İhalenin Feshi Cevap Dilekçesi

İhalenin Feshi Davasına Cevap Dilekçesi Nasıl Hazırlanır? Dilekçe Örneği

X İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO                             :

İLGİLİ İCRA DOSYA NO           : 

DAVAYA CEVAP VEREN
DAVALI                                   :

VEKİLİ                                     : Adana İncekaş Hukuk Bürosu

DAVACI                                  : 

KONU                                     : İhalenin Feshine İlişkin Cevap Dilekçemizin Sunulması Hakkında

AÇIKLAMALAR                       :

USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALARIMIZ:

1-) Ekli vekaletname gereği davalılardan ……… vekiliyim. Dava dilekçesi davalı asile 23.09.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup yasal süresi içinde davaya karşı ilk itirazlarımız ve cevaplarımızı sunuyoruz.

2-) Öncelikle ihalenin feshini talep etme hakkı ihale tarihinden itibaren 7 günlük bir zamanaşımı süresine tabidir. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki eksikliklere en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir (İ.İ.K. 134/2). Davacı tarafa satış ilanı 01.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. 08.08.2019 tarihinde satış yapılmış fakat davacı ihalenin feshini 23.08.2019 tarihinde talep etmiştir.  Davacının talepleri zamanaşımına uğramış olup öncelikle ZAMANAŞIMI itirazında bulunuyoruz.

ESASA İLİŞKİN AÇIKLAMALARIMIZ:

1-) Antalya ili ……….. ilçesi ……..ada 1 parselde bulunan taşınmazın 1/12 hissesinin satışına ilişkin Antalya 15.İcra Müdürlüğü’nün 2018/………..  esas numaralı dosyası üzerinden gerçekleştirilen ihalenin feshini talep eden davacının, satış ilanı içeren tebligat dışında geriye kalan  tebligatların usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürerek 08.08.2019 tarihinde yapılan ihalenin feshini 23.08.2019 tarihinde talep etmiştir.Davacının dava dilekçesini ve beyanlarını kabul etmiyoruz. Davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususlar, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olup, bu beyanlara itibar edilmesi hukuken mümkün değildir.

2-) Davacı ………..’nun dava dilekçesinde de beyan ettiği üzere kendisi söz konusu taşınmazda ikamet etmektedir. Dolayısıyla bilirkişinin söz konusu taşınmaz için kıymet takdiri için geldiğinden haberdardır.

3-) Öncelikle İ.İ.K. madde 128/2 : ” İcra dairesi taşınmazın kıymetini takdir ettirir, …Kıymet takdirine ilişkin rapor borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak sureti ile tebliğ edilir.”

Hükmü yer almaktadır. Bu maddeden de anlaşılacağı üzere taşınmazın kıymet takdir raporu, borçluya, taşınmaz üzerinde haczi bulunan alacaklılara ve diğer ipotek alacaklılarına tebliğ edilecektir. Satılmasına karar verilen taşınmaz hisseli bir taşınmaz ise kıymet takdir raporunun tüm hissedarlara tebliğ edilmesine gerek yoktur. Çünkü İİK 128/2 açıkça kıymet takdirine ilişkin raporun borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotek alacaklılarına tebliğ edilmesi gerektiğini düzenlemiştir. Haciz koydurmuş alacaklı tabirinden ise hisseli taşınmazlarda sadece borçlunun hissesi üzerine konulmuş olan haciz anlaşılması gerekir. Yani hisseli taşınmaz satışlarında kıymet takdir raporu borçluya, haciz konulan hisse üzerinde başkaca hacizler varsa; o dosyaların haciz alacaklılarına ve yine haciz konulan hisse üzerinde ipotek mevcut ise; ipotek alacaklısına tebliği zorunludur. Nitekim dosya içeriğinde de görüleceği üzere kıymet takdir raporu; borçluya, haciz alacaklılarına ve ipotek alacaklılarına usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir. Hissedarlara kıymet takdir raporunun tebliğ edilmesi zorunlu değildir.

Yerleşik Yargıtay kararları da hissedarlara kıymet takdir raporunun tebliğ edilmesinin zorunlu olmadığını belirtmektedir.

“İİK.’nun 128/2. maddesi gereğince, icra dairesi satışa hazırlık işlemleri sırasında taşınmazın kıymetini ehil bilirkişiler aracılığı ile tayin ve tespit ettirirken, taşınmazın üzerindeki yükümlülüklerin de kıymete olan etkisini dikkate alır. Kesinleşen kıymet takdiri, taşınmazın satışı sırasında İİK’nun 129. maddesinde öngörülen ve satışın en az hangi bedelle yapılacağını saptayan önemli bir işlemdir. Kıymet takdirine ilişkin rapor; borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. Bu maddede tapudaki ilgililere kıymet takdir raporunun tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.

Kaldı ki şikayetçiye satış ilanı 13.12.2011 tarihinde bizzat tebliğ edildiği halde satış ilanının kendisine tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmediğinden, bu husus ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemez.

O halde mahkemece, ihalenin feshi talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”

( Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/29496 E. 2013/1668 K.)

4-) Satış ilanı davacıya 01.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Satış ilanının içeriğinde bilirkişi raporuna binaen belirtilen kıymet takdiri açıkça görülmektedir. Dolayısıyla davacı 01.07.2019 tarihinde kıymet takdirinin 33.333-TL (400.000-TL ‘NİN 1/12si)  olduğunu satış ilanı ile öğrenmiştir. Bu tarihten itibaren kıymet takdirine 7 gün içerisinde itiraz etmemiştir. Dolayısıyla kıymet takdirine ilişkin itiraz süresini kaçırmış olup davacı için dahi kıymet takdiri kesinleşmiştir.

Yerleşik Yargıtay kararları gereğince; kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir.

Özet:

İİK’nun 128/2.maddesi gereğince, satışa hazırlık işlemleri sırasında icra dairesi taşınmazın kıymetini ehil bilirkişiler aracılığıyla tayin ve tespit ettirir, kıymet takdirine ilişkin rapor, borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. İİK.nun 128/a maddesine göre, ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir.”

(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/19007 E. , 2014/21680 K.)

Somut olayda satış ilanı davacıya 01.07.2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde 7 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesine kıymet takdirine itirazda bulunmadığından kıymet takdirinin kesinleştiği kabul edilmelidir.

O halde, mahkemece, satış ilanının, usulüne uygun tebliğ üzerine itiraz edilmeden kesinleşen kıymet takdirine uygun olarak hazırlandığı, bu aşamada kıymet takdiri işleminin hatalı olduğu iddiasıyla ihalenin feshinin talep edilemeyeceği, başkaca ihalenin feshini gerektirecek usulî bir eksiklik de bulunmadığı dikkate alınarak,davanın reddine karar verilmelidir.

5-) Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere kıymet takdiri raporunun hissedarlara tebliği zorunlu olmayıp satış ilanının kendilerine tebliği ile kıymet takdirinden haberdar olduklarını ayrıca satış ilanının kendilerine tebliği tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine ilişkin rapora itiraz etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda davacı Paşa Uzlu zamanaşımı süresini kaçırmıştır.

Kaldı ki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/11770 E. , 2013/17567 K. sayılı kararından da anlaşılacağı üzere borçlunun dahi kıymet takdirinden satış ilanı ile haberdar olması ihalenin feshi sebebi sayılmazken, kanun gereği kendisine kıymet takdiri raporu tebliğ edilmesi zorunlu olmayan hissedar açısından ihalenin feshi nedeni olabilmesi söz konusu değildir.

“Somut olayda, borçlulara satış ilanı tebligatları yapılmıştır. Dolayısıyla kıymet takdir raporu hiç tebliğ edilmemiş olsa bile, borçlu şirketler en geç anılan rapora satış ilanı tebliği ile muttali olacağından raporun hiç tebliğ edilmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Kaldı ki, borçlular, satış ilanın tebliği üzerine yasal 7 günlük süre içerisinde kıymet takdir raporunun kendilerine tebliğ edilmediğine ilişkin olarak şikayet yoluna da başvurmamıştır.

O halde mahkemece, başkaca ihalenin feshini gerektirecek bir neden de bulunmadığına göre ihalenin feshi isteminin reddi gerekirken, kıymet takdir raporunun borçlulara tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.

(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/11770 E. , 2013/17567 K.)

6-) Ayrıca ihalenin amacına ulaşmasını, malın gerçek değerinde satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulması ve ihaleye katılıma engel olunması ihaleye fesat niteliğinde olup idari para cezası gerektirmektedir. Davacının sadece ihalenin geciktirilmesi amacıyla kötü niyetli olarak haksız ve hukuka aykırı olarak açtığı iş bu dava neticesinde idari para cezasına çarptırılması gerekmektedir.

DELİLLER                     : Antalya 15. İcra Müdürlüğünün  2018/……E. dosyası, Yargıtay Kararları, Bilirkişi inceleme raporu, ve tüm yasal deliller

HUKUKİ SEBEPLER     : İ.İ.K. md. 128/2, İ.İ.K. 134/2 ve ilgili sair mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM       : Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile: Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin  davacı yan üzerinde bırakılmasına ve İcra İflas Kanunu 134/2. maddesi  gereği davacının ihale bedelinin %10’u oranında idari para cezasına çarptırılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.

                                                                                                                                                                                                       DAVALI VEKİLİ

ek-1: Borçlu …………(VASİ)’ya 25.10.2018 tarihli kıymet takdiri içeren bilirkişi raporunun tebliğ edildiğine dair PTT gönderi evrağı

ek-2: Borçlu ………….’a vesayeten …………’ya satış ilanı içeren tebligatın tebliğ edildiğine dair PTT gönderi evrağı

ek-3: Davacı hissedar …………’ya satış ilanı  içeren tebligatın tebliğ edildiğine dair PTT gönderi evrağı

ek-4: Yargıtay Kararları

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir