Cinsel ilişkiyi sağlayamayan kocasına yeterli ve makul sayılabilecek bir süre tanımadan onu terk eden kadın az da olsa kusurlu kabul edilmelidir
Tarafların 19.8.2006 tarihinde evlendikleri, aralannda cinsel ilişkinin kurulamadığı, davalı-karşı davacının evlenmelerinden ondört gün sonra “bakire” olarak evi terkettiği anlaşılmaktadır. Adli Tıp raporlarında, tarafların her ikisinin de cinsel ilişkiye girmelerine engel teşkil edecek ruhsal veya anatomik herhangi bir rahatsızlıklarının bulunmadığı bildirilmiştir. Cinsel ilişkiye davalı-karşı davacı kadının karşı koyduğunu kabule yeterli dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Gerçekleşen bu duruma göre, cinsel ilişkiyi sağlayamayan koca, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu ise de, aynı sonuca ulaşılmasında davalı-karşı davacı kadın da, kocasına yeterli ve makul sayılabilecek bir süre tanımadan on dört gün sonra onu terketmekle az da olsa kusurlu kabul edilmelidir. Yasa, ağır kusurlu olan eşe de boşanma davası açma hakkı tanımıştır. (TMK md 166/2) Bu halde boşanma karan verilebilmesi için, davalı-karşı davacının, açılan davaya itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması ve evlilik birliğinin devamında bu eş bakımından korunmaya değer bir yararın
kalmamış bulunması gerekir. Davalı da karşı boşanma davası açarak boşanma talep ettiğine göre, kocanın davasına itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, bu koşullar altında evlilik birliğinin devamında kadın bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığından kocanın boşanma davasının kabulü bu bakımdan sonucu itibarıyla usul ve kanuna uygundur. Bu sebeple, kadının, kocanın boşanma davasının reddi gerektiği yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, boşanma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle hükmün bu bölümünün onanması gerekmiştir. (Y2HD, 08.12.2011, E. 2010/21316, K. 2011/21506.)
Kaynak: https://www.yargitay.gov.tr/
0 Yorum