Doktor Hatasını(Malpraktis) Şikayet Dilekçesi

Doktor Hatasını(Malpraktis) Şikayet Dilekçesi -1-


ADANA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

ŞİKAYETÇİ :

VEKİLİ : Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana/SEYHAN

ŞÜPHELİLER :

SUÇ : TCK 257 md.

AÇIKLAMALAR :

Müvekkil X Z Polis Merkezi’nde görevli polis memurudur. X tarihinde devriye görevini ifa ederken başına darbe alması sonucu yere düşmüş hem başından hem de kolundan yaralanmış, geçici hafıza kaybı yaşamıştır.

Müvekkil, olay yerine ambulansın gecikmesi nedeni ile ekip aracı ile Mersin Devlet hastanesi kaldırılmış, Radyoloji uzmanı Dr. X tarafından yapılan müdahalede müvekkilin beyin tomografisi çekilmiş ancak dikiş atılması dışında herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Dr. X tarafından yapılan müdahalede ise kolunda kemik kırığı saptanmış ve müvekkilin kolu alçıya alınmıştır.Müvekkil hastaneden ayrıldıktan 40 dakika sonra şiddetli kol ağrısı, kolda ağrı ve şişme şikayeti ile hastaneye tekrar intikal etmiş, fakat incinmiş denilip röntgen dahi çekilmemiş, hiçbir müdahale de edilmemiştir. Müdahaleden sadece bir hafta sonra da alçı çıkarılmıştır.

Müvekkil dayanılmaz ağrılarının olması nedeni ile X tarihinde X Hastanesi’ne muayene olmaya gitmiş, burada kol film çekilince skafoid kemik kırığı olduğu tespit edilmiştir. Gerekli müdahalenin yapılmamış olması ve alçının vaktinden erken çıkarılması nedeni ile kırığın apseye neden olduğu teşhisi konulmuştur. Ayrıca kafatasında kanama mevcut olduğu görülmüş bunun üzerine müvekkil X Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilmiş, 1 ay süre ile gözlem altına alınmış, daha sonra kafatasındaki kanama 2.2 cm derinliği geçince acilen ameliyata alınmıştır. Müvekkil riskli ve hayati tehlike arz eden bir ameliyat geçirdiğinden halen kontrolleri devam etmektedir. Epilepsi hastası olabilme ihtimaline karşı X isimli ilacı da kullanmaktadır. Söz konusu rahatsızlıkları nedeni ile de halen raporludur.

 Müvekkilin yaralanmasına neden olan X tarihli olayın şüphelileri hakkında yapılan X Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/  numaralı soruşturma dosyasında X Devlet Hastanesi tarafından aldırılan, şüpheli doktorların yanlış teşhisi üzerine basit tıbbi müdahale ile iyileşir düzenlenen ön rapor düzenlenmiş, daha sonrasında da hayati tehlikesi yoktur şeklinde kati rapor düzenlenmiştir. Oysa X Şehir Hastanesi tarafından hazırlanan X tarihli adli raporda yaralanmanın yaşamsal tehlike oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle şüpheliler ilk rapor nedeni ile müvekkilin müştekisi olduğu dosyada suç nitelendirmesi ilk aşamada yanlış vasıflandırılmasına da sebep olmuşlardır.

Müvekkilin kolunda halen apse mevcut olup ameliyat riski bulunmaktadır. Gerekli müdahale zamanında yapılsa idi ameliyat olma riski bulunmayacağı da açıktır. X Devlet Hastanesi’nde çekilen filmlerde kafatasında kırık mevcut olduğu açıkça görülmesine, bilinç kaybının bulunmasına rağmen dikiş dışında herhangi bir müdahale yapılmadan gönderilen müvekkil kendi imkanı ile hastaneye intikal etmese idi durumun ciddiyetinin farkında olunamayacak belki de telafisi mümkün olmayan sonuçlar meydana gelecekti.

HUKUKİ DELİLLER: 5237 sayılı TCK ve ilgili sair mevzuat

SONUÇ VE İSTEM:

Tüm bu nedenlerle yanlış teşhis ve tedavi yaparak mağduriyete neden olan şüphelilerin cezalandırılmaları için gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını vekaleten arz ve talep ederim.

Şikayetçi Vekili

Avukat Saim İncekaş – Adana Barosu Sicil 4293

Doktor Hatasını(Malpraktis) Şikayet Dilekçesi(Olumlu Netice)


ADANA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

ŞİKAYETÇİ:

VEKİLLERİ:

ŞÜPHELİ:

KONU: Şüpheli tarafından gerçekleştirilen X isimli cerrahi müdahale neticesinde şüphelinin aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davranmak, güveni ve görevini kötüye kullanmak suretiyle vücutta kalıcı şekil bozukluğuna sebebiyet vermesi nedeniyle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86-89. maddelerinde yer alan “YARALAMA”  fiilinin nitelikli halinden, 257. Maddede yer alan “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA” suçlarından ve resen tespit edilecek suçlardan cezalandırılması talebimizi havidir.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkilimiz ile şüpheli, müvekkilimizin burunda tıkanıklık ve nefes darlığı şikayetleri nedeniyle şüpheliye başvurması üzerine hem belirtilen sağlık probleminin hem de burundaki şekil bozukluğunun düzeltilmesi nedeniyle şüphelinin önerileri doğrultusunda X ameliyatı yapılması hususunda anlaşmışlardır. Bu bağlamda müvekkilimiz X tarihinde X bünyesinde faaliyet gösteren şüpheli tarafından ameliyat edilmiştir. (Ek-1 Epikriz)

Öncelikle belirtmek gerekir ki tıp literatüründe X burun septumundaki deviasyon benzeri bazı tıbbi sorunların düzeltilmesi veya sadece burun özelliklerinin iyileştirilmesi için yapılan cerrahi bir uygulamadır. Müvekkilimiz burun tıkanıklığı ve nefes darlığı şikayetlerinin tedavi edilmesi yanı sıra burundaki şekil bozukluğunun düzeltilebilmesi için şüpheliye başvurmuştur. Şüphelinin hem burundaki tıkanıklığın hem de şekil bozukluğunun giderilebileceğini beyan etmesi üzerine müvekkilimiz ameliyat olmaya ikna olmuştur.

Ancak ameliyat sonrasında müvekkilimizin burun tıkanıklığı ve nefes darlığı geçmek bir yana giderek artmıştır. Bununla birlikte burnun şekli eski halinden daha da kötü bir görünüme sahip olmuştur. Müvekkilimize ait ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflar ektedir.  İşbu fotoğraflara bakıldığında müvekkilimizin ameliyatının hatalı yapıldığı uzmana gerek olmaksızın anlaşılmaktadır.

Müvekkilimiz ameliyat sonrası şikayetlerini şüpheliye bildirdiğinde, şüpheli bu tip ameliyatlardan sonra iyileşme sürecinin 6 ay ila 1 yıl arasında sürebileceğini, bu nedenle her hangi bir tıbbi müdahaleye gerek olmadığını belirtmiştir. Nitekim X ameliyatı sonrasında burnun son şeklini yaklaşık 6 ay-1 yıl civarında alacağı uzman hekimler tarafından da belirtilmektedir.

Müvekkilimiz şüpheliye olan güveni ve inancı nedeniyle uzun bir süre iyileşmeyi ve burnunun şeklinin düzelmesini beklemiştir. Ancak müvekkilimiz X ayının başlarında ameliyattan yaklaşık X yıl geçmesine rağmen iyileşmek bir yana burnunun sol kısmından hiç nefes alamamaya başlaması ve son zamanlardan kanamalarının artması nedeniyle şüpheli haricindeki başka doktorlara da muayene olmak zorunda kalmıştır. Bu aşamada muayene olduğu doktorların hepsi ameliyatın hatalı yapıldığını, bu nedenle burunda yeniden müdahale yapılmazsa bu durumun geçmeyeceğine hatta kalıcı şekil bozukluğuna ve burnundan hiç nefes alamamaya sebebiyet verebileceği bildirilmiştir. Dolayısıyla müvekkilimiz şüphelinin yapmış olduğu ameliyatın hatalı yapıldığını şüphelinin sürekli kendisini oyalaması nedeniyle ameliyattan yaklaşık X yıl sonra yani X ayının başlarında öğrenmiştir.

Bunun üzerine müvekkilimizin şüpheliye tekrardan başvurması üzerine şüpheli ameliyatta hiçbir hata olmadığı ve iyileşmenin uzun sürdüğü yönünde müvekkilimizi oyalamaya yönelik beyanlarda bulunmuş ve müvekkilimizin ısrarları neticesinde ek olarak sunulmuş olan epikriz raporunu vermiştir. Ancak ameliyat tarihi X tarihi olmasına rağmen şüpheli tarafından hazırlanan rapor tarihinin X olması epikrizin gerçeğe aykırı olduğunu göstermektedir. Nitekim şüphelinin yaklaşık 2 yıl önce yapmış olduğu bir ameliyata dair tüm ayrıntıları raporlaması hayatın olağan akışına son derece aykırıdır.

Tüm olaylar neticesinde müvekkilimizin burnundan hiç nefes alamamaya başlaması ve kanamalarının artması nedeniyle son olarak X Hastanesinde X’e başvurmuş ve daha önce yapılan ameliyatın hatalı olduğunu, yeniden ameliyat yapılmaması halinde burunda kalıcı şekil bozukluğuna ve nefes alamamaya neden olacağını öğrenmiş olup, X tarihinde yeniden ameliyat olmak zorunda kalmıştır. Yapılan ikinci ameliyat sırasında müvekkilimizin burnundan daha önceki ameliyatta alınması gereken kitleler çıkarılmış olup, bu durum şüphelinin yapmış olduğu ameliyatı dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak hatalı yaptığının göstergesidir. Kaldı ki ikinci düzeltme ameliyatında şüphelinin yapmış olduğu hatalı ameliyat dolayısıyla müvekkilimizin burnu tam anlamıyla düzeltilemediği gibi, nefes darlığı çekmeye de devam etmektedir.

Bu durumda müvekkilimiz şüphelinin yapmış olduğu tıbben hatalı ameliyat nedeniyle geçen süre içerisinde maddi ve manevi birçok zarara uğramıştır. Müvekkilimiz şüphelinin yapmış olduğu ameliyat için 7.500,00 TL ödeme yapmış olup, bu ödeme nedeniyle mali durumu son derece sarsılmıştır. Bununla birlikte müvekkilimizin ameliyatın hatalı yapıldığını öğrendiği tarihe kadar X çevredeki insanları sürekli burnuna bakması, burnu ile ilgili sorular sorması, kendisini çirkin hissetmesi, konuşmada ve gülmede zorluk yaşaması, burnunun oldukça kötü görünmesi, yaşamını tehlikeye sokacak şekilde nefes alamaması, müvekkilimizi psikolojik açıdan da zarara uğratmıştır. Hal böyle iken şüphelinin yapmış olduğu HATALI ameliyat nedeniyle maddi ve manevi açıdan oldukça sarsılmış olan müvekkilimizin bir de sürekli nefes darlığı çekmesi ve kanamalarının devam etmesi hayatını oldukça zorlaştırmıştır. Nitekim tüm zorlukların yanı sıra müvekkilimizin yeniden ameliyat olmak zorunda kalması kendisini yeniden gerek maddi yönden gerekse manevi yönden yıpratıcı bir sürece sürüklemiştir.

Tüm bu nedenlerden ötürü müvekkilimizin burnunda kalıcı şekil bozukluğuna ve nefes darlığına neden olan şüphelinin hatalı ameliyatı nedeniyle müvekkilimizin gerek maddi gerekse manevi zarara uğramış olduğundan şüphelinin öncelikle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/6 maddesi uyarınca meslek icrasının yasaklanmasına ve 86-89. maddelerinde yer alan “YARALAMA” suçunun nitelikli halinden, 257. Maddede yer alan “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA” suçlarından ve Savcılığınızca resen tespit edilecek suçlardan cezalandırılması için kamu davası açılmasını talep ederiz.

DELİLLERİMİZ:

  1. X Epikriz Raporu (Ek-1)
  2. Müvekkilimizin Hatalı Ameliyat Öncesi Ve Sonrası Fotoğrafları(Ek-2)
  3. İkinci ameliyata ilişkin X tarihli rapor (Ek-3)
  4. Tanık Anlatımları,
  5. Uzman Görüşü
  6. Bilirkişi İncelemesi,
  7. İkamesi mümkün her türlü kanuni ve takdiri delil.

NETİCE-İ TALEP:

Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Savcılığınız tarafından re’sen nazara alınacak nedenlerden ötürü, hatalı ameliyat nedeniyle kendisine duyulan güveni ve görevini  ihmal etmek suretiyle ve müvekkilimizin yüzünde kalıcı şekil bozukluğuna,  hayatını tehlikeye sokacak derecede nefes alamamasına, konuşmada ve gülmede zorlanmasına neden olacak şekilde yaralanmasına sebebiyet veren şüphelinin, öncelikle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/6 maddesi uyarınca meslek icrasının yasaklanmasına ve 86-89. maddelerinde yer alan “YARALAMA” suçunun nitelikli halinden, 257. Maddede yer alan “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA” suçlarından ve Savcılığınızca resen tespit edilecek suçlardan cezalandırılması için kamu davası açılmasını bilvekale arz ve  talep ederiz.

Şikayetçi Vekili

Avukat Saim İncekaş – Adana Barosu Sicil 4293

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir