CMK Madde 206
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 206. maddesi şu şekildedir:
Delillerin ortaya konulması ve reddi
Madde 206 – (1) Sanığın sorguya çekilmesinden sonra delillerin ortaya konulmasına başlanır. (Ek 2 adet cümle: 25.05.2005 – 5353 S.K/Madde 29) Ancak, sanığın tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış olması, delillerin ortaya konulmasına engel olmaz. Ortaya konulan deliller, sonradan gelen sanığa bildirilir.
(2) Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hallerde reddolunur:
a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.
b) Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa.
c) İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa.
(3) Cumhuriyet savcısı ile sanık veya müdafii birlikte rıza gösterirlerse, tanığın dinlenmesinden veya başka herhangi bir delilin ortaya konulmasından vazgeçilebilir.
(4) (Mülga fıkra: 25.05.2005 – 5353 S.K/Madde 29)
Başlık
CMK’nın 206. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: ÜÇÜNCÜ KİTAP: Kovuşturma Evresi – BİRİNCİ KISIM: Kamu Davasının Yürütülmesi – DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: Delillerin Ortaya Konulması ve Tartışılması
Madde başlığı şu şekildedir: Delillerin ortaya konulması ve reddi
Gerekçe
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 206. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
Delil, ceza yargılama usulünün bütün dallarının en çok ve en karmaşık kısmıdır. Bir yazarın doğru olarak açıkladığı gibi delil iki karşılıklı, belki de birbirine zıt mantığın kesişme noktasında bulunmaktadır. Bir tarafta bireyin hakları diğer yanda ise toplumun hakları söz konusudur.
Delillerin türleri, koşulları, elde edilme usulleri Tasarının geçen kısımlarında ve özellikle Birinci Kitapta, Üçüncü Kitabın Dördüncü Bölümünde ise delillerin ikamesi hususundaki kurallar 213 ila 227 nci maddelerde yer almış bulunmaktadır.
Madde, birinci fıkrasında delillerin ikamesi kavramını tanımlamaktadır: İkame, tanıkların ve bilirkişinin dinlenmesi ve diğer ispat araçlarının ortaya konulmasıdır; yani delillerin açıklanması, ortaya konulması ve tartışılırlığının sağlanması, delilin ikamesi kapsamındadır.
Asıl olan bütün delillerin, ispat araçlarının soruşturma ve duruşma hazırlığı evre ve aşamalarında bir araya getirilmesi ve böylece davanın bir duruşmada bitirilmesidir.
Maddenin ikinci fıkrasında sanığın sorgusunun bitirilmesinden sonra delillerin ikamesine yani incelemesine ve irdelenmesine geçileceği belirtiliyor. Delillerin ikamesine sanığın sorgusundan sonra geçilmesi kural olmakla birlikte, çeşitli nedenlerle sanığın sorgusu yapılamamış ise bu keyfiyet delillerin ikamesine engel olmayacaktır.
Üçüncü fıkranın (a) ila (g) bentlerinde, ret olunacak deliller teker teker gösterilmiştir. İstemde bulunan iyi niyetle hareket etmiş olsa da, mahkemenin takdirine göre gerçeğin ortaya çıkmasına yardımı olmaksızın yargılamanın ertelenmesini gerektirecek nitelikte ise, istem ret olunabilecektir.
Maddenin dördüncü fıkrasına göre, üçüncü fıkranın (a) ila (g) bentlerinde belirtilen haller, esas olarak duruşma hazırlığında, böyle olmazsa ilk duruşmada hükme bağlanmalıdır.
Beşinci fıkra, bir tanığın, bilirkişinin veya başka herhangi bir delilin ikamesinden vazgeçilebilmesini Cumhuriyet savcısı, katılan, sanık veya avukatının birlikte açıklayacakları rızalarına bağlamış bulunmaktadır. Son fıkraya göre katılan, yalnız kişisel haklarını ispat için gösterdiği delilden her zaman vazgeçebilecektir.
Kabahat derecesindeki suçlarda ise mahkeme delillerin hangi sınırlar içinde ikame edileceğini belirlemek hususunda mutlak yetkiye sahip bulunmaktadır.
-Madde 214 – Maddenin birinci fıkrasına göre, bir delilin ikamesi hususundaki istemin Cumhuriyet savcısı veya taraflardan birisi tarafından reddi halinde veya bazı delillerin ikamesinin yargılamanın ertelenmesini gerektireceğinin anlaşılması durumunda, gerekli kararlar mahkemece verilecektir.
Maddenin ikinci fıkrasında ifade edildiği üzere ceza davasında ilk ve asli hedef gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu nedenle Tasarı delil serbestliği ilkesini kabul etmiştir. İlke delil serbestliği olunca mahkeme, re’sen veya istem üzerine bütün ispat araçlarının hazırlanmasına ve ortaya konulmasına karar verebilecektir.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Tasarının 213 ve 214 üncü maddeleri “Delillerin ortaya konulması ve reddi” başlığı altında birleştirilerek ve 213 üncü maddesindeki birbiriyle örtüşen hususlar birleştirilmek suretiyle daha sade bir biçimde düzenlenmiş ve 206 ncı madde olarak kabul edilmiştir.
TBMM Kabul Metni
Kanun maddesi mecliste tartışılırken şu konuşmalar geçmiştir:
206 ncı maddeyi okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Delillerin Ortaya Konulması ve Tartışılması
Delillerin ortaya konulması ve reddi
MADDE 206. – (1) Sanığın sorguya çekilmesinden sonra delillerin ortaya konulmasına başlanır.
(2) Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur:
a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.
b) Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa.
c) İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa.
(3) Cumhuriyet savcısı ile sanık veya müdafii birlikte rıza gösterirlerse, tanığın dinlenmesinden veya başka herhangi bir delilin ortaya konulmasından vazgeçilebilir.
(4) Katılan, yalnız kişisel haklarını ispat için gösterdiği delilden vazgeçebilir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.