- 5.İCRA HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
İZMİR
DOSYA NO :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. Saim İNCEKAŞ
DAVACI : İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
KONU : İcra takibinin iptali talebine ilişkin cevaplarımızdır.
AÇIKLAMALAR :
Davacı( borçlu) aleyhine ……… İcra Müdürlüğü …….. Sayılı dosyası ile başlatmış olduğumuz icra takibinin iptali talebiyle Mahkemenize başvurulmuştur.
Davacı (borçlu) dilekçesinde, tarafımızca yapılan müracaatta T.C. kimlik numarası, kararın tebliğ edildiği tarihin bildirilmemiş olması, serbest meslek makbuzu ve iban numarasının bağlı olduğu banka ve şubesine ilişkin bilgilerin gönderilmediğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Ancak davacı tarafın bu itirazı haksız ve kötüniyetlidir.
İdareye başvuru dilekçesi örneği icra takibi dosyasında mevcuttur. Bu dilekçede Davacı ( borçlu) tarafın belirttiği gibi olmazsa olmaz nitelikte bir eksiklik mevcut değildir. 2577 S. İYUK m28/2’de “Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.” denilerek yapılacak başvuruda yalnızca banka hesap numarasının bildirilmesi yeterli görmüş diğer bilgilere ihtiyaç duyulmamıştır. Aynı maddenin birinci fıkrasında ise “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” denilerek idarenin bir ay içinde ödeme yapması veya bu konuda harekete geçmesini gerektiğini açıkça vurgulamıştır. …. İdare Mahkemesi’nin …………. sayılı kararı …….. tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiştir. Karar tebliğ edildikten sonra ………. tarihinde idareye yazılı başvuru yapılmış bu başvuru ……… tarihinde idareye ulaşmıştır. Bu başvurudan sonra takip tarihi olan ……… tarihine kadar idarenin ödeme yapması beklenmiş ancak idare ödeme yapmadığı gibi dava dilekçesinde belirtilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin bir bildirimde de bulunmamıştır. Her ne kadar davacı eksikliklerin giderilmesi için tarafımıza bir yazının gönderildiğini iddia ediyor ise de bu şekilde bir yazı tarafımıza ulaşmamıştır. Görüldüğü üzere davacı taraf kötü niyetli bir takip olduğundan söz etmektedir. Ancak idareye başvuru tarihinden itibaren 2 aydan fazla bir süre bekledikten sonra idarenin harekete geçmemesi üzerine icra takibine başlanılmıştır.
Davacı taraf dilekçesinde TC kimlik numarası ve ilamın tebliğ edildiği tarihin bildirilmediğini beyan etmiştir. İdare, vekil olarak bizim ve müvekkilin TC kimlik numaralarına gelişen teknolojiyi göz önünde bulundurursak çok rahat ulaşabilmektedir. Dava dilekçesinde de dikkat edileceği üzere TC kimlik numaraları davacı tarafça yazılmıştır. Bu durum davacı tarafın itirazda kötü niyetli olduğunu göstermektedir. Mahkeme kararının tarafımıza tebliği tarihini öğrenme konusunda davacı tarafın hukuken hiçbir menfaati yoktur ki davacı taraf istemiş olsa tebliğ tarihini de rahatlıkla öğrenebilecek durumdadır.
Davacının bir diğer gerekçesi ise serbest meslek makbuzunun gönderilmemesidir. Tarafımızca idareye söz konusu bedeli ödemesi için bildirimde bulunulmuştur. Ancak idarenin bu bedeli ne zaman ödeyeceği veya ödeyip ödemeyeceği belli değildir. Henüz teslim alınmamış ( ödeneceği şüpheli olan) bir para için serbest meslek makbuzu verilmesi vergi yaslarına aykırıdır. Ayrıca böyle bir durum makbuz veren aleyhine çok ağır sonuçlar doğurabilir. Çünkü makbuz ödeme yapıldığının ispatı niteliğindedir. Henüz teslim alınmamış bir para için makbuz istemek hukuka aykırıdır.
Son olarak davacı taraf başvuru dilekçemizde İban numarasının hangi bankaya ve şubesine ait olduğunun belirtilmediğini ileri sürmüşlerdir. TC Merkez Bankası sitesinde (http://www.tcmb.gov.tr/iban/sss.php#amac) yer alan bilgilere göre Dünya üzerindeki tüm banka hesabı sahiplerinin İban numaraları birbirinden farklıdır. Bu nedenle yanlış İban numarasının girilmiş olması dışında bu yolla gönderilecek paranın yanlış hesaba gönderilmesi mümkün değildir. Para gönderebilmek içinde İban numarasının hangi bankaya ait olduğunun bilinmesinin bir önemi yoktur. Ancak istenirse iban numarasının hangi bankaya ait olduğuda kolaylıkla öğrenilebilir. Belirtmiş olduğumuz İban numarasında TR75’ten sonra gelen ‘00015’ kodu hesabın Vakıfbank’a ait olduğunu göstermektedir. Özellikle İçişleri bakanlığında para transferi ile çok fazla karşı karşıya kalan personelin söz konusu hesabın hangi bankaya ait olduğu kolaylıkla bilebilir. Yani İban numarasının hangi bankaya ait olduğunun öğrenilmesinin İdare açısından hiçbir hukuki menfaati yoktur.
Yukarıda açıklanan nedenler ve 2577 sayılı İYUK’nun 28/1-2 maddesi dikkate alındığında idareye başvuru dilekçesinde banka hesap numarasının bildirilmesi dışında başka bir bilgi veya evrakın idareye sunulması zorunlu değildir. İdarenin belirtilen gerekçelerle ödeme yapmaması ve icra takibine itiraz etmesi hukuka aykırıdır. İdarenin söz konusu evrakları talep edebileceği ihtimalinde dahi idareye başvuru tarihi ile takip tarihi arasındaki yaklaşık 2 aylık bir süreçte belirtilen eksikliklerin giderilmesi konusunda yazılı bir bildirimde bulunmamış olması da idarenin Mahkeme kararında belirtilen bedeli ödemeye niyetinin olmadığını açıkça göstermektedir.
DELİLLER : ………… İcra Müdürlüğü ……… sayılı dosyası
11.09.2013 tarihli idareye başvuru dilekçemiz.
İdareye başvuru tarihini gösterin PTT evrakı.
Her türlü sair delil.
HUKUKİ SEBEPLER: İİK, İYUK ve diğer mevzuat
SONUÇ VE İSTEM : Açılanan nedenlerle Davacı( borçlu) idarenin takibin durdurulması yönündeki talebinin reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygı ile dileriz.
Davalılar Vekili
Av. Saim İNCEKAŞ
Burada dikkat edilmesi gereken söz konusu takibe konu ilamın Danışta, İdare, Vergi mahkemeleri gibi 2577 sayılı yasanın 1. maddesindeki mahkemelerin görev alanına giren bir konuda verilmiş olması gerekir.
Yani Adli Yargı da karara bağlanan ilamlarda İYUK 28/2’nin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bu davanın sonucunu merak ediyoruz. Paylaşma imkanı var mı acaba.