Mal rejiminin tasfiyesi davaları birer alacak davasıdır. Tıpkı normal alacaklar gibi 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu yüzden ayni bir talepte bulunamazsınız. Yalnızca katılma alacağınızın diğer eşten tahsili talebinde bulunabilirsiniz.
Üçüncü kişiye dava açılması yönünden ise şunu söyleyebiliriz; üçüncü kişiye doğrudan dava açamazsanız. Devredilen taşınmaz üzerindeki katılma alacağınızı, diğer eşten tahsil edebiliyorsanız problem yok. Bu durumda üçüncü kişiye dava açamayacaksınız.
Ancak katılma alacağınızı diğer eşten tahsil etmekte güçlük çekerseniz TMK.’nın aşağıdaki maddesi gereğince (yalnızca eksik kalan kısım nispetinde) üçüncü kişilere de dava açabilirsiniz:
Madde 241 – Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir.
Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki fıkra hükümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
Burada dikkat edilmesi gerekenler;
1) Diğer eşin malvarlığı, katılma alacağınızı karşılayamıyor durumda olmalı.
2) Üçüncü kişiye yapılan kazandırma “karşılıksız kazandırma” olmalı.
3) Üçüncü kişiye karşılıksız olarak kazandırılan malvarlığı “edinilmiş mal” niteliğinde olmalı (Şayet diğer eş kişisel bir malını karşılıksız olarak üçüncü kişiye vermişse, dava açamazsınız. Neticede kişisel mallar, katılma alacağında dikkate alınmaz).
4) Üçüncü kişiye açılacak davada yalnızca eksik kalan miktarla sınırlı bir talepte bulunulabilir.
5) Zamanaşımı hususuna dikkat edilmeli. Üçüncü kişilere açılacak davada zamanaşımı, diğer eşe açılan katılma alacağında olduğu gibi 10 yıl değildir. Özel düzenleme gereğince 1 ve 5 yıllık süreye tabidir.
0 Yorum