İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
DAVA KONUSU: (Harca esas olmak ve mahkemece değer belirlendikten sonra harcı tamamlamak üzere şimdilik 5.500,00 TL değerinde) ölünceye kadar bakma akdinin iptali olmazsa kademeli olarak tenkisi davasıdır.
Müvekkilin babası 23.03.2007 tarihinde … yevmiye sayılı işlemle davalılar ………. ve ………….. ile yaptığı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile malvarlığının çok esaslı bir kısmını kendilerine devretmiştir.
TAŞINMAZLARIN LİSTESİ ŞU ŞEKİLDEDİR:
Aynı günlerde muris …………..’nun eşi ve davacının annesi olan ………… da malvarlığının çok esaslı bir kısmını teşkil eden çok sayıda gayrimenkullerinden bir kısmını davalılara, bir kısmını da davalılar adına mal kaçırma maksadıyla ………. ve ………… isimli kişilere devretmiş/devrettirilmiştir.
Esas olarak davacının hem babası, hem de annesi, davacı müvekkilden mal kaçırmak kastıyla devirler yapmış/yaptırılmışlardır. Davalılar, davacının erkek kardeşlerinin çocuklarıdır. Murisin de torunlarıdır. Davacı kız evlat olarak evlenip köyden gitmesi sebebiyle ailenin diğer erkek çocuklarının etkisi ile aile mirasından dışlanmak istenmektedir. Müvekkil davacının, kardeşleri (ki davalıların da babalarıdır) uzun süre müvekkile annelerini ve babalarını göstermemişlerdir. Bu durumdan şüphelenen müvekkil, yaptığı araştırma neticesinde, annesinin üzerinde kayıtlı bulunan çok sayıda gayrimenkulün (ki neredeyse malvarlığının tamamına yakınıdır) aralarında bu davanın davalılarının da bulunduğu başka kimselere satış işlemi gösterilerek devredildiğini öğrenmiştir.
Bu işlemlere karşı açılmış olan davamız ………. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ………. E sayılı dosyasında devam etmektedir. Şimdiki davamız ise muris baba Ahmet’in tasarrufu ile ilgilidir. … sayılı dosyada tanık sıfatıyla ifade vermiş olup, verdiği ifadede “…eşim köydeki arazilerini gelir getirmediği için satmak istedi…” sözlerinden dahi samimiyetsiz davranıldığı anlaşılmaktadır. Öyle ki, … sayılı dosyada dava konusu olan yerler arsa vasfını kazanmış çok değerli arazilerdir. Böylesine hafif nedenlerle satılması söz konusu olamaz. Murisin yaptığı bu açıklama dahi ailede müvekkil kızlarını dışlama ve mirastan mahrum etme iradesi olduğunu göstermektedir. Davacı müvekkilin hem annesi, hem de babası çok yakın tarihli neredeyse eşzamanlı işlemlerle malvarlıklarının önemli bir bölümünü devretmişlerdir.
MUVAZAA ve BEDEL YÖNÜNDEN:
Dava konusu iptali istenilen 23.03.2007 tarih ve ……. yev. Sayılı Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin konusunu teşkil eden her bir taşınmaz için 5.500 TL değer ifade edilmiş ve toplam 11 taşınmaz için 5.500,00 TL gibi bir bedelle devir sağlanmıştır. Halbuki mahkemece keşif yapıldığında görülecektir ki, söz konusu yerler arsa vasfı kazanmış, müteahhide verildiğinde karşılığında onlarca belki yüzlerce daire alınabilecek taşınmazlardır. 5.500 TL değer karşılığı bakma akdine konu edilmesi bedel yönünden iptali gerektirmektedir.
Sözleşme tarihi itibariyle murisin elinde kalan malvarlığının oranı, murisin bakıma olan ihtiyacının derecesi, aynı tarihte murisin eşinin de elindeki malvarlığının çok önemli bir kısmının davalılara (veya davalıların gösterdiği kişilere) devredilmiş olması gerçek maksadın ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak olmayıp, mirastan mal kaçırmak olduğunu göstermektedir. Murisin yaptığı tasarruf makul ölçülerin çok çok üzerindedir. Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.
Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Tarafların aile koşullarına bakıldığında, davacı kız çocuğunun diğer erkek çocuklarla birlikte yaşamakta olan anne ve baba tarafından dışlandığı olgusu gözler önüne serilmektedir. Bu denli bir bakım ilişkisi mevcut olmamıştır ve dolayısıyla dava konusu ölünceye kadar bakma akdinin muvazaa sebebiyle iptali gerekir.
TENKİS TALEBİMİZ
Yukarıdaki açıklama ve taleplerimiz mahkemece uygun görülmeyerek, muvazaa sebebiyle iptal talebimiz reddedilecek olursa; bu durumda yukarıdaki talebimizle kademeli olarak tenkis talebinde bulunuyoruz. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalılara devredilen taşınmazların değeri dikkate alındığında murisin diğer çocuğu olan davacının saklı payına tecavüz bulunduğu ortadadır.
Dava değeri harca esas olmak üzere bildirilmiştir. Dolayısıyla, tenkise karar verilecek olur ve bilirkişi incelemesi sonunda davacının saklı payına vaki tecavüz miktarının dava değerinden fazla olduğu anlaşılırsa, ayrı bir isteme gerek kalmaksızın harç tamamlanarak bu fazla miktar üzerinden tenkise karar verilmesini talep ediyoruz.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİMİZ
Taşınmazların mal kaçırma kastıyla yeniden üçüncü kişilere devredilmesi halinde, bu kişiler iyiniyetli olduğu takdirde iptali mümkün olamayabileceğinden, bir an önce işbu iptal davasının açılmasıyla, tapu kayıtları üzerine tedbir konulmasını talep etme zarureti vardır. Ancak taşınmazların ada ve parsel numarasının imar uygulaması sebebiyle değişmiş olma ihtimali bulunmaktadır.
Bu sebeple ihtiyati tedbir için tapu müdürlüğüne yazılacak müzekkereye “23.03.2007 tarihinde ……. yev. Sayılı işleme konu taşınmazlara ve imar uygulamasıyla davalılar üzerine yeni tesis olunan ada ve parsel numaraları belirlenecek taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması hususunun derç edilmesini…” talep ediyoruz.
KANITLAR: 1- Nüfus ve veraset ilamı
2- Tapu kayıtları,
3- Murisin vesayet altına alınmasına dair …….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/…. E sayılı dosyası
4- Adana Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyası
5- Ön inceleme aşamasında isim ve adresleri bildirilecek tanıklarımız
6- Keşif ve taşınmazların değerinin tespitine yönelik bilirkişi incelemesi
7- Kademeli talebimiz incelemeye alındığı takdirde tenkis hesabına dair terekenin saptanması için başta tapu müdürlüğü ve bankalarla yapılacak yazışmalar
8- Tenkise yönelik bilirkişi incelemesi
9- Veraset ilamı (örneği eklidir)
10- Dava konusu resmi senet (örneği eklidir)
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; öncelikle tensip aşamasında ihtiyati tedbir talebimizin kabulü ile;
1- Dava konusu sözleşmeye konu ve muhtemel imar uygulaması ile değişen tespit edilecek yeni ada ve parsel numaraları ile tapu kayıtları üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına;
2- Muris ………’nun 23.03.2007 tarihinde …… yev. Sayılı işlemle davalılar ………. ve ………..’na devir işlemleri iptal edilen taşınmazların tapu kaydının davacının miras hissesi oranında iptaliyle kendi adına tesciline;
3- İptal talebimiz kabul edilmezse, bu taleple kademeli olarak tenkis talebimizin kabulü ile saklı payı aşan kısmın tespitiyle tenkisine; nakten tenkise karar verildiği takdirde ölüm tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline;
4- Yargılama giderlerinin ve yasal avukatlık ücretinin haklarındaki davalar oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini saygıyla arz ederiz.
Davacı Vekili
EKLER: Veraset İlamı
Sözleşme Örneği
Vekaletname
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeniyle tapu iptal davası dilekçe örneği 2
İHTİYATİ TEBDİR TALEPLİDİR.
ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
ADRESİ : Mernis Adresi
DAVA DEĞERİ : 10.000,00 TL
KONUSU : Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshine dayalı tapu iptal ve tescil talepleri ile dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir taleplerini içeren dava dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
1) Davacı müvekkilim … , … ili … ilçesi … Köyü eski parsel numaraları … olan ve toplulaştırma işlemi sonucunda … parsel numaralarına dönüşen taşınmazlarını, ölünceye kadar kendisine bakıp gözetmesi şartıyla davalı torunu Ahmet’e devretmiştir. İşbu ölünceye kadar bakma sözleşmesi Seyhan Tapu Müdürlüğü huzurunda 19.04.2017 tarihinde davacı ve davalı tarafça imzalanmıştır.(Ek.1- … yevmiye numaralı Ölünceye Kadar Bakma Akti, Ek.2- Taşınmazlara Ait Tapu Kayıtları)
2) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Madde 611 gereğince: ”Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” İlgili maddede de görüleceği üzere ölünceye kadar bakma sözleşmesi her iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşme olup davacı müvekkilim bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini, bakım borçlusu konumunda olan torunu Ahmet’e devrederek bu sözleşmenin kendisine getirdiği yükümlülükleri yerine getirmiştir. Buna karşın sözleşmede bakım borçlusu konumunda bulunan davalı torun Ahmet sözleşmenin kendisine getirdiği yükümlülükleri hiçbir şekilde yerine getirmemekte, müvekkilimi bakım ve gözetiminden mahrum bırakarak müvekkilimi mağdur etmektedir.
