Ceza Hukukunda Suçu Oluşturan Unsurlar ( Maddi ve Manevi Unsur)

Suçun unsurları konulu Youtube videomuz

Ceza Hukukunda Suçu Oluşturan Unsurlar

Suç; hukuka aykırı, kusurlu bir insan fiilidir. Suçtan bahsedebilmek için bir fiile (maddi unsur), huku­ka aykırı olarak (hukuka uygunluk sebebinin bulunmadığı) gerçekleşmiş, kusurlu bir iradenin (kasıt ve taksirle ortaya konmuş cezalandırılabilir bir iradenin) varlığına ihtiyaç vardır.

Geleneksel olarak suçu ele alırken Maddi ve Manevi unsur yönünden inceleyeceğiz.

MADDİ UNSUR

Suçun maddi unsurunu; hareket, netice (sonuç) ve nedensellik bağı başlıkları altında inceleyebiliriz.

a) Hareket

Suç, kanunun bir emrini ihlal eden insan davranışıdır. Suç, her şeyden önce bir fiilden ibarettir. Fiil insan kaynaklı, iradi ve dış dünyada değişiklik meydana getirebilecek bir fiil olmalıdır. Ceza hukukunda hareke­tin bu şartlara haiz olması gerekir. Ceza hukukumuzda dış dünyaya aktarılmamış hareketler suç oluşturmaz.

Suçun varlığı için bir harekete ihtiyaç vardır. Hareket ya yapma ya da yapmama biçiminde ortaya çıkar. Birinci halde hareket ikinci halde ihmal söz konusudur. İhmal, dışa yansıyan bir davranış kabul edildiği için hareket sayılır.

Yapma biçimindeki veya aktif bir hareketle gerçekleştirilen suçlar icrai hareketle işlenebilen suçlardır. Ceza Kanunumuzdaki suçların çoğunluğu yapma biçiminde icrai hareketle işlenir.

Hareket neticeyi meydana getirmeye muktedir, bir kas hareketidir. Neticeyi gerçekleştirmeye el­verişli olduğu sürece hangi kastan kaynaklandığının bir önemi yoktur.

Bıçaklayarak bir insanı öldürme veya hırsızlık bir insanın el kasları yardımıyla işleyebileceği suç­lara örnek verilebilir.

Yapmama biçiminde yani ihmali hareketle işlenebilen suçlara ise ihmali suçlar denir. İhmal, hukuk düzeni tarafından emredilen davranışı yapmamadır. İhmali davranışla işlenebilen suçlar iki türlü olabilir. Kanunda suçun sadece ihmalle işlenebileceği düzenlenmişse bu tür suçlara sırf (saf) ihmal suçları denir.

Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi (TCK m.279, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma (TCK m. 257/2) sadece ihmali davranışla işlenebilir. Bu suçların icrai hareketle işlenmesi müm­kün değildir.

b) Garantörsel İhmal

Bir kısım ihmal suçlarında fail, kanunla, sözleşmeyle veya önceden gerçekleştirdiği tehlikeli bir dav­ranış sonucu neticeyi önleme yükümlülüğü altına girdiği için (garantör haline geldiği için) ihmali davranışıyla hiçbir şey yapmadan suçun faili olabilir. Bu tür suçlara garantörsel ihmali suçlar (ihmal suretiyle icra, ihmal benzeri suç, nitelikli ihmali suçlar) denir.

Örnek: Anne veya baba Medeni Kanunumuza göre çocuğu tehlikelerden koruma konusunda garantör­cüdür. Anne veya babanın üç aylık bebeklerini süt alarak besleme imkânı olmasına rağmen besle­memesi, bunun sonunda çocuğun ölmesi durumunda, eğer ölüm beslemememin sunucu ger­çekleşmişse ölüm sunucundan hiçbir şey yapmayan anne ve baba sorumlu olur.

Örnek: Otel sahibiyle sözleşme yaparak havuza düşüp boğulanları kurtarma taahhüdü altına girmiş bir cankurtaran, meydana gelebilecek neticeleri önleme konusunda garantördür. Sözleşmeyle ga­rantör hale gelmiş cankurtaran, kurtarma imkânı olmasına rağmen havuza düşen yüzme bilme­yen çocuğun boğulmasını seyrederde, sonuçta çocuk ölürse, ölüm neticesi de failin yapmama­sının eseri ise yani illiyet bağı varsa fail meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu olabilir.

Önceden gerçekleştirilen tehlikeli davranışlar insanların hayatı için bir tehlike oluşturmuşsa teh­likeyi yaratan kişi garantör haline gelmektedir. Bu nedenle tehlikeyi yaratan kişi sonucu önleme yükümlülüğü altına girer, şayet önleme imkânı olmasına rağmen kişi bu yükümlülüğünü yerine getirmezse netice meydana gelirse fail meydana gelen neticeden sorumlu olabilir. Örneğin; tak­sirle bir yayaya çarpan sürücü, yayanın yaralanmasına neden olmuştur, sürücü kurtarma imka­nı var iken yaralıyı bırakıp kaçmıştır ve yaya ölmüştür. Sürücü ihmal suretiyle kasten öldürme­den sorumlu olur.

Nitelikli ihmali suçların en önemli özelliği aynı zamanda icraen işlenebilmesidir. Sırf ihmal suçla­rı sadece ihmali hareketle işlenebilir.

Garantör anne, çocuğunun boğazını sıkarak icraen öldürebilir. Anne aynı zamanda kanunla ga­li? JhI rantör olduğu için hiçbir şey yapmadan mesela süt vermeyerek çocuğunu öldürebilir.

İhmal; yapılması emredilen davranışı yapmamaktır. İhmal ile taksiri birbiriyle karıştırmamak ge­rekir. İhmal, şartları varsa cezalandırılabilen bir hareket türüdür. Kast, taksir ise bir kusur türüdür. Ceza hukukunda asıl sorumluluk biçimi kasttır. Taksir istisnai bir kusur türüdür. İhmal suretiyle iş­lenen suçlar taksirle de kastla da işlenebilir. Fakat taksirle işlenen ihmali hareketin cezalandırıla­bilmesi için kanunda bununla ilgili düzenleme olması gerekir. Örneğin kamu görevlisinin görevini ihmal etmesi sadece kasıtlı ihmali davranışla işlenebilen bir suçtur. Taksirle görevini ihmal eden kamu görevlisine ceza verilmez. Bu suçun taksirli hali kanunda düzenlenmemiştir. İhmali suçlar kastla da taksirle de işlenebilir. Fakat taksirle işlenebilmesi için kanunda düzenleme bulunması gerekir. Dikkatsiz ve özensiz, taksirli ihmali davranışla çocuğunun yaralanmasına sebebiyet ve­ren anne, garantör olduğu için ihmali davranışıyla taksirli yaralamadan sorumlu olabilir.

Kasten işlenebilen ihmali suçlara ihmal suretiyle icrai suçlar da denir.

Ceza hukukunda hareketin sayısı ile suçun sayısı örtüşmeyebilir. Bir hedefe yönelmiş çeşitli fa­aliyetler aynı zamanda gerçekleştirilmişse yani bunlar arasında uzunca bir zaman aralığı yoksa ortada birden fazla hareket olsa bile tek suç vardır. Buna karşılık çeşitli faaliyetler arasında önemli bir zaman aralığı varsa, bunlar aynı hedefe yönelik olsalar bile, birden çok hareket ve do­layısıyla birden çok suç vardır. Bu anlamda bir kişiye karşı arka arkaya 5 kez hakaret eden/10 kez bıçak saplayarak öldüren fail, zaman aralığı olmadığı ya da kastını yenilemediği için tek bir hakaret/öldürme suçundan sorumlu olacaktır.

Ceza hukukunda hareketin sayısı ile suçun sayısı örtüşmeyebilir.

Yirmi yumrukla birisini yaralayan fail bir kasten yaralama suçundan sorumlu olur. Bir mermi ile iki İtffc aa kişiyi öldüren fail bir hareket gerçekleştirmiş olmasına rağmen iki ayrı netice meydana getirmiş, iki ayrı suç işlemiş olur.

Harekete göre suçlar; bağlı hareketli 33 ve serbest hareketli suçlar olmak üzere ikiye ayrılabilir. Kanu­nun, tipik hareketin belirli bir şekilde veya belirli vasıtalarla işlenmesini öngördüğü suçlara bağlı hareketli suç­lar denir.

Dolandırıcılık ancak hileli davranışlarla işlenebilen bağlı hareketli suçtur.

Serbest hareketli suçlar ise, hareketin tipik sonuç yönünden nedensel bir değer taşımasının yeterli oldu­ğu suçlardır.

Kasten yaralama, neticeyi meydana getirmeye elverişli herhangi bir hareket veya vasıtayla işle­nebilen serbest hareketli suçtur.

Failin hareketi seçme imkânı bulunmasına göre suçlar; seçimlik hareketli, seçimlik hareketli olmayan suç olmak üzere iki alt bölüme ayrılabilir. Suçun işlenebilmesi için birkaç hareketin kanunda gösterildiği, failin bunlardan birisini gerçekleştirdiğinde suçu işlemiş sayılacağı suçlar seçimlik hareketli suçlardır.

Güveni kötüye kullanma, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, resmi belgede sahtecilik suçları se­çimlik hareketli suçlardır.

Seçimlik hareketli suçlarda failin hareketlerden en az birini gerçekleştirmesi yeterlidir. Birden faz­la hareket gerçekleştirildiğinde birden fazla suç oluşmaz.

Kamu görevlisi tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik; resmi belgeyi düzenlemek, değiştir­iliş  mek, fikri sahtecilik ve kullanma hareketlerinden birisiyle işlenebilen seçimlik hareketli bir suçtur.

Fail geçerli resmi belgeyi değiştirdiğinde suç tamamlanır. Sahte resmi belgeyi bu özelliğini bile­rek kullanmak da bir başka seçimlik harekettir. Resmi belgeyi değiştiren kimse resmi belgede sahtecilik suçundan sorumlu olur. Sahte resmi belgeyi değiştiren kimse, bu sahte belgeyi kulla­nırsa iki ayrı suçtan sorumlu olmaz. Sadece bir resmi belgede sahtecilik suçundan sorumlu olur.

Suçun işlenebileceği hareket sayısına göre suçlar; tek hareketli, birden fazla hareketli suç olmak üzere iki alt bölüme ayrılabilir. Bazı suçlar tek bir hareketle işlenebiliyor iken bazı suçların işlenebilmesi için en az iki hareketin yapılmasına ihtiyaç vardır. Ceza hukukunda yer alan suçların çoğunluğu tek bir hareketle işlenebilir.

Özel belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için en az iki harekete ihtiyaç vardır. Özel belgede sahtecilik yapmak suçun oluşması için yeterli değildir. Sahte özel belgenin kullanılması gerekir. Bu nedenle özel belgede sahtecilik birden fazla hareketli bir suçtur. Öldürme, yaralama gibi suç­ların işlenebilmesi için tek bir hareketi gerçekleştirmek yeterlidir.

c) Netice (Sonuç)

Netice, hareketten doğan bir sonuçtur. Dış dünyada meydana gelen ve nedensellik bağıyla insan davranı­şına bağlı olan suç kalıbına uygun değişikliktir.

Netice, bir insan davranışının ürünü olduğuna göre, davranıştan sonra gerçekleşir. Hatta neticenin insan davranışı ile aynı anda gerçekleştiği izleniminin uyandığı hallerde bile hareketle netice arasında minimum za­man aralığı vardır.

Ceza hukukunda bir kısım suçlar sadece belirli bir hareketin veya ihmalin gerçekleştirilmesiyle tamamla­nır. Bu grup suçlara sırf hareket suçları veya şekli suçlar adı verilir. Örneğin; hakaret, suçu ihbar etmeme, askeri yasak bölgeye girme, suç işlemek için örgüt kurma, yalan tanıklık şekli suçlardır. Bu tip suçlarda da bir netice vardır. Fakat hareket neticeden ayrılmaz. Hareketle netice aynı anda gerçekleştiği için bu tip suçlar ga­rantörse! ihmali davranışla işlenemezler.

Buna karşılık diğer bir kısım suçların tamamlanması için kanun hareketin veya ihmalin belirli bir dış etki do­ğurmasını şart koşmaktadır. Bu tür suçlara ise neticeli suçlar veya maddi suçlar denir. Örneğin; kasten öl­dürme, kasten yaralama, dolandırıcılık, mala zarar verme vb.

Kanunda birden fazla neticenin sunulup sunulmadığına göre suçlar; seçimlik neticeli veya tek neticeli suçlar olmak üzere iki alt gruba ayrılabilir. Seçimlik neticeli suçlarda birden fazla netice sunulmuştur. Bu neti­celerden birisi gerçekleştiğinde suç tamamlanır.

Kasten yaralama seçimlik neticeli bir suçtur. Failin neticeyi gerçekleştirmeye muktedir herhangi bir hareketinin sonucunda mağdurun sağlığının bozulması, algılama yeteneğinin bozulması veya acının meydana gelmesi ile suç tamamlanır.

Seçimlik hareketli suçlarda ise fail hareketlerden birisini seçerek suçu işleyebilir.

Bazı suç tiplerinde ise tek netice gösterilmiştir. Bu neticenin tamamlanması ile suç tamamlanır.

Kasten öldürme tek neticeli suçtur. Öldürme suçunda ölüm neticesi gerçekleştiğinde suç tamam­lanır.

Netice ile ilgili bir başka ayrım; ani suç – kesintisiz suç ayrımıdır. Ani suçlar hareketin yapılması ve neti­cenin gerçekleşmesiyle biten suçlardır. Bu tip suçların özelliği ihlal sürekli değildir.

Kasten öldürme, yaralama, hırsızlık, hakaret ve tehdit ani suçlardır.

Bir kısım suçları işleyebilmek için bunun bir an olsun devam etmesi gerekir. Suç bu anın geçmesi ile ta­mamlanır. Fakat suç henüz bitmemiştir. Kesinti gerçekleşene kadar suç işlenmeye devam eder. Suç kesinti gerçekleşene veya failin kesintiyi gerçekleştirme kudreti ortadan kalkana kadar36 devam eder.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığını ihlal, karşılıksız yararlanma, örgüt kur­ma kesintisiz suçlardır.

Kesintisiz suçlarda suçun tamamlanması ile fiil cezalandırılabilir hale gelir. Fakat faile suç bitene yani ke­sinti gerçekleşene kadar süre ne kadar olursa olsun (kastını tekrar yenilemediği sürece) tek kesintisiz suçun

cezası verilir.

Birini iki saat hürriyetinden yoksun bırakan faile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ceza­sı verilir. Kaçırma eylemi bir ay boyunca devam etse, faile yine kişiyi hürriyetinden yoksun bırak­ma suçundan tek ceza verilir.

Kesintisiz suçlarda, suç bir an olsun işlendiğinde tamamlanır. Fakat suç kesinti gerçekleşene ka­dar işlenmeye devam eder. Kesintisiz suçlarda hem hareket hem de netice devam eder37. Ke­sintisiz suçlarda neyin devam ettiği konusunda farklı görüşler vardır. Bazıları neticenin38 devam ettiğini söylerken, bazıları hareketin veya neticenin ya da hukuka aykırılığın devam ettiğini söy­ler.

Her suçun kesintisiz suç şeklinde işlenmesi mümkün değildir. Kesintisiz suç cezayı artıran bir ne­den değildir. Kesinti gerçekleşene kadar tek suç işlendiği için faile tek ceza verilir. Kesintisiz su­çun sona erme anı, kesintinin gerçekleştirildiği andır. Ani suç ile kesintisiz suç arasındaki farklar sadece tamamlanma anları bakımından değildir. Teşebbüs, iştirak, zamanaşımının başlangıcı, şikâyet süresinin başlangıcı, davaya bakacak yetkili mahkeme gibi birçok yönden farklılık arz eder.

Netice ile ilgili bir diğer ayırım, zarar ve tehlike suçu ayırımıdır. Bu ayrımda hareketin doğrudan sonucu­nu dikkate almak gerekir. Tamamlanmış sayılmaları için korunan varlık veya menfaate zarar verilmesi, tahrip edilmesi veya azaltılması gereken suçlar zarar suçlarıdır.

d) Nedensellik Bağı (İlliyet Bağı)

Dış dünyada meydana gelen değişikliğin bir insana bağlanabilmesi için bu değişikliğin o insan davranışın­dan kaynaklanması gerekir39. Maddi unsura ilişkin neticenin hareket sahibi faile bağlanabilmesine nedensel­lik (illiyet bağı) denir.

Davranış ile ilişkisi bulunmayan bir değişiklik, davranış olmasaydı dahi gerçekleşecek olan bir netice dav­ranışı yapanın eseri sayılamaz. Netice faile yüklenemez. Her olayda nedensellik ayrı ayrı inceleme konusu yapılmalıdır.

Sonuç

Ceza hukukunda failin suçtan sorumlu olması için; fail tarafından gerçekleşmiş bir hareket ve bunun so­nucunda meydana gelmiş bir netice olmalıdır. Bu neticenin failin hareketinin eseri olması, illiyet bağı kurulma­sı gerekir. Tipik fiil gerçekleştiği için fail cezalandırılabilir. Davranış sonucunda tipik fiilin gerçekleşmesi failin sorumlu tutulabilmesi için şarttır

SUÇUN MANEVİ UNSURU

Failin cezalandırılabilmesi için, hukuka aykırı tipik fiili kusurlu davranışıyla gerçekleştirmiş olması gerekir. Failin gerçekleştirmiş olduğu fiil, faile kast veya taksirle bağlanabilmelidir. Failde kast veya taksir yoksa fiil ce­zalandırılmaz. Bu durum, failde kusur yoksa fiil de cezalandırılamaz kuralının bir sonucudur.

Failin hukuka uygun hareket edebilme imkanına sahip olmasına rağmen hukuka aykırı davranmayı seçmiş olması nedeniyle fiilin faile yüklenebilmesine kusurluluk denir.

Ceza hukukunda failin hukuka uygun davranabilmesinin failden beklenebilmesi gerekir. Bir başka deyişle failin cezalandırılabilmesi için öncelikle kusurlu davranabilme yeteneğine sahip olması gerekir. Failden kusur­lu davranabilmesinin beklenmediği hallere “kusur yeteneğini etkileyen haller” denir.

 

Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir