İflas ve Sonuçları – İflas Hukuku Nedir?

İflas ve Sonuçları – İflas Hukuku Nedir?

İflas, bir tacirin, haczedilen bütün mallarının paraya çevrilmesi suretiyle, bilinen bütün alacaklılarının alaca­ğının ödenmesini sağlayan toplu bir tasfiye yöntemidir.

İcra hukukunda borçlunun sadece borca yetecek kadar malı haczedildiği halde, iflasta borçlunun haczi ca­iz bütün malları paraya çevrilir. İcra hukuku bütün borçlular hakkında uygulanabildiği halde, iflasa kural olarak sadece tacirler tabidir. Bu nedenle iflasın uygulama alanı icraya göre daha dardır. Yine icra hukukunda bir borçlunun kendisine karşı takip yapması mümkün olmadığı halde, iflasta, bazı du­rumlarda borçlu kendi iflasını isteyebilir, hatta bazı durumlarda ise istemek zorundadır. İflasta amaç bütün alacaklıların iflas tasfiyesine katılarak, onlar arasında eşitliğin sağlanmasıdır.

İflasın konusu sadece para ve teminat alacağıdır. Yani tacirler sadece para ve teminat borçlarından dolayı iflas ederler. Para borcunun türünün bir önemi bulunmamaktadır. Borç tacirin ticari işletmesiyle ilgili olmasa bile, bu borçtan dolayı iflası istenebilir. Kamu alacaklarından dolayı iflas da, İİK’ya göre talep edilir. Ancak alacaklının alacağı aynı zamanda rehine bağlı ise, önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmak zorundadır.

İflasa tabi olan bir borçlu alacaklının seçimine göre, haciz yoluyla da takip edilebilir. Alacaklının haciz ve if­las istemek hususunda bir seçim hakkı vardır. Hatta bu yollardan birisine (örneğin haciz yoluna) başvuran ala­caklı, 1 defaya mahsus olmak üzere başvurduğu yolu bırakıp, yeniden harç ödemeksizin diğer yola (iflas yolu­na) başvurabilir. Başvurduğu yolu birden fazla değiştirirse, yeniden harç ödemek zorundadır.

İflasın Sebebi Nedir?

İflas sebebi, genel ve özel iflas sebepleri olmak üzere ikiye ayrılır. Genel iflas sebebi, bir tacirin muaccel (vadesi gelmiş) bir borcunu ödememesidir.

Özel iflas sebebi ise şunlardır:

  • sermaye şirketinin pasifinin aktifinden fazla olması
  • terekenin mevcudunun, borcuna yetmemesi
  • haciz yolu ile yapılan takipte borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkması ve kalan mevcudunun da vade­si gelmiş ve bir yıl içinde vadesi gelecek borçlarını karşılamaya yetmemesi

İflasa Tabi Olan Kişiler Kimlerdir?

Hukukumuzda, kural olarak sadece tacirler iflasa tabidir. Borçlunun iflasa tabi  olup olmadığını icra dairesi ve asliye ticaret mahkemesi inceler. Buna göre kısaca iflasa tabi olanlar şunlardır:

  • Gerçek Kişi Tacirler: -Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişiler iflasa tabidir.

-Bir ticari işletmeyi kurup açtığını radyo, gazete, televizyon sirküler vs ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş ve­ya işletmesini bir ticaret siciline kaydettirerek durumu ilan etmiş kişiler, fiilen işletmeye başlamış olmasalar da­hi iflasa tabi olurlar (Tacir Sayılanlar).

– Ticaretten men edilmiş olmalarına rağmen veya haklarındaki kanuni veya kazai bir yasağa rağmen ticari işletme işleten kişiler de iflasa tabidirler (Tacir gibi sorumlu olanlar).

  • Tüzel Kişi Tacirler: Tüzel kişi tacirler de iflasa tabidir. Yani, ticaret şirketleri ve kooperatifler, amacına varmak için ticari işletme işleten dernekler, kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler. Ba­zı kişiler ise, tacir olmadıkları halde Ticaret Kanunu gereğince tacir hakkındaki hükümlere tabidirler.
  • Ticareti Terk Eden Tacir: Ticareti terk eden bir tacir, ticareti terk ettiğinin ilanından itibaren 1 yıl süreyle iflasa tabi olmaya devam eder.
  • Donatma İştiraki: Donatma iştirakinin tüzel kişiliği yoktur ve tacir sayılmaz. Ancak donatma iştiraki her türlü borcundan dolayı iflasa tabidir.
  • Kolektif Şirket ve Komandit Şirket Ortakları: Kollektif şirket ortakları ve komandit şirketlerde komandite ortaklar şirket borçlarından dolayı sınırsız ve müteselsilen sorumludur. Ancak bunların sorumluluğu ikinci de­recededir. Şirket borçlarından dolayı öncelikle şirketin kendisi sorumlu olur. Şirkete başvurulmasına rağmen borçlar ödenmez ise, şirketle birlikte ortakların da iflası istenebilecektir. Şirketle birlikte ortakların da iflası iki halde istenebilir. Bunlar:-Şirkete tebliğ edilen depo kararına rağmen şirket borcu ödemezse – Şirkete tebliğ edi­len icra emrine rağmen borç ödenmez ise şirketle birlikte ortakların da iflası istenebilecektir.
  • Konkordato ile İlgili Haller: Ayrıca, konkordato mühleti kaldırılan, konkordatosu tasdik edilmeyen ve konkordatosu tamamen feshedilen bir borçlu, tacir olmasa bile iflasa tabidir.
  • Banka yönetici ve denetçileri: Bir bankanın yönetici ve denetçileri kanuna aykırı eylem ve işlemlerin­den dolayı bankanın faaliyet izninin kaldırılmasına veya TMSF’ye devredilmesine neden olurlarsa, bankaya verdikleri zararla sınırlı olarak şahsen iflasları istenebilir.

