CMK Madde 121
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 121. maddesi şu şekildedir:
Arama sonunda verilecek belge
Madde 121 – (1) Aramanın sonunda hakkında arama işlemi uygulanan kimseye istemi üzerine aramanın 116 ve 117 nci maddelere göre yapıldığını ve 116 ncı maddede gösterilen durumda soruşturma veya kovuşturma konusu fiilin niteliğini belirten bir belge ve istemi üzerine elkonulan veya koruma altına alınan eşyanın listesini içeren bir defter ve eğer şüpheyi haklı kılan bir şey elde edilmemiş ise bunu belirten bir belge verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen belgelerde, hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin, elkonulan eşyanın mülkiyetine ilişkin görüş ve iddialarına da yer verilir.
(3) Koruma altına alınan veya elkonulan eşyanın tam bir defteri yapılır ve bu eşya resmi mühürle mühürlenir veya bir işaret konulur.
Başlık
CMK’nın 121. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KİTAP: Genel Hükümler – DÖRDÜNCÜ KISIM: Koruma Tedbirleri – DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: Arama ve Elkoyma
Madde başlığı şu şekildedir: Arama sonunda verilecek belge
Gerekçe
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 121. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
Madde, hakkında arama işleminin uygulandığı kimseye işlemin sona ermesinden sonra verilmesi gerekli belgeleri göstermekte ve bunların içeriğine ait bazı hususları belirlemektedir: Verilecek bu belgede cezalandırılacak fiilin niteliği gösterilecek ve elkonulan veya koruma altına alınan şeyler varsa bunların listesini içeren tam bir defter düzenlenerek isterse ilgiliye verilecektir. Ayrıca, elkonulan veya koruma altına alınan eşya mühür altına alınacak veya eşyayı belirlemeye olanak verecek bir işaret eşya üzerine konulacaktır. Arama sonucunda, aramanın gerekçesini oluşturan şüpheyi haklı kılan bir şey elde edilememiş ise bunu belirten bir belge de, istemi halinde ilgiliye verilecektir.
Maddenin ikinci fıkrası, elkonulan eşyanın mülkiyetine dair olmak üzere hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin görüş ve iddialarına belgede yer verilmesini öngörmüştür. Üçüncü şahısların iddiaları varsa bunların da belgeye geçirilmesi uygun olacaktır.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Tasarının 103 üncü maddesinin başlığı “Arama sonunda verilecek belge” olarak değiştirilmiş, maddede redaksiyon yapılmış ve 121 inci madde olarak kabul edilmiştir.
TBMM Kabul Metni
Kanun maddesi mecliste tartışılırken şu konuşmalar geçmiştir:
BAŞKAN – 121 inci maddeyi okutuyorum:
Arama sonunda verilecek belge
MADDE 121. – (1) Aramanın sonunda hakkında arama işlemi uygulanan kimseye istemi üzerine aramanın 116 ve 117 nci maddelere göre yapıldığını ve 116 ncı maddede gösterilen durumda soruşturma veya kovuşturma konusu fiilin niteliğini belirten bir belge ve istemi üzerine elkonulan veya koruma altına alınan eşyanın listesini içeren bir defter ve eğer şüpheyi haklı kılan bir şey elde edilmemiş ise bunu belirten bir belge verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen belgelerde, hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin, elkonulan eşyanın mülkiyetine ilişkin görüş ve iddialarına da yer verilir.
(3) Koruma altına alınan veya elkonulan eşyanın tam bir defteri yapılır ve bu eşya resmî mühürle mühürlenir veya bir işaret konulur.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi var.
Şahsı adına, İstanbul Milletvekili Sayın Algan Hacaloğlu; buyurun.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.
Gerçekten, çok önemli bir yasa üzerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi iradesini ortaya koymakta ve çok önemli bir çalışmayı sürdürmektedir.
1992 yılını ben de anımsıyorum. Burada, bu yasa tasarısının genel gerekçesinde ifade edildiği gibi, uzun yıllardır, Türkiye, bu alanda, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasında defeatle düzenlemeler yapmak istemiştir, bazı aşamalardan geçmiştir. Tabiî, bu arada, Türkiye’nin ihtiyaçları, uygulamaları, kültürü değişmekte, teknoloji gelişmekte, yeni ihtiyaçlar doğmaktadır. Bu yasa, bu bütünlük içinde ele alınmış, yeterince, bizim açımızdan, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri tarafından incelenememiş, komisyonlarda çalışmaları yapılmış; ama, biraz evvel Sayın Komisyon Başkanımızın ve Bakanımızın da ifade ettiği gibi, çok kısa sürede komisyondan geçirilerek buraya getirilmiştir.
Ben, çok kısaca, iki konu üzerinde durmak istiyorum. Bu çatı altında çok yasalar geçmiştir, daha da geçecektir. Türkiye’nin, hem demokrasi hem ekonomi hem de sosyal yapılanma alanında birçok eksiklikleri var. Şu Meclis çatısı altında, üç dönem milletvekilliği yaptım. Eski Bakanımız olan Sayın Komisyon Başkanına, ortaya koyduğu özeleştiri nedeniyle teşekkür ediyorum. Yani “Komisyonda böyle karar alınmıştı; ancak, buraya yanlışlıkla şöyle geldi” şeklindeki ifadesinde, ben, tabiatıyla, o acullüğün getirdiği engellenemez hatalardan biriyle karşı karşıya olduğumuzu üzülerek saptadığımızı ifade ediyorum. Bu, daha evvel de görülmüş. Keşke, daha o madde görüşülürken Sayın Komisyon söz alsaydı ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili arkadaşım Grup adına konuşmadan önce bu durumun tespitini dile getirmiş olsaydı. Bu tür hatalar bu Parlamentonun saygınlığına gölge düşürür; ama, hatadan dönmek de büyük bir olgunluktur; bu geçer.
Ama, Sayın Bakanın söylediği bir şeyi, ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olarak, içime sindiremediğimi çok açıklıkla ifade etmek istiyorum. Sayın Bakan, bu yasayla ilgili, bu yasanın acele çıkarılmasına ilişkin ihtiyacı dile getirirken… Ki, bu, doğaldır, ilk defa olmuyor. Bu çatıdan, bu Meclisten, birçok yasalar, maalesef, yeterince incelenemeden çıkarıldı, acullük sergilendi, oysa, demokrasilerde, Batı demokrasilerinde, gerçekten, yasama görevi, bu tür davranışları pek kaldırmaz; ama, böyle bir olayla karşı karşıyayız. Sayın Bakan, bunun gerekçesini açıklarken “bakınız, bugün, biraz evvel burada konuşan – mealen o ifade içinde ben öyle algıladım- Avrupa Parlamentosu Başkanı da, bu yasanın 14 Aralıktan evvel geçmesi gerektiğini ifade etti” dedi. Ben, bunu, bir sürçülisan olarak alıyorum, ben, bunu, bir Türkiye Cumhuriyeti Bakanına yakıştıramıyorum. Bu cümle, hatta, zabıtlardan çıkarılmalıdır, iki nedenle, birincisi, cümle doğru değil. Elimde zabıt var, cümle böyle değil. Cümle diyor ki: “6 yasanın müzakerelerden evvel çıkarılması gerekir” şeklinde bir ifadedir. Aynen okuyorum: “Dış İlişkiler Komitesi olarak, Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerini ziyadesiyle yerine getirdiğine inandığımız için, gecikme olmaksızın müzakerelerin bu ülkeyle başlaması yönünde tavsiyede bulunduk. Tabiî ki de, bu müzakereler başlamadan önce, sizin yasalarınızın 6 önemli parçası, halihazırda üzerinde çalıştığınız 6 yasanın da bir an önce Meclisinizden geçirilmesi gerekmektedir.” Nedir müzakerenin başlama tarihi? Herhalde, hepimiz, şu içinden geçmekte olduğumuz önemli sürecin kavramlarından haberdarız.
Tabiî, AB Meclis Başkanı da sürekli yanlış tarih verdi. 17 Aralıkta bize verilecek olan müzakerenin başlama tarihidir. O tarihin de ne zaman olduğunu kestiremiyoruz. Bence, Sayın Dışişleri Bakanımızın 8 maddelik açıklaması son derece yerindeydi. Bir an evvel kesin olarak tarih verilsin ve müzakereler, tam üyeliği hedef alan bir anlayış içinde, sürdürülebilir bir içerikle yerine getirilsin.
Sayın Bakan, bu, gerçekten… Yanlış duymuş olabilirsiniz; ama, Türkiye Büyük Millet Meclisinde…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN- Buyurun.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – … henüz üyesi olmadığımız, olmak istediğimiz, Sayın Başbakanın “15 yıl sonra olabiliriz” dediğini bize yabancıların Brüksel’de ifade ettiği bir kurumsallaşmayla ilgili bir meclisin başkanı bugün buraya gelecek “bu yasayı çıkarın”diyecek; dediği farklı olmakla beraber, Sayın Bakan onu “hemen, derhal çıkarılmalı, 14 Aralığa kadar çıkarılmalı” olarak algılayacak ve Meclise bunu, bu yasanın çıkarılma şeklini, zamanını belirleyecek gerekçe olarak ortaya koyacak! Hiçbir güç,Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosuna bir dayatmada bulunamaz değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
Bunu, ben, Adalet ve Kalkınma Partisi mensubu milletvekili arkadaşlarımın da yürekten paylaştığını biliyorum. Aramızda, çok sayıda yetkin arkadaşım, dış ülkelerde sürekli bu konuda temaslarda bulunuyor. Şu elimde, Sayın Yakış’ın da elinde bulunan, henüz Dışişleri Bakanlığına muhtemelen intikal etmemiş olan, bundan üç gün evvel, yani 30 Kasımda Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonundan geçirilmiş olan, kabul edilmiş olan, üzerinde 500 adet değişiklik önergesi verilmiş raportörün raporu üzerinde, 500 değişiklik önergesi değerlendirilerek sonuçlandırılmış rapor var.
BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Toparlıyorum; 1 dakika 44…
Pardon, geçirdim zamanımı, özür diliyorum Sayın Başkan, bitiriyorum. Zannediyorum, konunun önemi nedeniyle bana 1 dakika daha müsaade edersiniz. Burada 6-7 dakika uzatan arkadaşlarım da oldu.
BAŞKAN -Peki, buyurun.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Şimdi arkadaşlar, şu rapor, ben grup başkanvekillerinize de bıraktım, Sayın Yakış’ta var; dün gelir gelmez ben Genel Başkanıma verdim, Sayın Yakış’ın da Sayın Başbakana verdiğini biliyorum ve burada da, hiçbir şekilde, bu yasaların 17 Aralığa kadar çıkarılması diye herhangi bir ifade yok; aksine, yeni hukukî düzenlemelerin, ihtiyaç duyulan bu düzenlemelerin, müzakereler başlamadan evvel; aynen Kıbrıs’ın üyeliği konusunda, Kıbrıs’ı tanıma konusunda getirilmiş olan madde gibi; buradaki ifade odur.
Bu nedenle söz almış bulunuyorum, üzüntümü ifade ediyorum; Sayın Bakanın Yüce Meclisimize bu konuda bir açıklama yapacağı umuduyla, saygılarımı ifade ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Açıklama ne oldu?!