Depozito Alacağı Davasına Cevap

Haksız bir şekilde verdiği depozitoyu geri isteyen kiracının açtığı “depozito alacağı” davası esasen bir sebepsiz zenginleşme iddiasıdır. Böyle bir davaya nasıl cevap verileceği ve diğer hususlar yazımızda Av. Saim İNCEKAŞ tarafından ele alınmıştır.

ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DOSYA NO                              :

CEVAP VEREN (DAVALI)   :  

VEKİLİ                                     :

KARŞI TARAF (DAVACI)    :

VEKİLİ                                     :

KONUSU : Davaya cevaplarımızdır.

AÇIKLAMA                            :

1- Davacı, kiracısı olduğu mecuru tahliye etmesine rağmen sözleşme sırasında alınan depozitonun iade edilmediği iddiasıyla alacak talep etmektedir. İddia gerçek dışı olup aşağıda açıklayacağımız nedenlerle talep haksız ve hukuki dayanaktan yoksundur.

2- Davacı, sözleşme sona ermeden ve tek taraflı olarak mecuru tahliye etmiş, ancak anahtarı ve mecuru boş olarak müvekkile teslim etmemiştir. Gerek teslim olgusunun gerçekleşmemesi ve gerekse sözleşmenin tek taraflı olarak bozulması nedeniyle kiracının sorumluluğu bulunduğundan kira alacaklarının tahsili için davacı-kiracı hakkında icra takibi yapılmıştır (… İcra Müdürlüğü’nün ……../……. Esas sayılı dosyası) Takibe ve borca itiraz üzerine takip durmuş ve itirazın iptali davası açılmıştır (… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası) Yargılama sonunda, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

3- Sözleşme sırasında … -YTL depozito alındığı doğrudur, ancak müvekkilin davacı-kiracıya depozito borcu bulunmamaktadır. Çünkü depozito kiracının muaccel borçlarına mahsup edilmiştir. Esasen bu kiracı-davacının da kabulündedir. İcra dosyasında ve mahkeme önündeki beyanları davacıyı bağlar. Bu nedenle açılan davanın hukuki dayanağı yoktur.

4- Davacı-kiracı beyanları kendi içinde çelişkili olmakla birlikte depozito konusunda bir anlaşma ve mahsuplaşma olduğuna yöneliktir. İcra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde aynen “depozito halen kendisindedir. Bu bedel tarafların telefon konuşmalarına göre kira bedeline mahsup edilmiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyandan kiracının geçmiş muaccel borcu bulunduğu ve anlaşmayla depozitonun bu borca mahsup edildiği anlaşılmaktadır.

Davacı itirazın iptali davasına verdiği cevap dilekçesinde kendisinden bakım onarım bedeli talep edildiğini ve buna karşılık “… -YTL depozitoyu bıraktım” diyerek karşı çıktığını beyan etmiştir. Davacı-kiracının bu beyanından da talep edilen bakım onarım bedeli için depozitoyu bıraktığı, böylece mahsup talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Davacı bozmadan sonra bilirkişi raporuna karşı verdiği ……../……./……… tarihli dilekçesinde, “…Bu depozito müvekkilim tarafından karşılıklı anlaşılarak davacıdan talep edilmemiştir…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu  beyandan da depozito konusunda bir anlaşma ve mahsuplaşma olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar burada davacı depozitoyu tahliyeden sonraki döneme saydığını ima etmekte ise de bu mahkemece de kabul edilmemiştir. Dolayısıyla mahsuplaşma varsa bunun geçmiş muaccel borçlara ilişkin olduğu açıktır.

5- Dava dilekçesinde depozito konusundaki sözlü ibralaşmaya ilişkin beyanlarının önceki davada müvekkil tarafından kabul edilmediği belirtilmektedir. Davacının bu beyanı da gerçeği yansıtmamaktadır. İtirazın iptali davasında … tarihli ara kararı uyarınca verdiğimiz cevap dilekçesinde depozito konusunda telefon görüşmesi olduğu doğrulanmış, geçmiş aylardan kalmış borçlara karşılık depozitonun bırakıldığı ve mahsup edildiği kabul edilmiştir.

6- Davacı yukarıda zikrettiğimiz tüm yazılı savunmalarında ve duruşmalarda özetle ve sonuç olarak depozitonun karşılıklı anlaşma ile geçmiş muaccel borçlarına mahsup edildiğini beyan etmiştir. Bilindiği üzere Usul Hukuku ve açık kanuni düzenlemeler ile yerleşik uygulama gereği resmi merciler ve mahkeme önündeki beyanlar tarafları bağlar. Mahkeme ve icra dairesi huzurundaki beyan kesin delildir. Davacı şimdi bu kesin delil halini almış beyanlarına rağmen depozitonun iadesi için dava açması anlaşılabilir değildir, kabul etmiyoruz. Depozitonun iadesi konusunda kesin delil bulunması nedeniyle tanık, sair delile muvafakatım yoktur.

7- Ayrıca, davacı davasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırmıştır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı davalarda dava açma süresi bir yıldır. Zamanaşımı dolmuştur. Davacı beyanları doğru olsa bile zamanaşımı nedeniyle talep edilebilirlik koşulu yoktur.

HUKUKİ NEDENLER: BK, GKHK, İİK, HUMK ve sair ilgili mevzuat

DELİLLER:  Kira sözleşmesi ………… İcra Müdürlüğü’nün ……../…… ve ………….. Asliye Hukuk Mahkemesi ……../…….. sayılı dosyalar, sair deliller.

SONUÇ VE İSTEM                    :

Yukarıda kısaca arz ve izah edilen nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın REDDİNE, yargılama masrafları ve vekillik ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.

Saygılarımızla, 

                                                                                                                      Davalı Vekili

  • İlk yayınlanma tarihi: 08 Ekim 2020

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize WhatsApp'tan ulaşın!