçesi

Haksız Rekabet Davasında Cevaba Cevap Dilekçesi


(    ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

SAYIN BAŞKANLIĞINA / ………….

 

 

DOSYA NO                                               :

 

 

CEVABA CEVAP VEREN (DAVACI) :

 

 

VEKİLLERİ                                             :

 

 

KARŞI TARAF (DAVALI)                     :

 

 

  1. KONUSU             : Davalının cevaplarına karşı cevaplarımız.

 

 

AÇIKLAMA                                             :

 

 

              1- Davalı cevap dilekçesinde, davalı şirketin 1995 yılında kurulduğunu, bu tarihte ticaret sicilde tescil ve ilan edildiğini, müvekkilin davalı şirketin unvanını sicil gazetesindeki ilan ile öğrenmiş olduğunun kabul edileceğini, haksız rekabet davalarında zamanaşımı süresinin 1 yıl ve her halde 3 yıl olduğunu belirtmekte; buna göre zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu iddia ederek zamanaşımı definde bulunmaktadır.         

 

              Dava dilekçemizden de anlaşılacağı üzere haksız rekabet teşkil eden durum halen devam etmektedir. Bu halde zamanaşımı süresinin dolduğundan söz edilemez. Türk Ticaret Kanununun 62.maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin başlayabilmesi için haksız rekabet oluşturan eylemin sona ermiş olması gerekir. Somut olayda gibi haksız rekabet oluşturan eylemler devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Zamanaşımı definin reddi gerekir.

 

              2- Cevap dilekçesinde, davalı şirketin ticaret unvanının tescilli olduğu, tescilli ticaret unvanının kullanılmasının haksız sayılamayacağı, haksız rekabet iddiasıyla tazminat talep edilemeyeceği açıklanmakta; bu konuda emsal olduğu iddia edilen Yargıtay kararları dayanak gösterilmektedir. Anılan Yargıtay kararlarında tescilli bir ticaret unvanının kullanılmasında usulsüzlük olmayacağı belirtilmekle beraber davamızın hukuki dayanağı sadece iltibas yaratan unvanının kullanılması değildir. Dava dilekçemizde ayrıntılarıyla yer aldığı üzere davalı şirketin unvanındaki “Else” kelimesi iltibas yaratır niteliktedir. Ancak bundan ayrı olarak davalı ticaret unvanını ticaret sicilinde tescil edildiği şekilde kullanmamaktadır. Unvandaki “Else” kelimesini büyük harflerle “ELSE” şeklinde ve basın olarak yazıp kullanmaktadır. Haksız rekabet oluşturan önemli nedenlerden biri de budur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.4.2000 tarihli, E: 2000/11-827, K: 2000/808 sayılı kararında ve daha birçok Yargıtay kararında vurgulandığı üzere tacir ticaret unvanını ne şekilde tescil ettirmiş ise o şekilde (aynen) kullanmak ve başkalarının tescilli unvanlarıyla iltibas yaratmamak zorundadır. Böylece davalının yukarıda değinilen savunmasına değer verilemeyeceği açıkça ortadadır. Çünkü davalı unvanını tescilli olduğu şekilde kullanmamakta, açıkladığımız gibi iltibas yaratacak şekilde kullanmaktadır.

 

              3- Davalı şirketin unvanının tescilli olduğu doğrudur. Ancak müvekkilin ticaret unvanı davalıdan 10 yıl önce ticaret siciline tescil edilmiştir. Her iki şirketin faaliyet alanlarının da aynı olduğu dikkate alındığında müvekkil şirketin unvanının korunmasında kanundan ve sicilden doğan öncelik hakkı da vardır.  Ekte sunulan Yargıtay 11. H.D’nin 8.4.2002 tarihli ve E: 2001/10860, K: 2002/3275 sayılı kararında aynen “ ticaret ortaklıklarının unvanlarında iltibas varsa önceden ticaret sicil kaydını yaptıran tüzel kişilik TTK’nın 43, 47, 54, 57/5. maddelerin uyarınca haksız rekabetin meni davası açabilir” denmektedir. Yüce Yargıtay’ın istikrarlı uygulamaları bu yöndedir.

 

              4- Davalı cevap dilekçesinde, şirketin unvanında yer alan “Else” kelimesinin kurucu iki ortağın (Elif – Sema) isimlerinin ilk iki harflerinin birleştirilmesiyle meydana getirilmiş olduğunu, böylece haksız rekabet kastı ile hareket edilmediğini iddia etmektedir. Unvan veya unvandaki kelime nasıl oluşturulursa oluşturulsun asıl olan haksız rekabet yaratıp yaratmadığıdır. Kaldı ki, TTK’nun 45.maddesinde “ şirketin unvanına kişi adları veya kısaltmaları girdiği takdirde şirketin nevini gösteren ibareler kısaltılarak yazılamaz” düzenlemesi bulunmaktadır. Böyle durumlarda şirketin nevini gösteren ibareler (limitet şirket) tam yazılmalıdır. Yani “ltd şti” şeklinde yazılamaz. Kısaltılarak yazılır ise kişi ismi olarak kabul edilemez. Davalı şirket bu hükme de aykırı davranarak unvanında şirketin nevini gösteren kelimeleri kısaltarak “ltd şti” şeklinde yazmaktadır. Delil listemiz ekinde sunduğumuz davalı şirkete ait basılı evraklarda, yazışmalarda, ilan ve reklamlarında da bu duru görülmektedir.

 

              5- Davalı tescilli markalarının “Elsermob” olduğunu belirtmektedir. Böyle olmakla birlikte davalı ürünlerinde bu markayı da ye hiç kullanmamakta ya da arka planda bırakarak görülemeyecek veya dikkat çekmeyecek bir yere yazmakta, buna karşılık “ELSE” kelimesini tek başına veya unvan içinde olsa bile baskın şekilde kullanmaktadır.

 

              6- “ELESE” ve “ELSE” kelimelerinin açıkça farklı olduğu iddiası da hukuka uygun değildir. Bu iki kelime arasında sadece bir harf fark vardır. Kelimelerin telaffuzu da sözsel ve görsel olarak algılanışı da orta düzeyde dikkate sahip insanlar üzerinde karışıklığa yol açacak, iltibas yaratacak ve yanıltacak niteliktedir. Her iki şirketin unvanlarında takip eden kelime grupları da bu karışıklığı önlemeyecek, körükleyecek niteliktedir. Çünkü mobilya ve möble kelimeleri aynı anlamı taşımaktadır.    

 

 

SONUÇ VE İSTEM                             :

 

              Dava dilekçemizde ve yukarıda kısaca açıkladığımız nedenlerle yargılama sonunda sübuta erecek haklı davamızın kabulüne karar verilmesini arz ve talep ederiz.  

 

              Saygılarımızla,

 

                                                                                                              Davacı Vekili

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir