Cari Hesap Ekstresi Kaynaklı İtirazın İptali Davasına Cevap

ADANA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

ESAS NO :

CEVAP VEREN DAVALI :

VEKİLİ :

DAVACI :

VEKİLİ :

DİLEKÇENİN ÖZÜ : Davaya Cevaplarımızın Arzıdır.

AÇIKLAMALAR

Davacı yanın müvekkil hakkında taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle kurulan cari hesap sözleşmesinde bakiye borç olarak görünen 53.934,60 TL alacağın ödemediğinden bahisle Adana 7. İcra Dairesi 2020 esasa kayıtlı dosyasıyla başlatılan icra takibinin haksız olması ve davacı vekilinin iddia ettiği hususların gerçek dışı olması nedeniyle, iş bu davanın reddi gerekmektedir. Şöyle ki;

1) Müvekkil bahse konu takipte borçlu sıfatıyla kayıtlıdır. Ancak bu sıfatın oluşması için hukuka uygun bir borç ilişkisinin varlığı söz konusu olmalıdır. Ancak taraflar arasında borç ilişkisi mevcut olmadığından ‘borçlu’ sıfatı da oluşmamıştır. DAVACI YAN İLE DAVALI MÜVEKKİL ARASINDA İDDİA EDİLEN BORCU DOĞURAN BİR ALIM SATIM, HİZMET GÖRÜM VE DAHİ HERHANGİ BİR SURETTE BORÇ DOĞURAN VE MÜVEKKİLİ BORÇLU KILAN BİR İLİŞKİ MEVCUT DEĞİLDİR.

2) Her ne kadar davacı yanca davaya konu takip talebi ekinde cari hesap ekstresi olduğu ve davalı müvekkilin davacı şirkete bakiye 53.934,60 TL borcu olduğu iddia edilmişse de tek başına cari hesap ekstresi adı altında düzenlenen iddia olunan borcun varlığına ilişkin belgenin varlığı borcun mevcudiyetine delalet etmemektedir. Kaldı ki taraflar arasında cari hesap sözleşmesi de kurulmamıştır. Bu sebeple, yazılı şekilde kurulması gereken bir cari hesap sözleşmesine dayanmayan cari hesap ekstresinin (rapor) borcun varlığını tek başına kanıtladığı iddia olunamaz. DAVALI ŞİRKET, İDDİA OLUNAN BORCA DAYANAK ALIM SATIM İLİŞKİSİNİ KANITLAR NİTELİKTE SÖZLEŞME, TİCARİ SATIMDA DÜZENLENMESİ TTK’YA GÖRE ZORUNLU OLAN FATURA YA DA HERHANGİ BİR SURETTE BORCUN DAYANAĞI YAZILI BELGE YA DA SENEDE DAVAYA KONU İCRA TAKİBİNDE DAYANMAMIŞTIR.

3) Bu haliyle davaya konu ilamsız icra takibinde iddia olunan borç kanıtlanamamıştır. Bu itibarla anılan icra takibine süresi içerisinde yaptığımız haklı itiraz neticesinde dayanaksız icra takibi durdurulmuştur. İş bu aşamadan sonra davacı yanca huzurdaki itirazın iptali davası ikame edilmiştir. Davacı yanca ikame edilen davanın açıkladığımız sebeplerle haksız ve yersiz olduğu kanaatindeyiz.

YARGITAY 23.Hukuk Dairesi 2017/ 2146 E. 2020 / 4039 K. Karar Tarihi: 03.12.2020

Davacı vekili, müvekkil şirket tarafından davalıya verilen servis hizmeti bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında CARİ HESAP SÖZLEŞMESİNİN YAPILMADIĞINI BU SEBEPLE CARİ HESAP EKSTRESİNE İTİBAR EDİLEMEYECEĞİNİ, DAVALININ SERVİS HİZMET BEDELİ BORCU OLMADIĞI GİBİ KENDİLERİNE SERVİS HİZMETİ DE VERİLMEDİĞİNİ, TAKİPTE CARİ HESABA DAYANAN DAVACI TARAFIN FATURAYA DAYANAMAYACAĞINI SAVUNARAK DAVANIN REDDİNİ İSTEMİŞTİR. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı defterlerine göre davacı lehine 14 adet fatura toplamı olan 4.449,67 TL’lik bir alacak kayıtlı olduğunu, ancak bu hususun tek başına davacının alacağını isbata yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.4)Yine belirtmek gerekir ki, dava dilekçesinde delil olarak dayanılan; tarafların ticari defterlerine, cari hesaplarına ve diğer delillere hiçbir surette muvafakat etmiyoruz. Yargıtay ilgili Hukuk Dairelerinin yerleşik kararlarında ortaya konulduğu üzere, icra takibine dayalı olarak varlığı kabil olan itirazın iptaline ilişkin davalarda icra takibinde dayanılmayan ancak daha sonra itirazın iptali davasında delil olarak dayanılan iddia olunan borcun varlığına ilişkin dayanak belgelerin hükme esas alınmaması gerekliliği izahtan varestedir. Bu itibarla davaya konu Adana 14. İcra Dairesi 2020/7730 esasa kayıtlı dosya ile başlatılan takipte sadece cari hesap ekstresi olduğu iddia edilen tek sayfalık imzasız belgenin borca dayanak belge olarak icra dosyasına sunulduğu göz önünde tutularak dava dilekçesinde dayanılan tarafların ticari defterleri, cari hesapları ve diğer delillerine muvafakat etmediğimizi bildiriyoruz.

YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2017/2076 E. 2020/117 K. Karar Tarihi: 11.02.2020

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip talebinde alacağın dayanağı olarak yalnızca “kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” şeklinde açıklama bulunmaktayken, takibe ekli ihtarnamede bahsi geçen genel kredi sözleşmesinin itirazın iptali davasında esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında, itirazın iptali davasının hukuki niteliği üzerinde de durulması gerekmektedir.

İtirazın iptali davası müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Madde metninde de açıkça belirtildiği üzere takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı genel mahkemede açılır ve genel hükümlere göre görülür. Alacaklı bu davada genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.

İtirazın iptali davası itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı yan isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).

Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır.

Diğer taraftan, İİK’nin 67.maddesinin son fıkrasında alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açamamışsa umumi hükümler dairesinde alacağını dava etme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir. Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması hâlinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğunda ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.

GENEL HÜKÜMLERE GÖRE HER TÜRLÜ İSPAT OLANAĞININ VARLIĞI, TAKİP TALEBİNDE YER ALAN BORÇ SEBEBİNDEN VE TAKİP DAYANAĞINDAN UZAKLAŞMAK ANLAMINDA DÜŞÜNÜLMEMELİDİR. BURADA SADECE İCRA MAHKEMESİNİN DAR YETKİSİ NEDENİYLE İNCELEYEMEDİĞİ DELİLLERİN GENEL MAHKEMEDE SERBESTÇE ANCAK BORCA BAĞLI OLARAK İLERİ SÜRÜLMESİ OLANAĞININ VARLIĞI SÖZ KONUSU OLMAKTADIR.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Denizli 4. İcra Dairesinin 2007/6636 E. sayılı takip dosyasında; dava dışı Denizbank A.Ş. tarafından borçlular Pizaş Pamukkale… A.Ş. İbrahim Tarık Erdoğan, Sabri Erdoğan ve Tuğçe Erdoğan (Yıldız) aleyhine “kredi kartı üyelik

sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” sebep gösterilmek suretiyle, toplam 12.614,71TL’nin tahsili için 18.09.2007 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmış, takip alacağı 29.09.2010 tarihli sözleşme ile Denizbank A.Ş. tarafından LBT Varlık A.Ş.’ye temlik edilmiş, davalı-borçlu tarafından 15.12.2011 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edilmiş ve takibin bu borçlu yönünden durduğu anlaşılmıştır.

İTİRAZIN İPTALİ DAVALARINDA ALACAKLI, TAKİPTE DAYANMADIĞI BELGELER DIŞINDAKİ BAŞKA BELGELERE DAYANAMAZ. ŞU DURUMDA BİZATİHİ KENDİSİ BİR BORÇ SEBEBİ VE DAYANAĞI TEŞKİL EDEN ANCAK TAKİPTE DAYANILMAYAN GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİNİN İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA KULLANILMASI DAVANIN YUKARIDA AÇIKLANAN NİTELİĞİ İLE BAĞDAŞMAMAKTADIR. AYRICA TAKİP TALEBİNDE “KREDİ KARTI ÜYELİK SÖZLEŞMESİ, İHTARNAME VE HESAP ÖZETİ” YAZMAKTA OLUP, İHTARNAME TAKİP TALEBİNE EKLENMİŞ İSE DE İHTARNAMENİN AMACININ GENEL OLARAK BORCUN VARLIĞINA DELALET ETMEYİP, BORÇLUYU TEMERRÜDE DÜŞÜRMEKTEN İBARET OLDUĞU CİHETLE İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA TAKİP TALEBİNDE GÖSTERİLEN BORÇ VE BORCUN SEBEBİ İLE BAĞLILIĞIN ASIL OLMASINA GÖRE KAYNAK BELGEYE (TEMEL ALACAK-SÖZLEŞME) İTİBAR EDİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

HUKUKİ SEBEPLER: TTK, TBK, HMK ve sair ilgili mevzuat hükmü.

HUKUKİ DELİLLER: Adana 7. İcra Dairesi 2020 esasa kayıtlı takip dosyası, yüksek mahkeme kararları, tanık, Bilirkişi incelemesi, yemin ve sair yasal delil,

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkeme tarafından resen göz önüne alınacak nedenlerle; Adana 7. İcra Dairesi 2020 esasa kayıtlı dosyası ile başlatılan takip haksız ve dayanaksız olmakla itirazın iptali davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini saygı ile vekaleten arz ve talep ederiz. 2021

Davalı Vekili

EK:

-YARGITAY 23.Hukuk Dairesi 2017/ 2146 E. 2020 / 4039 K. Karar Tarihi: 03.12.2020 ilamı sureti.

-YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2017/2076 E. 2020/117 K. Karar Tarihi: 11.02.2020 ilamı sureti.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir