Yaş Düzeltme İstinaf Dilekçesi -1-
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DOSYA NO:
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN DAVACI:
VEKİLİ: Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana
DAVALI: Adana Nüfus Müdürlüğü
KONU: Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih … E., … K. Sayılı kararının istinafen kaldırılması talebidir.
AÇIKLAMALAR:
Davacı müvekkil, … doğumlu olmasına rağmen nüfus kayıtlarına doğum tarihi … olarak kaydedilmiştir. Nüfus kaydının düzeltilmesi talepli işbu davamız reddedilmiş, gerekçeli karar … tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiştir. Yerel Mahkemenin eksik ve yanlış incelemesi sonucu hukuka aykırı kurulan bu kararın istinafen kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasını talep etme zarureti doğmuştur.
Yerel Mahkeme gerekçeli kararında davacının babası …’in nüfus kayıtlarında … tarihinde vefat ettiğinin göründüğüne dayanmıştır. Ancak … çocuk babası olan …’in nüfus kayıtlarında doğum tarihi … olarak görünmektedir. Yine diğer çocuğu … … doğumlu yazmakta olup baba o tarihte … yaşında görünmektedir. Kişinin 20 yaşında 9 çocuk babası ve 12 yaşında baba olması, değil hayatın olağan akışına aykırılık, imkansızdır. Ülkenin en küçük illerinden biri olan …’de nüfus kayıtlarının o dönemde gerçeğe uygun tutulması beklenemez. Nitekim tanıklar da beyanlarında …’in ölüm tarihinin … yılı olduğunu beyan etmişlerdir. Bu haliyle baba …’in çelişkili nüfus kayıtlarında 1997 yılında vefat ettiğinin görünmesinin karara dayanak yapılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
… Devlet Hastanesi … tarihli, … sayılı raporunda da davacı müvekkilin … yaşlarında olduğunun tespit edilebildiği belirtilmiştir. Raporu kabul etmemekle birlikte 2018 yılından en kötü 19 yıl geriye gidilse bile bu rapordan davacının 1999 yılında doğduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu durum yerel mahkemenin gerekçeli kararında kesin delil olarak gösterdiği baba …’in ölüm yılının 1997 olması ile çelişmektedir. Nitekim 1997 yılında vefat eden birinin 1999 yılında çocuğunun dünyaya gelmesi olanaksızdır. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2010/291 E, 2010/1761 K, 09.02.2010 tarihli kararında “Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır.” ifadelerine yer verilmiş ancak Yerel Mahkeme nüfus kayıtlarındaki çelişkileri göz ardı etmiştir.
Öte yandan Yerel Mahkeme’nin hükme esas aldığı … Devlet Hastanesinin celp edilen raporu ile baba …’in ölüm tarihinin kayıtlarda 14/03/1997 olarak görünmesi durumu birbiri ile çelişkilidir. Zira Mart 1997 yılında vefat eden babanın, hastane raporuna göre, oğlunun 2018 yılında 18-19 yaşlarında olması mümkün değildir. Üstelik tanıklar da tutarlı bir şekilde davacının doğum tarihini Şubat 2001, babanın ölüm tarihini Ekim 2000 olduğunu beyan etmişlerdir. Ancak mahkeme itirazlarımıza rağmen davacıyı yeniden rapor aldırılmak üzere hastaneye göndermemiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi de 2017/6202 E, 2017/16431 K, 07.12.2017 tarihli kararında şu şekilde hüküm kurmuştur: “Dava doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkindir. … Devlet Hastanesinden alınan 19/08/2014 tarihli raporda, davacının yaşının 22-25 yaş aralığında olduğu belirtilmiş olup, söz konusu rapor tanık beyanları ve resmi belge niteliğindeki…Kaymakamlığı ….. Müdürlüğünün yazısına aykırıdır. Bu nedenle, sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için; mahkemece, davacının önceki raporla birlikte bir …hastanesine sevk edilerek yeniden rapor aldırıldıktan sonra belirlenecek duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.” ve Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 11/10/2011 T. 2011/9443 E. 2011/9997 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere ”….alınan rapor yeterli değilse ve diğer delillerle örtüşmüyorsa adli tıptan ayrıtılı rapor alınmalıdır.” demesine rağmen, dosyadaki diğer delillerle çelişkili olan hastane raporunun hükme esas alınması yerine davacının yeniden tam teşekküllü bir hastaneye veya Adli Tıp Kurumu’na sevki sağlanıp kemik yaşının tespit edilmesinden sonra karar verilmesi isabetli olurdu. Kaldı ki söz konusu rapor davacının mevcut nüfus kaydı ile uyuşmamasına rağmen mahkeme nüfus kaydında herhangi bir düzeltme kararı da vermemiştir.
Yine kanun düzenlemesine göre, talepte bulunanın mahkeme huzurunda şahsen bulunması ve hakimin dış görünüş itibari ile beyan edilen yaşa uygun görünüp görünmediğini takdir etmesi gerekir. Yaş değiştirmek isteyen kişi, beyan ettiği yaşa uygun bir fiziksel görüntüye sahip olmalıdır. Bahsedilen yaşa ait fiziksel görüntünün mevcut olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak … Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma numaralı dosyasında tutuklu bulunan müvekkil, 20.01.2018 tarihli delil dilekçemiz de açıkça talep etmemize rağmen duruşma tutanaklarından da açıkça anlaşılacağı üzere mahkemece duruşmaya getirtilmemiştir. Nüfus kayıtlarında Ekim 1997 doğumlu görünen davacı müvekkilin Şubat 2001 doğumlu olduğu iddiasına karşılık, arada 4 yıllık bir fark olması nedeniyle, mahkemece dış görünüşünün de değerlendirilerek bir karar verilmesinin gerektiği açıktır.
Davacı müvekkilin nüfus kayıtlarında doğum tarihi aynı olan … adında ikiz kardeşinin olduğu görülmektedir. Mahkemenin gerekçeli kararında da değindiği Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/2873 E, 2017/15491 K, 16.11.2017 tarihli kararında “Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenen…..’in ikiz olup olmadıklarının tıbben tespitinin zorunlu olduğu halde, mahkemece bu hususta rapor aldırılmadığı anlaşıldığından; öncelikle iki kardeşin birlikte tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna sevk edilerek, gerekli muayeneleri yapılarak, ikiz olup olmadıkları konusunda heyet raporu alınıp, bu hususun tıbben kesin bir biçimde açıklığa kavuşturularak; ikiz olmadıklarının saptanması halinde, mahkemece tanıkların beyanına tekrar başvurulup bu hususta açıklama istenmesi, annenin doğum tarihi de gözetilerek kayden engel olup olmadığının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile da…ın kabulünü, … Doğru görülmemiştir.” hükmüne yer vermiş, ikiz olup olmadıklarının araştırılması ve buna göre karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Mahkeme her ne kadar Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Kurumuna yazdığı müzekkerenin sonuçsuz kalmasıyla yetinmişse de, nüfus kayıtlarında ikiz görünen kardeşlerin huzurda dış görünüşlerini değerlendirmeli, veya ikiz kardeş için de hastaneden rapor aldırıp davacının raporu ile örtüşüp örtüşmediğini kontrol etmesi gerekirdi. Bu hususun kamu düzeni ile ilgili, resen araştırma ilkesinin esas olduğu bir davada mahkemece etraflıca araştırılması gerekmektedir. Nitekim …’in gerçekten davacı müvekkilin ikiz kardeşi olup olmadığı hususu işbu yaş düzeltme davasında büyük önem arz etmektedir. Tanıklar da davacının ikiz kardeşinin olmadığı yönünde beyanda bulunmuşlardır. Ancak mahkeme nüfus kayıtlarında ikiz görünen davacı Müvekkil ile Özlem’in gerçekten ikiz olup olmadıkları hususunda eksik ve yetersiz araştırma yapmıştır.
Davacı müvekkilin 2006-2007 eğitim öğretim sezonunda okula başladığı, doğumunun 15/09/2003 tarihinde nüfusa tescil edildiği, birbiriyle çelişmeyen tanık beyanları, Yerel Mahkeme’nin hükme esas aldığı deliller arasındaki çelişki ve eksik inceleme yapıldığı da dikkate alındığında kamu düzenine ilişkin bu davadaki kararın istinafen kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
TALEP VE SONUÇ : Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve re’sen takdir edilecek nedenlerle;
… Asliye Hukuk Mahkemesi … E., … K. sayılı ve …tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını,
Yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini vekaleten talep ederiz. …
Davacı Vekili
Av.
Yaş Düzeltme İstinaf Dilekçesi -2-
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
ESAS NO :
KARAR NO :
İSTİNAFA BAŞVURAN
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : NÜFUS MÜDÜRLÜGÜ –
KONU :Yerel Mahkemenin müvekkilin doğum tarihinin tashihine ilişkin talebinin reddi kararının kaldırılması talebidir.
AÇIKLAMALAR :
Yerel Mahkeme, müvekkilin nüfus kaydının düzeltilmesi sebebiyle açtığımız davada; müvekkil …’ın nüfus kayıtlarında … olan adının… olarak … olan soyisminin olarak , … olan doğum yerinin … olarak TASHİHİNE, nüfusa da bu şekilde tesciline, Davacının doğum tarihi tashihi talebinin REDDİNE, karar vererek hüküm kurmuştur. Mahkemenin davacının doğum tarihi tashihi talebinin REDDİ yönünde verdiği karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olmuştur. Şöyle ki;
Mahkeme dosyasında … Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden gönderilen 26.10.2018 tarihli yazıda müvekkil … 1938 yılına ait vukuatının olmadığı bildirmiştir. Dosya kapsamında bulunan davacının nüfus kayıt örneğinde davacı müvekkil … doğum tarihi 01.03.1938 tarihi, tescil tarihi ise 01.06.1939 olarak yazılmıştır. Nüfus kayıtlarında bulunan bu hususun sehven yapılmış olduğu, kuvvetle muhtemeldir. Şöyle ki; DAVA DOSYASINA SUNDUĞUMUZ BULUNAN … CUMHURİYETİ’NE AİT RESMİ DOĞUM EVRAKLARINDAN, görüldüğü üzere müvekkilimin doğum tarihinin 02.10.1939 olduğu sabittir. Müvekkilin nüfus tescilinin doğumdan önce olması mümkün değildir.
Mahkeme mevcut delilleri yeterince değerlendirmeden başkaca da bir delil toplamadan eksik inceleme ile hüküm kurmuştur. Müvekkil …’da doğmuş olup … Savaşı sonrası Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu göç sonrası Türkiye vatandaşı olmuştur. Fakat müvekkilin iki ülkenin nüfus kayıtlarında farklılık bulunmuş olması sebebiyle dava açılmıştır. Dosya sunduğumuz delillerde görüldüğü üzere müvekkil …’da doğmuştur. Müvekkilin … Nüfus kayıtlarında doğum tarihi 02.10.1939’dur. Türkiye doğum tarihi ise 01.03.1938’dir. Davacının …’da doğmuş olması sebebiyle … nüfus kayıtlarına da doğum tarihine itibar edilmesi gerekmektedir.
Yaş düzeltilmesi davalarından niteliği itibari ile kamusal yararı içinde barındırması nedeniyle hakim, tasarruf ilkesi ve dolayısıyla tarafların getirdiği delillerle bağlı değildir. Hakim maddi gerçeği tespit için kendiliğinden araştırma ilkesi gereğince gerekli delilleri toplayacaktır. Dolayısıyla bu davalarda tasarruf ilkesinden ziyade kendiliğinden araştırma ilkesi geçerlidir ve hakim maddi gerçeği tarafların iddia ve savunmalarına bağlı kalmadan araştırma mükellefiyeti altındadır. Bu sebeple … Nüfus kayıtları ile yetinilmesi takdirde hakim davacının yaş tashihi için tam teşekkülü bir hastaneye gönderilmesi gerekmekteydi.
Bu husus yine Yargıtay kararlarında bozma nedeni sayılmıştır.
Yargıtay 18.Hukuk Dairesi Esas: 2009/ 10866 Karar: 2010 / 2139 sayılı ilamında
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının nüfus kütüğünde 25.10.1972 olan doğum tarihindeki doğum yılının 1974 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; bu tür davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi isteminin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Mahkemece, davacının yaşının tespiti için özel bir tıp merkezi tarafından düzenlenen tek hekim raporu ile yetinilip, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.’nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle Yerel Mahkemenin davacının yaş tashihine ilişkin ret kararı usul ve yasa hükümlerine aykırı olup kaldırılması gerekmektedir.
NETİCE-İ İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle;
– Hukuk Mahkemesi’nin esas ve sayılı kararında davacının yaş tashihine ilişkin vermiş olduğu RED kararının kaldırılmasını,
-Yerel Mahkemenin diğer taleplerimiz yönünden verdiği KABUL kararının ONANMASINI saygıyla arz ve talep ederiz.