İngiliz Hukukunda Avukatlığın Gelişimi ve Tarihçesi
Eski Yunan ve Roma uygarlığı içinde çağın koşullarına göre ortaya çıkan, temelinde itham sistemi yatan hukuk, Cermen Hukukunda örneklediğimiz gibi ortaçağda dinin etkisiyle tahkik sistemine dönüşmüş ve engizisyon dönemi başlamıştır.
Bu
dönemde yargıç kürsüde tarafsız olarak oturan, tarafların sav ve savunmalarına
bağlı kalan, gerçek adaleti sağlamak için bir hakem görevi yapan yargıç
olmaktan çıkmış, bağnaz ve tutucu düşüncenin dar
kalıpları içinde hem suçlayan ve hem de yargılayan kişi konumuna geçmiştir.
Böyle bir ortamda savunma diye bir meslek olamayacağı kuşkusuzdur.
Kıta Avrupa’sında yaşanan bu mesleki gerileme, İngiltere’de görülmemiştir. İngiltere’de Eski Yunan ve Roma’nın suçlama (itham) sistemi korunmuş ve Magna Carta ile beraber günümüzde de etkin olan hukuk görüşleri uygulanmaya başlanmış, kendini sürekli yenileyerek üstün hukuk ilkeleri yaratılmıştır29. Magna Carta ile ortak hukuk (Commonlaw) kavramının yerleşmesinin yanı sıra mahkemelerin belirli yerlerde ve devamlı faaliyet göstermesi de kabul edilmiştir.
İngiltere’de avukatlık, on birinci yüzyıldan sonra başlamıştır. Hiçbir ehliyet koşulu aranmadan çalışan ve dava vekili olarak adlandırılan kişiler, taraflara hukuki yardım yapmakta idiler. Herkes işi ve davası için dilediği kişiyi seçebiliyordu. Yüzyıllık bir gelişme süreci içinde dava vekilleri mesleki gelişmelerini tamamladılar ve 1340 yılına doğru İngiltere’de avukatlık, meslek haline gelmeye başladı.
Bu tarihlerde dava vekillerinden bir bölümü davanın hazırlığını yapıyor ve mahkeme önüne getirilmesini sağlıyordu. Bunlara “Attorney” adı veriliyordu. Bu grubun yanında “Barrister” olarak adlandırılan ikinci grup dava vekilleri ise, duruşmalara katılıyor ve davanın mahkemedeki yargılama aşamasında görev yapıyorlardı.
Ayrıca Bamster’lann içinde daha kıdemli ve eski olanlara “Serjeant” unvanı veriliyor ve bunlar Ortak Hukuk Mahkemelerinde yüksek dereceli bir sınıfı oluşturuyorlardı.
Böylelikle o tarihlerde bir tarafta Seıjeant ve Banister adı verilen kişiler diğer tarafta Attorney denilen kişilerden oluşan iki ayn statüde meslek mensuplan bulunuyordu. XV. yüzyılda, Solicitor denilen ve Attorney’leri andıran görevliler ortaya çıktı. XVIII. yüzyılda Seıjeant ve Attorney isimli görev, unvan ve ayrımlar kaldınldı ve bugün de uygulanan Barrister ve Solicitor biçimindeki ikili aynm ortaya çıktı.
Barrister’lar daha aynntılı bir eğitim alan “uzman avukat” sıfatıyla dava taraflanna hukuksal görüş, kanaat ve değerlendirmelerini aktarmak ve davayı mahkemede yürütmek şeklinde görev yaparlar.
Solicitor’lar ise bağımsız bir avukattır. Yalnız başına ya da diğer Solicitor’larla birlikte vekil edenlerine hukuki ya da ticari konularda danışmanlık yaparlar. Müvekkilleri için taşınmazlarla ilgili işlemleri yapar, sözleşmeler, vasiyetnameler hazırlar, tereke yönetimini üstlenir, onlara vergi, rekabet, sigorta ve ortaklıklarla ilgili konularda danışmanlık yaparlar.
Bu görevlerinin yanı sıra dava tarafları ile doğrudan bağlantı kurarak her konuda hukuksal yardım yapan, görüş ve kanaat bildiren, davaların yasal hazırlıklarını yapan ve açılacak bir davada Barrister’la bağlantıyı kuran, çoğunlukla ortak bürolarda şirketleşerek çalışan, mahkemeler tarafından denetlenen “genel hukuk danışmanı ” olarak nitelenecek tarzda çalışan hukukçular olarak faaliyet göstermektedirler.