3) Bakım borçlusu konumunda bulunan davalı Ahmet bakıp gözetme yükümlülüğünü yerine getirmemekte bakım alacaklısının yaşadığı yer olan Adana ili Seyhan İlçesinde değil İstanbul’da yaşamaktadır. Bu sebeple İstanbul ilgili kolluk kuvvetlerine müzekkere yazılarak davalının ne zamandan beri İstanbul’da yaşadığının tespitinin yapılmasını ve davalının İstanbul’da sigortalı bir işte çalışıp çalışmadığının, çalışıyorsa eğer ne zamandan beri çalıştığının tespiti için SGK ‘dan Hizmet Dökümü alınmasını talep ediyoruz.
4) İstanbul’da yaşamakta olan davalı bakım borçlusu Ahmet, müvekkilimin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamamakta, sağlık sorunlarıyla ilgilenmemekte sözleşmeden doğan bakıp gözetme yükümlülüğüne aykırı hareket etmektedir. Müvekkilimin beslenme, giyinme, temizlik gibi ihtiyaçları ile yan evde oturmakta olan oğlu Levent ve onun eşi ilgilenmektedir. Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgah temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar.
Davalı Ahmet yukarıda belirtilen bakıp gözetme ödevlerini hiçbir şekilde yerine getirmemiş olup sözleşmenin devamını çekilmez hale getirmiştir. Bu durum yargılama sırasında dinleteceğimiz tanık ifadeleriyle de sabit hale gelecektir.
5) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 617.maddesinde de belirtildiği üzere “Sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilmez hâle gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkânsız hâle getirir ya da aşırı ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi önel vermeksizin feshedebilir. Sözleşme bu sebeplerden birine dayanılarak feshedildiği takdirde kusurlu taraf, aldığı şeyi geri verir ve kusursuz tarafa, bu yüzden uğradığı zarara karşılık uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olur.”
İş bu sebeplerle sözleşmeden doğan borçlarına aykırı hareket eden bakım borçlusu konumunda bulunan davalı Ahmet ile müvekkilimin Seyhan Tapu Müdürlüğü huzurunda gerçekleştirdiği ölünceye kadar bakma akdinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 617.maddesi gereğince feshine karar verilmesini ve davalı adına tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline karar verilerek tekrar müvekkilim adına tescil edilmesini talep ediyoruz.
Nitekim T.C. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin E. 2018/4715 K. 2020/3714 sayılı kararında da “Mahkemece, davalının ölünceye kadar bakma akdi şartlarını bozacak bir davranışta bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; ‘’ Somut olaya gelince, davacı tanıklarından …, davalı …’ın davacının evine gelmeyip, davacıya bakmadığını, bu nedenle zaman zaman kendisinin davacının temizliğini yapıp, davacıya yemek yaptığını, tanık …, davalı …’ın davacıya bakmadığını, zaman zaman kendi çocuklarının evin ihtiyaçlarını karşıladığını, davacının evinin temizlenmediğini ancak komşuları yardım ederse temizlendiğini, davacının dışarıdan karşılanacak ihtiyaçlarının komşuların yardımı ile karşılandığını, tanık …, davalının babası …’nin kendisine kızı …’ın davacıya bakmadığını söylediğini belirtmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden davalının kendi kusuruyla bakıp gözetmek yükümlülüğünü yerine getirmediği ispatlanmıştır. Hal böyle olunca; yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı fesih hakkını kullanmakla haklı olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. “demektedir.
HUKUKİ NEDENLER : 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 611 vd.
HUKUKİ DELİLLER : Tapu kayıtları,4106 yevmiye numaralı ve … tarihli ölünceye kadar bakma akdi, bilirkişi, keşif, tanık, yemin ve her türlü sair delil.
NETİCE-İ TALEP : Yukarıda arz ve izah etmiş olduğum sebeplere ve yargılama sırasında mahkemenizce re’sen tespit edilecek hususlara binaen davamızın kabulü ile;
-Öncelikle telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkması ve dava konusu taşınmazların 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tapunun kain … ili … ilçesi … köyü toplulaştırma sonucu yeni parsel numaraları … olan taşınmazlar üzerine İHTİYATİ TEDBİR konulmasına,
-Tapunun kain … ili … ilçesi … köyü toplulaştırma sonucu yeni parsel numaraları … olan ölünceye kadar bakma akdi ile davalı lehine tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının İPTALİ ile,müvekkilim adına geri TESCİLİNE karar verilmesini,
-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
Davacı Vekili
1- Bir şahıs ölünceye kadar bakım akdi ile gayrimenkullerinden bir kısmını 1987 yılında varislerinden birine devretmiştir.
2- Bu bakım akdi devam ederken (taraflar hayatta ), aynı şahıs , ikinci bir ölünceye kadar bakım akdi ile gayrimenkullerinden bir kısmını 2019 yılında varislerinden başka birine de vermiştir.
3- İkinci yapılan bakım akdinin , diğer varislerden mal kaçırmak için yapıldığı kanaati hasıl olmaktadır.
Yorum : Bir ölünceye kadar bakım akdi varken , başka bir varise ikinci olarak ölünceye kadar bakım akdi yapılıp gayrimenkul verilmesi hukuken mümkün mü ? Bu konuda yazılarınızda bilgi bulamadım.