Dava dilekçesinde taleplerin açık bir şekilde yer alması gerekmektedir. Aksi taktirde problem yaşanır. Örneğin dava dilekçesinde yer almayıp da ıslah dilekçesiyle öne sürülen bir talep kabul edilemez.
Yargıtay da ıslah dilekçesiyle sonradan ileri sürülen bir talebin kabul edilmeyeceğini şu şekilde açıklamıştır:
“…Davacı vekili, her ne kadar davacının babası tarafından davalıya havale edilen 6.000,00 TL’nin kooperatif borçlarına harcandığını belirtmiş ise de gerek dava dilekçesinde ve gerekse ıslah dilekçesinde bu borcun ileri sürülmediği ve istekleri arasında yer almadığı, sadece dekontun dosya arasına konulduğu anlaşılmıştır. Bu parayla ilgili olarak harcı yatırılmak suretiyle açılmış bir istek ve dava bulunmamaktadır.” (T.C. 8. YARGITAY HUKUK DAİRESİ E. 2013/10621 K. 2013/9724 T. 20.6.2013)
Dava dilekçesinde dayanılmayıp daha sonradan ileri sürülen talebin geçersiz olduğuna dair bir başka Yargıtay kararı ise şu şekildedir:
“…plakalı araç davacı tarafça dava konusu edilmediği, üstelik 06.06.2014 tarihli beyan dilekçesinde davacı adına kayıtlı olduğu bildirildiği halde mahkemece hükme esas alınan yukarıda belirtilen raporlarda anılan aracın dava konusu yapılmış gibi hesaplamaya dahil edildiği ve dava tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden davalı aleyhine katkı payı alacağı hesaplandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek araçla ilgili olarak da karar verilmiş olması doğru değildir.” (8. Hukuk Dairesi 2016/21531 E. , 2019/3301 K.)
0 Yorum