5651 Sayılı İnternet Kanunu Tam Metni

Teknoloji hızla ilerlerken, internet üzerinde paylaşılan içeriklerin düzenlenmesi ve kontrol edilmesi, giderek daha fazla önem kazandı. Türk Hukukunda “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”, bu alandaki önemli bir düzenleyici araç olarak karşımıza çıkar. Bu blog yazısında, söz konusu kanunun tam metnini inceleyeceğiz.

İnternet, dünya genelinde bilgiye erişimin hızla arttığı bir platforma erişim sağlar. Ancak bu hızlı bilgi akışı, aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getirir. Bu risklerin önüne geçmek amacıyla içeriğin ne şekilde paylaşıldığı, sahte haberlerin engellenmesi ve çocukların zararlı içeriklerden korunması gibi konularda kesin kuralların olması önemlidir.

Kanun, bilişim suçları ve internet yayıncılığına dair temel ilkeleri belirler. Dolayısıyla yetkililere suçluları tespit etme, suçların önüne geçme ve cezai işlemleri yürütme kapasitesi sağlar. 23.05.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aşağıda kanunun tam metnini bulacaksınız.

Bu sayfada yer alan İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun resmi mevzuat yayım sitesi olan “mevzuat.gov.tr” sitesinde yer aldığı şekliyle paylaşılmaktadır. Kanun değişikliğine yol açan gelişmeler takip edilmekte ve bu sayfa güncellenmektedir.

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun

Amaç ve kapsam

Madde 1 – (1) Bu Kanunun amaç ve kapsamı; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.

Tanımlar

Madde 2 – (1) Bu Kanunun uygulamasında;

a) Bakanlık: Ulaştırma Bakanlığını,

b) (Mülga bend)

c) Başkan: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanını,

ç) Bilgi: Verilerin anlam kazanmış biçimini,

d) Erişim: Bir internet ortamına bağlanarak kullanım olanağı kazanılmasını,

e) Erişim sağlayıcı: Kullanıcılarına internet ortamına erişim olanağı sağlayan her türlü gerçek veya tüzel kişileri,

f) İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,

g) İnternet ortamı: Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan ortamı,

ğ) İnternet ortamında yapılan yayın: İnternet ortamında yer alan ve içeriğine belirsiz sayıda kişilerin ulaşabileceği verileri,

h) İzleme: İnternet ortamındaki verilere etki etmeksizin bilgi ve verilerin takip edilmesini,

ı) Kurum: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunu,

i) Toplu kullanım sağlayıcı: Kişilere belli bir yerde ve belli bir süre internet ortamı kullanım olanağı sağlayanı,

j) Trafik bilgisi: Taraflara ilişkin IP adresi, port bilgisi, verilen hizmetin başlama ve bitiş zamanı, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı ve varsa abone kimlik bilgilerini,

k) Veri: Bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değeri,

l) Yayın: İnternet ortamında yapılan yayını,

m) Yer sağlayıcı: Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri,

n) Birlik: Erişim Sağlayıcıları Birliğini,

o) Erişimin engellenmesi: Alan adından erişimin engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engellenmesi ve benzeri yöntemler kullanılarak erişimin engellenmesini,

ö) İçeriğin yayından çıkarılması: İçerik veya yer sağlayıcılar tarafından içeriğin sunuculardan veya barındırılan içerikten çıkarılmasını,

p) URL adresi: İlgili içeriğin internette bulunduğu tam internet adresini,

r) Uyarı yöntemi: İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin yayından çıkarılması amacıyla öncelikle içerik sağlayıcısına, makul sürede sonuç alınamaması halinde yer sağlayıcısına iletişim adresleri üzerinden gerçekleştirilecek bildirim yöntemini,

s) Sosyal ağ sağlayıcı: Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri, ifade eder.

Bilgilendirme yükümlülüğü

Madde 3 – (1) İçerik, yer ve erişim sağlayıcıları, yönetmelikle belirlenen esas ve usuller çerçevesinde tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür.

(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcısına Başkan tarafından iki bin Türk lirasından elli bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

(3) Bu Kanun kapsamındaki faaliyetleri yurt içinden ya da yurt dışından yürütenlere, internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirim yapılabilir.

(4) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi 02.10.2014 tarih ve E. 2014/149, K. 2014/151)

(5) Bu Kanun kapsamında verilen idari para cezaları, muhatabın yurt dışında bulunması hâlinde Kurum tarafından doğrudan muhataba üçüncü fıkradaki usulle de bildirilebilir. Bu bildirim 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre yapılan tebligat hükmündedir. Bu bildirimin yapıldığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebligat yapılmış sayılır.

İçerik sağlayıcının sorumluluğu

Madde 4 – (1) İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.

(2) İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur.

(3) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi 08.12.2015 tarih ve E. 2014/87, K. 2015/112)

Yer sağlayıcının yükümlülükleri

Madde 5 – (1) Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.

(2) Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanunun 8. ve 9. maddelerine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlüdür.

(3) Yer sağlayıcı, yer sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla yükümlüdür.

(4) Yer sağlayıcılar, yönetmelikle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yaptıkları işin niteliğine göre sınıflandırılabilir ve hak ve yükümlülükleri itibarıyla farklılaştırılabilirler.

(5) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi 08.12.2015 tarih ve E. 2014/87, K. 2015/112)

(6) Yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya bu Kanundaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı hakkında Başkan tarafından yüz bin Türk lirasından bir milyon Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

Erişim sağlayıcının yükümlülükleri

Madde 6 – (1) Erişim sağlayıcı;

a) Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, bu Kanun hükümlerine uygun olarak haberdar edilmesi halinde erişimi engellemekle,

b) Sağladığı hizmetlere ilişkin, yönetmelikte belirtilen trafik bilgilerini altı aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla,

c) Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce durumu Kuruma, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmek ve trafik bilgilerine ilişkin kayıtları yönetmelikte belirtilen esas ve usullere uygun olarak Kuruma teslim etmekle,

ç) Erişimi engelleme kararı verilen yayınlarla ilgili olarak alternatif erişim yollarını engelleyici tedbirleri almakla,

d) (İptal bent: Anayasa Mahkemesi 08.12.2015 tarih ve E. 2014/87, K. 2015/112) yükümlüdür.

(2) Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadıklarını ve sorumluluğu gerektirip gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir.

(3) Birinci fıkranın (b), (c), (ç) bentlerinde yer alan yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına Başkan tarafından onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.

Erişim Sağlayıcıları Birliği

Madde 6/A – (1) Bu Kanunun 8 ve 8/A maddeleri kapsamı dışındaki tüm içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine yönelik kararların uygulanmasını sağlamak üzere Erişim Sağlayıcıları Birliği kurulmuştur.

(2) Birlik özel hukuk tüzel kişiliğini haizdir. Birliğin merkezi Ankara’dır.

(3) Birliğin çalışma usul ve esasları ile internetin bilinçli ve güvenli kullanımı konuları da dahil olmak üzere Birliğin faaliyet alanları, Kurum tarafından onaylanacak Tüzükle belirlenir. Tüzük değişiklikleri de Kurumun onayına tabidir.

(4) Birlik, Tüzüğünün Kurum tarafından incelenerek uygun bulunmasını müteakip faaliyete başlar.

(5) Birlik, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında yetkilendirilen tüm internet servis sağlayıcıları ile internet erişim hizmeti veren diğer işletmecilerin katılmasıyla oluşan ve koordinasyonu sağlayan bir kuruluştur.

(6) Erişimin engellenmesi kararları erişim sağlayıcılar tarafından yerine getirilir. Kararların uygulanması amacıyla gerekli her türlü donanım ve yazılım erişim sağlayıcıların kendileri tarafından sağlanır.

(7) Erişimin engellenmesi kararları gereği için Birliğe gönderilir. Bu kapsamda Birliğe yapılan tebligat erişim sağlayıcılara yapılmış sayılır. Erişim sağlayıcılar, kararların bildirimi için gerekli teknik altyapıyı kurmakla yükümlüdür.

(8) Birlik, kendisine gönderilen mevzuata uygun olmadığını düşündüğü kararlara itiraz edebilir.

(9) Birliğin gelirleri, üyeleri tarafından ödenecek ücretlerden, bağış ve diğer faaliyet gelirlerinden oluşur. Üyelerden alınacak ücretler, Birliğin giderlerini karşılayacak miktarda belirlenir. Bir üyenin ödeyeceği ücret, üyelerin tamamının net satış tutarı toplamı içindeki o üyenin net satışı oranında belirlenir. Üyelerin ödeme dönemleri, yeni katılan üyelerin ne zamandan itibaren ödemeye başlayacağı ve ödemelere ilişkin diğer hususlar Birlik Tüzüğünde belirlenir. Süresinde ödenmeyen ücretler Birlikçe kanuni faizi ile birlikte tahsil edilir.

(10) Birliğe üye olmayan internet servis sağlayıcıları faaliyette bulunamaz.

(11) Birlik, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarını, ilgili içerik veya yer sağlayıcının internet sayfalarından tespit edilebilen elektronik posta adreslerine bildirebilir.

Toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülükleri

Madde 7 – (1) Ticari amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, mahalli mülki amirden izin belgesi almakla yükümlüdür. İzne ilişkin bilgiler otuz gün içinde mahalli mülki amir tarafından Kuruma bildirilir. Bunların denetimi mahalli mülki amirler tarafından yapılır. İzin belgesinin verilmesine ve denetime ilişkin esas ve usuller, yönetmelikle düzenlenir.

(2) Ticari amaçla olup olmadığına bakılmaksızın bütün internet toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimin engellenmesi ve kullanıma ilişkin erişim kayıtlarının tutulması hususlarında yönetmelikle belirlenen tedbirleri almakla yükümlüdür.

(3) Ticari amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, ailenin ve çocukların korunması, suçun önlenmesi ve suçluların tespiti kapsamında usul ve esasları yönetmelikte belirlenen tedbirleri almakla yükümlüdür.

(4) Bu maddede belirtilen yükümlülükleri ihlal eden ticari amaçla toplu kullanım sağlayıcılarına, ihlalin ağırlığına göre yönetmelikle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde uyarma, bin Türk Lirasından on beş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verme veya üç güne kadar ticari faaliyetlerini durdurma müeyyidelerinden birine karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir.

İçeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararları ile yerine getirilmesi

Madde 8 – (1) İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verilir:

a) 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

1) İntihara yönlendirme (madde 84),

2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),

3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),

4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),

5) Müstehcenlik (madde 226),

6) Fuhuş (madde 227),

7) Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228), suçları.

b) 25/07/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.

c) 29/4/1959 tarihli ve 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yer alan suçlar.

ç) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 27. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer alan suçlar.

(2) İçeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hakim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hakimin onayına sunar ve hakim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır. Erişimin engellenmesi kararı, amacı gerçekleştirecek nitelikte görülürse belirli bir süreyle sınırlı olarak da verilebilir. Koruma tedbiri olarak verilen içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine ilişkin karara 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.

(3) Hakim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının birer örneği, gereği yapılmak üzere Kuruma gönderilir.

(4) İçeriği birinci fıkrada belirtilen suçları oluşturan yayınlara ilişkin olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı re’sen Başkan tarafından verilir. Bu karar, ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcısına bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir.

(5) İçeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren dört saat içinde yerine getirilir.

(6) Başkan tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan yayını yapanların kimliklerinin belirlenmesi halinde, Başkanlık tarafından, Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.

(7) Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, hükümsüz kalan içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu internet adresini belirtmek suretiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Kuruma gönderir.

(8) Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece hükümsüz kalan içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu internet adresini belirtmek suretiyle, beraat kararının bir örneği Kuruma gönderilir.

(9) Konusu birinci fıkrada sayılan suçları oluşturan içeriğin yayından çıkarılması halinde; erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından kaldırılır.

(10) Koruma tedbiri olarak verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(11) İdari tedbir olarak verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde, Başkan tarafından ilgili içerik, yer ve erişim sağlayıcısına, onbin Yeni Türk Lirasından yüzbin Yeni Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. İdari para cezasının verildiği andan itibaren yirmidört saat içinde erişim sağlayıcı tarafından kararın yerine getirilmemesi halinde Kurum tarafından yetkilendirmenin iptaline karar verilebilir.

(12) Bu Kanunda tanımlanan kabahatler dolayısıyla Kurum tarafından verilen idari para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir.

(13) İşlemlerin yürütülmesi için Kuruma gönderilen hakim ve mahkeme kararlarına 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre Kurum tarafından itiraz edilebilir.

(14) 14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde tanımlanan kurum ve kuruluşlar, kendi görev alanına giren suçların internet ortamında işlendiğini tespit etmeleri halinde, bu yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesi kararı alabilirler. Erişimin engellenmesi kararları uygulanmak üzere Kuruma gönderilir.

(15) Bu maddeye göre soruşturma aşamasında verilen hakim kararı ile 9. ve 9/A maddesine göre verilen hakim kararı birden fazla sulh ceza mahkemesi bulunan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenen sulh ceza mahkemeleri tarafından verilir.

(16) (İptal fıkra: Anayasa Mahkemesi 02.10.2014 tarih ve E. 2014/149, K. 2014/151)

(17) Bu maddenin ikinci, dördüncü ve ondördüncü fıkraları kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.

Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi

Madde 8/A – (1) Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhurbaşkanlığı veya milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıkların talebi üzerine Başkan tarafından internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebilir. Karar, Başkan tarafından derhal erişim sağlayıcılara ve ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilir. İçerik çıkartılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren dört saat içinde yerine getirilir.

(2) Cumhurbaşkanlığı veya ilgili Bakanlıkların talebi üzerine Başkan tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı, Başkan tarafından, yirmi dört saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulur. Hakim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.

(3) Bu madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.

(4) Bu madde kapsamındaki suça konu internet içeriklerini oluşturan ve yayanlar hakkında Başkan tarafından, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu suçların faillerine ulaşmak için gerekli olan bilgiler içerik, yer ve erişim sağlayıcılar tarafından hakim kararı üzerine adli mercilere verilir. Bu bilgileri vermeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(5) Bu madde uyarınca verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara Başkan tarafından elli bin Türk lirasından beş yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi

Madde 9 – (1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir.

(2) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır.

(3) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hakim bu maddede belirtilen kapsamda içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verebilir.

(4) Hakim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hakim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi halinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir.

(5) Hakimin bu madde kapsamında verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararları doğrudan Birliğe gönderilir.

(6) Hakim bu madde kapsamında yapılan başvuruyu en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.

(7) Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hakim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.

(8) Birlik tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç dört saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir.

(9) Bu madde kapsamında hakimin verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır. Müracaatın Birlik tarafından kabulüne karşı itiraz, kararı veren hakimliğe yapılır. İnternet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(10) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir.

(11) Sulh ceza hakiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi

Madde 9/A – (1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Kuruma doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.

(2) Yapılan bu istekte; hakkın ihlaline neden olan yayının tam adresi (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik olması halinde talep işleme konulmaz.

(3) Başkan, kendisine gelen bu talebi uygulanmak üzere derhal Birliğe bildirir, erişim sağlayıcılar bu tedbir talebini derhal, en geç dört saat içinde yerine getirir.

(4) Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.

(5) Erişimin engellenmesini talep eden kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle erişimin engellenmesi talebini talepte bulunduğu saatten itibaren yirmi dört saat içinde sulh ceza hakiminin kararına sunar. Hakim, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirerek vereceği kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar ve doğrudan Kuruma gönderir; aksi halde, erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.

(6) Hakim tarafından verilen bu karara karşı Başkan tarafından 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.

(7) Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hakim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.

(8) Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan Başkanın emri üzerine erişimin engellenmesi Kurum tarafından yapılır.

(9) Bu maddenin sekizinci fıkrası kapsamında Başkan tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı, yirmi dört saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulur. Hakim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar.

İdari yapı ve görevler

Madde 10 – (1) Kanunla verilen görevler, Kurum tarafından yerine getirilir.

(2) Bu Kanunla ekli listedeki kadrolar ihdas edilerek Kurumun hizmetlerinde kullanılmak üzere 05/04/1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununa ekli (II) sayılı listeye eklenmiştir.

(3) Kuruma Kanunla verilen görevlere ilişkin olarak yapılacak her türlü mal veya hizmet alımları, ceza ve ihalelerden yasaklama işleri hariç, 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 05/01/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın Kurum bütçesinden karşılanır.

(4) Kanunlarla verilen diğer yetki ve görevleri saklı kalmak kaydıyla, Kurumun bu Kanun kapsamındaki görev ve yetkileri şunlardır:

a) Bakanlık, kolluk kuvvetleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile içerik, yer ve erişim sağlayıcılar ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon oluşturarak internet ortamında yapılan ve bu Kanun kapsamına giren suçları oluşturan içeriğe sahip faaliyet ve yayınları önlemeye, internetin güvenli kullanımını sağlamaya, bilişim şuurunu geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmak, bu amaçla, gerektiğinde, her türlü giderleri yönetmelikle belirlenecek esas ve usuller dahilinde Kurumca karşılanacak çalışma kurulları oluşturmak.

b) İnternet ortamında yapılan yayınların içeriklerini izleyerek, bu Kanun kapsamına giren suçların işlendiğinin tespiti halinde, bu yayınlara erişimin engellenmesine yönelik olarak bu Kanunda öngörülen gerekli tedbirleri almak.

c) İnternet ortamında yapılan yayınların içeriklerinin izlenmesinin hangi seviye, zaman ve şekilde yapılacağını belirlemek.

ç) Kurum tarafından işletmecilerin yetkilendirilmeleri ile mülki idare amirlerince ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılara verilecek izin belgelerinde filtreleme ve bloke etmede kullanılacak sistemlere ve yapılacak düzenlemelere yönelik esas ve usulleri belirlemek.

d) İnternet ortamındaki yayınların izlenmesi suretiyle bu Kanunun 8. maddesi ile 8/A maddesinde sayılan suçların işlenmesini önlemek için izleme ve bilgi ihbar merkezi dahil, gerekli her türlü teknik altyapıyı kurmak veya kurdurmak, bu altyapıyı işletmek veya işletilmesini sağlamak.

e) İnternet ortamında herkese açık çeşitli servislerde yapılacak filtreleme, perdeleme ve izleme esaslarına göre donanım üretilmesi veya yazılım yapılmasına ilişkin asgari kriterleri belirlemek.

f) Bilişim ve internet alanındaki uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamak.

g) Bu Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçların, internet ortamında işlenmesini konu alan her türlü temsili görüntü, yazı veya sesleri içeren ürünlerin tanıtımı, ülkeye sokulması, bulundurulması, kiraya verilmesi veya satışının önlenmesini teminen yetkili ve görevli kolluk kuvvetleri ile soruşturma mercilerine, teknik imkanları dahilinde gereken her türlü yardımda bulunmak ve koordinasyonu sağlamak.

(5) Kurum; Bakanlık bünyesinde 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca oluşturulan İnternet Geliştirme Kurulunca internetin yaygınlaştırılması, geliştirilmesi, yaygın ve güvenli kullanılması gibi konularda yapılacak öneriler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları alır.

(6) Kurum, ulusal siber güvenlik faaliyetleri kapsamında, siber saldırıların tespiti ve önlenmesi konusunda, içerik, yer, erişim sağlayıcılar ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla koordinasyon sağlar, gerekli tedbirlerin aldırılması konusunda faaliyet yürütür ve ihtiyaç duyulan çalışmaları yapar.

(7) Kurum kanunlarla kendisine verilen görevlerin ifası amacıyla araştırma ve geliştirme merkezleri kurabilir.

Yönetmelikler

Madde 11 – (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir. Bu yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde çıkarılır.

(2) Yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet icra etmek isteyen kişilere, telekomünikasyon yoluyla iletişim konusunda yetkilendirme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın, yer, erişim ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülüklerine ilişkin esas ve usuller, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bu yönetmelik, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş ay içinde çıkarılır.

İlgili kanunlarda yapılan değişiklikler

Madde 12 – (1) 04/02/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun 2. maddesinin (f) bendine aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu idari para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir.”

(2) 04/07/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin onuncu fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “belirtilen” ibaresinden sonra gelmek üzere “telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişime ilişkin” ibaresi eklenmiş, ikinci cümlesi “Oluşturulan bu Başkanlık bir başkan ile daire başkanlıklarından oluşur.” şeklinde değiştirilmiştir.

(3) 05/04/1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununun 5. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kurulca belirlenecek esas ve usuller çerçevesinde, 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22. maddesinde belirtilen doğrudan temin usulüyle serbest avukatlar veya avukatlık ortaklıklarıyla avukat sözleşmeleri akdedilebilir.”

(4) 01/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 6. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi “04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135. maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinin (14) numaralı alt bendi kapsamında yapılacak dinlemeler de bu merkez üzerinden yapılır.” şeklinde değiştirilmiş; dördüncü fıkrasında yer alan “Ancak” ibaresinden sonra gelmek üzere “casusluk faaliyetlerinin tespiti ve” ibaresi eklenmiş; altıncı fıkrasının üçüncü cümlesinde geçen “Bu madde” ibaresi “Bu fıkra” olarak değiştirilmiştir.

Ek Madde 1 – (1) (Mülga fıkra)

(2) (Mülga fıkra)

(3) (Mülga fıkra)

(4) (Mülga fıkra)

(5) 8/6/1984 tarihli ve 217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar kurumlarının, hakim ve savcılar ise kendilerinin muvafakati ile aylık, ödenek, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmek kaydıyla geçici olarak Kurum emrinde görevlendirilebilir. Bu kapsamda görevlendirilen personel sayısı Kurumun kadro sayısının yüzde yirmisini geçemez. Bu personel kurumlarından izinli sayılır. İzinli oldukları sürece memuriyetleri ile ilgili özlük hakları devam eder ve bu süreler terfi ve emekliliklerinde hesaba katılır. Terfileri başkaca bir işleme gerek kalmaksızın süresinde yapılır.

(6) (Mülga fıkra)

(7) Bu Kanunla ekli (V) sayılı cetveldeki kadrolar ihdas edilerek Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı hizmetlerinde kullanılmak üzere 5651 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listeye eklenmiştir.

Ek Madde 2 – Kuruma verilen görevlerin yürütülmesi için, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı kalınmaksızın özel bilgi ve ihtisas gerektiren konularda Kurumda sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu suretle çalıştırılacakların unvanı, sayısı, süresi, ücretleri ve diğer hususlar Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulacak hizmet sözleşmesi esaslarına göre tespit edilir. Bunlara ödenecek ücret, 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin (B) bendine göre çalıştırılanlar için uygulanmakta olan sözleşme ücreti tavanının beş katını, çalıştırılabilecek toplam sözleşmeli personel sayısı ise ikiyüzelliyi geçemez ve bu fıkrada belirtilen ücret dışında herhangi bir ödeme yapılamaz.

Ek Madde 3 – (1) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı kapatılmıştır.

(2) Diğer mevzuatta Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına yapılan atıflar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna, Telekomünikasyon İletişim Başkanına yapılan atıflar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanına yapılmış sayılır.

Ek Madde 4 – (1) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı; Kurum, Birlik, adli veya idari makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya taleplerin gereğinin yerine getirilmesi ve kişiler tarafından bu Kanun kapsamında yapılacak başvuruların cevaplandırılması ve bu Kanun kapsamındaki diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirler ve bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer verir. Sosyal ağ sağlayıcı bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde bu kişinin Türkiye’de mukim ve Türk vatandaşı olması zorunludur. Türkiye’den günlük erişimin on milyondan fazla olması halinde; yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı tarafından belirlenen gerçek veya tüzel kişi temsilci, sosyal ağ sağlayıcının sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla teknik, idari, hukuki ve mali yönden tam yetkili ve sorumlu olup bu temsilcinin tüzel kişi olması halinde doğrudan sosyal ağ sağlayıcı tarafından sermaye şirketi şeklinde kurulan bir şube olması zorunludur.

(2) Birinci fıkrada düzenlenen temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, Kurum tarafından bildirimde bulunulur. Bildirimden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde sosyal ağ sağlayıcıya Başkan tarafından on milyon Türk lirası idari para cezası verilir. Verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde otuz milyon Türk lirası daha idari para cezası verilir. İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan tarafından Türkiye’de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanır, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı kararının verildiği tarihten itibaren üç ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Başvurunun kabulüne ilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir. Bu kararlara karşı Başkan tarafından 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Hâkim tarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kuruma gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi hâlinde; verilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edilir, reklam yasağı kaldırılır ve hâkim kararları kendiliğinden hükümsüz kalır. İnternet trafiği bant genişliğine yapılan müdahalenin sona erdirilmesi için erişim sağlayıcılara Kurum tarafından bildirim yapılır.

(3) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, 9. ve 9/A maddeleri kapsamındaki içeriklere yönelik olarak kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç kırk sekiz saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap vermekle yükümlüdür. Olumsuz cevaplar gerekçeli olarak verilir.

(4) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, kendisine bildirilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına ve üçüncü fıkra kapsamındaki başvurulara ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren Türkçe hazırlanmış raporları altı aylık dönemlerle Kuruma bildirir. Üçüncü fıkra kapsamındaki başvurulara ilişkin rapor, kişisel verilerden arındırılmak suretiyle sosyal ağ sağlayıcının kendi internet sitesinde de yayınlanır. Sosyal ağ sağlayıcıların Kuruma sundukları raporlar; başlık etiketleri, öne çıkarılan veya erişimi azaltılan içeriklere ilişkin algoritmalarına, reklam politikalarına ve şeffaflık politikalarına ilişkin bilgileri de içerir. Sosyal ağ sağlayıcı hesap verebilirlik ilkesine uygun şekilde hareket etmek, Kanunun uygulanmasında şeffaflığı sağlamak, Kanunun uygulanmasına ilişkin gerekli tüm bilgi ve belgeleri Kurum tarafından istenildiği zaman Kuruma vermekle yükümlüdür. Sosyal ağ sağlayıcı kullanıcılarına eşit ve tarafsız davranmakla yükümlü olup Kuruma sunulacak raporda bu hususa ilişkin alınan tedbirlere de yer verilir. Sosyal ağ sağlayıcı, bu Kanun kapsamındaki suçlara ilişkin içerikler ile başlık etiketlerinin yayınlanmamasına ilişkin kendi sistem, mekanizma ve algoritmasında Kurumla iş birliği halinde gerekli tedbirleri alır ve bu tedbirlere raporunda yer verir. Sosyal ağ sağlayıcı, kullanıcılara öneriler sunarken hangi parametreleri kullandığına internet sitesinde açık, anlaşılır ve kolaylıkla ulaşılabilir şekilde yer vermekle yükümlüdür. Sosyal ağ sağlayıcı, kullanıcılara önerdiği içeriklere ilişkin tercihleri güncelleme ve kişisel verilerinin kullanılmasını sınırlandırma seçeneği sunma konusunda gerekli tedbirleri alır ve bu tedbirlere raporunda yer verir. Sosyal ağ sağlayıcı, reklamlara ilişkin içerik, reklam veren, reklam süresi, hedef kitlesi, ulaşılan kişi veya grup sayısı gibi bilgilerin yer aldığı bir reklam kütüphanesi oluşturarak bunu internet sitesi üzerinden yayınlar ve bu hususa raporunda yer verir. 

(5) Türk Ceza Kanununda yer alan;

a) Çocukların cinsel istismarı (madde 103),

b) Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A),

c) Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302),

ç) Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316),

d) Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337),

Suçlarına konu internet içeriklerini oluşturan veya yayan faillere ulaşmak için gerekli olan bilgiler soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında yargılamanın yürütüldüğü mahkeme tarafından talep edilmesi üzerine ilgili sosyal ağ sağlayıcının Türkiye’deki temsilcisi tarafından adli mercilere verilir. Bu bilgilerin talep eden Cumhuriyet Başsavcılığı veya mahkemeye verilmemesi durumunda, ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranında daraltılması talebiyle Ankara Sulh Ceza Hakimliğine başvurulabilir. İnternet trafiği bant genişliğinin daraltılması kararı verilmesi halinde, bu karar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kuruma gönderilir. Kararın gereği, bildirimden itibaren derhal ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Sosyal ağ sağlayıcının, bu fıkra kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde yaptırımlar kaldırılır ve Kuruma bildirilir.

(6) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırma yönünde gerekli tedbirleri alır.

(7) Sosyal ağ sağlayıcı, çocuklara özgü ayrıştırılmış hizmet sunma konusunda gerekli tedbirleri alır.

(8) Üçüncü fıkradaki yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya beş milyon Türk lirası, dördüncü fıkradaki yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya ise on milyon Türk lirası idari para cezası Başkan tarafından verilir.

(9) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılar hakkında 8. ve 8/A maddeleri kapsamında verilecek olan idari para cezaları bir milyon Türk lirası olarak, 8. ve 9. maddeleri kapsamında verilecek olan adli para cezaları ise elli bin gün olarak verilir.

(10) 8 ve 8/A maddeleri kapsamındaki idari tedbirler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun kapsamında Başkan tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğinin yerine getirilmemesi halinde, Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin, ilgili yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıya altı aya kadar reklam vermesinin yasaklanmasına Başkan tarafından karar verilebilir, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı kararı, Resmi Gazete’de yayımlanır. Başkan, reklam yasağı kararının yanı sıra içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmesine kadar sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için sulh ceza hakimliğine başvurabilir. Hakim tarafından verilen internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılmasına ilişkin kararın ilgili sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesinden itibaren otuz gün içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının sosyal ağ sağlayıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için Başkan tarafından sulh ceza hakimliğine başvurulabilir. Hakim tarafından verilen kararlar, erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Kuruma gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhal ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir. Sosyal ağ sağlayıcının, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmesi ve Kuruma bildirmesi halinde yalnızca internet trafiği bant genişliğinin daraltılması tedbiri kaldırılır.

(11) Bu Kanun kapsamında Başkan tarafından verilen idari para cezalarının yasal süresinde ödenmemesi durumunun bir yıl içinde birden fazla gerçekleşmesi halinde, Başkan tarafından yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıya Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına altı aya kadar yeni reklam vermesinin yasaklanmasına karar verilebilir, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz. Reklam yasağı kararı, Resmi Gazete’de yayımlanır. Yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının, idari para cezalarının tamamını ödemesi ve Kuruma bildirmesi halinde reklam yasağı kararı kaldırılır.

(12) Bu madde uyarınca verilen reklam yasağına aykırı davranan Türkiye’de mukim vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilere, on bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanmasına Başkan tarafından karar verilebilir.

(13) Sosyal ağ sağlayıcı, kullanıcılarının haklarının korunmasına yönelik olarak Kurum tarafından yapılacak kullanıcı haklarına ilişkin düzenlemelere uymakla yükümlüdür.

(14) Hukuka aykırılığı hâkim veya mahkeme kararı ile tespit edilen içeriğin sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesi durumunda, bildirime rağmen yirmi dört saat içinde içeriği çıkarmayan veya erişimi engellemeyen sosyal ağ sağlayıcı, doğan zararların tazmin edilmesinden sorumludur. Bu hukuki sorumluluğun işletilmesi için içerik sağlayıcının sorumluluğuna gidilmesi veya içerik sağlayıcıya dava açılması şartı aranmaz.

(15) Sosyal ağ sağlayıcı, başlık etiketleri ve öne çıkarılan içeriklerin uyarı yöntemiyle kaldırılması için Kurumla işbirliği içinde etkin bir başvuru mekanizması kurmakla yükümlüdür. Sosyal ağ sağlayıcı, başlık etiketleri veya öne çıkarılan içerikler aracılığıyla ortam sağladığı başkasına ait yayın yoluyla işlenen suçtan, kendisine hukuka aykırı içeriğin bildirilmiş ve buna rağmen içeriğin bildiriminden itibaren derhal ve en geç dört saat içinde kaldırılmamış olması durumunda söz konusu içerikten doğrudan sorumludur.

(16) Sosyal ağ sağlayıcı, kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içerikleri öğrenmesi ve gecikmesinde sakınca bulunması halinde, bu içeriği ve içeriği oluşturana ilişkin bilgileri yetkili kolluk birimleriyle paylaşır.

(17) Bu maddenin uygulanmasında sosyal ağ sağlayıcının yükümlülükleri, içerik veya yer sağlayıcısı olmasından doğan sorumluluk ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.

(18) Kurum, sosyal ağ sağlayıcının bu Kanuna uyumuna ilişkin olarak sosyal ağ sağlayıcıdan kurumsal yapı, bilişim sistemleri, algoritmalar, veri işleme mekanizmaları ve ticari tutumlar dahil her türlü açıklamayı talep edebilir. Sosyal ağ sağlayıcı, Kurum tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri en geç üç ay içinde vermekle yükümlüdür. Kurum, sosyal ağ sağlayıcının bu Kanuna uyumunu sosyal ağ sağlayıcının bütün tesislerinde yerinde inceleyebilir.

(19) Sosyal ağ sağlayıcı, kamu güvenliğini ve kamu sağlığını etkileyen olağanüstü durumlara ilişkin kriz planı oluşturmakla ve Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

(20) Bu maddenin altıncı, yedinci, onüçüncü, onaltıncı, onsekizinci ve ondokuzuncu fıkralarındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya Başkan tarafından bir önceki takvim yılındaki küresel cirosunun yüzde üçüne kadar idari para cezası verilebilir.

(21) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.

Geçici Madde 1 – (1) Başkanlığın kuruluştaki hizmet binasının yapımı, ceza ve ihalelerden yasaklama işleri hariç, Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın Kurum bütçesinden karşılanır.

(2) Halen faaliyet icra eden ticari amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde 7. maddeye göre alınması gereken izin belgesini temin etmekle yükümlüdürler.

(3) Halen yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet icra eden kişilere, Kurum tarafından, telekomünikasyon yoluyla iletişim konusunda yetkilendirme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın, yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet icra etmesi amacıyla bir yetkilendirme belgesi düzenlenir.

Geçici Madde 2 – (1) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı kadrolarında bulunan personelden ek 1. maddede belirtilen öğrenim şartlarını haiz olanlar; kamuda üç yıllık hizmet süresini tamamlamaları, KPDS’den en az 60 veya uluslararası geçerliliği olan sınavlardan muadili puan almaları ve hazırlayacakları tezin kabul edilmesi halinde bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren beş yıl içerisinde iletişim uzmanı kadrosuna atanabilirler. Bu personelden; diğer kamu kurum ve kuruluşlarında özel mevzuatları uyarınca yarışma sınavına tabi tutularak mesleğe alınan ve yeterlik sınavını vererek veya tezi başarılı bulunarak kariyer meslek kadrolarına atanmış olanlar yabancı dil şartını karşıladıklarında; yüksek lisans veya doktora öğrenimini tamamlamış olanlardan, hazırladıkları yüksek lisans veya doktora tezlerinin konularının Kurumun veya Başkanlığın görev alanı ile ilgili olduğunun yapılacak inceleme sonucu belirlenenlerden doktora öğrenimini tamamlamış olanlar doğrudan, yüksek lisans öğrenimini tamamlamış olanlar yabancı dil şartını karşıladıklarında, iletişim uzmanı olarak atanabilirler.

(2) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı personelinden dört yıllık fakülte mezunu olanlar, kamuda üç yıllık hizmet süresini tamamlamaları, çıkarılacak yönetmelikte öngörülen şartları taşımaları ve buna ilave olarak hazırlayacakları tezin kabul edilmesi veya tezli yüksek lisans veya doktora yapmaları halinde, bu Kanunun yayımı tarihinden beş yıl içinde öğrenim alanına göre teknik uzman veya idari uzman kadrosuna atanabilirler.

Geçici Madde 3 – (1) Birliğin kuruluşu bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde tamamlanır.

(2) Birlik, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla abonesi bulunan mevcut internet servis sağlayıcıları ile erişim hizmeti veren işletmecilerin en az dörtte birinin katılımıyla imzalanan Birlik Tüzüğünün Kurum tarafından incelenerek uygun bulunmasını müteakip faaliyete başlar. Birliğin kurulmasını müteakip en geç bir ay içinde halen üye olmayan internet servis sağlayıcıları ve erişim hizmeti veren işletmeciler üyeliklerini tamamlamak zorundadır.

(3) Belirtilen sürede Birliğin kuruluşunu tamamlayamaması halinde, Kurum tarafından internet servis sağlayıcılarına ve internet erişim hizmeti veren diğer işletmecilere bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde biri oranında idari para cezası uygulanır.

(4) Birliğin kurulmasını müteakip bir ay içinde üye olmayan internet servis sağlayıcılarına veya internet erişim hizmeti veren diğer işletmecilere, Kurum tarafından bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde biri oranında idari para cezası uygulanır.

Geçici Madde 4 – (1) Telekomünikasyon İletişim Başkanının görevi bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer ve hakkında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 18. maddesi hükümleri uygulanır. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında görevli daire başkanlarının görevleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Bunlardan daha önce İletişim Uzmanı unvanını ihraz etmiş olanlar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda Bilişim Uzmanı kadrolarına atanmış sayılırlar.

(2) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında görevli olup terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmadığı değerlendirilen personelden İletişim Uzmanı ve İletişim Uzman Yardımcıları, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda bulunan Bilişim Uzmanı ve Bilişim Uzman Yardımcısı kadrolarına, diğer personel ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda bulunan aynı unvanlı kadrolara başka bir işleme gerek kalmaksızın halen bulundukları kadro derecesiyle atanmış sayılırlar. Bunların atanmış sayıldıkları tarih itibarıyla diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın kadroları ihdas edilmiş ve ilgili mevzuatı uyarınca Kurum kadro cetvellerine eklenmiş sayılır. Bu şekilde atananların Uzman ve Uzman Yardımcılığında geçirdiği süreler atanmış sayıldıkları Kurum kadrolarında geçmiş sayılır.

Geçici Madde 5 – (1) Sosyal ağ sağlayıcılar, ek 4. maddenin;

a) Üçüncü fıkrası kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek üzere bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde gerekli çalışmaları tamamlar.

b) Dördüncü fıkrası kapsamındaki yükümlülükleri uyarınca hazırlayacakları ilk raporlarını, 2021 yılı Haziran ayında Kuruma bildirir ve internet sitesinde yayınlar.

Geçici Madde 6 – (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden önce temsilci belirlemiş olan sosyal ağ sağlayıcının, ek 4. maddenin birinci fıkrasında bu maddeyi ihdas eden Kanun ile yapılan değişiklikle getirilen yükümlülüklerini bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlamaması durumunda, bildirime ve idari para cezalarına ilişkin hükümler uygulanmaksızın ek 4. maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.

Yürürlük

Madde 13 – (1) Bu Kanunun;

a) 3. ve 8. maddeleri, yayımı tarihinden altı ay sonra,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 14 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Sonuç

İnternet, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi ama bu durum, bir dizi zorluğu ve sorunu da beraberinde getirdi. “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”, Türk Hukukunda bu sorunları çözmeye yardımcı olacak düzenlemeleri içeriyor. Kuşkusuz ki, bu kanunun etkili bir şekilde uygulanması, internetin daha güvenli bir hale gelmesi ve kullanıcıların güvende hissetmelerini sağlayacak. Ancak kanunun teknolojinin gerisinde kalmaması ve kendisini sürekli güncellemesi elzem diyebilirim. Aksi taktirde yazılı bir temenni metninden öteye geçmez.

Kanunun Gerekçesi

Dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak, ülkemizde de, internet dahil hızla yaygınlaşan elektronik iletişim araçlarının sağladığı imkânların suiistimal edilmesi suretiyle işlenen suçlarla mücadele konusunda etkin ve doğru bir yapılanmayı mümkün kılabilecek özel bir kanun çıkartılması zorunlu hale gelmiş bulunmaktadır.

Anayasanın “Ailenin korunması” başlıklı 41 inci maddesinde “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.” hükmü, “Gençliğin korunması” başlıklı 58 inci maddesinde de “Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” hükmü yer almaktadır.

Hazırlanan bu Tasarı ile, Anayasanın söz konusu hükümleri uyarınca, aileyi, çocukları ve gençleri internet dahil elektronik iletişim araçlarının suiistimal edilmesi suretiyle uyuşturucu ve uyarıcı madde alışkanlığı, intihara yönlendirme, cinsel istismar, kumar ve benzeri kötü alışkanlıkları teşvik eden yayınların içeriklerinden korumak için gerekli önleyici tedbirlerin alınması amaçlanmakta; elektronik ortamda çocuğa, gençliğe ve aileye yönelik ağır ve vahim nitelikteki saldırıların önlenmesini teminen gereken yasal düzenlemenin yapılması sağlanmış olmaktadır.

Tasarı ile yeni bilişim suçları kategorisi oluşturulmamakta ve suçlar işlendikten sonra devreye girecek cezai ve idari yaptırımlar getirilmemektedir. Türk Ceza Kanununda yer alan belirli suçların internet dahil elektronik ortamda etkilerini sürdürmesinin, idari ve yargısal koruma tedbiri olmak üzere belirlenen iki yöntemle önlenmesi mümkün kılınmaktadır. Bu amaçla, söz konusu kanunda yer alan bazı suçların, elektronik ortamda işlenmesinin içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden önlenmesine ilişkin esas ve usûller belirlenmektedir. Bir başka ifade ile bu Tasarı; suçun ve suçlunun gelişen bilişim teknolojilerini bir truva atı gibi kullanarak, Anayasamızın, özel olarak korunmasını öngördüğü, başta aile, çocuklar ve gençler olmak üzere belirli sosyal kesimlere yönelik suçların kolayca işlenmesini önleyici özel bir kanun mahiyetindedir. Tasarıyla içerik denetiminin nasıl ve hangi kurum tarafından yapılacağına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, bu amaçla Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde bulunan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına ilave görev ve yetkilerin verilmesi öngörülmüştür.

Söz konusu Başkanlığa, elektronik ortamdaki zararlı içeriklerin izlenmesi ve önlem alınması, filtreleme görevi, bu konuda uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği sağlanması, şikâyet ve talepleri değerlendirmek üzere izleme ve bilgi ihbar merkezi kurulması gibi çok önemli yetki ve görevler verilmektedir. Ülkemizde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Bilişim Alanında Suçlar”ı düzenleyen 243 ve devamı maddelerinde ticari ve mali yönden işlenen suçları düzenleyici, 1117 sayılı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu gibi özel nitelikli kanunlarla, toplumu ahlâki ve ruhsal yönden etkileyen zararlı neşriyatla mücadele edilmesini, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun ile de aile içi şiddeti durdurma, özellikle kadını ve çocukları korumayı ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile de korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasını amaçlayan hükümler konulmuştur. Ancak, bilişim teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler nedeni ile söz konusu düzenlemeler, internet ortamında yapılan ve içerikleri suç teşkil eden yayınların önlenmesinde yetersiz kalmıştır. Bu konuyla ilgili henüz yasal bir düzenleme yapılmamıştır. Dünyada ve Avrupa Birliği ülkelerinde ise, elektronik ortamda işlenen suçların önleyici tedbirlerle önlenmesinde farklı adlarla da olsa genelde bağımsız ya da özerk yapıların oluşturulduğu görülmektedir. Elektronik ortamda işlenen, suçların hızlı bir şekilde artışı, bu suçların işlenmesindeki kolaylığa karşın ortaya çıkarılmasındaki zorluklar, toplumsal açıdan doğabilecek zararların sonradan telafisinin mümkün olmaması, bu konuda acilen etkin mücadele edecek kurumsal bir yapının, yasal bir düzenleme ile oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır.

Ülkemizde internet ortamı dahil elektronik ortamda yapılan yayınları teknik açıdan ve bilimsel olarak takip eden, sorunu tespit eden, çözümü için öneriler getiren; internet servis sağlayıcıları da dahil elektronik haberleşme ve internet sektörünü koordine edecek kurumsal bir yapılanmanın kurulması zorunlu hale gelmiş bulunmaktadır.

Bilişim teknolojileri ve sunduğu hizmetler, nitelikleri gereği sadece ulusların milli düzenlerini değil, tüm uluslararası toplumu etkilemektedir. Bu nedenle, diğer ülkelerle ve uluslararası örgütlerle de bu alanda işbirliği ve koordinasyon yapılarak, bilişim ve internet teknolojilerinin ortaya çıkardığı bu yeni ortama uyum sağlanması gerekmektedir. Hazırlanmış olan bu Tasarı ile, yasa metninde belirtilen suçların internet yolu ile ve genel olarak elektronik ortamda işlenmesini önlemek amacı ile diğer ülke muadil kuruluşları ve uluslararası örgütlerle gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlama görevi de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına verilmektedir.

Bu Kanun kapsamında ilave görevler verilen idari birimin Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde bir birim olduğu ve Kurumun bu birim dahil faaliyetleriyle ilgili tesis ettikleri idari nitelikteki kararlarına karşı ilgili mevzuatta zikredilen idari yargı, genel hukuk hükümlerine göre tesis ettiği işlem ve eylemlerine karşı ise ilgili adli yargı yoluna başvurulması mümkün bulunmaktadır.

KOMİSYONUN DEĞİŞİKLİK GEREKÇESİ

Alt Komisyonca, aşağıdaki gerekçelerle Tasarının başlığında değişiklik yapılmış; Komisyonumuz, Alt Komisyonca, Tasarının başlığında yapılan bu değişikliği kabul etmiştir.

Tasarıyla, internetin yanı sıra elektronik ortamın tamamı kapsama alınarak mobil ve sabit telefonlar başta olmak üzere telsiz, faks, telgraf gibi haberleşme araçları ile radyo ve televizyon gibi yayın araçlarını da kapsayan bir düzenleme yapılmak suretiyle maksadını aşan içeriğe sahip bir metin oluşturulmuştur. Tasarının başlığı, mevcut haliyle, Anayasanın, “Cumhuriyetin nitelikleri” başlıklı 2 nci, “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20 nci, “Haberleşme hürriyeti” başlıklı 22 nci ve Basın hürriyeti başlıklı 28 inci maddelerine aykırı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, Tasarı, Basın Kanunu, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu, Telgraf ve Telefon Kanunu, Telsiz Kanunu, 5397 sayılı Kanun gibi kanunlarla çelişen ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının görev alanını da kapsayan bir niteliğe sahiptir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlarla ilgili olarak sorumluluk rejimini belirlemek amacıyla Tasarı metnine maddeler eklenmesi düşünülmüştür. Bu maddelerin içeriği de göz önünde bulundurularak, Tasarının başlığı, Anayasal düzenlemelerle uyumunun sağlanması amacıyla, yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için ve kanun yapma tekniğine uyumun gereği olarak, “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Tasarısı” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliğe paralel olarak, Tasarının maddelerinde geçen “elektronik ortam” ibaresi “internet ortamı” olarak değiştirilmiştir.

Meclis Görüşmeleri

Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi ile 2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz’un; Bilişim Sistemi Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/1305, 2/958) (S. Sayısı: 1397) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon raporu 1397 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Feridun Ayvazoğlu, Çorum Milletvekili.

Buyurun Sayın Ayvazoğlu.

CHP GRUBU ADINA FERİDUN AYVAZOĞLU (Çorum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “1397 sıra sayısı” adı altında, Hükûmet tarafından hazırlanan, kısacası “Elektronik Ortamda İşlenen Suçlar” adını taşıyan tasarının görüşülmesiyle ilgili olmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu nedenle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, böyle bir tasarının… Teknik bir tasarı, elektronik ortamın ne olduğu noktasında -ki, hemen yanı başında- İnternet’in çağrışım yaptığı gerçeğini hepimiz bilmekteyiz. Tabii, bu tasarı Komisyonumuza geldiğinde yapılan görüşmeler ve tartışmalar komisyon tutanaklarıyla belli. Öncelikle, böyle bir tasarının, Hükûmet tarafından, Ulaştırma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı bünyesinde ortaklaşa bir tasarı hâline getirildiğini görmekteyiz. Daha sonra, esas komisyon olarak Adalet Komisyonunda yapılan görüşmelerde ise tasarının daha etraflıca tartışılıp görüşülebilmesine olanak sağlamak açısından alt komisyona gönderildi. Alt komisyonda 5/3/2007 tarihinde yapılan konuşmalar, tartışmalar ve öneriler sonrası, rapor hazırlandı. Biz, bu alt komisyona

 

(x) 1397 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

muhalefet ettiğimizi, neden dolayı muhalefet ettiğimizi de belirtmiş idik. Elbette, alt komisyon görüşmelerinin tutanağa geçmeyeceğini bildiğimiz için, bunun, daha sonra esas komisyonda belirtilen eleştiri noktalarını ve muhalefet ettiğimiz noktaların neler olduğunu esas komisyonda tutanaklara geçirdik.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, böyle bir tasarının esas amacının ne olduğunu kısaca gerek siz değerli milletvekillerine gerekse kamuoyuna bilgi olarak sunmak istiyorum: Hepimizin bildiği gibi, çağımız bir teknoloji çağı. Teknoloji çağının da haberleşme çağı olarak değerlendirildiğinde hemen İnternet çağrışımının yapıldığını, “elektronik ortam” şeklinde daha geniş bir çağrışım içerisinde bunun yer aldığını da biliyoruz.

Tasarının ilk görüşmeleri sırasında, elektronik ortamın daha geniş olması nedeniyle, bunun, Anayasa’mızda yer alan insan hakları ve özgürlüklerinin kısıtlanabilme olanağını getirmesi noktasından yapmış olduğumuz eleştiriler sonrası, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna mensup milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Cumhuriyet Halk Partili Komisyon üyesi arkadaşlarımızın da ortak görüşü sonrası, bu tasarının başlığı “İnternet Ortamında…” şeklinde sınırlandırılmış. Sebebi de, az önce belirtmiş olduğumuz gibi, haberleşme özgürlüğünün, insan hak ve hürriyetlerinin kısıtlanabilme noktasında olanak tanınabileceği ihtimalini getirdiği için, bu tasarının başlığı, şu anda Komisyon tarafından kabul edilen “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Tasarısı” olarak huzurumuza gelmiş bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bu tasarının temel amacının da hepimizin bildiği gibi, hepimizin kamuoyunda rahatsız olduğu gibi, bir gerçeği vardır. Anayasa’mıza göre Türk toplumunun temeli ailedir. Aile düzeninin yürütülebilmesi için, toplumun daha sağlıklı bir şekilde huzurlu bir ortamı sağlayabilmesi açısından ailenin de sağlam temeller üzerine oturtulabilmesi lazım. Bunun başında da aile bireylerinden vazgeçilemez olan çocuklar yer almaktadır. “Çocuklar” denildiğinde, çocukların şu anda gerçekten ne gibi olaylarla, tehlikeyle karşı karşıya olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bunların başında, küçük yaşlarda alıştırılan… Elbette, bunun temelinde ekonomik sebeplerin yattığını hepimizin bildiği gibi, maalesef, kapkaç suçlarından tutunuz, bunun yanı başında, fuhşa yönlendirme, cinsel istismar ve müstehcenlik gibi suçlara yönelik bir şekilde çocukların kullanıldığını hepimiz kabul etmek zorundayız. Bu, toplumumuzun acı bir gerçeğidir. Bu noktadan ele alındığında, bunun İnternet ortamında da yoğun bir şekilde çocuklar üzerinde ağır tahribatlar yaptığını ve dolayısıyla, aile üzerinde ağır tahribatlar yaptığını ve giderek toplumu daha vahim bir hâlde çökertmeye doğru, sosyal yönden çökertmeye doğru giden bir olaylar silsilesi ve zinciri olduğunu hepimiz biliyoruz, bilmek durumundayız.

Bu açıdan bakıldığında, bunların İnternet ortamında önlenebilmesi için, yoğun bir şekilde yer alan bu suçların, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ve karşılığında cezai müeyyideleri bulunan bu suçların, az önce saydığımız suçların İnternet ortamında işlenmesinin tedbir olarak önlenebilmesi bakımından bu tasarıya getirilmiş olması, bu tasarının getirilmiş olmasını biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak da özünden destekledik. Bu noktadaki desteğimiz de devam etmektedir.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, böyle bir tasarı alt komisyona iki kez geldi. Birinci kez geldiğinde söylediğimiz, muhalefet ettiğimiz noktadan sonra, esas komisyonda da bizim belirtmiş olduğumuz muhalefet noktaları şunlar idi: 8’inci madde ile bu tasarının 8’inci maddesi ile hangi suçların İnternet ortamında işlenmesinin önlenmesi tasarıda yer aldı değişikliklerden sonra. İki kez alt komisyonda görüşüldükten sonra bu hâle geldi.

Şimdi, 8’inci maddede sayılan suçların hepsine, az önce belirttiğim gibi, Cumhuriyet Halk Partisi olarak olumlu bir şekilde destek verdik, destek vermeye devam ediyoruz.

Ancak, değerli arkadaşlar, bu suçların yanı sıra, şu gerçekleri de görmek zorundayız diye, Cumhuriyet Halk Partisi, Komisyon üyesi arkadaşlarımız olarak bugüne kadar söyledik, bağırdık, sesimizin çıktığı yere kadar da sesimizi yükselttik.

Değerli arkadaşlar, hepimizin bildiği gibi, medya ile iç içe olan bir toplum hâlinde yaşıyoruz. Buraya baktığımızda ve hepimizi çok yakın ilgilendiren başlıkları bazı gazete başlıklarında gördüğümüzde ürkütücü haberleri gördük. Bu ürkütücü haberlerin başında da, maalesef, adı, öyle veya böyle “küstah motor” şeklinde çıkan ve şu şekilde bilgiler veren, dünyanın en çok tıklanan arama motoru Google’ın sahibi olduğu “YouTube”, Atatürk’e hakaret videoları yayınlamıştı. Şimdi de, “Google Earth, Diyarbakır’ı Kuzey Kürdistan’ın başkenti yaptı” şeklinde, bu haberlerin İnternet ortamında yoğun bir şekilde yayılmaya devam edildiğini biz, bu haberlerden öğrendik, daha başka şekildeki haberlerden de öğrendik.

