HATALI İMAR NEDENİYLE TAZMİNAT DAVA DİLEKÇESİ

ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK  MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

                                                                                               XXXX

DAVACI        :xxxxx( TC Kimlik No:1111111 Adres:xxxxxx.)

VEKİLİ     : Adana- Avukat Saim İNCEKAŞ

DAVALI          :1-xxx İlçe Belediyesi-                   

                     2-xxxxx Büyükşehir Belediyesi

Konu              :Müvekkilin taşınmazının elinden alınmasına sebep olan xxxx Büyükşehir Belediyesi, xxxxxBelediyesi ve Hazine’den iş bu zararın tazmini istemidir.

AÇIKLAMALAR

Müvekkil xxxx Adana İli xxx  ilçesi xxx Köyü xxx parseldeki taşınmazı 17/06/1997 tarihinde edinmiş olup, ilgili taşınmaz iş bu tarihte xxx İlçe Belediyesine bağlı olup ilçe belediyesince imar uygulamasına maruz kalmış, Maliye Hazinesi tarafından Adana 1.İdare Mahkemesi ‘nin xxx tarih ve 2002/xxxE.-2003/xxx K. sayılı ilamı ile belediyenin yetkisiz yaptığı iş bu imar düzenlemesi iptal edilmiştir.Ardından Büyükşehir Belediyesi tekrardan imara açmış olup iş bu imar düzenlemesi de ‘xxx İlçe Belediyesi’nin 08.06.1998 tarih xxx sayılı encümen kararı uyarınca yapılan ilk imar düzenlemesinin Mahkemece iptal edilmesinden sonra bu parsellerin tamamen eski kök parsellere dönüştürülmesi ve bilahare iptal kararı ve gerekçesi dikkate alınarak yeniden imar düzenlemesi yapılması gerekmekteyken, iptal edilerek hukuk aleminden kalkmış bulunan imar düzenlemesiyle oluşan parseller üzerinden imar düzenlemesi yapıldığından bahisle dava konusu imar düzenlemesi işleminde, hukuka ve mevzuata uyarlılık bulunmadığından’ XXX  2.İdare Mahkemesi’nin 31.12.2007 tarih ve 2007/xxxE.-2007/xxxK. sayılı ilamıyla iptal edilmiştir.

             Ardından Maliye Hazinesi ‘Eski Hale İade edilerek, evveliyatı XXX ili, xxx İlçesi, xxxköyünde kain imar uygulaması öncesinde mülkiyeti Hazineye ait 6946m2 yüzölçümlü 1138(166) nolu kadastro kök parsel üzerine oluşturulan yolsuz tescil durumundaki 1-xxx Köyü 5557 ada 11,12,13,14,15,16(iş bu parsel müvekkile ait 250 parsele tekabül etmektedir), ve 17 nolu imar parsellerinin 1138 Kadastro parseline isabet eden kısımlarının tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline’diyerek, XXX 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/xxxE. sayılı dosyasında talep etmiş mahkeme ‘Mahkememizce XXXX xxx Büyükşehir Belediyesi  Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davaya konu XXX ili xxx İlçesi XXXKöyü imar öncesi kök parsel olan 1138 nolu parsel ile imardan sonraki gittiği parsellere ilişkin parsel olan 5558 ada 1,2,3,4 nolu parseller ile 5557 ada 11,12,13,14,15,16,17 nolu parsellere ilişkin xxxx Belediye Encümeni ve xxx Belediye Encümenin imar uygulamasına ilişkin kararlarının gönderilmesi istenilmiş olup, verilen cevabi yazıda  dava konusu xxx Köyü 1138 nolu ihdas parseli Büyükşehir Belediye Encümeninin 28.02.2007 tarih ve 421 sayılı kararı ile yapılan imar düzenlemesi sırasında ihdasen oluşturulmuş ve düzenleme de terk edilerek dağıtıma girmediğini, söz konusu ihdas parseli 1998 yılında XXX  İlçe Belediyesince  yapılan imar düzenlemesi sırasında dop olarak terk edilen ve plan değişikliği sonucu ihdasa konu alan olduğundan dağıtıma dahil edilmediğini, ayrıca ihdas parselleri imar uygulama dosyasının Kadastro Müdürlüğü tarafından kontrol edilmesinin ardından ada ve parsel numarası alacağını, bu nedenle encümen kararında ihdas parselleri görülmediğini, Büyükşehir Belediye encümeninin 28/02/2007 tarih ve xxx sayılı kararı ile yapılan imar uygulamasında da dava konusu parsel 5558 ada 1,2,3 ve 4 parsel dağıtımına girdiğini bu işlem sonucunda 5557 ada 8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18 parsel olarak tescil edildiğini, fakat bu uygulamanın Adana İdare Mahkemelerinin muhtelif kararlarıyla iptal edildiği, söz konusu bölge ile ilgili planlama sürecinin tamamlanmasının akabinde geri dönüşümlü imar düzenlemesi yapılacağını bildirmiştir.

  Mahkememizce refakate alınan bilirkişi fen memuru xxx refakate alınarak 16/09/2010 tarihinde mahallinde keşif yapılmış bilirkişi tarafından verilen 11/06/2013 tarihli raporuna dava konusu xxxxx Köyü 1138 parsel taranmış ve çakıştırılmak suretiyle 5557 ada,..16 nolu parselde A harfi ile gösterilen 661.41m2,…’lik kısımlar ise ihas parseli olan 1138 nolu parsel içerisinde kalmış olup,5557 ada 11,12,13,14,15,16 ve 17 nolu parselleri kasadığını bildirir raporu mahkememize sunmuştur.

   Dava imar işleminin iptali nedeniyel kadastral parselin ihyası suretiyle tapu iptali ve Hazine adına tescil isteğine ilişkin olup; ihyası talep edilen taşınmazın xxx Belediyesi tarafından başka birçok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi üzerine bilahare aynı bölgede xxx Belediyesi tarafından yapılan ikinci imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan yyyy Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dahil edildiği dosya kapsamındadır.

    Alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ….XXX ili yyyy İlçesi xxxx köyü, 5557 ada 11,12,13,14,15,16,17 parsellerin 1138 kadastro parseline isabet eden sicil kayıtlarının iptali ile,….5557 ada 16 nolu parselin 661,41 metrekaresinin… tapusunun iptali ile krokide A ile yola terk edilen 1678,74 metrekarelik kısmı ile beraber imar öncesi kadastral hak ve duruma dönülerek 6946 metrekarelik Kabasakal köyü 1138 kadastro parselinin ihyasına ve hazine adına tapuya tesciline,karar verilmesi gerekmiş,..’ diyerek müvekkilin tapusu iptal edilmiştir.

  Dolayısıyla davalıların yapmış oldukları hatalı imar sonucu hukuki el atma ile  müvekkil gayrimenkulun bir kısmını kaybetmiştir.İş bu zararın davalı belediyelerce tazmini gerekmektedir.Davalı hazinenin ise TMK madde 1007 kusursuz sorumluluk ilkesi prensibince diğer davalılarla birlikte sorumluluğu bulunmakta olup iş bu tescil sebebiyle zararını karşılaması gerekmektedir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2012 / 5-512 Karar: 2012 / 822 sayılı ilamında ‘Davacılar, kayden malik oldukları taşınmazların imar uygulamasına tabi tutulmasından sonra Hazine’nin mera iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının Hazine lehine sonuçlanması sonucu, taşınmazlarından imardan sonra ayrıca 505,40 m2’lik kısmın fazladan Hazine adına tescil edildiğini beyan ederek, imar uygulamasının davalı Belediye tarafından yapılması ve davacı parsellerinden toplam 505,40 m2’lik kısmından fazladan davalı Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle tazminat talep etmişlerdir…. Davaya konu somut olayda, imardan önce mera olarak kayıtlı taşınmaz yapılan imar uygulaması ile davacı adına tescil edilmesi nedeniyle imar işlemine süresi içinde Hazine adına itiraz etmekle yükümlü olan görevliler üzerlerine düşen görevlerini yapmamışlardır. Tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki imar işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK’nun 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.

 

Burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür.

 

Bilindiği üzere, AİHM, 8 Temmuz 2008 tarihli ihlal kararında, başvuranların tapuları iptal edilinceye ve Hazine adına tescil edilinceye kadar, taşınmazların hukuken maliki olduklarını ve mülkiyet haklarının tartışmasız delilini teşkil eden sicile güven ilkesinden yararlandıklarını, mülkiyet hakkından, kamu yararı bulunması nedeniyle mahkeme kararıyla mahrum kaldıklarını, ancak, Devlet tarafından tazminat ödenmeksizin taşınmazın geri alınmasının orantısız bir müdahale olduğunu ve söz konusu davada tazminat ödememeyi gerektirecek istisnai şartların bulunmadığını kaydederek, kamu yararı ile bireysel haklar arasındaki adil dengenin kurulamadığı gerekçesiyle AİHS’ye Ek 1 No.’lu Protokol’ün 1.maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Benzer konudaki 2 Haziran 2009 tarihli ve 343/04 başvuru nolu Hacısalihoğlu-Türkiye kararında da yine aynı sonuca ulaşmıştır.

 

AİHM, 13 Ekim 2009 tarihinde adil tatmine ilişkin kararını açıklamıştır. Söz konusu kararda, başvuranların mülklerinden bir yargı kararıyla yoksun bırakıldıkları tespitine yer verilmiştir. AİHM, başvuranlara uygulanan yoksun bırakma işlemine gerekçe olarak, gösterilen tabiatın ve ormanların korunması amacının 1 No.’lu Ek Protokol’ün 1.maddesi anlamında kamu yararı kapsamına girdiğine dikkat çekmekle birlikte, mülkiyetten yoksun bırakma halinde, ihtilaf konusu tedbirin arzu edilen dengeye riayet edip etmediğinin ve bilhassa da başvuranlara orantısız bir yük yükleyip yüklemediğinin belirlenmesi için, iç hukukta öngörülen telafi yöntemlerinin dikkate alınması gerektiğini hatırlatmıştır. Bu çerçevede AİHM, mülkün değerine karşılık gelen makul bir meblağın ödenmemesi durumunda mülkten mahrum bırakmanın aşırı bir müdahale teşkil edeceğini ve hiçbir tazminat ödenmemesi durumunun ise 1 No.’lu Ek Protokol’ün 1. maddesi anlamında ancak istisnai koşullarda meşruiyet kazanabileceğini ve mevcut davada mülklerinin Hazine’ye devredilmesi nedeniyle başvuranlara hiçbir tazminat ödenilmediğini ifade etmiştir (aynı ilkeler HGK. nun 20.04.2011 gün ve 2011/13-37-198 sayılı kararında da değinilmiştir.)

 

Sonuç itibariyle; davacının, Devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararlarının oluştuğu ve bu zararın tazminini Devletten isteyebileceği, Devletin imar işlemleri sırasında elemanların ihmalinden kaynaklanan sorumluluğunun da TMK.’nun 1007. maddesi kapsamında olması gerektiği sonucuna varılmıştır.’ Diyerek iş bu davayı açmaktaki haklılığımızı da doğrulamaktadır.

Sonuç Olarak: XXX 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/xxxE. tapu iptali ve tescil dosyası ile XXX ili xxxx İlçesi Kxxxx köyü 1138 kadastro parsele isabet eden müvekkilin 5557 ada 16 nolu parselinin 661,41 metrekaresini kaybetmesi sebebiyle iş bu zarara sebep olan xxxx Büyükşehir Belediyesi,xxx İlçe Belediyesi ve Hazine’den zararın tazmini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara bırakılmasını vekaleten sayın mahkemenizden talep ederiz.

Av. Saim İNCEKAŞ

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir