ADANA 10.ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
Dosya No:
İTİRAZ EDEN
KATILAN:
VEKİLİ:
SANIK:
KONU: Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesinin usul ve yasaya aykırı … Esas, Nolu dosyasına ilişkin … tarihli ilamının bozulmasına ilişkin gerekçeli itiraz dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR
Denizli 10.Asliye Ceza Mahkemesi 2020/… Esas Nolu dosyasına ilişkin …04.2021 tarihli kararı usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle karara itiraz ediyoruz. Şöyle ki;
1-) Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesi 2020/… Esas Nolu dosyasına ilişkin …04.2021 tarihli kararı ile sanık …………’ın taksirle yaralama suçunu işlediğinden bahisle 2.240,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Ancak söz konusu karar usul ve yasalara aykırı olup kararın bozulması gerekmektedir.
2-) Öncelikle yargılama konusu olaya ilişkin toplanan tüm deliller ile sabit olduğu üzere sanık tam kusurlu olarak müvekkilin yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Gerek tarafların ifadeleri, gerek olay sonrasında düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı, gerek Hastane evrakları, gerekse dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporu müvekkilin beyanları ile aynı doğrultuda olup müvekkilin meydana gelen kazada bir kusurunun olmadığı ve kaza sebebiyle vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı açıkça ortadadır.
Yargılama konusu olay sonrasında müvekkil 3 aydan fazla bir süre çalışamamış, zorunlu bir fizik tedavi süreci yaşamış, kendi ihtiyaçlarını gideremeyecek şekilde yaralandığı için eşi de işten çıkmış ve aylar boyunca müvekkilin bakımı ile ilgilenmiştir. Bu süreçte sanık ise müvekkilin durumu ile hiç ilgilenmemiş, bir geçmiş olsun dahi dememiş, aksine sanığın eşi müvekkile yönelik “kaza oldu artık yapacak bir şey yok” demek suretiyle müvekkilin mağduriyetini küçümseyerek müvekkilin manevi olarak müvekkile telafisi mümkün olmayan acılar yaşatmıştır.
3-) Yukarıda da detaylıca belirttiğimiz üzere sanığın olay sonrasında pişmanlık duymadığı, müvekkilin zararını (yalnızca fizik tedavi giderleri dışında) gidermediği ve tam kusurlu olarak müvekkilin yaralanmasına sebebiyet verdiği hususları açıkça sabit olup sanığın alt sınırdan cezalandırılmış olması gerek usul ve yasalara gerekse hakkaniyet ilkesine son derece aykırıdır. Sanığın almış olduğu cezanın azlığı “Cezaların Caydırıcılığı” ilkesine de açıkça aykırı olup yerel mahkeme kararı bu yönüyle kamu vicdanını yaralar niteliktedir. Sanık hakkında takdiri indirim nedeni olarak uygulanan TCK 62/1. Maddesi “Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.” şeklindedir. Yargılamaya konu suçun işlenişi ve soruşturma ile kovuşturma aşamasındaki tutum ve davranışları göz önüne alındığında sanık hakkında yararına cezayı hafifletecek bir neden bulunmamakta aksine üst sınırdan ceza verilmesi gerekmektedir. Buna rağmen yerel mahkemece sanık lehine takdiri indirim uygulanması Türk Ceza Kanunu’na aykırıdır.
4-) Ayrıca sanık hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilmiş olması da yerinde değildir. Sanık sabit olduğu üzere tam kusurlu hareketi ile yargılama konusu trafik kazasına sebebiyet vermiş, müvekkil söz konusu kaza sonrasında maddi ve manevi olarak telafisi mümkün olmayan acılar çekmiştir. Ancak sanık tarafından müvekkilin hesabına yalnızca fizik tedavi ücretlerinin bir kısmı olan 800,00-TL ödeme yapılmış ilgili ödeme de 26.02.2021 tarihinde yani suç tarihinden 10 ay sonra yapılmıştır. Müvekkilin kaza sonrasında uğradığı zarar sanık tarafından kesinlikle giderilmemiş olup bu durum da sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluşmasını engellemektedir.
CMK m.231/6’da HAGB kararının uygulanmasının şartları belirtilmiştir. Buna göre; CMK m.231/6-b “Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” şeklindedir. Ancak sanığın bu maddeden yararlandırılması mümkün değildir.
Yine CMK m.231/6-c “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin sureti ile tamamen giderilmesi” şeklindedir. Ancak sanık söz konusu kaza nedeniyle 3 aydan uzun bir süre evde yatmak zorunda kalmış, eşinin de kendisine bakmak için işten çıkmış olması nedeniyle ekonomik olarak çok zor günler geçirmiştir. Dolayısıyla müvekkilin uğradığı zararın sanık tarafından giderilmesi gibi bir durum da söz konusu değildir. Aynı şekilde yargılama konusu suç sebebiyle müvekkilin yaralanması ile ilgili olarak sanığın herhangi bir girişimi olmamış, sanık bugüne dek müvekkilden bir özür dahi dilememiştir. Bu sebeple de sanığın HAGB düzenlemesinden faydalandırılması usul ve yasaya aykırı olup kararın bu yönüyle de bozulması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararına itiraz etme zorunluluğumuz doğmuştur.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda detaylıca açıkladığımız ve re’sen gözetilecek nedenlerle; yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararına karşı itirazlarımızı sunuyor, kararın bozulmasını müvekkil adına talep ediyoruz. 04.04.2021
İTİRAZ EDEN KATILAN VEKİLİ