Bu doğrultuda olmak üzere, değerli arkadaşlarım, öncelikle, 5816 sayılı, Atatürk’e karşı işlenen suçlarla ilgili olarak yürürlükte bulunan beş maddelik bir kanunumuz var. Bu kanunda, Atatürk’e karşı işlenen suçların İnternet ortamında işlenmesinin önlenmesi açısından, bu suçun da bu kanun kapsamına getirilmesini talep ettik. Bizim bu getirme talebimizden sonra, alt komisyonda kabul edilmeyeceğini anlayınca, ben şahsım adına, alt komisyon üyesi olarak Komisyonu terk ettim. Komisyonu terk ettikten sonra, belirli ulusal gazetelerimizin başında “Atatürk’e hakarete izin çıktı.” başlığıyla yer aldı. Bu haberlerin alınmasından sonra, Adalet ve Kalkınma Partisinde, cumhuriyete karşı, Atatürk’e karşı, yer yer, zaman zaman bizden daha fazla Atatürkçü olduğunu söyleyen, bizden daha fazla cumhuriyetçi olduğunu söyleyen bazı hassas arkadaşlarımız hassas davrandılar ve bununla ilgili bir değişiklik tasarısını Komisyona önerdiler. Öneren arkadaşımız bizden sonra önerdi.

Biz, üç suçun, özellikle üç suçun mutlaka ve mutlaka bu tasarıya eklenmesini talep ettik. Bunların başında, az önce belirtmiş olduğumuz 5816 sayılı, Atatürk’e karşı işlenen suçlar, bir; ikincisi, Türk Ceza Kanunu’nun 302’nci maddesinde yer alan ve daha önceki, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesine temas eden, vatanın toprak bütünlüğünün bölünmesine ilişkin suç olan ve o suçtan dolayı da, hepimizin bildiği gibi şu anda İmralı’da yatmakta olan bölücü başının ceza almış olduğu bu suçun da aynı şekilde, şu, gazetede yer aldığı hâliyle İnternet ortamında işlenmesinin önlenmesi gerekir diye, biz bunu iddiada bulunduk, iki.

Üçüncü suç olarak da, Anayasa’mızın 174’üncü maddesinde yer alan devrim kanunlarıyla ilgili olarak sayılan, Tevhidi Tedrisat’tan tutunuz, Atatürk zamanında çıkartılan ve Anayasa’mızın bütün, bugüne kadarki maddelerinde yer alan devrim kanunlarında, İnternet ortamında işlenmesi hâlinde bunların da önlenmesi gerekir diye üç tane suçu, biz, değişiklik önergesi olarak Komisyona sunduk, ama, maalesef, Komisyon bizim bu önergemizi reddetti ve az önce belirttiğimiz gibi, sadece Atatürk’le ilgili olmak üzere hassasiyet gösteren değerli arkadaşımız Haluk İpek arkadaşımızın önergesi sadece bu noktada kabul edildi ve Komisyonumuzda da bu şekilde kabul edilerek şu andaki tasarıya yerleştirildi.

Değerli arkadaşlarım, şunu kabul etmemiz lazım: Eğer, biz, bir olayın gerçekliğini bilimsel açıdan ve yaşanan ülke gerçekleriyle ilgili olmak üzere kamuoyuna sunuyorsak, milletvekilleri olarak birbirimize anlatıyorsak, bunları komisyonlarda yapıyorsak, Mecliste yapıyorsak, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi bu eleştirileri yapıyor mantığıyla, nasıl olsa yanlıştır mantığıyla veya kabul edilemez noktasında karşı çıkarsanız, geldiğimiz noktaların nerelere geldiğini ve Türkiye’nin nerelere götürülmek istendiğini hepimiz maalesef acıyla görüyoruz, acıyla yaşıyoruz, bundan da üzüntü duyuyoruz. O nedenle, değerli arkadaşlarım, böyle bir suçlamanın, az önce belirtmiş olduğumuz, Türk Ceza Kanunu’nun 302’nci maddesindeki, vatanın toprak bütünlüğünün bölünmesi, bir kısmının bazı, parçalanmış hâliyle, ülkelere verilmesi gibi, bu noktada elden ele dolaşan, İnternet ortamında dolaşan haritaların da yer aldığı ve baş müttefikimiz olarak belirttiğimiz Amerika Birleşik Devletleri’nin Dışişleri Bakanı olarak her yerde, artık, Orta Doğu haritasının ve Türkiye haritasının değiştiğini ifade eden Dışişleri Bakanının o sözlerinden sonra, biz, hâlâ ve hâlâ kafamızı kuma gömüyorsak, iktidar olarak bu kumdan kafanızın çıkartılması lazım değerli arkadaşlarım. Bu tür ortamlarda, bu tür suçlamaların ne şekilde olduğunu, ne şekilde yaratıldığını hepimiz biliyoruz, bilmek zorundayız.

Yine, değerli arkadaşlarım, bu ülkenin kurucusu, bu ülkenin kurucusuyla beraber yanında şehit olmuş kahramanlarımız, şehitlerimizle beraber bu ülkenin toprakları sulanmış, sınırları çizilmiş hâliyle eğer o sınırlar bozulmaya çalışılıyorsa, eğer hiçbir toprağından, hiçbir parçasından vazgeçemeyeceğimiz illerimizin birisi, herhangi bir yerin, Kuzey Irak’ın, bir Peşmergenin yönettiği Kuzey Irak’ın, Kürdistan’ın fiilî olarak kullandığını ve onun başkenti olarak kabul edildiği noktasında biz gerekli direnci gösteremiyorsak, yarın, bir gün o fiilî durumların hangi hâle getirilmek istendiğini sizlerin bilmesi gerekir. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu biliyoruz. Sizlere de dört buçuk yıldan beri bunu söylüyoruz, ama maalesef, bunları kabul etmek istemiyorsunuz, bu gerçekleri görmek istemiyorsunuz. Bir zamanlar çıkartmaya çalıştığınız ve çıkarttığınız, çıkartmayın dediğimiz hâlde çıkarttığınız Pişmanlık Yasası’nın, Eve Dönüş Yasası’nın ne hâle getirildiğini ve bunun teröre maalesef kucak açtığını, “dağdakileri eve indirmek” adı altında cezaevindekileri dağa çıkartmak olduğunu hepimiz görüyoruz. Bu tespitleri biz yaptık, söyledik, ama Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından az önceki anlayışla siz bunlara karşı çıktınız ve bunların acısını şimdi yaşıyoruz, daha da yaşayacağız. Ve peşmerge başı, orada, Kuzey Kürdistan’ın fiilen kurulmuş olan ve kurulmasıyla beraber başına getirilen peşmerge başına Sayın Başbakanımızın “kardeşim” diye hitap etmesinden sonraki gösterilen cesaretin ve cüretin, ülkemizi ne hâle getirdiğini ve getirildiğini hepimiz üzüntüyle görüyoruz değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlarım, bu gerçekleri görmek zorundayız. Yine, çok mudur? Devrim yasaları dediğimiz, Anayasa’mızın 174’üncü maddesinde yer alan devrim kanunlarının dokunulmazlığıyla ilgili hükümlerin böyle bir tasarıya işlenmesini neden çok görüyoruz, onu anlayabilmek de mümkün değildir. Bununla ilgili değişiklik önergelerini verdik. Diliyoruz ve istiyoruz ki -nasıl ki Komisyonda değerli arkadaşımız Haluk İpek, daha sonra bu olayın gerçekliğini kavrayarak Atatürk’le ilgili suçun bu tasarıya işlenmesine vesile oldu ise- inanıyoruz ki bizden daha fazla, Cumhuriyet Halk Partisinden daha fazla cumhuriyetçi olduğunu söyleyen, daha fazla devrimci olduğunu söyleyen Adalet ve Kalkınma Partisinin hassas milletvekilleri de o değişiklik önergemize destek verirler diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, ülkemiz, çok ciddi olaylar yaşamaktadır. Çok ciddi olaylarla karşı karşıya kalıyoruz, ama, buna Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Genel Başkanı, Sayın Başbakanımızın göstermiş olduğu tepkilerin üslubuna da bizlerin Cumhuriyet Halk Partisi olarak elbette karşı çıkışımız kadar doğal bir şey olamaz.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili yaşanan gerginliklerin… Elbette, uzlaşı içerisinde yapılması noktasında, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, 367 sayısının aranması gerektiğini hukuki açıdan dile getirdik. Bu siyasi açıdan dile getirildiği gibi, hukuksal bir gerekliliğinin de Anayasa’nın 102’nci maddesinin birinci fıkrasının çok açık olduğunu ifade ettik. Bunların hukuki zeminini, gerekçelerini hukuksal zemine dayandırmak suretiyle hep söyledik, ama, sizler, bunun siyasi bir söylem olduğunu kabul etmek suretiyle, Cumhuriyet Halk Partisinin bu haklı isteğine ve haklı görüşüne yanaşmadınız. Ama, buna karşılık, Anayasa’mızda yer alan, halkın referandumuyla gerçekleştirilen 1982 Anayasa’sında yer alan o hükme rağmen bu uzlaşma hükümlerini kabul etmediniz ve Anayasa Mahkemesinden bu karar döndüğündeki tepkinizin şeklinin de maalesef, bizleri derinden üzdüğünü, kamuoyunu derinden yaraladığını, esasen halkın ve milletimizin nasıl gerginliğe itildiğine kimin sebep olduğunu halkımız çok çok iyi bilmektedir.

Biz, doğruları söylüyoruz. Biz, doğruları her zaman söyledik. Doğru olduğunu daha sonra sizler anlamak zorunda kaldınız. Bunun hukuksal değerlendirmesine, hukuksal eleştiri yapmanıza hiçbir diyeceğimiz yoktur, ama, Sayın Başbakanın, ülkemizi dört buçuk yıldan beri yöneten Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Genel Başkanı, Sayın Başbakanın üç gün önce grup toplantısında yapmış olduğu konuşmayla, Anayasa’mızda yerini alan, sanki Anayasa’mızda yer almamış olan ve şimdiye kadar hiçbir görev yapmamış olan yüksek dereceli Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu o karardan sonra, maalesef, tarihe geçen, tarihe iyi bir şekilde geçmeyen, kötü bir şekilde geçen şu ifadeleri kullanmaktan çekinmemiştir: “Anayasa Mahkemesinin kararıyla demokrasiye kurşun sıkılmıştır.” Doğru mudur? Böyle demiştir.

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) – Öyle demedi!

İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale) – Hayır, hayır…

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) – İftira atma…

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Ama, Sayın Başbakan gelebilecek tepkileri daha sonra algıladığı için, biliyoruz ki, bu sözün Anayasa Mahkemesi kararına karşı değil, Cumhuriyet Halk Partisinin söylemlerine karşı olduğunu ifade etmek suretiyle Sayın Başbakanın bu konulardaki çark edişini de görmüş olduk. Sadece biz görmedik, milletimiz gördü, halkımız gördü bunu. Bunu inkâr edemezsiniz.

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) – Doğrusu o. Size söyledi.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Genel Başkanımız olarak demokrasiye karşı vermiş olduğu, demokrasiyle beraber vermiş olduğu mücadelenin demokrasiyi hangi noktalara, en üst noktalara getirmek için elinden gelen her türlü uğraşı hep birlikte yaptığımızı sizler çok çok iyi biliyorsunuz.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Tarihinize bak!

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Cumhuriyet Halk Partisinin kökeninde, sizin o söylediğiniz, Sayın Başbakanın söylediği suçlamaların hiçbiri yakışamaz, yakıştırılamaz. Siz yakıştırsanız, halk yakıştırmıyor. Kendi kendinizi kandırmaya devam etmeyiniz.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak, üyesinden Genel Başkanımıza kadar, şimdiye kadar görev yapmış bütün Genel Başkanlarımız da dâhil olmak üzere, Sayın Genel Başkanımızın söylediği gibi…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ayvazoğlu, lütfen toparlayınız.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – …bir an için bu suçlamanın bize söylendiğini kabul edersek şu cevabı vermek zorundayız: Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir döneminde demokrasiye karşı kurşun sıkmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir döneminde demokrasiyi ayaklar altına almamıştır.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Tarih biliyor… Tarih şahit…

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir şekilde yargı kararlarına, yargıya kurşun sıkmamıştır, ama, sizin, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarında Danıştaya, yargıya, Yargıtaya kurşun sıkılmıştır. Bunu nasıl inkâr ederiz değerli arkadaşlarım?

ŞEVKET ARZ (Trabzon) – Hedef gösterdi, hedef…

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Siyaseten diyoruz, sizin dahliniz vardır demiyoruz. Sizin iktidarınızda olan kara bir talihtir, kara bir izdir.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Allah’tan kork, Allah’tan kork!

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Bunu hepimiz kınıyoruz. Hepimiz kınamak zorundayız.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Allah’tan kork!

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Biz sizin herhangi bir dâhil olduğunuzu söylemiyoruz.

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) – İftira atma, iftira atma!

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Dinleyiniz, siz dâhil olmuyorsunuz, ama sizin iktidarınıza nasıl oldu denk geldi onu söylemek istiyoruz.

ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) – Sizin yüzünüzden oldu.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Talihsiz bir olay olduğunu belirtmek istiyoruz değerli arkadaşlarım. (AK Parti sıralarından gürültüler)

Sevgili arkadaşlarım, bu gerçekler unutulamaz, bu doğruları inkâr edemezsiniz. Siz, istediğiniz kadar inkâr etmeye çalışın, ama tarih bunu inkâr etmiyor, tarih bunu inkâr etmeyecektir ve bu da onu gösterecektir ki… (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Gerdirme!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – …önümüzdeki seçimlerde gereğini, ne yapılacağını halkımız, hepimize, sizlere çok çok iyi gösterecektir.

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Gerdirme, konuyu anlat da bilelim.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Evet, sevgili kardeşlerim, bunlardan gocunmayınız, gerçeklerden ürkmeyiniz. Siz, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak dört buçuk yıldır bu hükûmeti, bu milletimizi, ülkemizi yönetmiyor musunuz? Elbette yönetiyorsunuz. Peki, o suçu ve kabahati de başkalarına mı atacağız? Başka şekilde, yargıçlara veya mahkemelere mi atacağız? Böyle bir durumun… (AK Parti sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ayvazoğlu…

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Sevgili kardeşlerim, biz siyaseten hiçbir şekilde gerginliği kabul etmediğimizi söylüyoruz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ayvazoğlu.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) – Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Tarih yalanları ortaya çıkarmayı sağlar.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayvazoğlu.

Tümü üzerinde AK Parti Grubu adına söz isteyen Gülseren Topuz, İstanbul Milletvekili. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA GÜLSEREN TOPUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1397 sıra sayılı Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı’yla ilgili Grup adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Her gün, yeni bir buluşun, icadın teknolojiye kazandırıldığı günümüzde, teknolojik gelişmelerin takibi ve bilginin hızlı bir şekilde yaygınlaştırılması zorunluluğu ortaya çıkmış ve bilgi aktarımını sağlamak maksadıyla bilişim teknolojileri keşfedilmiştir. Sonrasında da bu keşif, çağımıza, bilişim çağı olarak damgasını vurmuştur. Bilişim suçlarının tarihsel gelişimine bakacak olursak, 1970 ve 1980’li yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan ve bu tarihlerde ilk dönemlerini yaşayan bilişim ağlarının ilk kullanıcıları, çoğunlukla resmî ve akademisyen araştırmacılardan oluşmaktaydı. Bu araştırmacılar, meslek etikleri gereği hareket ederek yazılı olmayan birçok kurala uymaktaydı. Ancak, kullanıcı sayısının 1990’ların başından itibaren hızla artması ve yeni kullanıcıların da ağ ortamına katılması, sistemin kötüye kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Bilindiği üzere, İnternet kullanımı, son yıllarda ülkemizde de hızla yaygınlaşmış ve bazı hukuki sorunların da ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Hayatımızın her alanında kullandığımız bilişim ve İnternet teknolojilerindeki gelişmelerin beraberinde getirdiği birçok sorun vardır. Ancak, mevcut hukuk sistemleri, bu teknolojik gelişmelerin büyük ölçüde gerisinde kaldığı için ya da zamanında bu gelişmeler yeterince öngörülemediği için, günümüzde, İnternet suçları, bilişim suçları diyebileceğimiz yeni suç şekilleri ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, bu alanda bir denetime ihtiyaç olduğu, suçun önlenmesi açısından, yine, teknolojiden istifadeyle, bazı engellemelerin, bazı kontrollerin getirilmesi gerektiği de ortadadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilişim teknolojilerinin toplum hayatında ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Hayatın her alanında bu teknolojiler kullanılmakta; doğrusunu isterseniz, büyük yararlar da sağlanmaktadır. Ancak, geçmişte kabul görmüş oluşumların üzerine yeni gelişmelerin eklenmesi, gerek sosyal gerekse ekonomik açıdan kaçınılmazdır. Bu durumda, yeni teknolojilerin geçmişte kabul gören değişmez değerlere zarar vermesinin engellenmesi ise bizlere önemli bir sosyal refleks hâline getirmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa’nın “Ailenin korunması” başlıklı 41’inci maddesinde, “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.” hükmü, “Gençliğin korunması” başlıklı 58’nci maddesinde de “Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” hükmü yer almaktadır.

Dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak, ülkemizde de -İnternet dâhil- hızla yaygınlaşan elektronik iletişim araçlarının sağladığı imkânların suistimal edilmesi suretiyle işlenen suçlarla mücadele konusunda etkin ve doğru bir yapılanmayı mümkün kılabilecek özel bir kanun çıkartılması zorunlu hâle gelmiş bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işte, hazırlanan bu tasarı ile Anayasa’nın söz konusu hükümleri uyarınca aileyi, çocukları ve gençleri -İnternet dâhil- elektronik iletişim araçlarının suistimal edilmesi suretiyle uyuşturucu ve uyarıcı madde alışkanlığı, intihara yönlendirme, cinsel istismar, kumar ve benzeri kötü alışkanlıkları teşvik eden yayınların içeriklerinden korumak için gerekli önleyici tedbirlerin alınması amaçlanmakta ve elektronik ortamda çocuğa, gençliğe ve aileye yönelik ağır ve vahim nitelikteki saldırıların önlenmesini teminen gerekli yasal düzenlemenin yapılması sağlanmış olmaktadır. Ancak, Genel Kurulda görüşmekte olduğumuz bu tasarı ile yeni bilişim suçları kategorisi oluşturulmamakta ve suçlar işlendikten sonra devreye girecek cezai ve idari yaptırımlar getirilmemektedir. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan belirli suçların -İnternet dâhil- elektronik ortamda etkilerini sürdürmesinin, idari ve yargısal koruma tedbiri olmak üzere belirlenen iki yöntemle önlenmesi mümkün kılınmaktadır.

Türk toplumu olarak sosyal yapımızı korumaya yönelik refleksimiz, diğer dünya devletlerine nazaran daha kuvvetlidir. Sağlam aile yapımız, tarih boyunca bizi birçok sıkıntılardan korumuş ve birçok zorlukların da üstesinden gelebilmemizi sağlamıştır. Dolayısıyla, toplumumuzu kuvvetli kılan gücümüzün kaynağı aile yapımızı her türlü tehlikeden korumak ve kollamak millî bir görevimiz olup aynı zamanda inançlarımız gereğidir. Bizim toplumumuzun, özellikle gençlerimizin yeniliğe, gelişmeye, teknolojiye merakı, bunları kullanma noktasındaki isteği ve çabası takdir edilecek bir husustur, ancak, bilişim teknolojileri konusunda gerekli denetimler eğer yapılmazsa bunun ne gibi olumsuz sonuçlara neden olduğunu da hepimiz biliyoruz ve bizler bu sonuçları da göz ardı edemeyiz. Bu bağlamda, hazırladığımız bu tasarı, Anayasa’mızın özel olarak korunmasını öngördüğü, başta aile, çocuklar ve gençler olmak üzere, belirli sosyal kesimlere yönelik suçların kolayca işlenmesini önleyici özel bir kanun mahiyetindedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilişim teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler nedeni ile söz konusu düzenlemeler, İnternet ortamında yapılan ve içerikleri suç teşkil eden yayınların önlenmesinde maalesef yetersiz kalmıştır. Dünyada ve Avrupa ülkelerinde elektronik ortamda işlenen suçların önleyici tedbirlerle önlenmesinde, farklı isimlerle de olsa, genelde bağımsız ya da özerk yapıların oluşturulduğu görülmektedir. Elektronik ortamda işlenen suçların hızlı bir şekilde artışı, bu suçların işlenmesindeki kolaylığa karşın ortaya çıkarılmasındaki zorluklar, toplumsal açıdan doğabilecek zararların sonradan telafisinin mümkün olmaması, bu konuda acilen etkin mücadele edecek kurumsal bir yapının yasal bir düzenlemeyle oluşturulmasını zorunlu kılmıştır. Görüşmekte olduğumuz bu tasarı, içerik denetiminin nasıl ve hangi kurum tarafından yapılacağına ilişkin düzenlemelere yer vermiş ve bu amaçla, Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde bulunan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına ilave görev ve yetkilerin verilmesini öngörmüştür. Ayrıca, söz konusu başkanlığa, elektronik ortamdaki zararlı içeriklerin izlenmesi ve önlem alınması, filtreleme görevi, bu konuda uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği sağlanması, şikâyet ve talepleri değerlendirmek üzere izleme ve bilgi ihbar merkezi kurulması gibi çok önemli görev ve yetkiler vermektedir. Bu bağlamda, ülkemizde İnternet ortamı dahil, elektronik ortamda yapılan yayınları teknik açıdan ve bilimsel olarak takip edecek, sorunu tespit edecek, çözümü için de öneriler getirip, geliştirip, İnternet servis sağlayıcıları da dahil, elektronik haberleşme ve İnternet sektörünü koordine edecek kurumsal bir yapılanmanın kurulması bu tasarıyla gerçekleştirilmiş olacaktır.

Bilişim teknolojileri ve sunduğu hizmetler, nitelikleri gereği, sadece ulusların millî düzenlerini değil, tüm uluslararası toplumu da etkilemektedir. Bu nedenle, diğer ülkelerle ve uluslararası örgütlerle de bu alanda iş birliği ve koordinasyon yapılarak, bilişim ve İnternet teknolojilerinin ortaya çıkardığı bu yeni ortama uyum sağlanması gerekmektedir.

Hazırlanmış olan bu tasarıyla, yasa metninde belirtilen suçların İnternet yolu ile ve genel olarak elektronik ortamda işlenmesini önlemek amacıyla diğer ülke muadil kuruluşları ve uluslararası örgütlerle gerekli iş birliği ve koordinasyonu sağlama görevi de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına verilmektedir.

Ayrıca, İnternet kafelerde bulunan bilgisayar ve diğer sistemlerde söz konusu bu kanunla belirlenen suçları oluşturan içeriğe sahip yayınlara erişimin engellenmesi amacıyla gerekli filtreleme ve bloke etmeyi sağlayacak donanım ve yazılım kullanılması dahil her türlü tedbirin alınması hâlinde, mahallî mülki amirlerce iş yeri açma ruhsatı veya diğer izin belgelerinin verilmesi de söz konusu olabilecektir. Yapılan bu düzenleme bu amacın sağlanmasına yöneliktir. Özellikle çocukların İnternet’teki zararlı içerikten korunması amacıyla, İnternet’te erişim için yoğun olarak kullanılan bu yerlerin çalışma esas ve usullerinin düzenlenmesine büyük ihtiyaç duyulmaktadır.

Avrupa Konseyinin almış olduğu kararlarla üye ülkeler, İnternet’in güvenli kullanılmasının sağlanması için filtreleme ve bloke etme programları gibi koruyucu programlar geliştirmeye ve aynı amaçla eğitim ve tanıtım faaliyetlerini yaygınlaştırmaya davet edilmektedir.

Ayrıca, bu kanun kapsamında, ilave görevler verilen idari birimin Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde bir birim olduğu ve Kurumun, bu birim dâhil, faaliyetleriyle ilgili tesis ettikleri idari nitelikteki kararlarına karşı, ilgili mevzuatta zikredilen idari yargı, genel hukuk hükümlerine göre tesis ettiği işlem ve eylemlerine karşı ise ilgili adli yargı yoluna başvurulması mümkün bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünya ülkelerinin yoğun bir şekilde çözüm aradığı bilişim suçlarının engellenmesine yönelik çalışmaların yanında, biz de AK Parti olarak konuya hassasiyetle yaklaştığımızı, getirdiğimiz 1397 sıra sayılı Kanun Teklifi’mizle göstermiş bulunuyoruz. İnanıyorum ki, ülke olarak tüm kamu kurumlarıyla ve sivil toplum örgütleriyle, akademisyenleriyle, bilişim çevreleri ve özel teşebbüsleriyle el ele vererek, ülkemiz için önemli bir problem hâline gelmiş bilişim suçlarının üstesinden gelerek, çağımızın en etkili iletişim araçlarından olan İnternet’in zararlı içeriklerinden ve yayınlardan arındırılmasını da bu suretle sağlamış olacağız.

Sonuç olarak, bütün amacımız, “Temiz İnternet, temiz toplum” sloganıyla, ülkemizde vizyon sahibi insan gücünün yetiştirilmesi, bilgi ve uzman iş gücüyle desteklenen katılımcı mekanizmalarla demokrasimizi güçlendirmektir. Gayretlerimiz de insanımızın daha huzurlu ve sağlıklı bir toplum içerisinde yaşamasını ve çocuklarımızın geleceğe sağlıklı adımlarla erişmesini sağlamak içindir.

Görüşülmekte olan 1397 sıra sayılı Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesine İlişkin Tasarı’nın, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diler, hepinize saygılar sunarım.

Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Topuz.

Tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili.

Buyurun Sayın Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok az konuşacağım.

Bir kere, İnternet ortamında kişilik haklarına -onur, şeref, haysiyet- insan onuruna ve insanın kişiliğine yapılan saldırılara karşı, çok net bir şekilde, büyük ceza yoktur.

Size başımdan geçen bir olayı anlatacağım: Bir ağaç kampanyası vardı bir akşam bir televizyon kampanyasında. Edremit veya Ayvalık’tı galiba. Ayvalık’taydı. Ben de yüreğimden o kampanyaya destek vermek istedim. İsmimi vermek istemedim, “bir vatandaş” dedim, “hayır” dediler, “ismini vereceksin kardeşim.” Ya, bir vatandaş olarak ben bağış yapmak istiyorum ve sunucu beni çok zorladı, ben de vermek zorunda kaldım. Ertesi gün bir İnternet sayfasında “ismini dahi vermekten aciz bir milletvekili” diyor. Yani, insan onuruna, kişilik haklarına yapılan saldırılarda bir kere tekzip mekanizması diye bir şey yoktur. Kimdir, nedir bulamıyorsunuz. Bir kere, buna dikkatinizi çekmek istiyorum.

İkinci olay, değerli arkadaşlar, tabii, bu İnternet suçları. Ben burada Sayın Bakanım ve Müsteşarımın duyarlılığına teşekkür ediyorum. Özellikle, bir an evvel GSM’deki gizli numaralar… Burada da çok büyük suç işleniyor. Burada da insan onuruna, insan haysiyetine yakışmayan sözler sarf ediliyor. Mutlaka… Ben bunu yine iki yıl önce veya birbuçuk yıl önce dile getirmiştim. Fakat, Ulaştırma Bakanlığı, GSM operatörleri üzerinde çok büyük baskı kurmasına rağmen, zannediyorum ki, en azından, bilgi edinme hakkım nedeniyle… Ben savcılığa gitmekten çekiniyorum. Cumhuriyet savcılığına gideceksin, cumhuriyet savcılığından yazıyı operatöre gönderecekler, sonra gidip savcılıktan yazıyı kendin alacaksın. Savcılıktan yazıyı almayınca evine polis geliyor, savcılığa çağrılıyorsun, “Gel de şu yazıyı al.” diyorlar.

Değerli arkadaşlarım, benim, en azından, şu süreçte, teknik olarak, bir şekilde gizli numarayı benim telefonumdan kabul etmemeyi teknik olarak yapamıyorsak… Ben gizli numarayla görüşmek istemiyorum. Beni arayan insan kimliğini, kişiliğini ortaya kor, arar beni.

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) – Cevap verme.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Ama, gecenin bir yarısında insan… Ben heyecanlanıyorum, ola ki benim gizli numara kullanan bir arkadaşımın başına bir şey geldi, ama, mutlaka, ben bu konuda… Ulaştırma Bakanlığının konunun üzerinde durduğunu da biliyorum, ama ben bir kez daha dile getirmek istiyorum. Bir kez daha, bir an önce, kişilik hakları için, bilgi edinme hakkım nedeniyle en azından, bu uygulamaya geçene kadar, benim cep telefonuma, sorduğumda ilgili GSM şirket kurumuna, benim cep telefonuma o gece veya o gizli numaranın kime ait olduğunu mesaj olarak geçmesi de benim en tabii hakkım. Beni savcılıklarda falan süründürmeyin. Yani, şu anda, en azından, bir talep yapıyorsam, benim numarama geçecek, benim numarama geçtikten sonra “Şu numara sizi aramıştır.” diye bir mesaj geçmeyi lütfetsin, zahmetinde bulunsunlar. Bunlar kraldan çok kralcılık yapıyor.

FİKRET BADAZLI (Antalya) – Aynen, doğru söylüyorsun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Ben bir kez daha rica ediyorum. Benim bilgi edinme hakkım en tabii hakkımdır. Bir kez daha, cep telefonuma gelen bir mesaj… “Şu telefon sizi aramıştır.” diye… Bunu soruyorsam, benim numarama, en azından gizli numaranın ortadan kaldırılmasına kadar bunun uygulamaya konulmasını hassaten rica ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İlgili Kanunlar

  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun
  • Ceza Muhakemesi Kanunu
  • Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu
  • İdari Yargılama Usulü Kanunu
  • Kamu İhale Kanunu
  • Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu
  • Telgraf ve Telefon Kanunu
  • Türk Ceza Kanunu

İlgili Yönetmelikler

  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği
  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Meslek Personeli Yönetmeliği
  • İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
  • İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik
  • Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik
  • Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
  • Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik

İlgili CB Kararları

  • Telekomünikasyon Kurumu Kadrolarında Çalıştırılacakların Unvan, Sayı ve Nitelikleri, Hizmet Sözleşmesi ve Sözleşme Usul ve Esaslarında Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar

İlgili Kurul Kararları, Genelgeler ve Yönergeler

Kamu Denetçiliği Kurumu

  • İnternet Üzerinden Yapılan Yayının Erişiminin Engellenmesine İlişkin Mahkeme Kararının Uygulanması Talebi Hakkında Verilen Tavsiye Kararı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı

  • Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Bilgi Güvenliği Politikaları Yönergesi
  • Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Bilgi Güvenliği Yönergesi

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

  • Pinterest Inc. Adlı Sosyal Ağ Sağlayıcıya Reklam Verilmesinin Yasaklanması Kararının Kaldırılmasına İlişkin Başkan Kararı
  • (Kaldırıldı) Temsilci Belirleme ve Bildirme Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen Pinterest Inc. Adlı Sosyal Ağ Sağlayıcıya Reklam Verilmesinin Yasaklanmasına İlişkin Başkan Kararı
  • (Kaldırıldı) Temsilci Belirleme ve Bildirme Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen Twıtter Inc. Adlı Sosyal Ağ Sağlayıcıya Reklam Verilmesinin Yasaklanmasına İlişkin Başkan Kararı
  • (Kaldırıldı) Temsilci Belirleme ve Bildirme Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen Twitter Inc. (Periscope/Scope) Adlı Sosyal Ağ Sağlayıcıya Reklam Verilmesinin Yasaklanmasına İlişkin Başkan Kararı
  • Twıtter Inc. Adlı Sosyal Ağ Sağlayıcıya Reklam Verilmesinin Yasaklanması Kararının Kaldırılmasına İlişkin Başkan Kararı

İçişleri Bakanlığı

  • İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı Bilgi Sistemleri Yetkilendirme Yönergesi
  • (Kaldırıldı) İller İdaresi Genel Müdürlüğü Birim Yönergesi

Adalet Bakanlığı

  • Kişilerin Ad ve Soyadı ile Arama Motorları Üzerinden Yapılan Aramalarda Çıkan Sonuçların İndeksten Çıkarılmasına Yönelik Talepler İle İlgili Kişisel Verileri Koruma Kurulu Kararı
  • İnternet Sitelerinin Oluşturulması Genelgesi

Kanun Değişiklikleri

  • 700 Sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
  • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
  • İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun
  • 6757 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun
  • 7188 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
  • 7226 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
  • 7253 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
  • 7418 Sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İçindekiler