İflas Yolları Nelerdir? İflaslı Takip Nasıl Yapılır?

İflas yoluyla takip 2 türlüdür. Bunlar Takipli İflas ve Takipsiz (Doğrudan Doğruya) İflas’tır. İflas yollarını başlıklar halinde anlatmak gerekirse:

1-)Takipli İflas Yolları

a-)Genel İflas Yolu

Genel iflas yolu, genel haciz yolunun iflastaki karşılığı olarak nitelenebilir. Yani, alacağı bir ilama, rehne ve kambiyo senedine veya herhangi bir senede bağlı olmayan herkesin, bir tacire karşı başvuracağı iflas yoludur.

Alacak rehne bağlı ise önce RPÇY’ye başvurma zorunluluğu iflasta da geçerlidir. Yani alacaklı RPÇY yap­madan borçlunun iflasını isteyemez.

Genel iflas yolu ile takibin aşamaları şunlardır:

Takip Talebi

Genel iflas yolu ile takip de alacaklının icra dairesine yapacağı bir iflas takip talebi ile başlar. Alacaklının, borçlunun iflasını istediğini açıkça belirtmesi gerekir.

Ödeme Emri, Ödeme Emrine İtiraz ve Ödeme Emrinin Kesinleşmesi

Takip talebini alan icra dairesi, üç gün içinde bir ödeme emri düzenleyerek borçluya gönderir. Bu ödeme emrine de genel haciz yolunda olduğu gibi bazı kayıtlar yazılır. İflas ödeme emrinde borçlunun mal beyanında bulunması gerektiği şeklinde bir kayda yer veril­mez. İflas ödeme emrine, borçlunun konkordato teklif edebileceği ve iflasa tabi bir kişi değilse buna da itiraz ede­bileceği yazılır. Kendisine iflas ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 7 gün içinde icra dairesine iflas ödeme emrine itiraz ede­bilir. Borçlu bu süre içinde itiraz etmezse iflas takibi kesinleşir. Borçlu 7 gün içinde iflas ödeme emrine itiraz ederse iflas takibi durur. Bu itirazın mutlaka yazılı olarak (di­lekçe ile) yapılması gerekir. Burada itirazı imzaya ve borca itiraz şeklinde ayırmaya gerek olmadığı gibi, borçlu itirazında belirtilen se­beplerle bağlı değildir. Borçlunun ödeme emrine itirazı ile duran takibe devam edilebilmesi için, alacaklının itirazın kaldırılması yo­luna başvurması gerekir. Ancak burada itirazın kaldırılması, genel haciz yolundan farklı olarak, icra mahkemesinden değil, iflas öde­me emrinin borçluya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacak iflas davasıyla birlikte asliye ticaret mahkemesin­den talep edilir. Yani alacaklı bir yıl içinde açacağı iflas davasında a) borçlunun itirazının kaldırılmasını ve b) iflasına karar verilmesini talep edecektir. İflas davası basit yargılama usulüne göre ve mutlaka duruşmalı olarak incelenir. Asliye ticaret mahkemesi öncelikle alacaklının menfaati için zorunlu olan bütün muhafaza tedbirlerini alır. Defter tutma dışında başka bir muhafaza tedbiri alınmasını isteyen alacaklıdan mahkeme teminat alınmasını isteyebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse veya alacak ilama bağlı ise teminat aranmaz. İflas davasına bakan asliye ticaret mahkemesi tarafından alınan muhafaza tedbirleri borçlu aleyhine yapılan takipleri etkilemez. Mu­hafaza tedbiri olarak defter tutulmuş ise, tutulan bu defterlerin hükmü 4 aydır. Borçlu iflas ödeme emrine itiraz etmemiş ise, asliye ticaret mahkemesinin iflas davasındaki incelemesi şek­li bir inceleme olacaktır. Yani bu durumda mahkeme sadece, borçlunun iflas ödeme emrine itiraz edip etmedi­ğini, iflas takibinin kesinleşip kesinleşmediğini araştırır. Buna karşılık borçlunun iflas ödeme emrine itiraz etmiş olması halinde, ticaret mahkemesi, normal bir alacak davasında olduğu gibi tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borçlunun gerçekten borçlu olup olmadığını araştırır. Alacaklı İİK m. 68’de- ki belgelerle bağlı değildir. Alacağın varlığı HMK’a göre mümkün olan her delille ispat edilebilir. İflas takibi kesinleştikten sonra bu ilan edilir. Bu ilandan itibaren 15 gün içinde diğer alacaklılar davaya mü­dahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir durum bulunmadığını ileri sürebilirler. Alacaklılar itiraz etmediği veya edip de kabul edilmediği takdirde, mahkeme, iflasa karar vermeden önce borçluya bir depo kararı verir. Depo kararı, borçlunun borcunu 7 gün içinde mahkeme veznesine depo ederek iflastan kurtulmasını sağ­layan son şanstır. Eğer borçlu depo kararının gereğini yerine getirmezse, mahkeme sonraki oturumda borçlunun iflasına ka­rar vermek zorundadır. Ancak bunun için, alacaklının da ilk alacaklılar toplantısına kadarki giderler ile iflas kararının tebliğ ve ilan giderlerini mahkeme veznesine yatırmış olması gerekir. Bu giderler yatırılmadığı sürece mahkeme iflasa ka­rar veremez.

İflas Kararı, Özellikleri ve İflas Kararın Temyizi

Biraz önce de belirtildiği gibi, borçlu depo kararının gereğini yerine getirmezse ve alacaklılar da, ilk alacak­lılar toplantısına kadar gereken giderleri peşin olarak verirse, mahkeme depo kararından sonraki ilk oturum­da borçlunun iflasına karar verir.

Bu kararın özellikleri ve sonuçları şunlardır:

  • İflasa karar verilmesiyle birlikte iflas açılmış olur. Böylece borçlu artık müflis sıfatını haiz olur.
  • İflasa karar verilme anı, gün saat ve dakika olarak yazılır.
  • İflas kararı bütün hüküm ve sonuçlarını, iflasa karar verme anından itibaren meydana getirir. Bunun için iflas kararının kesinleşmesi gerekmez.
  • İflas kararına karşı, tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mah­kemesi kararına karşı da 10 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri HMK’ya göre yapılır.
  • İflas kararının temyiz edilmiş olması, iflasın hüküm ve sonuçlarını meydana getirmesine engel olmaz. Yal­nız iflas kararı kesinleşmedikçe a) masa malları satılamaz, b) ikinci alacaklılar toplantısı yapılamaz, c) Müflis aleyhine başlamış olan takipler düşmez.
  • İflas kararı iflas dairesine bildirilir ve o da bu kararı gerekli yerlere (bankalara, borsalara vs.) bildirir ve ilan eder.
  • İflasa karar verilmesinden sonra, iflas davasından feragat edilemez ve iflas davası geri alınamaz.
  • Geri alınmasından itibaren 1 ay geçmedikçe, iflas davası yeniden açılamaz.

b-) Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu

Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu da takipli bir iflas yoludur. Alacaklının bu yola başvurabilmesi için, ala­cağının mutlaka bir kambiyo senedine bağlı olması gerekir. Alacak aynı zamanda rehne bağlı olsa bile, alacaklının bu yollardan birisini seçme hakkı vardır. Bu takip yolunda da, alacaklının icra dairesine başvurarak takip talebinde bulunması ve senedin aslını ta­kip talebine eklemesi ve iflas istediğini belirtmesi gerekir.

Alacaklının takip talebini alan icra dairesi;

  • senedin kambiyo senedi olup olmadığını
  • senet aslının ve ödememe protestosunun eklenip eklenmediğini
  • senedin vadesinin gelip gelmediğini
  • alacaklının bu yola başvuru hakkının mevcut olmadığını inceler

Bu hususlar tam ise borçluya bir ödeme emri düzenleyerek tebliğ eder. Borcun ve takip masraflarının 5 gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarına ödeme emrinde yer verilir. Borçlu burada da ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurabilir. Borçlu 5 gün içinde ödeme emrine itiraz etmezse, iflas takibi kesinleşir. İtiraz ederse, alacaklının ticaret mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını istemesi gerekir. Bu takip yolunda borçlunun ödeme emrine itiraz ve şikayet dilekçesinin bir örneği alacaklıya tebliğ edilir. Bu takip yolunda, hem borcu ödeme, hem ödeme emrine itiraz hem de şikayet süreleri 5 gündür. Bu takip yolunda, itiraz ve şikayet aynı usule tabi kılınmıştır. Şöyle ki, burada, hem itiraz hem de şikayet, icra dairesine yapılır, ancak asliye ticaret mahkemesince incelenerek karara bağlanır. Bu özellikler dışında, genel iflas yolu hakkında yapılan açıklamalar, bu takip yolu için de geçerlidir.

2-)Doğrudan Doğruya (Takipsiz) İflas Yolu

Doğrudan doğruya iflas yolunda, alacaklının borçlunun iflasını sağlaması için bir iflas takibi yapmasına ge­rek yoktur.

Kanunda belirtilen bazı sebeplerin gerçekleşmesi halinde, alacaklı doğrudan ticaret mahkemesine iflas da­vası açarak, borçlunun iflasını talep edebilir. Mahkeme de sebebin gerçekleştiğini tespit ederse, depo kararı dahi vermeden, borçlunun iflasına karar verir. Hatta bu takip yolunda borçlu da bazı sebeplerin gerçekleşme­si halinde kendi iflasını talep edebilir, bazen de talep etmek zorundadır.

Alacaklının Talebi İle Doğrudan Doğruya İflas Halleri

  • Borçlunun yerleşim yerinin belli olmaması (Borçlunun yerleşim yeri bilinmese bile, sakin olduğu yer, mu- tad meskeni biliniyorsa, doğrudan doğruya iflası istenemez).
  • Borçlunun, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemler yapması
  • Borçlunun, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması
  • Borçlunun, haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklamış olması
  • Borçlunun ödemelerini tatil etmiş olması (Yani genel ve devamlı bir şekilde ödemelerin tatil edilmiş olma­sı gerekir. Ödemelerin kesintiye uğramış olması doğrudan iflas sebebi değildir)
  • Borçlunun teklif ettiği konkordato mühletinin kaldırılması veya konkordatonun tasdik edilmemesi ya da konkordatonun tamamen feshedilmesi
  • İlama bağlı alacağın icra emriyle talep edilmesine rağmen ödenmemiş olması
  • Kolektif şirkete tebliğ edilen icra emrine veya şirkete tebliğ edilen depo kararına rağmen şirketin borcu ödememiş olması halinde, şirketle birlikte ortakların da doğrudan doğruya iflası istenebilir
  • Sermaye şirketinin pasifinin aktifini geçmiş olması

Borçlunun Talebi İle Doğrudan İflas Halleri

  • Borçlunun ihtiyari (isteğe bağlı) iflas talebi: Borçlunun aciz halinde olmasıdır. Yani, aciz halinde bulunan bir borçlu, mahkemeye başvurarak kendi iflasını talep edebilir.
  • Borçlunun mecburi iflas talebi: Borçlunun zorunlu iflas sebebi ise, iki tanedir. Bunlar; -sermaye şirketinin pasifinin aktifini geçmiş olması,

-Borçlunun haciz yoluyla yapılan takip sonucunda yarı mevcudunun elinden çıkması ve kalan mevcudunun da vadesi gelmiş olan ve bir yıl içinde gelecek olan borçlarını karşılamaya yetmemesidir.

Borçlu bu sebeplerin varlığı halinde derhal iflasını istemek zorundadır. Eğer iflasını istemez ve 1 yıl içinde iflas ederse, borçlu taksirli müflis sayılır ve cezalandırılır.

Pasifin aktiften fazla olması hem alacaklının hem de borçlunun talebiyle, yani ortak bir doğrudan doğruya iflas nedenidir.

Terekenin resmi tasfiye esnasında mevcudunun borcuna yetmeyeceğinin anlaşılması (terekenin borca ba­tık olması) veya en yakın yasal mirasçıların mirası reddetmiş olmaları halinde, miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Bu durumda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi, görevli kişi ise, tasfiye memurudur.

Bu yolda tasfiye memurlarının işlemlerine karşı şikayet sulh hukuk mahkemesine yapılır (şikaye­tin icra mahkemesine yapılacağı kuralının istisnalarından birisidir).

Olağanüstü hal kapsamında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararnameler uyarınca, olağanüstü hal süresince, iflasın ertelenmesi talebinde bulunulma­sı yasaklanmıştır. Bu yöndeki taleplerin mahkemece reddedileceği hükme bağlanmıştır. Olağa­nüstü hal ilanından önce iflasın ertelenmesi talep edilmiş olsa bile, olağanüstü hal süresince yine de iflasın ertelenmesine nihai olarak karar verilemez. Olağanüstü hal ilanından önce kabul edil­miş olan ve uygulanan iflas ertelemeleri olağanüstü halden etkilenmez.

Tanım: İflasın ertelenmesi, borca batık olan bir sermaye şirketi ve kooperatifin sunmuş olduğu iyileştirme projesinin mahkemece kabul edilmesi halinde, hakkında iflas kararı verilmesini önleyen yoldur. Borçlu hakkın­da iflas davası açılmış, ancak henüz iflasa karar verilmemiştir. Burada ertelenen, iflas kararıdır.

Bu Yoldan Kimler Yararlanabilir: İflasın ertelenmesini, sadece sermaye şirketleri (anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket) ve kooperatifler isteyebilir. Dolayısıyla, bu yol bütün ta­cirlerin başvurabileceği bir yol değildir. Bu bağlamda şahıs şirketleri (kolektif şirket, adi şirket, adi komandit şir­ket) ve gerçek kişi tacir bu yoldan yararlanamaz.

İflas Organları

İcra hukukunda olduğu gibi iflas hukukunda da bir takım iflas organları vardır. Bunlar, resmi iflas organları ve özel iflas organlarıdır. Resmi iflas organları kamu gücü ile donatılmış organlardır. Özel organların ise hiçbir resmi sıfatı bulunmamakta, bunlar tamamen özel kişilerden oluşmaktadır. İflasta yapılması gereken işler işte bu organlar tarafından yerine getirilecektir.

iflas ve sonuçları nelerdir, iflas hukuku

Resmi İflas Organları  

  1. İcra Dairesi
  2. İflas Dairesi
  3. Asliye Ticaret Mahkemesi
  4. İcra Mahkemesi

Özel İflas Organları

  1. Birinci Alacaklılar Toplantısı
  2. İflas Bürosu
  3. İflas İdaresi
  4. İkinci Alacaklılar Toplantısı

Resmi İflas Organları

1-)İcra Dairesi                                                                                                                                            

İcra dairesi, iflasın resmi organlarından birisidir. Görevleri şunlardır:

  • Bütün takip çeşitlerinde olduğu gibi, iflas takibi de, borçlunun icra dairesine yapacağı bir takip talebi ile başlar. Yani iflas takip talebi icra dairesine yapılır.
  • Borçluya iflas ödeme emri gönderir.
  • İflas ödeme emrine itiraz, icra dairesine yapılır.

Kambiyo senetlerine özgü iflas yolunda itiraz ve şikayet dilekçeleri icra dairesine verilir.

İflas yolu ile takipte borçlunun muamele merkezindeki icra dairesi yetkilidir. Buradaki yetki kesin ve kamu düzenine ilişkin değildir. İflasta yetkili icra dairesi hakkında yetki sözleşmesi yapılabilir.

2-)Asliye Ticaret Mahkemesi

İflasın asıl (temel) organlarından biridir. Çünkü hangi iflas yolu olursa olsun iflas davasına bakıp borçlunun iflasına karar verecek organ asliye ticaret mahkemesidir.

İflasta genel mahkemelerin (asliye hukuk, sulh hukuk) görevi olmaz. Genel mahkemelerin göre­vine giren dava ve işlere, asliye ticaret mahkemesi bakar. Bunun istisnası, iflasta malın üçüncü kişi elinde olması halinde açılacak istihkak davalarına genel mahkemelerde bakılmasıdır.

Başlıca görevleri şunlardır:

  • iflas davasına bakıp borçlunun iflasına karar vermek
  • iflasın ertelenmesine karar vermek
  • iflasta ödeme emrine itirazın kaldırılması talebini incelemek
  • kambiyo senetlerine özgü iflas yolunda itiraz ve şikayet taleplerini inceleyip karara bağlamak
  • iflasın kapanmasına ve kaldırılmasına karar vermek
  • iflasta sıra cetveline itiraz davalarına bakmak
  • adi ve taksiratlı müflisin itibarının iadesine karar vermek
  • konkordatonun tasdiki talebi ve feshi hakkında karar vermek

Yetkili ticaret mahkemesi muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesidir. Bu yetki kamu düzenine ilişkindir ve yetki sözleşmesi yapılamaz.

3-)İflas Dairesi

Asliye ticaret mahkemesinin borçlunun iflasına karar vermesi ve bu kararın kendisine bildirilmesiyle göreve gelen bir iflas organıdır. Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar iflas dairesi bulunur.

Başlıca görevleri şunlardır:

  • iflasın açıldığını gerekli yerlere (tapu sicili, borsalar, bankalar vs.) bildirmek ve ilan etmek
  • müflisin mallarının defterini tutup bunlarla ilgili muhafaza tedbirlerini almak
  • İflasta tasfiye usulünü belirlemek
  • adi tasfiyede alacaklıları birinci toplantıya çağırmak ve bu toplantıya başkanlık etmek
  • iflas idaresini denetlemek
  • basit tasfiyeyi bizzat yapmak

Yetkili iflas dairesi ise, iflasa karar vermiş olan ticaret mahkemesinin yargı çev­resinde bulunan iflas dairesidir. Kesin bir yetkidir. Kamu düzenine ilişkindir dolayısı ile yetki sözleşmesi yapılamaz.

4-)İcra Mahkemesi

İcra mahkemesinin esas görevi icra hukukunda olmakla birlikte, iflasta da bazı görevleri bulunmaktadır:

  • iflas dairesini denetlemek
  • iflas idaresi üyelerini seçmek
  • iflasta malın masanın elinde bulunması halinde açılan istihkak davalarına bakmak
  • iflas idaresinin hesap pusulalarını onaylamak
  • konkordato teklifini almak, konkordato mühleti vermek, konkordato komiseri seçmek

Özel İflas Organları

Birinci Alacaklılar Toplantısı

Adi tasfiye yapıldığı takdirde, adi tasfiyenin ilanıyla iflas dairesi tarafından toplantıya çağrılan ve bu ilanda belirtilen yer, gün ve saatte iflas müdürü veya yardımcısı başkanlığında alacaklıların yaptığı toplantıya birin­ci alacaklılar toplantısı denilir.

Bu toplantı görüldüğü üzere, daha tasfiyenin başında yapılır. Bu nedenle yetkileri fazla değildir.

Toplantı yeter sayısı, bilinen alacaklar tutarının en az dörtte birinin temsil edilmesi halinde oluşur.

Kararlar, alacaklı sayısı değil, alacak tutarı çoğunluğu ile verilir. Bu toplantının kararlarına karşı, şikayet yo­luyla 7 gün içinde icra mahkemesine başvurulabilir.

Birinci alacaklılar toplantısı yapılamazsa, iflas dairesi, ikinci alacaklılar toplantısına kadar, iflas idaresinin görevlerini yürütür.

Birinci alacaklılar toplantısının görevleri şunlardır:

  • iflas idaresine aday göstermek
  • iflasın tasfiyesi için gerekli olan acele kararları vermek
  • müflisin ticari işletmesinin devamına, mağazalarının açılmasına karar vermek
  • iflasın açılması ile durup da acele sonuçlandırılması gereken davalara devam edilmesine karar vermek
  • bazı malların pazarlıkla satılması hakkında acele kararlar vermek

İflas Bürosu

Birinci alacaklılar toplantısında iflas müdürü başkanlığında bir ya da birkaç alacaklının oluşturduğu kuru­la, iflas bürosu denilir.

Tek görevi, birinci alacaklılar toplantısında kullanılan oyların geçerli olup olmadığı hakkındaki uyuşmazlık­ları çözmektir.

İflas İdaresi

Birinci alacaklılar toplantısında gösterilen adaylar arasından 3 kişi olarak (3 asıl ve 3 yedek üye) icra mah­kemesince seçilen ve iflas masasının kanuni temsilcisi olan iflas organına iflas idaresi denilir.

İflas idaresi üyeleri alacaklılardan oluşabileceği gibi üçüncü kişilerden de oluşabilir.

İflas idaresi, alacaklıların ve müflisin değil, iflas masasının kanuni temsilcisidir.

İflas idaresi üyelerine, Adalet Bakanlığınca hazırlanan tarifeye göre ücret ödenir.

İflas idaresi, iflas dairesinin denetimi altındadır.

İflas idaresinin görevleri şunlardır:

  • iflas dairesinin denetimi altında iflas masasını idare ve tasfiye etmek
  • belirli bir miktarı geçmeyen uyuşmazlıklarda doğrudan doğruya sulh ve tahkim yoluna başvurmak
  • iflas masası ile ilgili davaları takip etmek
  • müflis adına gelen mektupları açmak
  • birinci alacaklılar toplantısının verdiği acele satışları yapmak
  • masa alacaklarını tahsil etmek ve acele satışları yapmak
  • iflas masasının pasifini tespit etmek
  • üçüncü kişilerin istihkak iddiaları hakkında karar vermek İflas idaresinin diğer özellikleri şunlardır:

İflas idaresi özel bir organ olmakla birlikte icra memurlarına ilişkin bazı hükümler kıyasen uygulanır. İflas idaresi üyelerinin işlemlerine karşı icra mahkemesine şikayet yoluna başvrurabilir. İcra memurları hakkındaki olumlu ve olumsuz yükümlülükler bunlar hakkında da uygulanır. İflas idaresi üyeleri de her türlü kurum ve ku­ruluşla doğrudan muhabere edebilir.

Çm ~~h İflas idaresi üyelerinin düzenledikleri tutanak, ispat gücü bakımından icra memurlarının düzenle­dikleri ile eşdeğer değildir. Ayrıca kusurlu davranışlarından doğan tazminat davası doğrudan kendilerine karşı açılır.

İkinci Alacaklılar Toplantısı

Sıra cetvelinin ilanıyla, bu ilanda belirtilen yer ve günde alacaklıların yaptığı toplantıya ikinci alacaklılar top­lantısı denilir.

Bu toplantıya alacağı sıra cetveline yazılmış gerçek alacaklılar katılır. Bu nedenle yetkileri birinci toplantı­ya göre daha geniştir. Bu toplantıya da iflas müdürü başkanlık eder. Kararlarını alacak tutarı çoğunluğu ile alır.

İkinci alacaklılar toplantısı çoğunluk sağlanamaması nedeniyle yapılamazsa, iflas idaresi iflas kapanıncaya kadar görevine devam eder.

Kararlarına karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurulabilir.

İkinci alacaklılar toplantısının görevleri şunlardır:

  • iflasın açılması ile duran hukuk davalarına devam edilip edilmeyeceğine karar vermek
  • konusu mülkiyet olan istihkak iddiaları hakkında iflas idaresince verilen kararları nihai olarak karara bağ­lamak
  • bazı masa mallarının pazarlıkla satılmasına karar vermek
  • alacaklıların masa tarafından takip edilmesine lüzum görmedikleri bir davanın takip yetkisini isteyen ala­caklıya devretmek
  • müflisin iflas içi konkordato teklifini görüşmek
  • belli bir miktarın üzerindeki alacaklarda, iflas idaresine sulh ve tahkim yetkisi vermek
  • adi iflas tasfiyesinin 6 aydan fazla sürmesi durumunda basit tasfiye usulünün uygulanmasına karar vermek

 İflasın Ertelenmesi Nasıl Olur?

İflasın Ertelenmesi Talebini Kim Yapabilir: İdare ve temsil ve vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklı­lardan biri yapabilir.

Talebin Nereye Yapılacağı: İflasın ertelenmesi talebi, son bir yıldan uzun süre ile şirket merkezinin bulun­duğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine (yoksa asliye hukuk mahkemesine) yapılır.

Ertelenme Talebinde Hangi Belgeler Sunulmalıdır:

  • İyileştirme projesinde, yeni nakit kaynak konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynaklar ve önlemler ile erte­leme süresince tüm işletme giderlerinin ve çalışma sermayesinin nasıl karşılanacağı gösterilir.
  • Mevcut borçların ödeme süre ve tutarlarını, alacaklıların adreslerini, faaliyet gösterilen sektörün özellik­lerine göre stoklar ile bunların bekleme sürelerini ve tutarlarını gösteren listeler, vergi dairesine sunulmuş en son bilanço ve gelir tablosu, şirket veya kooperatifin ticaret sicili tasdiknamesi ile iyileştirme projesinin cid­di ve inandırıcı olduğunu gösteren diğer bilgi ve belgelerin, işletmenin devamlılığı esasına göre düzenlenmiş ara bilançoyla birlikte mahkemeye sunulması zorunludur. Burada belirtilen liste ve belgelerin iflasın ertelen­mesi talebiyle birlikte sunulmaması veya mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde tamamlanmama­sı hâlinde iflasın ertelenmesi talebi ispatlanamamış sayılır ve borca batık olduğunun anlaşılması hâlinde talep sahibi şirketin veya kooperatifin iflasına karar verilir.

İflasın Ertelenmesinde Görevli Kişi:

  • Mahkeme, iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine, yönetim organının yerine geçmesi ya da yö­netim organı kararlarını veya işlemlerinin bir kısmını veya tamamını onaylaması ve ayrıca envanter işlemlerini başlatarak kontrolü altında yürütmesi için, derhal, görevinin gerektirdiği mesleki ve teknik yeterliliğe sahip, ye­terli sayıda kayyım atar. Yani buradaki görevliye “kayyım”
  • Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bun­ların sınırları tescil edilmek üzere ticaret sicili müdürlüğüne bildirilir ve Kanunda öngörülen usulle ilan ettirilir.

« Kayyım, mahkemece uygun görülecek sürelerde, sermaye artırımı ödemelerinin gerçekliği ve bunların kullanım yerlerini de gösterecek şekilde şirket veya kooperatifin faaliyetleri hakkında rapor verir.

  • Mahkeme gerektiğinde kayyımın görevine son verebilir ve görevine son verilen ya da istifa eden kayyı­mın yerine yenisini seçer. Mahkemece atanan kayyımlar, özel sicilinde kaydedilmek üzere mahkemenin bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanlığına bildirilir. Bir kişi aynı anda en faz­la üç dosyada kayyım olarak atanabilir.
  • Kayyımların sorumluluğu hakkında, iflas idaresi üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümler uygulanır. Yani, kayyımlar kusurları ile verdikleri zararlardan kendileri sorumludurlar ve kayımlarTürk Ceza Kanununun uygulanmasında memur sayılırlar.

Erteleme Yargılaması:

  • Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bun­ların sınırları tescil edilmek üzere ticaret sicili müdürlüğüne bildirilir ve Kanunda öngörülen usulle ilan ettirilir. Bu ilanda alacaklıların iflasın ertelenmesi talebinin ilanından itibaren iki haftalık kesin süre içinde itiraz ede­rek iflasın ertelenmesi şartlarının bulunmadığını ileri sürebilecekleri ve mahkemeden talebin reddini isteyebi­lecekleri belirtilir.
  • Mahkeme ayrıca şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması ve faaliyetlerinin yürütülmesi için ge­rekli olan tedbirleri alır; İİK m. 179/b maddesinin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri saklı kalmak (yani rehin ta­kipleri ile imtiyazlı alacakların birinci sırasındaki alacaklar için haciz yoluyla yapılan takipler hariç) ve

toplam iflasın ertelenmesi süresinden sayılmak kaydıyla, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hak­kında Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere şirket veya kooperatif aleyhine takip yapılmasını ya­saklayabilir veya evvelce başlatılmış takipleri durdurabilir. Bu süre içinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararla­rı uygulanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.

  • İflasın ertelenmesi yargılaması sırasında tedbir talebinin reddi veya bu talebin kabulü hâlinde aynı mah­kemeye yapılacak itiraz üzerine verilecek kararlara karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanuna göre istinaf yoluna başvurulabilir (Yani istinaf süresi 2 haftadır).
  • Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimleri ve alacaklıları dinleyebilir.
  • Şirket veya kooperatif, erteleme yargılaması sırasında ancak bir defaya mahsus olmak üzere revize iyi­leştirme projesi verebilir.
  • İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır,
  • Mahkeme, projeyi ciddi ve inandırıcı bulur ve şirket veya kooperatifi iflasın ertelenmesine layık görürse if­lasın ertelenmesine; şirket veya kooperatifin borca batık olmadığını tespit ederse erteleme talebi ile iflas da­vasının reddine; aksi takdirde şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir.

İflasın Ertelenmesinin Süresi:

  • Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre mahkemece uygun görülmesi hâlinde bir yıl daha uzatılabilir. Uzatma talebi hakkında karar verilebilmesi için erteleme kararının kesinleşmesi bekletici sorun yapılır. Uzat­ma yargılaması sırasında ancak bir defa revize iyileştirme projesi verilebilir.
  • Daha önce iflasın ertelenmesinden yararlanmış bir sermaye şirketi veya kooperatif, duruma göre uzat­ma dâhil erteleme süresinin bitiminden itibaren bir yıl geçmedikçe iflasın ertelenmesi talebinde bulunamaz.
  • dâhil erteleme süresinin bitiminden itibaren bir yıl geçmedikçe iflasın ertelenmesi talebinde bulunamaz.

İflasın Ertelenmesinin Hüküm ve Sonuçları

  1. Takiplere Etkisi:

Kural: Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları uygu­lanmaz; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.

İstisna: 1) Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nede­niyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda ertele­me süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.

2) İİK 206 ncı maddenin sadece birinci sırasında yazılı alacaklar için (yani işçi ve nafaka alacakları ile iş­verenin işçiler tarafından kurulan dernekler ve yardım sandıklarına olan borçları için) haciz yoluyla takip ya­pılabilir.

İflasın ertelenmesi davaları etkilemez, erteleme süresi içinde her türlü dava açılabilir.

  1. Diğer Bazı Sonuçları:
  • İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme atanan kayyımın görevine devam etmesine karar verebilece­ği gibi aynı niteliklere sahip yeni kayyım da atayabilir. Kayyım, takvim yılının her üç aylık dönem sonu itibarıy­la şirketin projeye uygun olarak iyileşme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor eder. Kayyım ayrıca şir­ketteki olağanüstü gelişmeleri mahkemeye derhal rapor etmekle yükümlüdür.
  • Erteleme süresi sonunda, kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporun­da borca batıklığın devam ettiğini tespit eden mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir.
  • Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde ala­cağı bilirkişi raporunda şirketin veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaati­ne varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına; şirket veya kooperatifin bu aşama­da borca batıklığının ortadan kalktığı sonucuna varırsa, erteleme talebi ile iflas davasının reddine karar verir.
  • İflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece verilen nihai kararların hüküm fıkraları tescil edilmek üzere ticaret sicili müdürlüğüne bildirilir ve Kanunda öngörülen usulle ilan ettirilir.
  • Erteleme süresi içinde bir takip işlemi ile kesilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.

Kanun Yolları:

  • İflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece verilen nihai kararlara karşı borçlu şirket veya kooperatif ya da erteleme talep eden alacaklı tarafından kararın tebliğinden: diğer ilgililer tarafından ise kararın ilanından iti­baren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlara karşı da aynı esaslar dâhilinde on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

Bölge adliye mahkemesince iflasın ertelenmesi kararının kaldırılması veya bölge adliye mahkemesi tara­fından verilen iflasın ertelenmesi kararının Yargıtay tarafından bozulması hâlinde, borçlunun malvarlığı üze­rindeki tedbirler devam eder. Mahkeme davanın seyrine göre bu tedbirleri değiştirmeye veya kaldırmaya yet­kilidir.

İflas Edenin Malları Hakkında Sonuçlar

İflasına karar verilmiş borçluya müflis denilir. İflas müflisin hem malları hem de tasarruf yetkisi hakkında önemli sonuçlar meydana getirir. İflasın açılması ile müflisin haczedilebilen bütün mal ve haklarının oluşturduğu topluluğa “iflas masası” de­nilir. İflas masasının kanuni mümessili iflas idaresidir. Tasarrufun iptali davası açma hakkı da iflasın açılması ile birlikte, iflas idaresine geçer.

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir