Askeri Ceza Kanununa Muhalefet Suçu Savunma Dilekçesi

ADANA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO:

SANIK:

KONU: İddianameye karşı savunmalarımızın sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR

Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak mahkemenize sunulan iddianame ve ekleri tarafıma 2021 tarihinde tebliğ olmuş olup süresi içerisinde savunmalarımı sunuyorum.

İddia makamınca hazırlanan iddianamede “TRT duyurusuna rağmen askere sevk işlemlerini yaptırmamasından dolayı 1111 Sayılı Yasanın 89 maddesi uyarınca hakkında İlçe İdare Kurulunun 29/03/2018 tarih ve 586 Esas 63 Karar numarası ile idari para cezası kararı verildiği…” şeklinde bahsedilerek askeri ceza kanununa muhalefet suçunun oluştuğuna dair nitelendirmeyi kabul etmek mümkün değildir. Şöyle ki;

İlçe İdare Kurulunca İdari para cezası kararı TRT duyurusundan önce alınmış olup anılan tarihte yoklama durumum mevzu bahis olmadığı gibi yetkili idarenin gönderdiği evraklarda da yoklamamın 2019 senesi içerisinde olacağı belirtilmiştir. İş bu nedenle her ne kadar verilen idari para cezasını ödemiş isem de usulüne uygun bir ceza ve tebligat bulunmamakla birlikte; 2019 sonrası tecilli olmam nedeniyle de yoklama kaçağı durumuna düştüğüm hususu doğru olmadığından atılı suçtan beraatımı talep etmek gerekmiştir.

Öncelikle yoklama kaçağı durumuna düşmem ve atılı suçun oluşması için tarafıma yoklama amacıyla yapılmış bir çağrı olmalıdır. 2017 yılı için böyle bir çağrı olmadığı gibi 2019 yılı askerlik yoklama işlemlerine ilişkin TRT üzerinden yapılan duyuru 25/12/2018 tarihinde yapılmış olup yoklama dönemimden önce tesis edilen işlemi kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki yoklama kaçağı durumuna düşmem için hakkımda bir yakalama tutanağı da yoktur. Bu sebeple yapılan idari işlem usulüne uygun olmayıp bu idari işlemin kesinleşmesi de söz konusu değildir. Zira yapılan tebligat parçası kapıya yapıştırılmamış olup adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden” yapılan tebligat usulsüzdür.

Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” hükmü öngörülmüştür. 21. maddeye göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır. ( HGK. nun 25.01.2006 tarih ve 2005/2-772/17 sayılı kararı)

Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, şayet imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir.

AsCK md 63 hükmüne göre, yükümlü hakkında kabahat türü bir haksızlığa karşı idari merciler tarafından verilen ve kesinleşen bir karar bulunmakta, ancak bu karar ceza hâkimini AsCK md 63 bakımından yapacağı değerlendirmede bağlamaktadır. Zira bu durum AsCK md 63/1’de suçun bir ön şartı olarak düzenlenmektedir. Eğer bu karara karşı kanun yoluna gidilmemişse hâkim ön şartın varlığını re’sen incelemeli ve bu kararı gerekiyorsa kaldırabilmelidir. Aksi durum hâkim bağımsızlığı açısından sakıncalı olacaktır.

Tüm bunlarla beraber gönderilen evrakta 29 Mart 2018 tarihli karar gereği 1 Şubat-26 Şubat 2018 dönemine ait yoklama kaçağı durumum özetlenmiş ise de bu süre 29 mart 2018 tarihinde alınan kararda 21 gündür. Bu çelişki de hakkımda açılan davanın sebebinin gerçekleşmediğini göstermiştir.

Mazeret durumuma ilişkin; 2018 yılında işlerimin yoğunluğundan erteleme başvurusunda bulunmuştum ve 31 Aralık 2019 tarihinde kadar askerliğimi ertelemek zorunda kalmıştım. Ancak daha sonra başka bir üniversiteye kayıt olduğumdan öğrenimim nedeniyle tecilim 2023 yılına kadar uzamıştı. Mahkemenize sunulan iddianamede belirtildiği şekilde 2020 yılına kadar herhangi bir tecilim söz konusu olmayıp Çukurova Üniversitesi Hukuk bölümüne 2018 yılında kayıt yaptırdığımdan ve halen öğrenimim devam ettiğinden tescil işlemimi 2023 yılına kadar yaptırmıştım. Bu yüzden atılı suçun unsurları oluşmamıştır.

Özetle, usulüne uygun olarak hakkımda tesis edilmiş bir işlem bulunmamakla birlikte; tarafıma yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve T. Tüzüğü hükümlerine göre usulsüz olması ve dolayısıyla 29/03/2018 tarihli idari işlemin kesinleşmediği hususu dikkate alınarak yoklama kaçağı olduğumdan bahsedilemeyeceğinden mahkemenizden beraatımı talep ediyorum.

HUKUKİ NEDENLER: 7179 S.lı Kanun m.24/1-b, m.24/4, 1632 S.lı Kanun m.63/1, 7201 S.lı Kanun, Tebligat Tüzüğü m.28 ve her türlü hukuki mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: Adli Sicil Kaydı, Tebligat Mazbatası, Askerlik Durum Belgesi, Yargıtay Kararları ve her türlü hukuki delil.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda izah edilen ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; savunmalarımın kabul edilerek, atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatıma karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

Sanık

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir