Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması(HAGB) Ne Demektir?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Ne Demektir?

Mahkemenin müzakere sonucunda ulaştığı mahkumiyet belli ağırlıkta ise hükmün açıklanmasının geri bı­rakılması kararı verilebilir. Geri bırakma kararı verilen mahkumiyet açıklanmaz. Mahkumiyet açıklanmadığı için son karar niteliğini almaz. Geri bırakma bir son karar değildir. Bu nedenle geri bırakma kararı hakkında is­tinaf yoluna gitmek mümkün değildir. Geri bırakma kararı, durma kararına benzer. Bir ara karardır. Mahke­menin verdiği bu karara itiraz edilebilir.

Mahkemenin geri bırakma kararı vermedeki amacı, küçük ceza yaptırımlarına mahkûm edilen failin ceza­sını infaz etmeden onu topluma kazandırmaktır. Bu amaçla faili sosyalleştirmek adına bir denetim süresi uy­gulanır. Denetim süresi iyi halli geçirilirse hüküm açıklanmayacak, failin adli sicil kaydına mahkûmiyet işlen- meyecektir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmaması anlamına gelir. Hüküm belli sürelerle askıya alınır.

Kendisine verilecek cezanın hukuka aykırı olduğunu düşünen fail geri bırakma kararını isteme­yebilir. Bu durumda mahkeme geri bırakmaya hükmedemez, hüküm açıklanır. Açıklanan hükme karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna gitmek mümkün olabilir.

 

Geri Bırakma Kararı Verilmesinin Şartları

Hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için Kanunda belirtilen bütün şartların birlikte gerçekleşme­si gerekir.

Cezanın belli ağırlıkta olması gerekir. Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan müzakere sonucunda mahkemenin ulaştığı sonuç cezanın miktarı iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası olduğun­da geri bırakma kararı verilebilir.

Hem hapis cezalarının hem de adli para cezalarının geri bırakılması mümkündür.

Bazı suçlarda geri bırakma kararı verilemez. Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili geri bırakma kararı verilemez (CMK m. 231/14).

Sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması gerekir.

Mahkemede kanaat oluşmalıdır. Mahkemenin sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve dav­ranışlarını göz önünde bulundurarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varması gerekir.

Sanık zararı gidermelidir. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmiş olması gerekir. Fakat bu koşulların de­netim süresince taksitle ödenmesine de karar verilebilir.

Sanık, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin koşulunu derhal yerine getiremediği takdirde, mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemesine hükmedilebilir (CMK m. 231/9).

Sanığın istemi olmalıdır. Sanık, mahkemenin bu kararı vermesini istemelidir. Geri bırakma kararının sanık tarafından istenmesi gerekir.

Sanık istemezse geri bırakma kararı verilemez.

Mahkemenin geri bırakmaya karar verebilmesi için mahkûmiyet hükmünün içerdiği cezayı ertele­memiş ve seçenek yaptırımlara çevirmemiş olması gerekir.

Geri Bırakma Boyunca  Denetim Süresine Tabi Tutulma

Yukarıda belirtilen şartları taşıyan sanık hakkında geri bırakma kararı verilebilir. Hükmün açıklanması, beş yıl boyunca geri bırakılır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle dene­tim süresine tâbi tutulur. Çocuklar hakkında denetim süresi üç yıldır (ÇKK m. 23).

Beş yıllık denetim süresi içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle dene­timli serbestlik tedbiri uygulanabilir. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanması zorunlu değildir. Mahkeme aşağı­da belirtilen tedbirlere hükmedebilir.

  • Sanık bir meslek veya sanat sahibi değilse, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
  • Sanık bir meslek veya sanat sahibi ise bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
  • Sanığın belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınma­sına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilir.

Mahkeme, yukarıda belirtilen tedbirlere hükmetmek zorunda değildir. Bu durumda beş yıllık de­netim süresinin kasıtlı yeni bir suç işlenmeden geçirilmesi yeterlidir.

SONUÇ OLARAK

Hakkında geri bırakma kararı verilen sanık, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemez, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranırsa açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırı­larak, davanın düşmesine karar verilir (CMK m.231/10). Bu durumda hüküm hiç açıklanmadığı için bir son ka­rar niteliğini kazanmaz. Failin siciline işlenecek bir mahkûmiyet yoktur.

Sanık, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlerse veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlü­lüklere aykırı davranırsa mahkeme hükmü açıklar. Açıklanan hüküm hemen kesinleşmez. Açıklanan hüküm hakkında kanun yollarına başvurmak mümkündür.

Hükmü açıklayan mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın du­rumunu değerlendirerek cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine karar verebilir. Bunun yanında koşullar mevcutsa hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine de karar verebilir. Bunlardan birisine karar verebilecek mahkemenin yeni bir mahkûmiyet hükmü kurmasına imkân sağlanmıştır (CMK m. 231/11).

Denetim süresi içinde, failin yeniden işlediği kasıtlı suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması­nın geri bırakılması kararı verilemez.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ile “cezanın ertelenmesi” (TCK m.51) birbirine benzer fa­kat çok farklı kurumlardGeri bırakma, ertelemeye nazaran daha avantajlı bir kurumdur. Erteleme bir infaz kurumudur. Geri bırakma ise bir muhakeme kurumudur. Erteleme süresi iyi halli geçirilirse ceza infaz edilmiş sayılır. Geri bırakma kararında tanınan süre iyi halli geçirilirse davanın düşmesi­ne karar verilir. Hüküm hiç açıklanmaz. Süre iyi halli geçirilmezse hüküm açıklanır. Artık açıklanan bir hüküm vardır. Bununla ilgili istinaf kanun yoluna başvurmak mümkündür. Erteleme, sadece ha­pis cezalarında sözkonusudur. Fakat adli para cezaları hakkında geri bırakma kararı verilebilir.

Avukat Saim İNCEKAŞ Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin