Bu yazımızda zamanaşımının eşler arasında görülen mal paylaşımı(tasfiyesi) davasında ne derece önemli olduğunu izah edeceğiz. Zamanaşımı süresinden sonra açılan dava nedeniyle 2011 yılının parasıyla davacı taraf 60.000 TL zarara uğraşmıştır ve bunun telafisi hukuken mümkün değildir.
Bu durumu açıklayan Yargıtay kararı şu şekildedir:
“…Davacı daha önce açtığı davada alacağın sadece bir bölümünü dava etmiş ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Böyle bir durumda zamanaşımı, alacağın ancak dava edilen bölümü hakkında kesilmiş olur. Kısmi davaya konu olmayan diğer bir ifade ile dava dışı kalan alacak bölümü için zamanaşımı işlemeye devam eder.
Taraflar arasında görülen boşanma davasının kesinleştiği 26.02.2008 tarihinden eldeki davanın açıldığı 24.02.2010 tarihine kadar TMK’nun 178.maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş bulunduğuna ve davalı taraf süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğuna göre; dava konusu taşınmaz nedeniyle istenilen alacak açısından zamanaşımı süresinin dolduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken zamanaşımı defi bakımından bir değerlendirme yapılmadan işin esası ile ilgili yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında isabet bulunmamaktadır.” (Y8HD, 27.12.2011, E. 2011/3601, K. 2011/7758.)
0 Yorum