Hırsızlık Suçu İstinaf Dilekçesi
X BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
Sunulmak Üzere
X ASLİYE CEZA MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞINA
Dosya No :
İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN
Sanık :
Müdafii :
ÖZÜ : X 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ X karar tarihli kararın bozulma istemidir.
Tebliğ Tarihi :
OLAYIN ÖZETİ:
X tarihinde saat: 14.00 sıralarında X mah. X sokak üzerinde No:30/1 adreste balkon duvarında bulunan takım çantasının hırsızlanmasına ilişkin olay.
AÇIKLAMALAR :
1) Çağdaş muhakeme hukukunda sanık belli hakları ve yükümlülükleri olan ve muhakemenin gidişine etki edebilen bir muhakeme süjesidir. Bu ilke bir savunmanın yardımından faydalanmayı da içerir. Sanığa savunmasını yapacak imkân ve olanakların tanınması gerekir. İmkânları yoksa ücretsiz müdafii, delillere ulaşabilme ile lehine olan delillerin toplanmasında gereken işlemlerin yapılmasıdır.
A) Failin kollukta vermiş olduğu ifade hukuka uygun değildir, müdafii talebinin bulunup bulunmadığı sorulmamıştır ve psikolojik cebir altında ifadesi alınmıştır işbu kollukta verilmiş ifadenin de hakikati balkon duvarında veya balkonun içerisinde bulunan takım çantasının hırsızlanması değil balkonun önünde bulunan balkonla bir eklentisi olmayan duvardan alınmış bir çantadır. Verilen ifadelerde, balkonun duvarının üzerinden alındığı, balkonun içerisine girilerek alındığı sadece söylentilerde kalmaktadır bu somut bir delil oluşturamaz.
B) Sanığın ifadesinde yer alan, “ Eski bir takım çantasını elimi uzatarak aldım” ifadesini dikkate alınmamış aynı zamanda taşınır sahibininde ifadesinde “ikametimin balkon kapısında zorlama olmadığını ve içeri girilmediğini tespit ettim” beyanında bulunmuştur. Bu ifadeler doğrultusunda sanığın bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunun oluşmadığı verilen ifadeler doğrultusunda anlaşılmaktadır. Eğer balkondan içeri girmiş olduğu tespit edilebilecek olsa zaten ayak izi, parmak izi araştırması yapılması ve elde edilen somut bir delil ile ceza nitelikli hâl alması gerekirdi hâlbuki failin savunmasında nitelikli bir hâl görülmemekte ve eldeki deliller sonucunda da balkonun içerisine girdiği kesin olarak saptanamamaktadır. Ağırlaştırıcı sebep olarak belirtilen “ Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya” maddi gerçekle örtüşmemektedir , suçun işleniş biçimini farklı derecelerden değiştirilmesine ve buna kanıt olarak herhangi bir delilin yeterli olmaması(Balkonun içine girdiğine dair parmak izi veya ayak izleri saptamasının bulunmaması) ceza yargılamasında meram anlatma ilkesine aykırılığın sonucudur.
2) Sayın mahkemece, suçun vasıf ve mahiyeti yanlış belirlenmiş olup fail hakkında fahiş bir ceza tayin edilmiştir. TCK’nun 142/2-h maddesi gereğince nitelikli hırsızlık suçundan suçun vasıf ve mahiyeti tayin edilmiş olup, basit hırsızlık suçundan suçun vasfının tayin edilmesi gerekirken suç vasfında hataya düşülerek nitelikli halinden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
A) Ancak, meydana gelen olayda mağdurun beyanında da açıkça anlaşılacağı üzere çantanın balkonun duvarında olduğu, balkonun 1. Kat olması dolayısıyla muhafaza altına alınmış bir yerde bulunmadığı veya kilitlenmediği açıkça görülmektedir.Dolayısıyla fail hakkında TCK’ md 141 kapsamında “basit hırsızlık” suçundan hüküm kurulması gerekirken nitelikli halinden hüküm kurularak fazla ceza tayini ve usul ve yasaya aykırı olmuştur.
B) Gerek soruşturma gerekse Kovuşturma aşamasında belirtilen suç, Bina İçinde Muhafaza Altına Alınmış Olan Eşya Hakkında Hırsızlık olarak nitelikli hâl belirtilmiştir. Delillerin binanın içerisinde olmadığını hatta krokide belirtilen balkon noktasının yol tarafına baktığını ve en alt katta olduğunu balkon duvarından yere düşme ihtimalinin bulunması ve failin duvardan içeriye girdiğine dair hiçbir yeterli delil olmadığı ortadadır. Failin ifadesinde yer alan “Yolun kenarından duvarın üzerinden elimi uzatarak aldım” acaba balkon duvarından mı yoksa yolun üzerindeki duvardan mı olduğu konusu tartışmaya açık olacak ki bulunan bölgede balkon duvarından harici bir duvar daha vardır. Gerektiği kadar araştırılmadığı ortadadır.
3) Değeri az olan mal üzerinde hırsızlık
Kanunumuzda malların tasnifinde bile ayrıma gidilerek, genellikle üzerinde zilyetlik veya bir diğer görüşe göre mülkiyet kurulabilecek ekonomik bir değer taşıyabilecek eşyalar, hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilecektir. Değeri az olan mal üzerinde hırsızlık yapılması hırsızlık suçunun cezasını hafifletici bir sebeptir.
5237 sayılı TCK md 145/1. Maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde “Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilcek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Şeklindedir.
TCK’nın 145. Maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. Maddesinde öngörüldüğü üzere işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında suçun işleniş şekli ve özellikleri de dikkate alınmalıdır.
A) Taşınır sahibininde ifadesinde “ İçinde ikinci el bir kaç tane tornavida ve pensenin bulunduğu siyah renkli takım çantası” denmektedir. Bir kaç tane tornavidanın sıfır değeri 3-5 lira kadardır ki ikinci el değeri ne kadar edebilir. Buradaki hafifletici bir sebebin göz ardı edildiği sanığın hafifletici sebepten de yararlanamadığını görmekteyiz. Kaldı ki kendisini zenginleştirme amacıda bulunmamaktadır değeri belli bir miktarın üzerinde olan taşınırlar için uygulanan hükümle bu hükümün arasında hiçbir fark gözetilmemiştir. Bu ihmalkârlıkta TCK’nın 145. Maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
B) Suçun işleniş şekli ise sadece söylentiden ibarettir. Fail takım çantasını uzanarak rahat bir şekilde aldığını bunun için bir çaba göstermediğini ifade etmektedir. Bu durumda belki taşınır sahibinin bilmeden balkonun üzerinde unutması veya onun oradan düşüp yerde olup alınması bir ihtimaldir. Bunun için yeterli delil araştırılması yapılmalıydı, belirtmeliyim ki burada verilmiş olan hüküm gencecik bir insanın hayatını 15-20 lira kadar değerinin olmadığı bir çantanın değiştirmesi vicdanen adaletin sağlanamadığının göstergesi olacaktır. Hatırlatmalıyım ki verilen hüküm 4 sene 2 aydır.
C) Failin, mevcut durumunda daha önceden hırsızlık ile ilgili bir olaya karışmadığı, şuan ise vatani görevini yeni bitirmiş, çalışarak ailesinin geçimini sağlamakta geleceği için ise bir takım birikimler yapmaktadır. Kendisinin sosyal hayatı dikkate alınarak verilen hükmün en azından alt sınırda tutulması beklenirken üst sınırdan verilmesi, verilen kararın özensizce ve failin ifadelerinin dikkate alınmayarak verildiğini açıkça göstermektedir.
4) Etkin Pişmanlık
A) “ Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
Taşınır sahibinin ifadesinde; “Ben olay nedeniyle şikayetçi değilim, maddi zararım yoktur, eşyalarım bana iade edilmiştir” diyerek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme durumu söz konusu olmuştur.
Rızaen iadede bulunmadığını gerekçe gösterilerek sanık hakkında şartları oluşmadığından TCK’nun 168 ve 35/1-2 maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir fakat sanık ifadesinde, “maddi bir değeri olmadığı için hırsızlık yaptığımın farkında değilim, pişmanım.” İfadesininde dikkate alınmadığı her türlü zararı karşılama çabası içinde bulunacağı gözlerden ırak tutulmuştur. Şahısın bulunduğu yerden almış olduğu çantanın epey eski olması terk edilmiş mal olarak şahısta algı yaratmış olduğu , “Hırsızlık yaptığımın farkında değildim” ifadesindende anlaşılmaktadır.
5) KUSURLULUK
1) Suç kast ile işlenir, fakat gen kast yeterli değildir, özel kastında olması gerekmektedir. Özel kast hırsızlığı malvarlığına karşı öteki bazı suçlardan ayırmayı sağlayan zorunlu unsurdur. Kanun, özel kastı, “kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadı” hükmüyle ifade etmiştir. 765 sayılı Kanun özel kastı “faydalanmak için” biçiminde ifade etmiştir. Failin kusurlu olması için genel kastın varlığı yeterli değildir. Özel kast “kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadı” altında almış olmasıdır. Fail başkasına ait bir taşınırı bu niyetle almış olmazsa, alma fiili, başka bir suçu oluşturabilir, ama hırsızlık suçunu oluşturmaz.
A) Failin, tornavida çantasını ne amaçla bulunduğu yerden aldığı cevapsız kalmıştır, eski bir çantanın ve içinde bulunan iki üç tornavidanın kendisine bir yarar sağlayacağı düşünülemez bir tamirciden istese de bu tür aletlere rahatlıkla ulaşabilir. Fail terk edilmiş olarak bırakıldığı düşüncesi ve yarar sağlama amacı gütmeden eylemi gerçekleştirdiği kanısı, maddi gerçekliğe daha yakındır.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda ve Yerel Mahkeme dosyasında arz ve izah ettiğimiz ve re’sen dikkate alınacak gerçeklerle; X Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/221 Esas, 2018/565 karar ve 08/06/2018 karar tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde KALDIRILMASI ve yeniden yargılama yapılarak BERAATİME karar verilmesini, bilvekale saygılarımla arz ve talep ederim.