Ceza Mahkemesi Bilirkişi Raporuna İtiraz

Ceza mahkemelerinde yer alan bilirkişi raporlarına itiraz etmek mümkündür. İtiraz etmek istemeniz durumunda “bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi hazırlamanız gerekir.

Bu yazımızda Adana Ceza Avukatı Saim İNCEKAŞ tarafından paylaşılan ceza mahkemesinde bilirkişi raporuna itiraz dilekçesini ele aldık.

Ceza Mahkemesinde Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi

ADANA … ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO :

BİLİRKİŞİ RAPORUNA KARŞI

BEYANDA BULUNAN KATILAN:

VEKİLİ                                 :

SANIK                                  :

AÇIKLAMALAR                :

Keşfe ve bilirkişi raporlarındaki aleyhe hususlara itiraz ediyoruz.

Çanakkale İli, Gelibolu İlçesi                Köyü/Mevkii          ada       parsel no.lu taşınmazın, mülga Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19.04.1992 tarih ve 2412 sayılı kararı ile 3. Derece Doğal Sit Alanında ve Bakanlar Kurulunun 2010/1089 sayılı kararı ile Saroz Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesinde kaldığından; sanık tarafından söz konusu taşınmazın çatı katında ilgili mercilerden izin alınmaksızın tadilat yapılarak kat oluşturmak suretiyle 2863 sayılı Yasanın 65. Maddesine göre cezalandırılması ve iddianamede belirtilen diğer taleplerle düzenlenen iddianame uyarınca iş bu kamu davası sürdürülmektedir.

2863 sayılı Yasanın 65/1 maddesinde tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne surette olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile izin alınmaksızın inşai ve fiziki müdahale yapanlar ve yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

Yargılamaya konu eylemlerin 2863 Sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin yargılamanın sağlıklı olarak yürütülebilmesi için konusunda uzman kişilerin inceleme yaparak rapor hazırlaması gerektiği kanaatindeyiz. Kapsamlı ekolojik temelli bilimsel çalışmalar sonucunda doğal sit alanları belirlenmektedir. Bu çalışmalar sırasında konusunda uzman kişilerden çalışma grupları oluşturulmakta, bu gruplarca da ilgili mevzuat hükümleri ve ihtisas öğretileri ışığında çalışmalar sürdürülmektedir. Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 16. Maddesinde de bu husus düzenlenmiştir.: “Mevcut ve potansiyel tabiat varlığı ve doğal sit alanı araştırma çalışmalarını gerçekleştirmek üzere Bakanlıkça araştırma ekibi oluşturulur. Araştırma ekibinde asgari aşağıda yer alan özellikte kişilerin yer alması sağlanır.

a) (Değişik bend: 19.02.2013 – 28564 S. R.G. Yön./3. Md.) Ön değerlendirme raporu ve bilimsel araştırma çalışması, alanın özelliklerine göre, Genel Müdürlük tarafından belirlenen, Orman mühendisi, ziraat mühendisi, biyolog, şehir plancısı, su ürünleri mühendisi, jeoloji mühendisi, peyzaj mimarı, çevre mühendisi, harita kadastro mühendisi ve ilgili diğer meslek gruplarından oluşturulacak en az 5 kişilik bir araştırma ekibi tarafından yapılır.”

Yukarıdaki düzenlemeden hareketle, uzmanlığına başvurulan bilirkişilerin (inşaat mühendisi ve arkeolog) yargılamaya konu edilen eylemlere ilişkin olarak yeterli olamayabileceği değerlendirmesi ile, yapılan keşif ve hazırlanan raporlara itiraz ederiz.

Bilirkişi raporunda, sanık tarafından gerçekleştirilen eylemlerin izne tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında ve ilgili koruma kurulu iznine ve onayına tabi olduğu belirtilmiştir. Bu hususa katılmaktayız.

Sanık her ne kadar İmar Kanunu 16. Madde kapsamında yapı kayıt belgesi aldığını beyan etmişse de, 2863 sayılı Yasa, İmar kanununa göre özel yasa niteliğinde olduğundan, 2863 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.

Dosya kapsamında toplanan delillerle, suç sabittir. Sanık da suça konu eylemleri gerçekleştirdiğini ikrar etmektedir.

Suçun unsurları bakımından da bir eksiklik bulunmamaktadır. Usulüne uygun olarak ilanlar yapılmıştır. İzinsiz fiziki müdahalede bulunulduğu Sanık beyanı ve dosyadaki delillerle sabittir. Bölgenin doğal sit alanı olarak tescil edildiği tarih 19.04.1992’dir. Bölgenin doğal sit alanı olduğu çevre halkça da bilinmektedir. İzinsiz yapı yapılamayacağı Sanık tarafından da bilinmekte ki, yapının hukuka uygun hale geleceği saikiyle, sanık tarafından, yapı kayıt belgesi alınmak amacı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvuru yapılmıştır.

Bilirkişi raporlarına yukarıda belirttiğimiz sebeplerle itiraz eder; Sanığın atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmesini talep ederiz.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir