Kadın Evden Atılırcasına Kovulmuşsa Ziynetlerin Akıbetini Erkek İspatlamalıdır
Normal koşullarda ortak konuttan ayrılarak babaevine gitmiş olmayan kadının ziynetleri üzerinde taşıyor olması hayatın olağan akışına uygun değildir.
Toplanan delillerden davacı kadının, koca ve kocanın kardeşi tarafından babaevine bırakıldığı anlaşılmaktadır. Altın ziynet eşyasının kadına ait olduğu ve kadın üzerinde taşınması normal durumdur. Ancak davacı normal koşullarda ortak konuttan ayrılarak babaevine gitmiş olmadığından ziynetleri üzerinde taşıyor olması hayatın olağan akışına uygun değildir.
Bu durumda ziynetlerin kadında kaldığını ispat yükü davalı koca üzerindedir. Davalı koca savunmasını gösterdiği delillerle ispatlayamamış; yemin deliline de dayanmamıştır. Davacı kadının üç adet altın burma bileziğe ilişkin davasında haklı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı kadın bunların aynen iadesini, olmadığında bedelini istemiştir. Mahkeme yaptırdığı bilirkişi incelemesinde bu bedeli 6.010 TL. olarak hesaplatmıştır. Ne var ki, bilirkişi hesaplamada bedeli inceleme tarihi olan 26.2.2009 tarihine göre belirlemiştir. Doğru sonuca varabilmek için, altın ziynet eşyası bedelinin dava tarihi temel alınarak bulunması gerekir. Mahkemece bilirkişiden dava tarihi olan 08.10.2007 tarihi itibariyle bu ziynetlerin bedeli hesaplattırılarak, hesaplanacak miktara bedel yönünden hükmedilmesi gerekirken; inceleme tarihindeki bedele hükmedilmesi doğru görülmemiştir. (Y2HD, 07.12.2010, E. 2010/20326, K. 2010/20469.)
Kaynak: https://www.yargitay.gov.tr/
0 Yorum