Taahhüdü İhlal Cezasına İtiraz Dilekçesi

İCRA CEZA MAHKEMESİ’NE

 

İTİRAZ EDEN (BORÇLU):

VEKİLİ:

KARŞI TARAF (ALACAKLI)

KONU   : Borçlunun Taahhüdü İhlal Nedeniyle Cezalandırılmasına İlişkin xxx. İcra Ceza Mahkemesi’nin xxx E. sayılı Kararına İtirazımızdan İbarettir.

AÇIKLAMALAR:

1-) Müvekkilimiz borçlu hakkında, xxxx. İcra Dairesi’nin xxxx4 E. sayılı takip dosyası ile icra takibine geçilmiş ve takip  kesinleşmiştir.

2-) Takibin kesinleşmesinden sonra, müvekkilimiz borçlu xxxx tarihinde gerçekleştirilen haciz esnasında, icra memuru huzurunda ve alacaklının muvafakatiyle borcunu muayyen müddette ödemeyi taahhüt etmiştir.

3-) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesini ihlal etmiş bulunan borçlunun cezalandırılması için açılan davada, xxxx İcra Ceza Mahkemesi, 2019/488 E. sayılı kararında, müvekkilimiz borçlunun xxxxx tarihinde vermiş olduğu taahhüdü yerine getirememesi nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4-) Yargıtay Caza Genel Kurulu, 09.10.2001 tarih ve 2001-16-181 E. 2001/200 K. sayılı kararında;

“….taahhüdü ihlal suçunun oluşması için ödeme taahhüdünde borçlu tarafından ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak açıkça gösterilmesi ve tarafların bu miktar üzerinde icap ve kabulde bulunmaları zorunludur. Her ne kadar takip talebinde borç miktarı belirtilmekteyse de bu yeterli olmayıp taahhütte bulunulduğu esnada, işleyen ve işleyecek faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderleri belirlenmeli ve böylece borçlunun taahhüdüne esas olan miktar saptanmalıdır. Bu miktar belirlenmediğinde borçlunun hangi miktar için taahhütte bulunduğu bu taahhüdün kabulünün hangi miktarın nazara alınarak yapıldığı kuşkuya yer vermeksizin saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır. gidilmesi, aksi takdirde kasıt yokluğundan beraate dair hüküm kurulması gerekir.”

şeklinde hüküm vermiştir.

5-) Aynı zamanda İcra ve İflas Kanunun  “Borçlunun ödeme şartını ihlali halinde ceza” başlığını taşıyan 340’ıncı maddesinde;

Alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartının, borçlu tarafından makbul bir sebep olmaksızın ihlali, seçimlik hareketli suçlar olarak düzenlenmiş, yaptırımı ise özgürlüğü bağlayıcı ceza olarak öngörülmüştür.

Nitekim; Ceza Genel Kurulu’nun 22.01.2002 gün ve 294-1 sayılı kararında da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, anılan maddedeki “makbul sebep” kavramının, Anayasa’nın 38’inci maddesinin 9’uncu fıkrasındaki “yerine getirememe” kavramından daha dar olduğu belirtilerek

Anayasamızın bu madde ile, borcu yerine getirmeyeni değil, ekonomik acz içinde olup bu nedenle borcunu yerine getiremeyeni korumakta olduğu belirtilmiştir.

Anayasamızın ve Kanunlarımızın amir hükümleri gereği; Sadece “ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılmaları zorunludur.

Bu nedenle müvekkilin  geçim kaynaklarının neler olduğu, yaşayış tarzım ve gelir kaynaklarımın tespiti ile, Borçtan hile ile kaçınıp kaçınmadığımın ve bu bilgiler ışığında müvekkilimizin yargılaması yapılması gerekirken, mahkemece bu konuda hiç bir araştırılma yapılmamıştır.

Bu nedenle, müvekkilin borcunu hangi nedenle veya nedenlerle yerine getiremediğinin araştırılarak, hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

5-) Müvekkilimiz borçlunun vermiş olduğu ödeme taahhüdü, yukarıda Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından geçerlilik unsurları içermemektedir. Hukuken geçerli olmayan taahhüdün yerine getirilmemesi nedeni ile, müvekkilimiz borçlunun mahkumiyetine karar veren   xxxx Mahkemesi’nin xxxxxE. sayılı kararına karşı itiraz yoluna başvurulması zorunluluğu hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER: 2004 S. K. m. 340, 353 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: İcra takip dosyası ve diğer deliller.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle taahhüdü ihlal nedeni ile müvekkilimiz borçlunun mahkumiyetine xxxxx E. sayılı kararına karşı itirazlarımızın kabulü ile müvekkilimiz borçlunun beraatına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. tarih

 

                                                                                                                                                             İtiraz Eden Vekili

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir