ADANA 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
Gönderilmek üzere
ADANA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
SORUŞTURMA NO :
SORGU NO :
İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ :
MÜDAFİİ :
KONU : Tutukluluğa itiraz talebimiz hakkındadır.
AÇIKLAMALAR
1) Şüpheli Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma numaralı dosyası kapsamında Adana 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 12 tarih ve 13 sorgu numaralı kararıyla tutuklanmış olup işbu karara süresi içerisinde itiraz ediyoruz.
2) Şüphelinin üzerine atılı kasten yaralama suçunu kabul etmiyoruz. Şüphelinin kasten yaralama suçundan tutuklanması haksız ve hukuka aykırıdır.
3) Şüphelinin ifadeleri ve dosyada mevcut deliller dikkate alındığında, şüphelinin, üzerine atılı bulunan kasten yaralama suçunu işlemediği ve suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı açıkça görülecektir. Kaldı ki, şüphelinin tutuklanması için 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 100. maddesinde öngörülen şartlar da oluşmamıştır. Söz konusu eylem şüpheli tarafından meşru müdafaa kapsamında yapılmıştır ve bu şekilde değerlendirilmelidir.
4) Soruşturmaya konu olayda, şüphelinin müştekiyi silahla yaralama eyleminden önce, müşteki tarafından bıçak kullanılmak suretiyle ilk haksız eylem gerçekleştirilmiştir. Şüpheli öncelikle müştekinin elindeki bıçaktan kurtulmaya çalışmıştır. Müşteki ile şüpheli arasında boğuşma yaşanmış ve bu sırada müştekinin bıçakla saldırması sonucunda şüpheli de yaralanmıştır. Müştekinin bıçakla kendisine saldırması ve yaralaması üzerine şüpheli kendini korumak ve saldırıyı def etmek amacıyla silah kullanmak zorunda kalmıştır. Tanık beyanları da şüphelinin ifadeleri ile aynı doğrultudadır.
5) Şüpheli ifadeleri ve tanık beyanlarına bakıldığında görülecektir ki müştekinin bıçakla saldırması üzerine şüpheli, saldırıyı def etmek amacıyla son çare olarak silahla kendini koruma yoluna başvurmuştur. Eğer ki şüphelinin müştekiyi yaralama kastı olsaydı; şüpheli E, müşteki X’in elindeki bıçaktan kurtulmak için çaba göstermez ve doğrudan yaralama eylemini gerçekleştirirdi. Bu durum şüphelinin müştekiyi yaralama kastı bulunmadığını göstermektedir.
6) Şüphelinin her ne kadar yaralama kastı olmasa da olayda yaralama kastının varlığının kabulü halinde dahi haksız tahrik söz konusudur. Olay günü müşteki ile şüpheli arasında boğuşma yaşanmadan önce müştekinin tahrik edici konuşmaları olmuştur. Şüphelinin ifadeleri ile tanık beyanları da bu doğrultudadır.
7) Şüphelinin kaçma şüphesi yoktur ve kendisi sabit ikametgah sahibidir. AİHM Kriterlerine göre; kaçma tehlikesiyle ilgili olarak şüphelinin karakteri, ahlaki durumu, ikametgahı, mesleği, malvarlığı, aile bağları, kovuşturulduğu ülkedeki bağlantıları, tutukluluğa karşı gösterdiği tepki, başka bir ülkeye gerçekten kaçmayı planlayıp planlamadığı, kaçmayı planladığı ülkeyle bağlantıları gibi unsurlar, incelenmesi gereken diğer unsurlardır. Şüpheli sabit ikametgah sahibidir. Şüphelinin eşi yoktur ve çocuklarına tek başına bakmakla yükümlüdür.
8) Şüphelinin delilleri karartma durumu da söz konusu değildir. Zira, suçun delilleri toplanmış ve adli emanete alınmıştır. Şüphelinin tanıklar, mağdur veya diğer başkaları üzerinde baskı kurma olasılığı da yine bulunmamaktadır.
9) Ceza Muhakemesinin sağlıklı işleyişi açısından bir koruma tedbiri olarak öngörülen tutuklama en son seçenek olmalıdır. CMK m. 109’daki adli kontrol kurumunun tutuklamaya göre öncelikle uygulanması gerekir. Tutuklama en son tedbirdir. Tutuklama yerine bir başka ceza muhakemesi tedbiriyle amaca ulaşılabilecek ise tutuklamaya karar verilemez. Orantılılık ilkesi gereği, ilk olarak kişi üzerinde daha az hak kısıtlamasına neden olacak tedbirlere başvurulmalı; tutuklama, tedbir olarak başvurulan son çare olmalıdır.
10) Tutuklamanın tedbir niteliğinde olduğu; şüphelinin sabit ikamet adresi olup kaçma şüphesinin bulunmadığı ve şüphelinin soruşturma kapsamında ifadesi alınırken samimiyetle beyanda bulunduğu nazara alındığında şüphelinin delil karartma ihtimali de bulunmamaktadır. Bu sebeplerle tutuklama kararının usul ve yasaya aykırı buluyoruz.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıklanan nedenlerle tutuklama kararının itirazen kaldırılmasını ve şüphelinin salıverilmesine veya adli kontrol hükümleri dahilinde salıverilmesine karar verilmesini saygılarımla zorunlu müdafi sıfatıyla arz ve talep ederim.
ŞÜPHELİ MÜDAFİİ