Velayet davası boşanan ve müşterek çocukları bulunan eşlerin en sık başvurduğu dava türüdür. Velayet davalarında Aile Mahkemesi hakimini geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır. Bu nedenle yargılama bir diğer adıyla tahkikat sürecinde etkin bir savunma önemlidir.
Açılan bir velayet davasına cevap ve itirazın nasıl yapılabileceği, velayet davasına cevap dilekçesi örnekleri bu makalemizde Avukat Saim İncekaş tarafından sizlerle paylaşıldı.
Velayet Davasına Cevap Dilekçesi
ADANA AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
DOSYA NO :
ADLİ YARDIM TALEPLİDİR.
BEYANDA BULUNAN
(DAVALI ) :
VEKİLİ : Adana İncekaş Hukuk Bürosu – Av. Saim İncekaş
DAVACI :
VEKİLİ :
T.KONUSU : DAVAYA İLİŞKİN BEYANLARIMIZIN SUNULMASIDIR .
AÇIKLAMALAR :
1-) Taraflar , …. sayılı ilamı ile davacının ağır kusurlu olması gerekçesi ile boşanmışlardır . Boşanma ilamında , müşterek çocuklar …. ve …. velayetleri müvekkil – anneye bırakılmış olup ; çocukların davacı baba ile her ayın 1. Ve 3. Cumartesi günleri , resmi tatil ve her yıl temmuz ayında şahsi münasebetine ilişkin hüküm tesis edilmiştir . ( EK 1 )
2-) Davacı , müşterek çocuklar lehine hükmolunan iştirak nafakasını ve müvekkil lehine hükmolunan yoksulluk nafakasını ödemeyince , …… sayılı icra dosyası ile davacı aleyhine takip başlatmış ; davacı mahkeme ilamı ve takibe rağmen herhangi bir ödemede bulunmamıştır.
3-)Boşanma sonrasında müşterek çocuklarla ilgilenmeyen ,nafakayı ödemeyen , bakımı ve ihtiyaçları için maddi – manevi hiçbir katkıda bulunmayan davacı ; müvekkilin mayıs 2014 de evlenmesinin akabinde haksız ve mesnetsiz olan söz konusu davayı ikame etmiştir .
4-) İşbu davanın açılmasında davacı kötüniyetli olup ; haksız ve hukuka aykırı ikame olunan davanın , reddi gerekmektedir. Şöyle ki ;
- Dava dilekçesinde belirtilenin aksine , müşterek çocuklar müvekkil ve müvekkilin şimdiki eşi ile birlikte aynı konutta toplam 4 kişi yaşamaktadır . (EK 2 ) Müvekkilin şimdiki eşinin önceki evliliğinden olan 7 yaşındaki oğlu ise , müvekkilin eşinin annesi ve babası ile birlikte ayrı bir konutta yaşamaktadır. Müşterek çocuk …. açısından ruhsal ve ahlaki açıdan olumsuzluk yaratacak hiçbir durum yoktur . Davacının bu konudaki beyanları gerçeği yansıtmamaktadır .
- Çocukların ev ortamları ve yaşam koşulları rahat olup , kendilerine ait odaları bulunmakta , müvekkil ve eşi çocukların eğitim ve gelişimlerine ilişkin her türlü ilgi ve alakayı göstermektedirler . Müşterek çocuk …. dava dilekçesinde belirtilenin aksine , ekte sunulan belge görüleceği üzere 1. Sınıfa gitmekte olup , geçen yıl da müvekkilce anaokuluna gönderilmiştir. ( Ek 3 )
- Müvekkilin, davacı babaya karşı psikolojik soğutma ve kötüleme iddiaları yersizdir. Davacı baba çocuklara ilgisiz kalmış, kendi davranışları ile çocukları soğutmuştur . Müşterek çocuklarla şahsi ilişkisi bitmesine rağmen müvekkile teslim etmemiş , müvekkil polis zoruyla çocukları almak durumunda kalmıştır. Bu nedenle çocuklar babalarına gitmekten korkmakta , oraya gitmek istememektedirler. ( Ek 4 )
5-) Davacı , serbest olarak çalışmakta olup, düzenli geliri yoktur. Çocuklar davacıya gittiğinde de çocuklarla babaanneleri ilgilenmekte , davacı çocuklara yeterli ilgiyi göstermemektedir. Çocukların velayetinin davacıya verilmesi ihtimalinde , müşterek çocukların hem maddi hem manevi ihtiyaçlarını karşılanmayacağı açıktır .
6-)Müvekkilin eşi sigortalı olarak çalışmakta olup , müvekkilin ve çocukların bakımını üstlenmiştir. Çocukları kendi çocukları gibi benimsemiş , bir babadan beklenen bütün ilgi ve alakayı göstermektedir . Müşterek çocuklar müvekkil yanında huzurlu bir aile ortamında yetişmektedirler. Ayrıca çocuklar yaşları gereği de , annelerinin şefkat ve ilgisine muhtaçtırlar .
Tüm bu hususlar göstermektedir ki , çocukların velayetinin müvekkilde kalmaya devam etmesi çocukların menfaatine olup ; davacı tarafından haksız ve hakkaniyete aykırı olarak ikame olunan davanın reddi gerekmektedir .
