ADANA … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
KONU : Kişilik haklarımıza karşı yapılmış olan haksız saldırının tespiti ile uğramış olduğumuz zararın tazmini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik …….. maddi ……. manevi tazminat talebimizi içeren dilekçemizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Davalı yan, müvekkil şirketimizden … Plakalı aracı satın almıştır. Müvekkil şirketimiz … yılından bu yana … Bayiliğini yapmaktadır.
Söz konusu aracın motorunun arıza yapması sebebiyle davalı yan tarafımızdan araç değişikliği istemiştir. Bu hususla alakalı yetkili firma olan … ile görüşülmüş, ancak arızanın onarımının yapılabileceği bilgisi alınmıştır. Gerekli işlemler yapılmak istenmişse de bu teklifimize karşı davalı yan olumsuz dönmüştür.
Davalı yan bu süreçten sonra Ford araçlarının satıldığı diğer yetkili bayiilere giderek araç değişimi istemiş, müvekkil firmamız hakkında firmamızı zarar uğratacak, haksız ve gerçekten uzak ithamlarda bulunmuştur.
Davalı yan olayı öyle bir boyuta getirmiştir ki, kullanmış olduğu aracın arkasına firmamızın ismini kullanarak “Alırsın Ford Olursun Lord, Adı: Ford Transit Hastalığı: Kanser Sebebi: Atılgan Oto Tedavisi: Yok” gibi ibareler kullanmıştır. İşbu husustan aynı bölgede çalışmış olduğumuz diğer bir bayiinin çekmiş olduğu fotoğraf aracılığı ile haberimiz olmuştur.
EK-1: … Plakalı Aracın Arkasına Yazılmış Yazıya İlişkin Fotoğraflar
Davalı yanın işbu pankartı aracın arkasına asarak hem diğer bayiilere gidip müvekkil firmamızı kötülemesi hem de bu pankartla firmamızın ticari itibarını zedelemesi açıkça kişilik haklarımıza saldırı teşkil etmektedir.
Müvekkil şirketimiz anonim şirket olup tüzel kişiliğe haizdir. Kişilik hakları hem Anayasımızın 12 ve 17. maddelerinde düzenlenmiş hem de Türk Medeni Kanunumuzun 24 ve 25. maddeleri ile işbu haklara saldırı olması durumunda çeşitli korumalar öngörmüştür. Davalı yanın müvekkil firmamızın ismini kullanmak suretiyle ticari itibarına yönelik gerçeğe aykırı ve küçük düşürücü ithamları firmamıza yönelik açık bir saldırıdır. Her ne kadar tüzel kişi de olsa, kişiliğe karşı adı, şerefi onur ve itibarı zedeleyici bu ithamlar tarafımızca kabul edilemez olup işbu davayı ikame etmek zarureti hasıl olmuştur.
İşbu hususla alakalı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı;
“Yukarıda da açıklandığı üzere, kişilik haklarına saldırının kapsam ve koşulları T.M.K.nun 24, 25. maddesinde belirtilmiş, B.K.nun 49. maddesinde de saldırı halinde yaptırımın kapsam ve niteliği düzenleme altına alınmıştır. B.K.nun 49. maddesinde belirtilen manevi zarar, kişinin kişisel çıkarlarında ( haklarında) uğradığı bir eksilmedir. Bir tüzel kişinin kişisel haklarından olan ( adı, şerefi, onuru ve itibarı gibi) varlıklarına yapılan saldırının; bu manevi değerlerinde bir eksilmeye ( manevi zarara) sebep olacağı bir gerçektir. Gerçi, duyguları olmayan tüzel kişilerin elem ve ızdırap duymaları düşünülemez. Ancak bu onların kişilik değerlerinin saldırıya uğramadığı sonucunu doğurmaz.
Hukuk düzeni tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref, onur ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğuna göre ( T.M.K. m. 48), tüzel kişilerin de manevi tazminat talep edebileceklerini kabul etmek gerekir. Zaten manevi zarar, salt üzüntünün varlığı halinde değil, kişinin kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda gerçekleşen bir zarardır. Bunun içindir ki, gerek Türk Medeni Kanunu ve gerekse B.K. ( m. 49) yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerinde kişisel haklarını korumaktadır.
Tüzel kişinin çevresinde kazandığı itibarı aşağılayan yazılı, sözlü veya görüntülü beyanlar, şu veya bu vasıflara sahip olmadığına dair yayınlar, kişilik haklarından şeref ve haysiyete yönelik tecavüz olarak kabul edilmelidir. Tüzel kişinin şeref ve haysiyeti yanında onun toplumsal itibarı, ticari itibarı da T.M.K.nun 24. maddesindeki korumadan yararlanır.
Medeni Kanun ve B.K., manevi tazminat isteyecek kişinin mutlaka gerçek kişi olması gerektiği esasından hareketle düzenlenmiş olsaydı, gerçek kişi olma şartını öngörerek tüzel kişilerin ayrık tutulduğuna dair bir ibareye veya ayrık bir düzenlemeye yer verirdi.
Oysa her iki kanunda gerçek kişi olma şartı açıkça öngörülmüş değildir. Gerçek kişilerle tüzel kişiler arasında bu konuda ayrım yapılmadığı ‘manevi zarar’ın tanımından da çıkarılabilir.
Diğer taraftan T.M.K.nun 24, 25 ve B.K.nun 49/1. maddelerinde açıkça ‘kişi’ sözcüğü kullanılmış olup; bu sözcük hem tüzel kişileri hem de gerçek kişileri içerir. Gerçek kişi kavramı içinde ise mümeyyiz ve mümeyyiz olmayan insanlar yer alır.
Bu nedenle; T.M.K.nun 25/son maddesinin, hem kişilik haklarının korunması hem de maddi ve manevi tazminat davalarını kapsadığının kabulüyle tüzel kişilerin kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat davalarının davacı şirketin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği H.G.K.’nda yapılan görüşmeler sırasında oybirliğiyle kabul edilmiştir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2011/4687 E. , 2012/26 K. , 1.12.2012 T.)
Yukarıda izah ettiğimiz sebeplerle müvekkil şirketimizin şeref ve haysiyetine, kişilik haklarına alenen saldırı vardır. Aynı zamanda ekonomik itibarın da tüzel kişinin şeref ve haysiyetinin bir görüntüsünün olduğunu kabulle, müvekkil şirketimizin ekonomik itibarının düşürülmek istendiği açıktır. Türk Borçlar Kanunumuzun 49. Maddesi ile Medeni Kanunumuzun 25. Maddesinde kişilik haklarına saldırı durumunda hak sahibinin maddi ve manevi tazminat isteyebileceği düzenleme altına alınmıştır. Öncelikle müvekkil şikretimizin uğramış olduğu bu haksız saldırının tespitini sonrasında maddi ve manevi tazminat talep etmek ve işbu davayı ikame etmek zaruretimiz hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : Anayasa, MK, BK, HMK ve ilgili sair mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : 34 EB 6075 Plakalı Aracın Arkasına Yazılmış Yazıya İlişkin Fotoğraflar, yemin, tanık, bilirkişi ve her türlü yasal delil
NETİCE-İ TALEP : Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz ve Sayın Mahkemenizin re’sen nazara alacağı sebeplerle;
Müvekkil şirketimizin kişilik haklarına yapılan saldırının tespiti,
Müvekkil şirketimizin kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğramış olduğu zarar ve ekonomik itibar kaybına ilişkin fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalmak kaydıyla şimdilik ………. TL maddi ve ……… manevi tazminata,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.