Hakaret Suçu İstinaf Dilekçesi Örneği
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ X CEZA DAİRESİ’NE
Sunulmak üzere
X ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO :
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN SANIK :
KATILAN :
SUÇ : Hakaret
TEBLİĞ TARİHİ :
KONU : Asliye Ceza Mahkemesinin …. tarihli kararı ile hakkımda hakaret suçundan verilen ertelemeli 2 ay 15 gün hapis cezasının İstinaf İncelemesi sonucunda kaldırılarak öncelikle hakkımda beraat kararı verilmesi daireniz aksi kanaatte ise TCK 129/3 ve CMK 223/4-c maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına veya aksi kanaatte ise hakkımda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi talebinin arzıdır.
–
İSTİNAF NEDENLERİ :
Müvekkil hakkında “Hakaret ve Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma ” suçlarını işlediği gerekçesiyle açılan kamu davasının yerel mahkeme tarafından yapılan yargılaması sonucunda Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma suçundan 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince atılı suçtan sanığın BERAATİNE karar verilirken “tehdit” suçundan 5237 sayılı TCK’nun 125/2 maddesi delaleti ile TCK’nun 125/1 maddesi gereğince tercihen hapis cezası seçilmek suretiyle 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, neticeten 2 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA karar verilmiştir.
Müvekkilim uzun yıllardan buyana kombi bakım ve tamiratı işiyle iştigal eden bir kimsedir, X günü bir müşterisi kendisini arayarak bir tanıdığının kombi bakımı yapılmasını gerektiği söyleyerek ne zaman gidebileceğini sormuş müvekkil ise X cumartesi günü müsait olduğunu ve gidebileceğini söylemesi üzerine müvekkili arayan X numaralı gsm kullanıcısı Ahmet bey Cumartesi günü gideceğinizi söyledim funda hanım sizi bekliyor olacak diyerek müvekkilime Funda hanımın telefon numarasını vererek kayıt etmesini istemişti, O esnada başka müşterinin işini yapan Müvekkilim kendisine verilen telefon numarasını 0555 şeklinde kayıt edeceği yerde 0535 olarak kayıt etmiştir, Cumartesi günü gideceğine dair söz veren müvekkilin yakın bir arkadaşının trafik kazası geçirdiğini öğrenmesi üzerine bu sözünü yerine getirememiş, durumu funda hanıma bildirmek için “bu gün geleceğim diye söz vermiştim, kusura bakmayın gelemedim, müsait olursanız yarın gelir işi hallederim” şeklinde mesaj göndermiştir, GSM numarasını yanlış kayıt ettiğinin farkında olmayan müvekkilim bu mesajı asıl muhatap funda hanıma gönderdiğini zannetmekte iken yanlışlıkla katılanın kız kardeşine gönderdiğinin farkında dahi olmamıştır.
Kız kardeşine giden mesajı gören Katılan müvekkilimi arayarak “ sen kimsin, sen ne diye kardeşimin numarasını kayıt ediyorsun, senin kardeşimle ne işin var demiş, müvekkilim ise kardeşini tanımadığını ve kardeşiyle bir işinin olmadığını söylemiştir, katılan bu kez sen “bu gün geleceğim diye söz vermiştim, kusura bakmayın gelemedim, müsait olursanız yarın gelir işi hallederim” şeklinde mesajı ne diye gönderdin dediğinde ise müvekkil yanlışlık olduğunu, numarayı yanlış kaydettiğini söyleyerek özür dilemiştir, Katılan ise sen kimi yiyiyorsun, şerefsiz, kavat, ben senin gibilerini çok gördüm diyerek hakaret ve küfürler etmiştir, katılanın aramalarının, küfür ve hakaretlerinin ardı arkası kesilmemiştir.
Dosyada mevcut delil ve beyanlardan da anlaşılacağı üzere, katılanın müvekkili tahrik etmek amacıyla ısrarcı şekilde arayarak sinkaf içerir nitelikte küfürlü şekilde konuşup tehdit ve hakaretlerde bulunmasına rağmen müvekkilim kendisini tek bir kez dahi aramamış, katılanın aramasını engellemek içinde telefonundan katılanın numarasını dahi engellemiştir, Engellemeden sonra katılan aramalarını sürdürmüştür, katılan müvekkilime hakaret, taciz ve küfürler etmek maksadıyla toplamda 28 kez aramıştır, Engel nedeniyle müvekkilime ulaşamayan katılan bu kez müvekkile SMS mesajları göndermeye başlamıştır, katılan mesajlarında müvekkili tahrik etmeyi sürdürmüştür, Katılanın taciz, tahrik, hakaret içerikli konuşma ve mesajlarına büyük bir sabırla kayıtsız kalan müvekkil nihayetinde bu duruma daha fazla katlanamamış, katılana yönelik sen ruh hastasısın , tedavi olmaya ihtiyacın var şeklinde karşılık mesaj göndermiştir.
Olayda tacize uğrayan, hakaret ve sinkaf içerir küfürlere muhatap olan müvekkil katılanın eylemlerine son vermesini sağlamak için kendisi hakkında şikayette bulunacağını söylemiş ancak yoktan sebeplerle yargı dairelerini uğraştırmak istemediği hemde yaşanan bu olumsuz durumun dahada uzamasını istemediği için bir şikayette bulunmamıştır, Katılan ise müvekkilimin kendisi hakkında şikayette bulunması durumunda eylemleri nedeniyle ceza almaktan kurtulmak düşüncesiyle müvekkilim hakkında kendisinin huzur ve sükununu bozduğu ve hakaretlerde bulunduğu gerekçesiyle şikayette bulunmuştur. Soruşturma makamı ise arama kayıtlarında katılanın müvekkilimi sayısız kereler aradığına, müvekkilimin ise kendisini tek bir kez aramadığına, katılanın müvekkile 15 tane SMS mesajı gönderdiğine ve müvekkilimin ise sadece katılanın fiiline tepki olarak iki kez karşılık mesaj verdiğini görmezden gelerek cezalandırılması için hakkında iddianame tanzim etmiş ve mahkemeye sunmuştur, İddianameyi değerlendirip kabul eden ceza mahkemesi’ de katılanın gerçekte suç faili olduğu, kendisinin daha ağır ifadeler kullandığına görmezden gelerek müvekkilimin mahkumiyetine karar vererek deyim yerinde ise adalete olan inancımızı yaralamıştır.
HÜKÜM KURULURKEN LEHİME OLAN YASA HÜKÜMLERİ UYGULANMAMIŞTIR;
Yerel Mahkeme olayın müvekkilin eylemi ile başladığını değerlendirirken TCK’nın 129 maddesi kapsamında özel tahrik hükümlerinin uygulanmasına gerek görmemiştir, olayın ilk başlangıcında müvekkilimin katılanın kız kardeşine yanlışlık sonucu mesaj attığı, bu mesajda herhangi bir hakaret, taciz veya suç teşkil edecek bir yazı bulunmadığı ve mesajın hata sonucunda gönderildiği hususları dikkate alınmamıştır. Bu nedenle mahkemenin müvekkil hakkında tahrik hükümleri uygulanmaksızın karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. TCK’nın 129/1 maddesi uyarınca hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçebilir maddesi açıkça bu durumu düzenlemiştir.
YARGITAY 18. Ceza Dairesi E: 2015/11609 K.: 2015/8341 K.T.: 20.10.2015
Katılanın cinsel saldırıya uğrayan eşini yanına alıp ilgilenen damadı sanığı telefonla sürekli arayıp rahatsız etmesi üzerine sanığın hakaret içerikli mesaj attığı olayda, sanığın haksız fiile tepki olarak işlendiği ve gerekçede de bu husus belirtildiği halde, TCK’nın 129/1. maddesi uyarınca hakaretin haksız fiile tepki olarak işlenmesi nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/4. maddesi gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken karşılıklı işlenmesi nedeniyle TCK’nın 129/3. maddesi gereğince “ceza vermekten vazgeçilmesine ” kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan C.Ç.’nin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının 1. bendinden “TCK’nın 129/3 ve ceza vermekten vazgeçilmesine” ibarelerinin çıkarılıp “TCK’nın 129/1. ve CMK’nın 223/4. maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına” ibarelerinin eklenmesi biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/10/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Mahkemece müvekkil hakkında daha önceden X Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015 Esas 2016 Karar sayılı dosyası ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği ve bu kararın 2016 tarihinde kesinleşerek 5 yıllık denetim süresi içerisinde iş bu dosyada mevcut suçun işlendiğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vermiş ise de, mahkemece Asliye Ceza Mahkemesi’nce hakkımda verilen karar incelenmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığı kararı verilmiştir. Nitekim Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015 Esas 2016 Karar sayılı kararında müvekkil hakkında tehdit suçundan TCK’nın 106/1 maddesi gereğince hüküm kurulmuştur. Oysa ki, 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 02/12/2016 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği, 6763 Sayılı Kanunun 34. (Uzlaşma) maddesi hükümlerinde tehdit suçunun uzlaşma yasası kapsamına alındığı, o dosyada müşteki tarafın şikayetçi olmaması da göz önüne alınarak dosya kapsamında müşteki taraf ile uzlaşma sağlanması kuvvetle muhtemeldir. Mahkeme bu durumu araştırmadan ve mahkemeye ihbarda bulunmaksızın eksik incelemeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vermiştir, mahkemenin bu yöndeki kararı da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenler ve Yüksek Makamınızca Re’ sen gözetilecek nedenlerle, Dairenizce dosyanın yeniden incelenerek X Asliye Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu ertelemeli hapis cezasının kaldırılması ile öncelikle müvekkilimin beraatına kararı verilmesini, aksi kanaatte ise öncelikle TCK 129/3 ve CMK 223/4-c maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına veya aksi kanaatte ise hakkımda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini müvekkil adına saygı ile arz ederim.
SANIK VEKİLİ
Av.