Belediye Encümen Kararının İptali Dava Dilekçesi

Bu yazımızda belediye encümeninin hukuka aykırı olarak aldığı bir kararın nasıl iptal edilebileceğini, dava dilekçesi örneğini sizlerle paylaştık.

Belediye Encümen Kararının İptali Dava Dilekçesi

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA

GÖNDERİLMEK ÜZERE

İSTANBUL 9.İDARE MAHKEMESİ

SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

YEREL MAHKEME

DOSYA NO                             :2018-

 

TEMYİZ TALEBİNDE

BULUNAN DAVACI                :

VEKİLLERİ                             : Adana Barosu – Avukat Saim İNCEKAŞ

DAVALI                                   :

 VEKİLLERİ                              :          

TEBLİĞ TARİHİ                        :

KONU                                     :İstanbul 9. İdare Mahkemesi Dairesi’nin 23.11.2018 tarih ve—. Sayılı hatalı ve hukuka aykırı kararının temyiz incelemesine tabii tutulması talepli temyiz dilekçemizdir.

İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin yukarıda esas ve karar sayılı yazılı olan kararında

“… dava konusu encümen kararının 9.810,77-TL’lik yönünden kısmen iptaline, 10.174,14-TL yönünden kısmen reddine, dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığından, aşağıda dökümü yapılan 194,70-TL  yargılama gideri, 525,15-TL Temyiz yargılama gideri olmak üzere toplam 719,85-TL olarak hesaplanan yargılama giderinin yarısı olan 359,92-TL ile A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 1.090,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 1.090,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.

MÜVEKKİL ALEYHİNE TAHAKKUK ETTİRİLEN VE İPTALİ TALEP EDİLEN 10.174,14 TL’LİK CEZA AÇISINDAN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ USUL VE YASAYA AYKIRI OLUP KARARIN BOZULMASI GEREKMEKTEDİR.

1-) Danıştay Bozma kararına bakıldığında anılan yerde -faaliyet gösterdiğinden anılanın yapıya ilişkin cezanın -a kesilmesi “cezaların şahsiliği” prensibine aykırı olması nedeniyle hukuka aykırı görülmüştür. Bu karardan anlaşılması gereken – ye hiç bir şekilde tebligat yapılmadığı ve kaçak olduğu iddia edilen yapının mevzuata uygun hale getirilmesi için süre verilmediği anlaşılmaktadır. Gerçekten de gerek Encümen kararı gerek yapı tatil tutanağında ilgili olarak – gösterilmiştir.Öncelikle Encümen Kararı müvekkilim – ilgili gösterilerek hem para cezasını hem de yıkım kararını içermektedir. Yani Kararda bizzat anılan yerde faaliyet gösteren – muhatap olarak gösterilmemiştir. Bu hata  yapı tatil tutanağında dahi yapılmış ve yapı tatil tutanağında da dahi ilgili – gösterilmiştir. Bu bakımdan ilgili mahalde faaliyet gösteren – ne tebligat yapılmamıştır. – ne tebligat yapılmadan imar kanuna aykırı yapının (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) mevzuata uygun hale getirilmesi beklenemez. – hiç bir şekilde tebligat yapılmadan anılan yapının kaçak olduğunu iddia etmek ve şirketin yasal yollara başvurmasına bu şekilde engel olmak da kabul edilemez. Nitekim ilgili yapının sahibi – olup bu konuda yapının mevzuata uygun hale getirilmesi istenmeden yıkımına karar verilemez. Bu husus ayrıca Yargı Mercilerine başvurulmasının engellenmesi, Silahların eşitliği prensibine, adil yargılanma hakkı kuralarına kısıtlama getirmektedir.

2– Yerel Mahkeme bozma kararına uyarak yaptığı incelemede bu defa müvekkil -’ın Gaziosmanpaşa 4. Asliye Ceza Mahkemesi 1-Sayılı dosyası ile görülen yargılamada davacının “yalnızca işçilerin çay kahve içmeleri dinlenmeleri için bir nevi kamelya niteliğinde sundurma yaptığı” yönünde beyanda bulunduğundan bahisle müvekkil hakkında idari para cezasına karşı itirazı kısmen reddetmiş olsa da müvekkil – aynı zamanda dava konusu işlemin gerçekleştiği dönemde – yetkilisi ve ortağıdır.

Danıştay bozma kararında açıkça ceza “söz konusu parselin malikinin -ş olduğu gerekçesiyle davacı adına para cezası hesaplandığı görülmüş ise de parsel üzerinde faal olan bir fabrika binası bulunduğu söz konusu fabrikanın bir limited şirket tarafından işletildiği ve her ne kadar bu şirketin ortağı olsa dahi davacı ile ortağı olduğu şirketin tüzel kişiliklerinin birbirinden ayrı tutulması gereği vurgulanmıştır.

Ceza yargılamasında şirket yetkilisi olarak müvekkil şirket yetkilisi hakkında yargılama yapılması usul ve yasa gereğidir. Ancak idari para cezalarının muhatapları gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişiler de olabilecektir. Yerel Mahkeme şirket yetkilisinin bu ifadesine dayanarak idari para cezasının müvekkil aleyhine tahakkuk ettirilebileceğine ilişkin kararı hatalıdır. Dava dilekçesi ve temyiz dilekçemizdeki beyanlarımızı tekrarla müvekkil aleyhine ceza verilmesine ilişkin itirazlarımızın kısmen reddine ilişkin kararın bozulması gerekmektedir.

2-) Yerel Mahkeme kararının kısmen ret kararını kabul anlamına gelmemek kaydıyla;

Dava konusu taşınmaz hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. Maddesi uyarınca, yasal süre içerisinde imar affına başvurularak 25.09.2018 tarihli yapı kayıt belgesi alınmıştır.(EK-1) Bu nedenle imar barışından yararlanmasına rağmen ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kısmi ret kararı usule ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmektedir.

3194 Sayılı İmar Kanunu Geçici Madde 16- (Ek: 11/5/2018-7143/16 md.)

Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.

Yerel Mahkeme tarafından söz konusu yapıya ilişkin olarak imar affına başvurulup başvurulmadığı araştırılmaksızın, davalı idareye sorulmaksızın hüküm tesis edilmiştir. Ekte sunulan yapı kullanım belgesi incelendiğinde görüleceği üzere dava konusu imara aykırılık artık hukuka uygun hale gelmiştir ve yapılan yargılama sonucunda hukuka ve mevzuata aykırı olarak cezaya karşı itirazın kısmen reddine karar verilmiştir.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİMİZ            :

Yukarda saydığımız ve resen nazara alınacak   tüm nedenlerle ilerde telafisi güç ve imkansız zararlarının doğmaması adına yargılama sonuçlanıncaya kadar Danıştay Kanunu hükümleri ve 2577 Sayılı Yasanın  27/2  madde hükmü uyarınca Yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.

NETİCEİ TALEP                       :Yukarıda izah edilen ve Sayın Mahkemenizce resen nazara alınacak nedenlerle ; Usul ve yasaya aykırı kısmen kabul kısmen ret İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 2018/1870 E. 2018/2020 K.  ve 23.11.2018 tarihli  kararının aleyhe  hususların bozulması, lehe hususların onanmasını ve ilerde telafisi güç ve imkansız zararlarının doğmaması adına yargılama sonuçlanıncaya kadar Danıştay Kanunu hükümleri ve 2577 Sayılı Yasanın  27/2  madde hükmü uyarınca Yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini  saygılarımızla talep ederiz.(tarih)

TEMYİZ EDEN

DAVACI VEKİLİ

Avukat Saim İncekaş -Adana Belediye ve İdari Dava Avukatı

Belediye Encümen Kararının İptali Dava Dilekçesi

ADANA … İDARE MAHKEMESİNE

DAVACI                :

VEKİLİ                   :

DAVALI                :

TALEP KONUSU : Belediye Encümen kararının iptali talebimizden ibarettir.

TEBLİĞ TARİHİ   :

AÇIKLAMALARIMIZ

Belediye Encümeni’nin X karar tarihli ve 20X/X Karar No’lu yazısına istinaden idari bir işlem düzenlenmiştir. Düzenlenen bu idari işlemin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki;

Belediye Encümeni, müvekkile ait X adresinde faaliyet gösteren X çatısında bulunan tabelanın kaldırılması için X tarihinde 20x/xxxx sayılı kararı almış olup bu kararda sadece reklam tabelasının kaldırılması kararı verilmiştir.

Belediye Encümeni gerekçe olarak x Belediye Kuralları Yönetmeliğinin 26. Maddesinin (b) fıkrası gereğince tespit tutanağı tutulduğunu dolayısıyla reklam tabelasının kaldırılması gerektiğini bildirmiştir.

X Belediye Kuralları Yönetmeliğinin 26. Maddesinin b fıkrası ” x Belediyesinin yetki ve tasarrufunda bulunan yerlerde, belediyenin ilgili biriminin izni olmadan herhangi bir şekilde süreli ya da süresiz tanıtım amaçlı stand, totem, pilon, ışıklı veya ışıksız levha dikmek ve benzeri şeyler kurmak, bilgi broşürü ve el ilanı dağıtmak, reklam faaliyetinde bulunmak.” Yasaktır hükmünü getirmiştir.

Bu yasak ve kural anılan fıkrada da belirtildiği gibi x belediyesinin yetki ve tasarrufunda bulunan yerler için geçerlidir. İdari işleme konu edilen müvekkile ait bina özel mülk olduğu gibi hiçbir şekilde belediye ile de ilgisi yoktur.

Ekte sunulan fotoğraflarda da görüleceği üzere x tabelası, y gibi binalarda da reklam tabelaları bulunmakta olup o reklam tabelaları da yine belediyenin hüküm ve tasarrufunda olan yerler kategorisinde değildir.

Müvekkile ait reklam tabelası yıllardır yerinde durmakta olup yönetmeliğe aykırı hiçbir husus da içermemektedir. Kaldı ki Belediye Encümeni kararında kesilen cezaya gerekçe olarak müvekkile ait reklam tabelasının şartları taşımadığı yönünde hiçbir beyan ve ihtar bulunmayıp sadece reklam tabelasının kaldırılmasına ilişkin bir karardır. Hukuka uygun hiçbir gerekçesi olmayan kararın ve x Belediyesi Encümeni tarafından verilen iptal davasına konu edilen idari işlemin iptal edilmesi için iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda izah etmeye çalıştığımız ve resen gözetilecek diğer sebeplerle, davamızın kabulü ile yasalara aykırı olarak düzenlenen x karar tarihli ve 20x/1xxx Karar No’lu reklam tabelasının kaldırılmasına ilişkin idari işlemin iptaline karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını vekaleten saygılarımla talep ederim. 

EK: Binalara asılan reklam tabelalarının fotoğrafları

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir