Cinayet Suçu Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi

ADANA 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

ADANA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİNE

SORGU NO :

SORUŞTURMA NO :

TUTUKLULUĞA İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ :

MÜDAFİİ :

DİLEKÇE KONUSU : Şüpheli hakkında Adana 1. Sulh ceza mahkemesi tarafından verilmiş olan tutukluluk halinin devamına kararının itirazen kaldırılarak şüphelinin tahliyesine ya da hakkında “adli kontrol” hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi talebidir.

BAŞVURU SEBEPLERİ VE GEREKÇESİ:

Şüpheli hakkında Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 2021 tarihinde tutukluluk halinin devamına kararı verilmiştir. Aşağıda arz ve izah etmeye çalışacağımız sebeplerle 1. Sulh ceza hâkimliğinin söz konusu kararının yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğu kanaatini taşımaktayız. Müvekkile isnat edilen suç, tutuklamayı gerektirmemekte ve müvekkilimiz serbest bırakılması gerekmektedir.

Müvekkilim Ahmet, meydana gelen cinayet olayını en başından sonunda kadar tutarlı, samimi ve dürüst bir şekilde anlatmış ve maddi gerçeğin de ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur. Söz konusu cinayet olayı gerçekleşirken müvekkilim olay yerinde dahi bulunmamaktadır. Bunu olayın tanığı Mehmet ve diğer şüpheli Burak ifadelerinde açıkça beyan etmişlerdir. Şöyle ki ;

Şüpheli Mehmet Emniyet İfadesinde; ”Ahmet’in bu olay ile bir alakası bulunmamaktadır…”

Bilgi sahibi Remzi Emniyet beyanında; ”Ahmet isimli şahıs kapıyı açtı. Kapı açılır açılmaz İbrahim içeri girdi. Ahmet isimli şahısta bana ”girme” diyerek kendisi de daireden çıktı, asansöre doğru yürümeye başladı…” diyerek Ahmet’in olay gerçekleştiğinde olay yerinde dahi olmadığını açıkça beyan etmişlerdir. Dolayısıyla dosyada ifade veren şüpheli ve tanıkların hiçbiri müvekkilim Ahmet’i fail ya da yardım eden olarak göstermemiş ve buna ilişkin tek bir beyanda bulunmamışlardır.

Şüpheli Mehmet ve Burak yaptıkları telefon görüşmelerinde Ahmet ile birlikte Ahmet’in evine gelip gelmeme durumu biraz tartışmalı geçtiği ve yine Ahmet’in evinde diğer şüpheli Mehmet ve Burak bulunduğundan dolayı Maktulün eve gelmesi durumunda evde bir arbede veya bir tartışma veya bir kavga yaşanacağı kaçınılmaz olacağı düşüncesi müvekkilimde hasıl olmuştur. Dolayısıyla müvekkilim maktul gelmeden önce bu durumlara şahit olduğundan dolayı İbrahim’in eve gelmesi durumunda bir tartışma çıkabileceği durumunu ister istemez bilebilecek durumdadır. Bu olay hayatın olağan akışına da aykırılık veya uygunsuzluk teşkil etmemektedir.

Dolayısıyla Mehmet ve Burak evine geldiğinde müvekkilimin ”girme” demesinin sebebi de budur. İbrahim de bu sebeple kendisinin de başına bir şeyler gelme ihtimalini düşündüğünden evi terk etmiştir. Burada Ahmet yerinde kim olsaydı aynı davranışta bulunarak evi terk ederdi. Kaldı ki Ahmet Şüpheli Mehmet, Bilgi sahibi Remzi ve maktulü tanımamakta ve herhangi bir ilişkisi de bulunmamaktadır.

Ahmet’in olay yerinde bulunmasının tek amacı diğer şüpheli Mehmet ile birlikte muhabbet etmesi, bir arkadaşlıkları ve dostlukları bulunmasından dolayıdır. Bunu Mehmet de açıkça beyan etmiştir. Ahmet’in diğer şüphelilerle hiçbir ilgisi ve bağlantısı bulunmamaktadır. Bu husus celp edilecek HTS kayıtlarından da açıkça anlaşılacaktır.

Müvekkilim Ahmet tutukluluk halinin devamına ilişkin verilen karar ve gerekçesi isabetsiz ve tutarsızdır. Sayın hakimlik tutukluluk gerekçesinde kaçma şüphesi olduğunu ifade etmiştir. Ancak soruşturma dosyasının TUTANAK başlıklı yazısında ”Ahmet isimli şahıs 2021 günü saat 21.30’da kullanmış olduğu 12314423 numaralı GSM hattından aranmış ve konu ile ilgili bilgi verilmiş, şahıs biz görevlilere Seyhan mahallesi üzerinde Adalet kafe önünde olduğunu söylemiş, bahse konu adrese 2021 günü saat 21.55 sıralarında belirtilen adrese geçildiğinde şahsın yol kenarında beklediği görülmüş” denilerek Cinayet Büro Amirliğine götürülmüştür.

Kaçma şüphesi olan bir şahıs neden bulunduğu yeri polislere tarif etsin, neden polislerin gelmesini beklesin? Kendi kendine polislere adresi tarif eden ve polislerin gelmesini bekleyen bir kişinin kaçma şüphesinin varlığından söz edilemez. Kaldı ki müvekkilim Ahmet, Adalet isimli Kafede çalışmakta ve olay yerinden ayrıldıktan sonra işine gitmektedir. Bu husus da Adalet adlı Kafenin sahibine sorularak açıkça tespit ve izah edilebilir.

Görüntü izleme tutanağında da müvekkilim Şüpheli Mehmet ve Burak’a ev sahibi olan şahsa bilgisi dahilinde kapıyı açmış ve yine görüntü izleme tutanağına dikkat edilecek olursa müvekkilim diğer şüpheli Mehmet’in önünde yürümektedir. Çünkü müvekkilimin diğer şüphelileri tanımamakta sadece apartman girişinde şifreli bir kapı olduğu için Ahmet diğer şüphelilere kapıyı açmıştır. Dolayısıyla isnat edilen suçlama ile ilgili görüntü izleme tutanağında olumsuz veya makul bir şüpheye yer verecek hiçbir eylem bulunmamaktadır. Dolayısıyla Sulh ceza hakimliğinin bu tutukluluk gerekçesi de usul ve esasa aykırılık teşkil etmektedir.

Müvekkilin yerleşim yeri sabittir. Kaçma şüphesi kesinlikle yoktur. Müvekkilin delilleri karartması da söz konusu değildir. Kaldı ki deliller toplanmış, artık şüphelinin müdahale edebileceği bir durum kalmamıştır. Müvekkilin; tanıklar, mağdur ya da başkaları üzerinde baskı kurma durumu da söz konusu değildir. Mevcut şartlar değerlendirildiğinde tutukluluğun orantılı bir tedbir olmadığı açıktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de içtihatlarında tutuklamanın en son önlem olarak uygulanması gerektiğinden bahsetmekte; başka bir önlemle tutuklamadan sağlanan yarar sağlanabilecekse, tutuklama yoluna gidilmemesi gerektiğini söylemektedir. Bu sebeple müvekkilin tutuksuz yargılanmasını, sayın mahkemeniz aksi kanaatte ise kefalet veya adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep ederiz.

NETİCE-İ TALEP : Yukarıda açıklanan ve re’ sen gözetilebilecek sebeplerle;

Şüpheli hakkında verilen tutuklama kararının İTİRAZEN KALDIRILMASINI ve Şüphelinin tutuksuz yargılanmasına karar verilmesini,

Hakimliğiniz aksi görüşte ise, tutuklama kararının Ceza Muhakemesi Kanunu madde 109 vd. hükümleri gereğince adli kontrole çevrilmesini saygılarımla talep ederim. 01.02.2021

Şüpheli Müdafi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir