Tasarrufun İptali Dava Dilekçesi Nasıl Hazırlanır? Muvazaalı işlemlerin geri alınmasını “tasarrufun iptali” davası sağlar. Muvazaalı yani hileli bir şekilde yapılan devir işlemleri “tasarrufun iptali” davası açılarak iptal edilir. “Tasarrufun iptali dava dilekçesi“nin usule uygun hazırlanması önem arz eder. Aşağıda “tasarrufun iptali dava dilekçesi örnekleri” mevcuttur.
Borçlarını ödememek amacıyla mallarını kaçıran kötü niyetli borçlulara ülkemizde ne yazık ki sıklıkla rastlanmaktadır. Tasarrufun iptali davası mallarını kaçıran borçlulara karşı açılan bir dava türüdür. Hukukumuzda sıklıkla başvurulan bir dava türüdür. Tasarrufun iptali davası son derece hassas niteliktedir. Çünkü davada yapılan herhangi bir hata alacaklının alacağını almasını geciktirmektedir. Tasarrufun iptali davasının amacı alacaklının alacağı miktar ile kısıtlı olmak üzere borçlunun malı üzerinde cebri icra yetkisi sağlanmasıdır. Yani alacaklı borçlunun kaçırdığı malını sanki borçluya aitmiş gibi sattırıp; kendi alacağını alıp; kalan miktarı ise borçlunun malı kaçırdığı 3. kişiye verme hakkına sahip konuma gelir. Tabii bunlar yapabilmesi için öncelikle davasını ispatlaması ve kazanması gerekir.
İşte bu derece hassas bir süreçte tasarrufun iptali davası dilekçesinin ne derece önem arz ettiği şüphesizdir. Hata yapmamanız ve adaletin tecellisini sekteye uğratmamanız amacıyla sizlerle bu yazımızda birden çok tasarrufun iptali dava dilekçesi örneği paylaştık.
Tasarrufun İptali Dava Dilekçesi -1-
(İL) NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
İHTİYATİ HACİZ TALEPLİDİR
DAVACI:
VEKİLİ: Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana
DAVALI:
KONU: Fazlaya dair hak, alacak ve talep haklarımız ile dava açma hakkımız saklı kalmak kaydıyla ;
Öncelikle muvazaa hükümleri, kabul edilmemesi halinde, tasarrufun iptali hükümleri gereğince IIK.m.283 ,283/1 maddeleri kıyasen uygulanarak satışa konu X İli, X Mahallesi, X pafta, X parsel, X Blok X Kat X nolu mesken niteliğindeki taşınmaz üzerinde tarafımıza icra takibindeki alacak ve tüm fer’ilerine yeter miktarda haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talepli davadır.
ESAS DEĞER :
AÇIKAMALAR:
Müvekkil şirket ile davalı şirketin arasındaki ticari ilişki sebebiyle toplam 248.000TL bedelli 10 adet çek davalı tarafça müvekkile verilmiştir. Vadesinde karşılıksız çıkan çekler X E. Sayılı dosyası ile icra takibine konulmuştur. İcra takibinin kesinleşmesi ile borçlu şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul bulunamamış ve X İcra Müdürlüğü X Talimat sayılı dosyası ile borçlu şirket adresinde yapılmak istenen fiili hacizde borçlu ve borçluya ait haczi kabil mal bulunamamıştır.
X İcra Müdürlüğü X Talimat sayılı dosyasında mevcut X Tarihli Haciz Tutanağı Aciz Vesikası Hükmündedir. Borçlunun hacze ve alacağımızı tahsile kabil hiçbir menkul mal bulunamamıştır. Bu durum borçlunun açıkça ödemeden aciz halinde olduğunu göstermektedir. Borçlu adresinde yapılan haciz işlemine ilişkin haciz tutanağı hacze kabil mal bulunamaması nedeniyle İİK. m. 105 uyarınca aciz vesikası hükmündedir.
Müvekkilin Davalı X Tekstil şirketinden alacağı işbu icra dosyası ile sınırlı olmayıp X İcra Müdürlüğü X dosyaları ile de aleyhine icra takipleri mevcuttur.
Borçlu şirket alacaklılarından mal kaçırmak, borçlarını ödememek ve aleyhlerine başlatılacak icra takiplerini sonuçsuz bırakmak adına şirket adına mal edinmeyerek ortakları ve 3.kişiler yardımı ile muvazaalı işlemler yapıp zenginleşerek müvekkili zarara uğratmışlardır.
Ticaret sicil kayıtlarından görüleceği üzere borçlu şirketin yetkili ortağı davalı X dir. Takip borçlusu X Tekstil olmakla birlikte tüzel kişilerin gerçek şahıslar eli ile faaliyette bulunduğu göz ardı edilemeyecek husustur. Davalı borçlu şirket ile şirket yetkilisi davalı X arasında organik bağ mevcut olduğu açıktır.
YARGITAY 15. HD. 30.5.2006 T. 422/3181
«Davalı (borçlu) kooperatifin, davacıya olan kesinleşmiş borcunu ödemeden ortaklarına tapuda devir yapması ve borcunu ödememesinin iyiniyetli bir davranış olarak kabul edilemeyeceğini, kooperatifin ortakları olan diğer davalılar aradaki organik bağ nedeniyle ‘borcun varlığını bilmesi gereken kişiler’ olmaları nedeniyle, borçlu kooperatifin bu kişilere yapmış olduğu tasarrufun İİK. 280 uyarınca iptali gerekeceğini»
ŞİRKET ALACAĞI OLMASINA RAĞMEN GAYRİMENKUL ŞİRKET YETKİLİ ADINA DEVRALINMIŞTIR
X İli, X Mahallesi, X pafta, X parsel, X Blok Zemin Kat nolu mesken niteliğindeki taşınmaz X adına kayıtlı iken X tarihinde davalı şirket yetkilisi X e X TL bedelle devredilmiştir. Bu devirden sonra aynı gayrimenkul 9 ay sonra X TL bedelle X a devredilmiştir.
Devir işlemleri muvazaalı olup, alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik yapılan işlemlerdir. Şöyle ki;
İlgili gayrimenkul sahibi X, X Tekstil Dokuma San. Ve Tic. Ltd.Şti. nin yetkili ortağıdır. Bu şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olup, X yetkilisi olduğu şirketin borcuna karşılık olarak adına bulunan gayrimenkulü davalı şirket yetkilisine devretmiştir.
Gayrimenkulün ilk maliki X tanık listemizde mevcut olup taraflar arasındaki muvazaaya ilişkin bilgi verecektir.
YARGITAY 17. HD. 19.11.2008 T. 2804/5381; 4.11.2008 T. 3947/5089; 15.5.2008 T. 5260/6830 «Muvazaaya dayalı olarak tasarrufun iptâli davası açılabileceğini, muvazaalı işlemin dışında kalan davacı alacaklının, muvazaa iddiasını her türlü delille isbat edebileceğini»
İlgili gayrimenkul davalı X Tekstil şirketine devredilmesi gerekirken, davalı şirket yetkilisi şirket adına gayrimenkul edinmemek adına gayrimenkulü kendi şahsı adına devralmıştır.
Davalı Şirket yetkilisi muhtemel haciz ve iptal davalarını sonuçsuz bırakmak için şirket adına mal edinmek ve bunları daha sonra üçüncü şahıslara devretmek yerine, şirket yetkilisi olarak şahsı adına mal edinip borçlu şirketi işlemin tarafı olarak gözükmesini engellemiştir.
YARGITAY 4. HD. 3.7.1973 T. 7053/7760
«borçlu kocanın, borcunu ödememek amacıyla kendisine ait (parasını ödeyerek/satın aldığı) aracı, trafikte karısı adına tescil ettirmesi olayının nam-ı müstear demek olduğunu»
YARGITAY 14. HD. 19.10.2001 T. 5932/6946
«Borçlunun, hakkında yapılan icra takibini sonuçsuz bırakmak için ‘parasını ödeyerek satın aldığı taşınmazı, kız kardeşi adına tescil ettirmesi’ işleminin iptâl davasına konu olabileceğini»
YARGITAY 15. HD. 29.4.1993 T. 2212/2029
«Bedeli borçlu tarafından ödenip tapu kaydı eşi adına oluşturulan taşınmaz hakkında açılan iptal davasının kabulü gerekeceğini
YARGITAY 15. HD. 21.10.1988 T. 2561/3344; 26.4.1984 T. 775/1466
«Borçlu tarafından parası ödenerek satın alınan ancak borçlunun isteği üzerine karısı adına tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında iptâl davası açılabileceğini, çünkü kocanın bu işleminin gerçekte karısı yararına yapılmış ‘bağış’ niteliğini taşıyacağını»
DEVİR BEDELİ ÇOK DÜŞÜKTÜR
- Şirket yetkilisi Şirket alacağına karşılık olarak kendi adına devrettirdiği gayrimenkulü yine muvazaalı olarak davalı X isimli şahsa devretmiştir. Şöyle ki,
Tapu kayıtlarından görüleceği üzere ilgili gayrimenkul X TL bedelle davalı X a devredilmiştir. Söz konusu gayrimenkulün bugün ki değeri yaklaşık X TL dir.
Tapu kayıtlarına göre X TL bedelle satışı yapılan bir gayrimenkulün yaklaşık 9 ay sonra X TL bedelle satışının yapılması gerçek bir devir işleminin yapılmadığının taraflar arasında muvazaa olduğunun açık göstergesidir.
YARGITAY 17. HD. 02.04.2013 T. 7471/4619
“Rayiç değeri …TL olan taşınmazın …TL’ye satın alınması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, davalılar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı 3.kişi şirketin, davalı borçlunun amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1.madde gereğince ve davalı 3.kişi şirket vekilinin dava konusu taşınmazın alacağa mahsuben alındığını savunması karşısında, anılan taşınmaz devrinin mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK 279/1-II madde gereğince de tasarrufun iptale tabi olduğunu”
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 1993/3466 K. 1993/3982 T. 12.10.1993
ÖZETİ : İİK.nun 278/2. maddesi gereğince; akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama gibi sayılacağı ve bu bağışlamanın da icra hukuku yönünden iptali gerekeceği belirtilmiştir.
Davalı borçlu tapuda gösterilen bedel dışında, ayrıca davalı alıcılara bir bedel ödediğini ve bu nedenle tasarrufun düşük bedelle yapılmadığını iddia ve ispat etmemiştir. Burada, ayrıca satıcı ile alıcıların iyi niyetli olup olmadıklarının bir önemi yoktur. Yasa, böyle bir şartı aramamıştır. Tasarrufun davacının payı oranında iptaline karar verilmesi gerekir.
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 1998/3093 K. 1998/3514 T. 23.9.1998
ÖZETİ : Akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin başka bir koşul aranmaksızın batıl olduğu hükmünden hareketle; tapudan satış bedelinin sorulması, bu bedele satış tarihinde taşınmazın kaydında bulunan ipotek bedellerinin de eklenmesi ve bulunacak tutarın, taşınmazın satış tarihinde bilirkişi marifetiyle tesbit edilecek rayiç değeriyle karşılaştırılması, fahiş fark saptanması durumunda tasarrufun iptal edilmesi gerekir.
Devrin düşük bedelle yapılmasının yanında, davalı X ile diğer davalılar aynı iş kolunda, tekstil sektöründe, faaliyet göstermektedir. Borçlu şirket ortağı davalı X ile sürekli temas halinde oldukları ve muhtemelen ortak oldukları şirketler arasında ticari faaliyette bulunmaları nedeni davalı şirketin ödeme güçlüğü içinde olduğunu davalı X bilmektedir. Ayrıca gayrimenkulün davalı X un şirketi üzerine yapılması halinde muvazaanın kolay anlaşılmasını önlemek için satış işlemi X adına yapılmıştır.
YARGITAY 15 HD. 26.3.1987 T., 3901-1259
“..Aynı İş Kolunda Faaliyet Gösteren Ve İş İlişkisi İçinde Olanın, Borçlunun Ödeme Güçlüğü İçinde Olduğunu Bilmesi Gerekir. İik. M. 279/1 Deki Karine, Alacaklı Yararınadır…”
Davalı X nam-ı müstear olarak hareket etmiş, borçlu şirketi gizlemek amacıyla kendi adına hareket etmiştir. Medeni Kanun’da ise nam-ı müstearı düzenleyen bir hüküm bulunmamakla birlikte, gerek doktrindeki yazarlar gerekse Yargıtay nam-ı müstear iddialarının dinlenebilir olduğunu kabul etmektedirler.
Nam-ı müstear, sözleşmeyi kendi adına ve gizlenmek isteyen kişi hesabına yapmakta; böylece, gizlenen kişinin bu sözleşmenin gerçek tarafı olmasını ve bilinmesini önlemektedir. Bir diğer deyimle, nam-ı müstear müvekkilinin adını gizleyerek onun hesabına ve kendi adına hareket eden bir vekildir.
Çok sık karşılaşıldığı üzere borçlular nam-ı müstear durumunu alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanmaktadırlar. İzah ettiğimiz üzere davalı M…..G….. de yetkilisi olduğu şirketi gizlemek adına şirket hesabına olarak kendi adına işlemler yapmıştır.
YARGITAY 15 Hukuk Dairesi, 21.10.1988, E. 2561/K.3344; YKD 1989/3
“… borçlunun bağış olarak karısı yararına ödediği bedel ve tapuda karısı adına ferağ verilmesi isteği, kapsam ve niteliği itibariyle borçlu tasarrufu olup, bu tasarruf sonucu davalı eşin edindiği taşınmazdan İİK.m.278/1. maddesinde ki şartlar mevcutsa, İİK.m.283 gereğince alacağın tahsiline imkan verilmelidir…” ifadesine yer vermiştir.
Yargıtay bu kararında, işlemin tarafı nam-ı müstear ve üçüncü kişi gözüktüğü halde, alacaklıların tasarrufun iptali davası açmalarına imkan tanımıştır.
İşbu davanın konusu olmamakla birlikte davalı X daha önce de aynı şekilde şirket alacağına karşılık kendi adına işlem yapmıştır. Yine müvekkil şirketin alacağı sebebiyle X İcra Müdürlüğü 2014/589 E. Sayılı dosyasında borçlu X Tekstile olan borcuna karşılık olarak kendi adına kayıtlı olan gayrimenkulü X e devretmiştir. Bu devre ilişkin olarak da talep ve dava hakkımızı şimdilik saklı tuttuğumuzu ayrıca bildiririz.
Bunların dışında davalı-borçlu X Ltd.Şti. nin ortağı X ve onun kocası X adına bir çok muvzaalı gayrimenkul alım ve satım işlemi yapılmış olup davalıların alacaklılardan mal kaçırmak gayesi ile hareket ettikleri çok açıktır. Davalı M…. G…..’in kardeşleri ve onların eşleri ile çocukları adına bir çok alacaklının davalı X Ltd.Şti. den alacakların doğumundan hemen önce veya hemen sonra (geriye doğru iki yılı geçmeyen) gayrimenkul edindikleri ekte sunduğumuz belgelerden anlaşılmaktadır. DAVACI MÜVEKKİL ŞİRKETİN ALACAĞI DAVALI ŞİRKETTE MEYDANA GELDİKTEN SONRA DAVALI M…. G….. VE BİRİNCİ DERECEDE YAKINLARI BİR ÇOK GAYRİMENKUL ALIMI GERÇEKLEŞTİRMİŞLERDİR.
BU GAYRİMENKUL ALIMLARI DAHİ TEK BAŞINA DAVALININ ŞİRKETİN İÇİNİ BOŞALTTIĞININ , ALACAKLILARI ZARARA UĞRATTIĞININ İSPATIDIR. Çünkü davalı M….., davalı şirket ortağı ve yetkilisi iken diğer yakın akrabalar ya sigortalı çalışan ya da işsiz kişiler olup bu kadar gayrimenkul
edinmelerine yeter gelirleri bulunmamaktadır. Bu kişilerin satın aldıkları gayrimenkullerin bedellerinin , davalı G…….…ltd.şti.’nin gelirlerinden karşılanmıştır. Çalışmayan birinin adına bir çok gayrimenkul satın alınmış olması hayatın olağan akışına aykırıdır.
Alacaklılardan mal ve alacak kaçırıldığını ispat eden diğer bir husus da , davalı G…….…Ltd.Şti’ne ait çekler bankalarca karşılıksız karşılığının bulunmadığından dolayı ödenmez iken çok yakın günlerde davalı şirket üçüncü kişilerdeki alacakları hileli yollarla tahsil etmiştir. DAVALI ŞİRKET , D…… TEKS. SAN. TİC. LTD.ŞTİ’DEN OLAN ALACAĞINI TAHSİL ETMEK İÇİN ÜÇÜNCÜ ŞAHIS ŞİRKETİN ………. İNTERNATIONAL FZCO ŞİRKETİNDEKİ ALACAĞINI BAKIRKÖY 33. NOTERLİĞİ’NİN 47865 YEVMİYE 01/08/2015 TARİHLİ TEMLİK VE BAKIRKÖY 33. NOTERLİĞİ’NİN 48118 YEVMİYE 27/08/2015 TARİHLİ TEMLİKİ İLE TEMLİK ALMIŞ VE BU TEMLİKLERDE DAVALININ HESABININ BULUNDUĞU BANKA KUVEYT TÜRK KATILIM BANKASI YENİBOSNA ŞB.’DİR. Dava dilekçemiz ekinde temlik sözleşmelerinin suretleri bulunmaktadır. Davamızın ispatı bakımından temlik eden şirket yetkilisinin dinlenmesini ve temlik borçlusu şirketin temlik sözleşmelerinde belirtilen tutarı hangi bankaya ve kime ödediğinin hem bankadan hem temlik borçlusu şirketten sorulmasını talep ederiz.
Davalı taraflar muvazaalı işlemler ile müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engellemişler. Davalıların bu işlemleri ile müvekkil şirket zarara uğratılmış olup, haksız fiil niteliğindedir.
YARGITAY 4. HD. 17.3.2008 T. 6100/3475; 17.3.2008 T. 1813/3444; 21.2.2008 T. 5775/2100
«Davacı alacaklı tarafından ‘kendisine borçlu olan davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasındaki işlemin, danışıklı (muvazaalı) olduğu, kendisini alacağından yoksun bırakmak amacıyla yapılmış olduğu ileri sürülerek BK. 18’e (TBK. 19’a) dayanılarak iptal davası açılabileceğini, muvazaanın, onlara karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğinde olduğunu, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca ‘aciz belgesi’ne dayanmak zorunda olmadığı, davadan muvazaanın varlığının anlaşılması halinde, İİK. 283/1’e göre ‘iptal ve tescil olmaksızın taşınmazın haciz ve satışının istenebileceğine’ karar verilmesi gerekeceğini»
Doktrin ve Yargıtay kararlarında kabul edildiği üzere;
“ borçlunun malvarlığını azaltmak (mal kaçırmak) amacıyla yaptığı muvazaalı işlemlerden zarar gören alacaklı dilerse özel hüküm niteliğindeki İİK. mad. 277 vd. göre tasarrufun iptâli davası, dilerse genel hüküm niteliğindeki TBK. mad. 19’a göre muvazaa davası açabilir.[43] [44] İİK. mad. 277 vd.’da düzenlenmiş «tasarrufun iptâli davası», genel hükümlere (TBK. mad. 19) göre «muvazaa davası» açılmasını önlemez…[45] Ayrıca davacı-alacaklı bu konuda mahkemede terditli (kademeli) dava da açabilir (HMK. mad. 111 vd.). Yani; borçlunun mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarruflardan zarar gören alacaklı, açtığı davada önce «işlemin muvazaalı olduğunun tesbiti ile buna göre hüküm kurulmasını» (yani; borçlunun yaptığı işlemin hükümsüzlüğünün, hiç yapılmamış olduğunun tesbitini), bu (muvazaa) iddiasının kabul edilmemesi halinde ise «İİK. mad. 277. vd. göre tasarrufun iptâline karar verilmesini» talep edebilir. Ya da önce «İİK. mad. 277 vd. göre tasarrufun iptâlini» bu kabul edilmediği taktirde «muvazaa nedeniyle hükümsüzlüğün tesbitine karar verilmesini» isteyebilir. Davacı birinci halde «ispat yükünün gereğini yerine getirmeme ihtimalini dikkate alarak, ikinci halde ise «iptâl sebeplerine ilişkin objektif koşulların gerçekleşmeme ihtimali nedeniyle» terditli (kademeli) talepte bulunabilir.[46]” ANKARA BAROSU DERGİSİ 2015/1, AV.TALİH UYAR, S.375
YARGITAY 17. HD. 8.10.2007 T. 4397/3011
Somut olayda davalı borçlu Gökhan hakkındaki 2005/103 e. Ve 2005/794 e. Sayılı icra takipleri kesinleştiğine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tartışmasızdır. Davacının bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Esasen muvazaaya dayanan bu gibi davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü az yukarıda açıklandığı gibi, İİY’nın 277 ve izleyen maddelerinde iptal davalarına konu olan tasarruflar özünde geçerli olmalarına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Bu davada ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİY’nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması durumunda, iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK’nun 283/1 maddesi benzetme yoluyla (kıyasen) uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm kurulması gerekecektir.
Muvazaa nedenine dayalı iptâl davaları» ile «İİK. 277 vd. dayalı iptâl davaları» arasında sadece güttükleri «amaç» bakımından bir benzerlik bulunmadığı; İİK. 277 vd. dayalı iptâl davalarının «borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış olan bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için» açıldığı, buna karşın muvazaa davalarının ise «alacaklı ve borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi» amaçladığı, bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının icra takibine geçmesine ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı sadece davacının, danışıklı (muvazaalı) işlemde bulunmuş olan kişide bir alacağının bulunmasının yeterli olduğu, İİK’nun 277 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan iptâl davası açma hakkının, davacının genel hükümlere (BK. 18) dayanarak «muvazaa davası»nı açmasına engel teşkil etmediği, davacının muvazaa iddiasını kanıtlaması durumunda, iddianın dava konusu taşınmazın aynına ilişkin olmayıp, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek, dava sonucunda İİK’nun 283/I. maddesinin benzetme yoluyla (kıyasen) uygulanarak «iptâl ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi» yönünde hüküm kurulması gerekeceğini»
Aralarındaki muvazaalı işler sebebiyle müvekkilin zarara uğramasına neden olan davalılar aleyhine işbu davanın açılması zarureti doğmuş olup, öncelikle işlemlerin muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK’nun 283/1 maddesi benzetme yoluyla uygulanarak taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmemiz yönünden karar verilmesini, muvazaa iddiamızın kabul edilmemesi halinde IIK.277 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptali ile IIK.m.283 gereğince satışa konu taşınmaz üzerinde tarafımıza icra takibindeki alacak ve fer’ilerini dahil olmak üzere haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini arz ve talep etmekteyiz.
YARGITAY 17. HD. 15.11.2007 T. 3042/3663; 17.7.2007 T. 3519/2534
«Davacı-alacaklının dilerse BK.’nun 18 (şimdi; TBK’nun 19.) maddesine göre, dilerse İİK’nun 277 vd. göre ‘muvazaa sebebiyle’ iptâl davası açabileceğini; HUMK’nun 76. (şimdi; HMK. 33.) maddesine göre ‘bir davada
ileri sürülen maddi olgu ve bulgulara göre yasa maddelerini bulmak ve davanın hukuki nitelendirmesi yapmanın hakimin doğrudan görevi olduğunu»
YARGITAY 17. HD. 19.12.2011 T. 2320/12460; 23.05.2011 T. 3727/5149; 28.03.2011 T. 7537/2752; 17.03.2011 T. 5301/2394; 07.03.2011 T. 11643/2011; 07.03.2011 T. 6769/1997; 03.02.2011 T. 5101/678; 20.01.2011 T. 7836/219; 17.01.2011 T. 4398/49; 15. HD. 16.02.2005 T. 5141/808; 23.11.2004 T. 2240/5575; 21.10.2004 T. 3131/5291; HGK. 25.11.1987 T. 15-381/873 «borçlunun iptale tabi tasarruflarının üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiş olduğunu, ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmamış olduğunu, kanunun iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak, hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmış (İİK. md. 281) olduğunu, bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkemenin bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verilebileceğini» belirtmiştir…
İHTİYATİ HACİZ TALEBİMİZ
Devam eden dava süresinde müvekkilin telafisi imkansız zararlara uğramaması adına öncelikli olarak teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, Mahkemenizce aksi kanaatte bulunulması halinde uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesini arz ve talep etmekteyiz.
İİK’nın 281/2. maddesine göre, “Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez”.
Y.17. HD. E:2013/9935 K:2013/10629 T:04.07.2013
“İİK’nin 281/2 maddesi uyarınca iptale tabi tasarruflar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği ön görülmüştür. Somut olayda, davanın konusunu oluşturan 2 adet aracın aslında borçlu davalı tarafından satın alındığı ve diğer davalılar adına tescil edildiği ileri sürülmüş ve bu hususta gerekli bir takım belgeler ibraz edilmiştir. Bu durumda ihtiyati haciz isteminin kabulü için davanın tüm şartlarının oluşmasını beklemek, davacının bu davadan elde edeceği sonucu da engelleyebileceğinden ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru değildir.”
Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/208 E. sayılı dosyası ile davalılar aleyhine talebimiz yönünde karar verilmiş olup emsal karar delil listemiz ekinde bulunmaktadır.
Bu nedenlerle , Sayın Mahkeme’den davacı müvekkil şirketin hak kaybına sebebiyet verilmemesi ve ileride verilecek olan hükmün infazının sonuçsuz kalmamasını temin için 281/2 maddesi uyarınca dava konusu miktar üzerinden bütün davalıların menkul , gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep ederiz. İhtiyati haciz talebimiz davanın sonuçsuz kalmasını engelleme amacını taşımaktadır.
HUKUKİ SEBEBEPLER: MK., TBK., IIK., HMK. Ve sair mevzuat
DELİLLER: Delil listesi dilekçemize eklidir.
SONUÇ VE İSTEM:Yukarıda arz ve izah ettiğimiz ve Sayın Mahkemenizce re’ sen nazara alınacak nedenlerle, Fazlaya dair hak, alacak ve talep haklarımız ile dava açma hakkımız saklı kalmak kaydıyla ;
DAVAMIZIN KABULÜ İL E,
- Öncelikle İHTİYATİ HACİZ TALEBİMİZİN teminatsız olarak kabulünü, mahkemenizce aksi kanaatte bulunulması halinde uygun bir teminat mukabilinde talebimizin kabulünü,
- X İli, X Mahallesi, X pafta, X parsel, X Blok X Kat X nolu mesken niteliğindeki taşınmaz üzerinde davalılarca yapılan satış işleminin öncelikle muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satışını isteyebilmemize karar verilmesini,
- Muvazaa iddiamızın kabul edilmemesi halinde IIK md 277 vd. gereğince tasarrufun iptali ile IIK md 283 gereğince satışa konu X İli, X Mahallesi, X pafta, X parsel, X Blok X Kat X nolu taşınmaz üzerinde tarafımıza icra takibindeki alacak ve tüm fer’ ileri hakkında haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini,
- Yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekâletin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederim. tarih
Davacı vekili
Av. Saim İncekaş
Tasarrufun İptali Dava Dilekçesi -2-
Aşağıda olumlu netice aldığımız bir diğer tasarrufun iptali dava dilekçesi paylaşılmıştır:
X NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR.
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
DAVA KONUSU : Tasarrufun iptali
AÇIKLAMALAR:
1- ) Davalılardan ……, müvekkilim davacıdan aldığı mallar karşılığında borçlanmıştır. Borç miktarı 23.046,00 TL olup, borç karşılığı olarak düzenlenen 8 adet … no.lu bonoların gününde ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçilmiş ve takip kesinleşmiştir. [Ek-1 Bono Fotokopileri]
2- ) … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında devam eden icra takibinde, borçlu nezdindeki taşınır-taşınmaz malvarlığı, araç, SGK, posta çeki, bankalardaki ve 3. Kişilerdeki hak ve alacak sorguları sonucunda herhangi bir malvarlığına rastlanamamıştır. Bunun yanısıra …. tarihinde davalı borçlunun adresinde yapılan hacizde borçluya ait haczedilecek başkaca mala rastlanmadığına dair geçici aciz vesikası mahiyetindeki tutanak da ektedir. [Ek-2 Borçlu nezdindeki UYAPsorgu sonuçları çıktısı] [Ek-3 Haciz tutanağı fotokopisi]
3- ) Bu defa borçlu ……’ın alacaklıları mağdur etmek için … ilçesi, …malı. D tapunun 820 ada, 1781 parsel de bulunan taşınmazda sahibi olduğu Vı hissesinin değeri en az 250.000,00 TL olduğu halde 20.000,00 TL fiyatladiğer davalı eşi ….’a satıpdevrettiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Bu devir tasarrufu davalının müvekkile olan borcunun doğumundan sonra yapılmış olup söz
konusu devrin bağışlama hükmünde sayıldığı ve sırf alacaklıdan mal kaçırmak amacı ile yapıldığı
açıktır.
Eşe yapılan ve İİY md 278 uyarınca bağışlama niteliğinde olan bu devir ve satış tasarrufunun iptali için iş bu davanın açılmasında zorunluluk duyulmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER : İİK m. 277 ve devamı.
HUKUKİ DELİLLER : Tapu kaydı, …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası,keşif,tanık beyanı vs.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan ve ayrıca Sayın Mahkemece re’sen gözetilecek diğer sebeplerle; davalılar arasında yapılan satış işlemlerinin cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzere İPTALİNE, taşınmazların üçüncü kişilere devrini önlemek amacıyla taşınmaz kayıtlarına İHTİYADİ TEDBİR şerhi konulmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini müvekkil adına vekaleten talep ederim. tarih
Davacı VEKİLİ
Av
EKLER :
EK-1 Bono Fotokopileri
EK-2 Borçlu nezdindeki UYAPsorgu sonuçları çıktısı
EK-3 Haciz tutanağı fotokopisi
EK-4 Onaylı Vekâletname

Tasarrufun İptali Dava Dilekçesi -3-
ADANA ( ) NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
İhtiyati Tedbir Taleplidir.
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI:
MİKTARI :
DAVA:
KONUSU : Tasarrufun iptali
AÇIKLAMALAR :
- Borçlunun, müvekkilime olan borcunu ödememesi nedeni ile .. tarihinde .. alınan ihtiyati haciz kararına istinaden borçlu adına .. sayılı dosyasıyla esasa ilişkin icra takibine geçilmiş bulunulmaktadır..
- İhtiyati haciz kararının alındığı ve takibe geçildiği gün olan X tarihinde borçlu sahibi bulunduğu ..numarasında kayıtlı taşınmazı diğer davalıya satmış ve tapuda devir işlemlerini yapmıştır.
- Daha sonrasında ilgili davalıya yapılan ödeme emri tebligatları ile X tarihinde mernis adresinde yapılan haciz işlemleri, davalı tarafın dava konusu taşınmazda ikamet etmeye devam ettiği tespit edilmiş bulunmaktadır. Davalının devredilen taşınmazda ikamet ettiği ödeme emrinin yapıldığı tebligat parçası ve haciz tutanağıyla da sabittir.
- Davalı taraf ..tutarında .. tanzim ile .. vade tarihli senette haiz alacağımızı elde etmemizi engellemek kastyla üzerine kayıtlı taşınmazı .. tarihinde damadı olan …. Tarafa devretmiş bulunmaktadır.
- muvazaalı yapılan tasarruf işlemleri alacaklı olan müvekkilimizin Alacağını elde etmemesi adına yapılan işlemlerdir.
- Yapılan satış ve buna bağlı olarak yapılan devir işlemi borçlunun alacaklıya olan borcunu ödememek kastı ile yapılmış ve kötü niyetli bir işlemdir. Dolayısıyla bu işlemin iptali için bu davayı açma zarureti hâsıl olmuştur.
DELİLLER : Tapu kaydı, keşif, tanık listesi ve sair yasal delillerin tümü.
HUKUKİ SEBEPLER : İİK. md. 277-280 ve ilgili mevzuat.
TALEP SONUCU : Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle; öncelikle dava konusu taşınmazın yargılama sırasında üçüncü şahıslara devredilmemesi açısından, taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir konulmasına…. numarasında kayıtlı taşınmazın satışının iptaline, yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini, davacı vekili olarak saygılarımla arz ve talep ederim. (tarih)
Davacı Vekili
Avukat Saim İNCEKAŞ Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi
Tasarrufun İptali Dava Dilekçesi 4
ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
***İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR***
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
KONU: Tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesi istemimizden ibarettir.
DAVA DEĞERİ: 50.000,00 TL
AÇIKLAMALAR:
- Alacaklı müvekkil … tarihinde borçluları olan … olan alacağı için(50.000,00 TL Miktarlı 24/07/2017 Tanzim Tarihli, 30/04/2018 Vade Tarihli Senet ) Adana … İcra Dairesinde … Esas Numarası ile ‘Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu’ ile takip başlatmış ve takip kesinleşmiştir. Bu takip ile ilgili olarak … tarihinde borçlular … ortak ikameti olan … fiili hacze gidilmiş, fakat haczi kabil hiçbir menkul ve gayrimenkul malvarlığı bulunamamıştır. Bu haciz işlemi sonrasında tutulan tutanak geçici aciz vesikası hükmündedir. İlgili haciz tutanağı ekte sunulmuştur.
- Ek te sunulmuş olan resmi senetlerden, … tarihli TAKBİS Pasif Malvarlığı Sorgulama evrakında görüleceği üzere davalı, vadesini geçirdiği borcunu ödememek ve mallarını haczettirmemek için ilk olarak … tarihinde … mevkiinde bulunan … numaralı Dubleks Meskenini … isimli akrabasına devretmiştir. Haczedilme korkusuyla elinde hiçbir varlık bırakmak istemeyen davalı sonrasında ise … tarihinde de; … Mahallesinde bulunan … numaralı mesken nitelikli taşınmazını da … isimli şahsa devretmiştir.
- Görüleceği üzere tasarrufların her ikisi de alacaklı davacının elinde bulunan bononun tanzim tarihinden sonra gerçekleşmiştir. Borçlunun bu tasarrufları açıkça, kendisine karşı başlatılmış olan icra takibinin sonuçsuz kalmasını sağlamaya yöneliktir ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmektedir. Ekte paylaşacağımız Yargıtay kararında da bu durum açıkça belirtilmiştir.
- Haricen yaptığımız araştırmalar sonucunda, borçlu davalıların gayrimenkulleri devretmiş oldukları kişilerin isimlerine ulaşmış bulunmaktayız. Fakat bu kişilere ait TC kimlik numaralarına ve adres bilgilerine ulaşamadığımızdan dolayı, sayın mahkemenizden ilgili Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak ilgili kişilerin TC kimlik numaralarının ve tebligat çıkarmak için adres bilgilerinin celbinin talep edilmesini ve bu bilgiler edinildikten sonra dosyaya davalı olarak eklenmelerini arz ve talep ederim.
- Yukarıda belirtilen tüm nedenlerle … tarihlerinde yapılan satış işlemlerinin cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzere iptaline karar verilmesini mahkemenizden talep etme zorunluluğu doğmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; yukarıda bilgileri verilmiş olan gayrimenkullerin satışının alacaklıyı zarara uğratmak kastı ile olması nedeniyle icra dosyasındaki tüm alacak miktarı kadar IIK 277. Vd. maddelerine göre İPTALİNE kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından delil durumu nazara alınarak TEMİNATSIZ İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA karar verilmesini, vekalet ücreti ve dava masraflarının davalılardan tahsilini fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla saygı ile vekaleten arz ve talep ederim.
HUKUKİ SEBEPLER: 2004 S. K. m. 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 6100 S. K. m. 2
HUKUKİ DELİLLER: Yemin, tanık, bilirkişi ve her türlü sair delil.
EKLER:
1-) … Tarihli Haciz Tespit Tutanağı
2-) TAKBİS Pasif Malvarlığı Sorgusu
3-) Bir adet onaylı vekaletname örneği
4-)T.C YARGITAY 17. Hukuk Dairesi Esas: 2017 / 152 Karar: 2017 / 9184 Karar Tarihi: 17.10.2017
DAVACI VEKİLİ
Tasarrufun İptali Dava Dilekçesi 5
ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE
İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbir Taleplidir.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
H. ESAS DEĞER : 97.000,00 TL
KONU : Dava konusu taşınmazın tapu kaydında, davalılarca kötü niyetle ve muvazaaya dayalı olarak yapılan tasarrufun iptali ile taşınmazın tapu kaydına İİK gereğince, ihtiyati haciz ve HMK gereğince ihtiyati tedbir konulması talebidir.
AÇIKLAMALAR :
1-) Alacaklı Ahmet tarafından, borçlular ………. ve bu şahsın şirketi olan ………….. Dış Tic. AŞ.’den olan alacağın tahsili amacıyla, borçlular aleyhine Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün …….. Es. sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz yoluyla icra takibi başlatılmış ve gerekli haciz işlemleri yapıldıktan sonra esas takibe geçilmiş ve bu icra takibi kesinleştirilmiştir.
2-) Dosya borcunun tahsili amacıyla öncelikle borçlular adına malvarlığı sorgulaması yapılmış ve tespit edilen …………. Dış Tic. AŞ. adına kayıtlı Adana’da bir ahşap ev ve ……..’a adına kayıtlı BMW marka otomobile haciz şerhi işlenmiş olup dosyada haciz işlemleri devam etmektedir. Bahsi geçen dosyamızdan haciz konulan bu gayrimenkulün değeri, haricen yapılan araştırmalara göre 60-70.000 TL civarında olup, otomobilin değeri de 25-30.000 TL civarındadır. İcra dosyasında kesinleşen borç ise; faiz, masraflar ve vekâlet ücreti hariç 900.000 TL’dir. Borçluların, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla bir takım muvazaalı tasarruflar yaptığı da tespit edilmiştir. Bu sebeple mahcuz malların satışıyla dosya borcunun tahsil edilemeyeceği aşikâr olduğundan huzurdaki davayı açma zaruretimiz hâsıl olmuştur.
3-) Müvekkil ile davalı arasında altın alışverişi olmuş ve buna ilişkin … tarihinde protokol imzalanmıştır. (Ek-1 Protokol Fotokopisi) Bu alışveriş … tarihinde yapılmış ve borç o tarihte doğmuştur. Bu alışverişe ilişkin de takibe konu çek vadeli olacak şekilde düzenlenmiştir. … keşide tarihli çek, süresinde ibraz edilmiş ancak karşılıksız çıkmıştır. Bunun üzerine de ihtiyati haciz talepli icra takibi başlatılmıştır.
4-) Adana İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinde borçluya ait işyerine hacze gidilmiş, aracına ve tespit edilen gayrimenkule haciz şerhi işlenmiş, ayrıca 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnameleri gönderilmiştir. Borçlunun işyeri adresinde yapılan hacizde, geçici aciz vesikası mahiyetinde borçluya ait haczedilecek başkaca mala rastlanmadığına dair tutanak da ektedir. (Ek-2 Takibe ilişkin ödeme emri UYAP çıktısı, Ek-3 Haciz tutanağı fotokopisi)
5-) Ancak ne var ki, davalıya ait işyerinden toplamda değeri 50.000 TL bile etmeyen mal haczedilmiş ve haczi kabil başkaca mal bulunamamıştır. Borçluya ait araçta da öncelikli vergi dairesi haczi vardır. Gönderilen haciz ihbarnameleriyle de tahsilât yapılamamıştır. Davalı şirketin mali durumu gittikçe kötüye gitmekte ve borçlu Hüseyin borcunu ödememek için elinden geleni yapmaktadır.
6-) Söz konusu borç doğmadan önce adına kayıtlı dört tane gayrimenkul varken, şu anda pek mali değeri olmayan tek gayrimenkul olan Eskişehir’deki gayrimenkul kalmıştır. Bu borca ilişkin müvekkile verilen çekin ödeme günü yaklaşırken, davalı borçlu muvazaalı tasarruflarla gayrimenkulleri devretmiştir. Tespit edebildiğimiz en son muvazaalı tasarrufu, davaya konu gayrimenkuldür. Bu gayrimenkulü şirket sahibi ………., annesi …………’a muvazaalı olarak 19.04.2016 tarihinde devretmiştir. Bu devir, çekin ödeme gününden 25 gün önce yapılmıştır. Borçlu …………. borcunu ödemek yerine, adına kayıtlı malları kaçırma yoluna seçmiştir.
Davalı şirket sahibi ……….., müvekkile vermiş olduğu çekin varlığı sebebiyle, işbu dava konusu çekin keşide tarihinden 25 gün önce üzerine kayıtlı gayrimenkulü tapu müdürlüğü nezdinde devretmiştir. Davalının yukarıda izah edilen mali durumu ile taraflar arasındaki durum dikkate alındığında, muvazaalı olarak mal kaçırma maksadıyla gayrimenkulleri devrettiği izahtan vareste olduğundan bu muvazaalı devir sebebiyle huzurdaki dava ikame edilmiştir.
7-) Her ne kadar davalı şirkete ait birden fazla gayrimenkul muvazaalı olarak devredildiği tarafımızca bilinse de bilgilerine ulaşılamamıştır. Ancak davalı … adına kayıtlı olan;
Adana’daki taşınmazın … tarihinde … tarafından annesi Gülsüm’e satış gibi gösterilmek suretiyle 97.000 TL bedel gösterilerek devredildiği tespit edilmiştir.
😎 İİK md. 280’e göre; ‘’ Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır. (Değişik: 9/11/1988 – 3494/55 md.) Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre ispat edebilir. ‘’ şeklindedir.
9-) Davalının, davaya konu gayrimenkulü annesine devretmesi sebebiyle de yukarıda yazılı kanunun emredici hükmü gereğince, muvazaalı işlemi bildiği farz olunacak kişilerden olması sebebiyle işbu satış işlemlerinin yasal olarak ispatlanması gerekeceği de izahtan varestedir. Müvekkilin mağduriyetinin giderilmesi zımnında, davalı 3. Kişi adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydı üzerine, İİK md. 281 gereğince ihtiyati haciz ve HMK 389. Md. vd gereğince ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.
Zira hem ihtiyati haciz, hem de ihtiyati tedbir talebinde bulunmaktaki maksadımız; sadece ihtiyati tedbir kararı verilmesinin, taşınmazın 3. Şahıslara devrini engelleyecek olması ve davanın devamı esnasında, taşınmaz üzerine gelebilecek hacizlerde veya borçlular tarafından yapılabilecek danışıklı haciz işlemlerinde ihtiyati tedbir haciz sırasına giremeyeceğinden, alacağın tahsilinin tehlikeye girmesine dayalı olup, bu sebeple ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmekteyiz.
10-) Sayın mahkemece verilecek tedbirler ve yapılacak yargılama sürecinde de kambiyo senedine (çek) dayalı takibe devam edilerek hacizli gayrimenkulün kıymet takdiri yapılarak dosyaya sunulacaktır. Ayrıca diğer haciz işlemlerine de devam edilerek aciz vesikası dosyaya sunulacaktır.
HUKUKİ NEDENLER : İİK 277 ve devamı, İİK 280 ve HMK 389 ve devamı maddeler, ilgili sair mevzuat.
DELİLLER :
-Davalı-borçlu ……….’a ait tapu kayıtları,
-Borçlu ……….’a ait Nüfus Kayıt Örneği,
Adana İcra Müdürlüğü’nün ………… Es. Sayılı dosyası,
-Tanık, yemin ve Bilirkişi İncelemesi, talebimizle ilgili sair delil,
-Keşif ve kanunen ikamesi mümkün her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan sebeplerle ve Sayın Mahkemenizce re’sen tespit edilecek sebeplerle;
Davalıların muvazaalı işlemle, kötü niyetli olarak birlikte hareket etmeleri ve müvekkilin içinde bulunduğu hukuki durum dikkate alınarak, öncelikle teminatsız olarak, aksi halde takdir edilecek teminat mukabilinde davalılar adına kayıtlı olan; Adana’daki taşınmazın tapu kayıtlarına, İİK md. 281 gereğince İHTİYATİ HACİZ ve HMK md. 389 gereğince İHTİYATİ TEDBİR konulmasına karar verilmesini,
Davalılar arasında yapılan TASARRUFUN İPTALİNE, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Davacı Vekili
Ekleri :
Ek-1 / Taraflar arasında yapılan protokolün sureti.
Ek-2 / Ödeme emri uyap çıktısı.
Ek-3 / Davalı şirket adresinde yapılan haciz tutanağı fotokopisi.
Ek-4 / Vekâletname sureti.