HUKUKİ NEDENLER : HMK , TMK , İlgili yasal mevzuat
HUKUKİ DELİLLER :
1-) … Sayılı boşanma ilamı
2-)Nüfus Kayıt Örneği
3-)Müşterek çocuk … nın Öğrenim Belgesi
4-)01/08/2014 tarihli teslim-tesellüm tutanağı
5-) … görevlendirme yazısı
6-)Tanık beyanı
İsim : ….
Tanık, davacının müşterek çocuklarla ilgilenmediğini, tüm ihtiyaçlarının müvekkilce karşılandığını, çocukların huzurlu ve mutlu bir ortamda yetiştirildiği yönünde beyanda bulunacaktır .
7-)Yasal ve takdiri her türlü delil
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan ve re’sen belirlenecek hususular karşısında öncelikle, Adli yardım talebimizin kabulüne, Haksız ve hukuka aykırı ikame olunan davanın reddine, Yargılama gideri ve ücret–i vekaletin davacıya bırakılmasına karar verilmesini bilvekale saygıyla arz ve talep ederiz . ../../2014
EKLER
1-) ….. Sayılı boşanma ilamı
2-)Nüfus Kayıt Örneği
3-)Müşterek çocuk Öğrenim Belgesi
4-)../…/2014 tarihli teslim-tesellüm tutanağı
5-)…. görevlendirme yazısı
BEYANDA BULUNAN ( DAVALI ) VEKİLİ
Velayet Davasına Cevap Dilekçesi -2-
ADANA 1. AİLE MAHKEMESİNE
DOSYA NO :2016/…. E.
DAVAYA CEVAP VEREN :
DAVALI :
DAVACI :
KONUSU :Cevap Dilekçesi
AÇIKLAMALAR :
1- Davacı ile Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2013/… E, 2014/ …K sayılı kararı ile boşandık, boşanma davasında yapılan protokol ile davacı müşterek çocuklarımızın velayetinin tarafıma verilmesini ve her çocuk için 500,00 TL nafaka vermeyi kabul etmiştir.
2- Açmış olduğu dava ile şu an işsiz olduğu için ödemeyi kabul ettiği nafakayı ödeyemeyeceğini, müşterek çocukların okula kaydının yapılmadığını, bu nedenle nafakanın kaldırılmasına veya düşürülmesine veya çocukların velayetinin kendisine verilmesini talep etmektedir.
3- Davacının şu an işsiz olduğunu ileri sürmesi nafakanın kaldırılmasının veya azaltılmasının veya velayetin kendisine tevdiinin haklı bir gerekçesi olamaz. Kaldı ki davacının halen takdir edilen nafakayı ödeme gücü vardır.Yeniden çalışmasını engelleyecek bir durumu da mevcut değildir.Davacının çalışmıyor olması, nafaka ödememesi için tek başına yeterli kabul edilmemekte, velayet kendisine verilmeyen eşin, çalışmaması için sağlık nedenleri gibi çalışmasına engel somut delilleri sunup, ortada çalışmama değil, çalışamama olgusunun bulunduğunu ispat etmesi gerekmektedir.
Davamızda da böyle bir durum asla sözkonusu değildir.
4- Çocukların okula kaydının yapılamamasının sorumlusu davacıdır. Zira kayıt döneminde müşterek çocukları ‘ben kaydınızı yaptıracağım’ diyerek kendi yanına almış ve kayıt süresinin geçirilmesine neden olmuştur. Bu konuda çocukların beyanlarının alınmasını talep ediyoruz.
5- Müşterek çocuklar kız çocuklarıdır. Davacı tır şoförüdür.Davacının genelde geceleri ve yurt dışına gidiş geliş yaparak çalışması nedeniyle iş ve genel yaşam şekli nazara alındığında velayetin davacıya verilmesi çocuklar açısından büyük sorunlara neden olacaktır. Ayrıca davacı şu an anne ve babasına ait evde kalmaktadır.Evde anne,baba, evli erkek kardeşi eşi ve çocukları bir de bekar kızkardeşi olmak üzere toplam 8 kişi birlikte kalmaktadırlar.
6- Ayrıca çocukların kimin velayeti altında kalmak istedikleri hususunun nazara alınarak çocukların bu konudaki istekleri ile ilgili beyanlarının alınmasını talep ediyorum.
DELİLLER VE AÇIKLAMASI :
1-Adana 2. Aile Mahkemesinin 2013/… E, 2014/… K sayılı dosyası
2-Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespiti için yapılacak araştırma
3-Tanık beyanları
4-Velayet altında bulunan Çocukların beyanları
HUKUKİ NEDENLER :TMK un ve ilgili mevzuat
TALEP VE SONUÇ :Yukarıda açıklanan ve resen nazara alınacak hususlarla haksız ve hukuka aykırı davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.07/12/2016
Davalı
Velayet Davasına Cevap Dilekçesi -3-
ADANA ( ) AİLE MAHKEMESİ’ NE
DOSYA NO :
CEVAP VEREN
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
KONU : Karşı tarafın velayetin değiştirilmesi istemine karşı beyanlarımızı içeren dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR
Yukarıda esas numarası belirtilen dosyada müvekkilime karşı açılmış olan davayı kabul etmiyoruz. Açılan dava haksız ve mesnetsizdir. Karşı tarafın 05/12/2015 tarihli dilekçesinde belirtilen hususlar gerçek dışıdır ve kabul edilemez.
Davacı, çocuğu görebilmesine rağmen sadece müvekkilimden intikam alabilmek ve müvekkilimi uğraştırmak istediği için iş bu davayı açmıştır. Karşı tarafın dilekçesinde beyan ettiği hususların aksine davacı, müşterek çocuğu istediği her zaman görebilmekte; hatta oğlunun okuluna gidip okulda da ziyaret edebilmekte ve ona harçlık vermektedir. Davacı dilekçesinde sokakta çocuğunu görse dahi müvekkilimin konuşmalarına müsaade etmediği gibi doğru olmayan ifadeler kullanmıştır. Bu hususlar tamamen gerçek dışıdır; çünkü davacı çocuğuyla görüşme konusunda hiçbir sıkıntı yaşamamaktadır.
Müşterek çocuğun hem anneden hem babadan alacağı sevgiye ihtiyacı vardır. Çocuğun davacıyla görüşüp baba ilgisini alabilmesi için müvekkilim elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Ama yaşı itibariyle çocuğun annesine yani müvekkilime daha çok ihtiyacı vardır; bu kadar küçük yaştaki çocuğun ihtiyaçlarını, düzenini, ilgisini, ona iyi gelecek şeyleri en iyi şekilde müvekkilim anlayıp karşılayabilir.
Müvekkilim çocuğunu davacı ile kalması için gönderdiği günlerde çocukta bir değişim olduğunu fark etmiş; çocuk sürekli olarak müvekkilimin yanında yatmak istemiş ve tek başına tuvalete dahi gidememiştir. Bu durumun sebebini müvekkilim sonradan çocuğuyla konuşarak öğrenmiştir. Müvekkilim çocuğu davacı ile kalması için gönderdiği günlerde, davacı ve ailesi çocuğa korku filmi izlettirmektedir ve davacının bu düşüncesiz hareketi çocuğu kötü yönde etkilemektedir. Bu kadar küçük yaştaki bir çocuğa, tam gelişim çağlarındayken psikolojisini derinden etkileyebilecek olan korku filmlerini izletmek çocuğun gelişiminde önemli problemlerin doğmasına sebep olabilir. Bu durum çocuğun gelişimi açısından önemli bir yer tutsa da İcra Dairesi’ nce gelen sosyal uzmanlara bu husus belirtildiğinde bu uzmanlar yapabilecekleri bir şey olmadıklarını söylemişlerdir. Müşterek çocuk … babası tarafından alındıktan sonra geri getirilirken her seferinde üzerinde tabanca ya da tüfek benzeri silah tabir edilen oyuncaklarla gelmektedir. Müvekkilim ve ailesi tarafından çocuğun yaşı itibariyle bu tip oyuncaklarla oynamasının psikolojik gelişimine olumsuz etkisi defalarca söylendiği, bu çeşit oyuncakların alınmaması yönünde defalarca ikazda bulunulduğu halde davacı ve ailesi silah tabir edilen oyuncaklar almaktaki tutumlarına devam etmektedirler. Yine davacı ve ailesi …’ ı sokakta okulda veyahutta parkta gördüklerinde kendisine para vermektedirler. Müvekkilim bunun da yanlış bir davranış olduğunu yaşı itibariyle …’ ın sınırsız para harcamasının karakterine olumsuz etkileyeceğini belirttiği halde davacı ve ailesi bu tutumlarından da vazgeçmemektedirler. Davacı ve ailesi çocuk bakmanın o çocuğun her istediğini almak olarak algılamakta, bu davranışın çocuğu şımarık bir karaktere bürüyebilecek bir davranış olduğunu anlamamaktadırlar. Müvekkilim ve ailesi ile davacı ve ailesinin …’ ın yetiştirilmesi konusunda anlattığımız yönde çok ciddi anlaşamamazlıkları vardır.
Müvekkilimin davacıdan intikam alması için hiçbir sebep bulunmamaktadır. Aksine davacı boşanmanın verdiği hırs ile müvekkilimi uğraştırmak için müvekkilimle görüştüğü her seferde müvekkilime ağır hakaretler etmiştir. Bu husus davacı ile birebir iyiniyetli görüşmenin veya tutumun davacı nezdinde hiçbir anlam ifade etmediğini müvekkilime göstermiştir. Bu nedenle davacıya güvenmediği için müvekkilim çocuğun icrai yolla alınmasını istemektedir.
Müvekkilim oğluna güzel bir gelecek hazırlayabilmek ve onu daha iyi şartlarda yaşatabilmek için … adında bir yerde çalışmaktadır. İşyerinde çalışmakta iken aynı evi paylaştığı anne ve babası, oğlu ile ilgilenmektedir. Müvekkilim evin geçimini sağlamak ve oğluna bakabilmek için çalışmaktadır. Davacının söylediklerini kabul etmiyoruz çocuğun evde tek başına kalması gibi bir durum söz konusu dahi olamaz; çünkü müvekkilim evinde tek başına yaşayan bir insan değildir. Güvenebileceği ve oğlunu emanet edebileceği anne ve babası vardır. Müvekkilim çocuğuyla her gün birebir ilgilenmekte onun babasının eksikliğini hissetmemesi için ayrı bir özen göstermektedir. Müvekkilim çocuğuna çok düşkündür onun mutluluğunu sağlayabilmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.
Müvekkilim her daim çocuğuyla ilgilenmektedir. Oysa davacı çocuğunu aldıktan sonra kendi annesiyle babasının yanına bırakmakta, evlendiği halde eşinin bulunduğu eve götürmemektedir. Bu bile davacının …’ ı sadece müvekkilime eziyet etmek amacıyla aldığının bariz delilidir.
Velayet çocukların güvenliğine ilişkin bir husustur, velayetin düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün menfaati ve güvenliğidir. Çocuğun; bedeni, fikri, ahlaki, ruhi ve sosyal yönden gelişmesini olumsuz etkilemeyecek imkan ve kolaylıkların temin edilmesi velayete esas alınan unsurlardır.
Yargıtay bir kararında; “olgunluk çağında olup dinlenen müşterek çocuğun anne yanında kalmak arzusu dikkate alınarak velayetin anneye verilmesi gerekirken velayetin yazılı şekilde babaya verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir” görüşüne başvurulması gerekli olduğundan ve mahkemenizin … Esas sayılı dosyasında da sosyal uzman raporuna bakıldığında çocuğun menfaati açısından ve yaşı itibariyle annede kalmasının daha doğru olduğu yönünde rapor verildiği görülecektir.
Davamızın konusu olan müşterek çocuk …’ ın celse arasında duruşmadan önce sosyal uzman tarafından ivedi olarak dinlenmesini talep ediyoruz. Ayrıca …’ ın anne ve babasının olmadığı sırada mahkeme hakimi tarafından birebir mahkeme hakiminin odasında ya da duruşma salonunda sosyal uzmanın da bulunduğu bir sırada dinlenmesini talep ediyoruz.
HUKUKİ DELİLLERİMİZ : Tanık Beyanları, Sosyal uzman(pedagog) raporu, sosyal ekonomik durum araştırması, nüfus kayıtları, davacının cumhuriyet savcılığında kendisinin yaptığı şikayetler ve şüpheli sıfatıyla kendisine karşı yapılan şikayetler, tanık beyanları(isim ve adresleri sonradan bildirilecektir), Yemin, Diğer Tüm Deliller
TALEP SONUCU : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz üzere; tarafımıza karşı haksız olarak açılmış olan davanın reddi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekil edenim adına saygılarımla arz ve talep ederim.
Davalı Vekili
Av.
EKİ: Vekaletname
Velayet Davasına Cevap Dilekçesi(Olumlu Netice)
ADANA AİLE MAHKEMESİNE
DOSYA NO :
CEVAP VEREN DAVALI :
DAVACI :
VEKİLİ :
KONU : Cevaplarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR
[ihc-hide-content ihc_mb_type=”show” ihc_mb_who=”2,4″ ihc_mb_template=”1″ ]
Davacı yukarıda esas numarasını belirttiğimiz dosya kapsamında tarafıma karşı velayet davası açmıştır.
Öncelikle velayet davalarında yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemeleridir. Dava konusu velayeti talep edilen müşterek çocuğun ikametgahı ve davalı şahsımın ikametgahı …… bulunduğundan dolayı yetkili mahkeme ……. mahkemeleridir. Sonuç olarak …….. mahkemelerinin işbu dava konusunda yetkisizdir ve yetkili mahkeme … mahkemeleridir. Bu konuda açıkça yetki itirazında bulunuyorum.
Davacı taraf dava dilekçesinde müşterek çocuğa tarafımca gereği gibi bakılamadığı ve velayet görevimi ifada ağır ihmalimin bulunduğunu iddia etmiştir. Yine davacı tarafımın da müşterek çocuğa iyi bakamadığımı kabul ettiğimi ve velayeti almasını davacıdan rica ettiğimi iddia etmektedir. Söz konusu iddialar tamamıyla gerçek dışıdır. Benim müşterek çocuğun velayetini davacının almasını rica etmek bir yana böyle bir teklifi kabul etmem dahi söz konusu değildir. Benim müşterek çocuğun sağlığı, eğitimi ve maddi manevi tüm ihtiyaçlarını velayetinin bende bulunduğu süre içerisinde eksiksiz olarak sağlamış olmam bundan sonra da müşterek çocuğun fiziki ve ruhsal gelişimi için elimden geleni fazlasıyla yapacağımın bir göstergesidir.
Müşterek çocuğumuz …’nın velayetinin davacı babaya verilmesi hususunda … günü yazılı olarak mutabakata varmamız söz konusu değildir. Müşterek çocuk 2014 yılı yaz tatilinde davacının yanında kalmıştır. Tatil dönüşünde ise o güne kadar hiç sorun yaşamamış olmamıza rağmen tarafıma karşı sert ve isyankar bir tutum sergilemeye başlamıştır. Bu tutumun davacının yanından gelmesinden sonra başlaması açıkça göstermektedir ki bu davranışların sebebi oğlumun davacının etkisi altında kalmasıdır. Alerjisi sebebiyle 5 yıldır tedavi görmekte olan oğlum davacının yanından geldikten sonra tedavisini bırakmıştır. Yine tatil dönüşü okulunu aksatmaya başlamıştır. Söz konusu durumu çözebilmek için Yrd. Doç. Dr. …… …… isimli pedagog ile görüşmemeden sonra oğlumun okuluna devam edebilmesi için geçici olarak babasının yanına gitmesine izin vermiş bulunmaktayım. Bu izin müşterek çocuğumuzun gelişiminin zarar görmemesi için geçici bir süre için verilmiştir. Velayetin davacıya verilmesini istemem ise söz konusu dahi değildir.
Tüm bunların yanında dava dilekçesinde her ne kadar davacı tarafın çocuğuna çok düşkün olduğu ve fiziken ve ruhen gelişimini sağlıklı olabilmesi için varını yoğunu harcamaya hazır olduğu belirtilmişse de davacı boşanma sürecinin ardından iki yıl boyunca çocuğuyla hiç ilgilenmemiş hiç görüşmemiştir. İki yılın sonunda yaz tatillerinde görüşmeye başlamıştır. Çocuğun ihtiyaçları için tayin edilen iştirak nafakasına ise itiraz etmiştir. Buna rağmen çocuğu için varını yoğunu harcamaya hazır olduğunu ifade etmesi gerçekleri kesinlikle yansıtmamaktadır. Velayetin bende olduğu 5 yıl boyunca 175 TL nafaka ödemiş bu yıl oğlumuzun ihtiyaçlarının artması sebebiyle nafaka artırım davası açmam karşılığında bana ve aileme karşı tehditlerde bulunmuştur. Varını yoğunu oğlu için harcamaya hazır olduğunu iddia etmesine karşılık onun için ödeyeceği miktarın artması ihtimaline bile tahammül edememiştir. Açmış olduğu velayetin değiştirilmesi davası da benim açmış olduğum nafakanın artırılması davasına karşı tamamen kötü niyetle açılmış bir davadır. Davacı kendisine karşı açtığım davanın ilk duruşmasına geldiği gün oğlumu götürmüştür. Bu husus da göstermektedir ki davacının tek amacı kendisine açılan davada nafakanın artırılmasına engel olmaktır. Davacı kötü niyetle açmış olduğu bu davaya oğlumuzun duygusal gelişimini hiçe sayarak onu da dahil etmiş ve bana karşı kötü yönde etkilemiştir. Şu an çocuğumla görüşememekteyim.
Tüm bu hususların yanında müşterek çocuk 5 yıldır benimle birlikte yaşamaktadır ve oğlumla birlikte düzenli bir yaşam idame etmiş bulunmaktayız. Hal böyleyken çocuğumun alışmış olduğu bu çevreden koparılması ve yeni bir hayata ayak uydurması yaşı gereğince psikolojisini kötü yönde etkileyebilecektir. Ergenlik çağına yeni giren çocukların aileleri ile sorun yaşaması, ailesinden uzaklaşıp arkadaş çevresiyle daha yakın ilişki kurmasına sebep olmaktadır. Kötü arkadaşlıklar kurması ise geleceği açısından çok ciddi zararlara sebep olabilecektir. Hal böyleyken müşterek çocuğun ergenlik çağına girdiği bu tehlikeli zamanlarda büyük yenilikler yaşaması, çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi açısından yarar sağlaması bir tarafa zarara sebebiyet verecektir. Mahkemenizce verilecek kararda bu hususun göz önünde bulundurulmasını talep ediyorum.
DELİLLER : Nüfus aile kayıt tablosu, Sed araştırması, tanık beyanları vs delil.
SONUÇ-İSTEM : Yukarıda açıklanan ve yargılama aşamasında müşahhas olgular olarak tespit edilecek nedenlerden dolayı davanın REDDİNE, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekâletin davacı taraf üzerine bırakılmasına, karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 24.11.2014
Davalı
[/ihc-hide-content]
Velayet Davasına Cevap Dilekçesi(Olumlu Netice)
ADANA ( ) AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
DOSYA NO :
CEVAP VEREN DAVALI :
DAVACI :
KONU :Davaya cevaplarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR
Davacı yukarıda esas numarasını belirttiğimiz dosya kapsamında tarafıma karşı velayet ve yoksulluk nafakasının kaldırılması davası açmıştır.
[ihc-hide-content ihc_mb_type=”show” ihc_mb_who=”2,4″ ihc_mb_template=”1″ ]
1-Öncelikle velayet davalarında yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemeleridir. Dava konusu velayeti talep edilen müşterek çocuğun ikametgahı ve davalı şahsımın ikametgahı Kocasinan/KAYSERİ’de bulunduğundan dolayı yetkili mahkeme Kayseri mahkemeleridir. Sonuç olarak Gaziantep mahkemelerinin işbu dava konusunda yetkisizdir ve yetkili mahkeme Kocasinan mahkemeleridir. Bu konuda açıkça yetki itirazında bulunuyorum.
2-Davacı taraf ile Gaziantep 2.Aile mahkemesi esas sayılı dosyası ile boşanmış bulunmakta ve yapılan protokolde davacıda çocuğun velayetinin bana verilmesini söylemiştir.Dava dilekçesinde müşterek çocuğa tarafımca gereği gibi bakılamadığı ve evlenmiş olmamdan dolayı velayet görevimi ifada ağır ihmalimin bulunduğunu iddia etmiştir. Söz konusu iddialar tamamıyla gerçek dışıdır. Benim müşterek çocuğumun sağlığı, eğitimi ve maddi manevi tüm ihtiyaçlarını velayetinin bende bulunduğu süre içerisinde eksiksiz olarak sağlamış olmam bundan sonra da müşterek çocuğun fiziki ve ruhsal gelişimi için elimden geleni fazlasıyla yapacağımın bir göstergesidir.
3-Müşterek çocuğumuz Halil Emir’in davacı babayla şahsi münasebet tesisi açısından da tarafımca zorluk çıkartılmamış yeri geldiğinde mahkemenin belirlemiş olduğu zaman diliminden daha fazla babasında kalmasına müsaade ettim. Tüm bunların yanında dava dilekçesinde her ne kadar davacı tarafın çocuğuna çok düşkün olduğu ve fiziken ve ruhen gelişimini sağlıklı olabilmesi için varını yoğunu harcamaya hazır olduğu belirtilmişse de davacının boşanma sürecinden önce kardeşleri tarafından darp edildim ve karnıma tekmeler vurarak çocuğumu düşürtmeye çalışmışlardır.Bu durum kolluk ve savcılık ifade tutanakları ile sabittir.Söz konusu soruşturma ve kovuşturma dosyaları halen derdesttir.Buna rağmen çocuğunu kendi örf adetiyle yetiştirmek istediğini de beyan etmiş olsa da ailesi çocuğu istememekte ve çocuğumla kişisel ilişki kurulması noktasında aldığında çocuğumun hayatından endişe duymaktayım.
4-Açmış olduğu velayetin değiştirilmesi davası ve nafakanın kaldırılması istemli bu dava kesinlikle kötü niyetli olarak açılmıştır.Çünkü çocuğun aylık geçimi için bağlanmış olan nafakanın kaldırılmasını bile isteyecek kadar aciz bir insandır. Yeni evliliğimde eşimin de daha önceden baba olmayı bildiği için çocuğuma hemen uyum sağlamış kendi çocuğuymuş gibi davranmakta ve oğlumu çok sevmektedir.Baba olmak sadece biyolojik olarak olmamaktadır.Eşini ve çocuğunu korumak onların bakımlarını ihtiyaçlarını gidermek korumak bunların hepsini tanımlayabilen kişi gerçek babadır ve bu kişi yeni eşim. Çocuğuma ve bana en iyi şekilde bakmakta abisiyle beraber ortaklaşa oto lastik tamir işletmeleri bulunmaktadır.Çocuğumla ailemin yanına geldiğimde görüntülü olarak aramakta ve oğlumla konuşmaktadır,sevgisini göstermektedir bu denli duyarlı ve sevgi dolu bir insandır.
DELİLLER : Mahkeme ilamları ,Nüfus aile kayıt tablosu, Sed araştırması, tanık beyanları vs delil.
SONUÇ-İSTEM : Yukarıda açıklanan ve yargılama aşamasında müşahhas olgular olarak tespit edilecek nedenlerden dolayı davanın REDDİNE, yargılama harç ve giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına, karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 03.04.2019
Davalı
[/ihc-hide-content]
Velayet Davasına Cevap Dilekçesi(Olumlu Netice)
[ihc-hide-content ihc_mb_type=”show” ihc_mb_who=”2,4″ ihc_mb_template=”1″ ]
ADANA AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO :
DAVAYA CEVAP VEREN
DAVALI :
DAVACI :
KONU : Davacının davasına ve beyanlarına karşı cevap dilekçemin sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı tarafından dava dilekçesinde iddia olunan tüm hususlar hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz ve gerçeğe aykırıdır. Şöyle ki ;
1-) Davacı müşterek konuttan kendisi ve çocuğumuzu kovduğumu iddia etmektedir. Oysa ki, davalı Sayın Mahkemeye adres olarak bildirdiği evi ailesiyle birlikte ortak almış, buraya kiracı koymuş, daha sonra kiracıyı çıkararak çeşitli tadilatlar yapmış, zamanla bu eve eşyalar almış, müşterek konuttaki çocuğumuzun eşyaları da dahil olmak üzere birçok mutfak eşyalarını azar azar aile ile birlikte bu eve taşımıştır. Benim bahse konu bu evden çok sonra haberim olmuştur. Elektrik, su ve çeşitli fatura abonelikleri de kendisinin üzerinedir. Dolayısıyla davacı aslında kendisine bir düzen kurmuş ve gizli kapaklı yapmış, şimdi ise benim çocuğumuzu ve kendisini evden kovduğumu iddia etmektedir. Böyle bir durumun kabulü mümkün değildir.
2-) Evlilik birlikteliğinin şahsıma yüklediği görev ve gerekleri büyük bir titizlikle yerine getirmiş, büyük sabırlarla eşimin bir takım davranışlarına katlanmış, kendime düşen vazife,yükümlülük ve beklentileri eksiksiz ifa etmiş olmama rağmen aynı hassasiyeti davacıdan göremedim. Davacı elektrik, su vb. faturaları ödemediğimi evin çeşitli giderlerini karşılamadığımı ve çocuğuma ilgili gösterip gerekli masrafları yerine geitrmediğimi iddia etmektedir. Oysa ki, işbu dilekçemin ekinde sunacağım banka kayıtları,dekont ve ekstreler incelendiğinde gerçek ortaya çıkacaktır. Gerekirse bu hususta Sayın Mahkemenizce ilgili bankalara da müzekkere yazılarak bunların celbi talep edilebilir.
Dolayısıyla davacının bu iddiaları da tamamen şahsıma kusur isnat etmek ve bu vesileyle mahkemenizi yanıltmaya yönelik asılsız iddialardır.
3-) Davacı şahsımın eve gelmediğimi, kendileri ile ilgilenmediğimi iddia etmektedir. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde güvenlik görevlisi olarak işim gereği vardiya sistemi ile çalışmaktayım. Davacı bu süreçte ev hanımı iken, müşterek çocucuğumuzun masrafları ve evin geçimi içi ben çalışmak zorundayım. Eve gelmediğim, ilgi göstermediğim yönündeki iddiaları tamamen gerçek dışıdır.
4-) Davacı evlilik birliğinin kendisine yüklediği birçok sorumluluğu yerine getirmemektedir. Benim davacıya yönelik herhangi bir ne psikolojik ne sözlü ne de fiziki herhangi bir şiddet veya kötü bir muamelemin olması asla söz konusu değildir. Davacı çalışmaz sürekli evde iken, ev işleri dahil olmak üzere birçok sorumluluğunu yerine getirmez iken, ben kendi ütümü ve birçok sorumluluğumu dahi kendim yerine getirmekteyim. Hal böyle iken, davacının asılsız iddialar da bulunması haksızlıktır.
5-) Eve bakmadığımı kendisi ile ilgilenmediğimi ve gerekli giderleri karşılamadığımı iddia eden davacı ile beraber işletmek üzere şahsımın çektiği kredi ile bir işletme açtık. Kendisi de bir sorumluluk üstlenir, kazanç elde eder ve vakit geçirir düşüncesi ile bankadan kredi çekerek kafenin mali işlerini kendisine bıraktım. Sayın Mahkemenize sunacağım dekontlarda bu durum da ortaya çıkacaktır. Mezkur işletme için mal alınacağı zaman yine kendi aracım ve kredi kartım ile gereken malzemeleri ve ürünleri aldım. İşim dışında bu hususta yine kendisine gereken desteği maddi manevi gösterdim. Öyle ki, halen bu durum için kalan borçlarımı ödemeye devam ediyorum.
6-) 2019 Ağustos ayında davacı hiçbir haber vermeksizin, aniden müşterek çocuğumuzu da yanına alarak memleketi olan Malatya’ya annesinin yanına gitmiştir. Davacıyı aradığımda memlekete gittiğini beyan etmiş bu durumu şok içerisinde öğrenmiştim. Davacı evlilik birliğinin sorumlulukları ile ilgilenmek bir yana gereğinden fazla, ev ve aile birliğinin sorumluluklarını ihmal edecek şekilde sürekli bu şekilde ailesinin ve akrabalarının yanına gitmektedir. Bu süreçte davacı gerek kendi telefonundan gerek müşterek çocuğumuzun telefonundan şahsımın numarasını engellemiş, yaklaşık 1 aylık bir süre boyunca çocuğum ile görüşmeme, iletişim ve kişisel ilişki kurmama engel olmuştur. Malatya’dan geldikten sonra ise kendisinin ”ailemin evi” dediği ancak ”kendisinin evi” olan kayıtlarda annesinin üzerine göründüğünü duyduğum söz konusu evde yaşamaya başlamıştır.
7-) Müşterek oğlumuz ….. bu sene .. sınıfa gitmektedir. Kendisi ve geleceği için önem arz eden iyi bir lise eğitimi için sınava girecektir. Müşterek çocuğumuzun geleceğini düşündüğüm için; davacının Zeytinburnu’ndaki evine gitmiş, davacı ile görüşmüş, kendisine çocuğumuzun ” Gerek bu yaşananların çocuğumuz için doğru olmadığını gerekse de çocuğumuzun Fatih’te bulunan Cibali Ortaokulu’nda eğitimine devam etmesi gerektiğini yoksa böylesi önem arz eden bir sınav sürecinde okuldan ve arkadaşlarından ayrılmasının kendisini psikolojik olarak daha da zor bir duruma sokabileceğini zaten sınav nedeniyle sıkıntılı bir süreçte olduğunu böylesi bir dönemde yeni bir ortama uyumunun daha da güç olabileceğini” anlatmaya çalıştım. Davacı ise asla buna yanaşmamış, bildiğini okumuş, şahsımı da terslemiştir.
Davacı müşterek çocuğumuzun masraflarını karşılamadığını beyan etmektedir. Davacının tüm bu iddiaları gerçek dışıdır. Müşterek çocuğumuzun gerek kırtasiye gerek okul gerekse de her türlü masrafını şahsım karşıladım.
Yine davacı Mahkemenizde görülen eldeki dava nedeniyle …. tarihli celsede müşterek çocuğumuz Atakan’ın ”bir kursa gitmediğini, kaydolmadığını” beyan etmiştir. Oysa ki, davacının bu iddiası da gerçek dışıdır. Zira çocuğumuz LGS Hazırlık için …….. kursa ve kendi okulunun verdiği etüt ve kurslara gitmekte evde ise kendisine almış olduğum çeşitli konu anlatım ve test kitapları ile de sınavına hazırlanmaktadır.
😎 Aile birliğimiz, mutluluğumuz ve yuvamın dağılmaması için …….. ailesinin evi olduğu iddia ettiği eve kendi kredi kartımla almış olduğu buzdolabını ödeyemediğini ve benim ödememi rica etmiş tüm bu durumları dahi bilahare öğrenmeme rağmen sorun yapmadan ödemişimdir. Söz konusu durumların tamamı banka kayıtlarında ve ekstrelerinde sabittir. Hal böyle iken davacının dilekçesindeki tüm bu iddiaları gerçek dışıdır. Hiçbirinin kabulü mümkün değildir.
9-) Yaklaşık 5-6 senedir şeker hastası olup, ilaç kullanmaktayım. … yılında 3 kere, …. yılında ise 2 kere anjiyo oldum ve kalbime 3 stend takıldı. Halen bu hususla ilgili de ilaç tedavisi de görmekteyim. Tüm bu hususlara ilişkin raporlarım mevcuttur. 12 senedir …
olarak görev yapmaktayım. …… ve ….. aylarında gerekli şartları yerine getirdiğimden dolayı engelli emeklilik müracaatı yapmış olup, sonucunu beklemekteyim.
10-) Mahkemenizde açılan işbu davadan ve dava dilekçesinden bilahare haricen haberdar oldum. Bu nedenle kendimi savunabilmek adına cevap dilekçemi ve davacının davasına karşı cevaplarımı Sayın Mahkemenize arz edemedim. Davacının davasına verdiğim bu cevap dilekçemde belirttiğim tüm hususları ve iddialarımı gerek yemin gerekse de tanık ve sair her türlü delille ispata hazırım.
Öte yandan her ne kadar Sayın Mahkemenizce oluşturulan ara karar gereği geçici velayet anneye verilmiş ise de, şahsım ile müşterek çocuğumuza yönelik kişisel ilişki kurabilmemiz adına belirli günler ve saatlere veya herhangi bir zamanlamaya yönelik kişisel ilişki tesisi yönünden bir hüküm tesis edilmemiştir. Çocuklu kişisel ilişkinin tesisi annesi ile olduğu kadar baba bakımından önem arz etmektedir. Bu nedenle bu durum hukuka aykırıdır. Çocuğum ile kişisel ilişki tesisi yönünden Sayın Mahkemenizden karar tesis edilmesini talep ediyorum. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulumuzun 2007/2-622 E. , 2007/598 K. Sayılı kararına göre;
” KİŞİSEL İLİŞKİ SEBEBİYLE ÇOCUĞUN HUZURU TEHLİKEYE GİRER VEYA ANNE VE BABA BU HAKLARINI YASADA ÖNGÖRÜLEN YÜKÜMLÜLÜKLERİNE AYKIRI KULLANIRLAR VEYA ÇOCUK İLE CİDDİ OLARAK İLGİLENMEZLER YA DA DİĞER SEBEPLERİN BULUNMASI HALİNDE HAKİM KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKINI REDDEDEBİLİR. YASADA SAYILI HALLER GERÇEKLEŞMEDEN DAVALI BABA İLE ‘KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA ŞİMDİLİK YER OLMADIĞINA’ ŞEKLİNDE HÜKÜM TESİS EDİLMESİ USUL VE YASAYA AYKIRIDIR.”
Diğer taraftan Yargıtaya göre idrak çağına gelmiş çocuklar yönünden uzman pedagog eşliğinde kendilerinin de velayet yönünden görüşünün alınması zaruridir. Müşterek çocuğumuz Yargıtay kararları yönünden de idrak çağındadır. Nitekim somut olayda henüz 8 yaşında olan küçüğe ilişkin velayet uyuşmazlığına yönelik önüne gelen bir dava yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulumuz;
Velayetin anne ya da babaya verilmesi, daha çok çocuğu ilgilendiren, onun menfaatine ilişkin bir husus olduğuna göre, gerek yukarıda açıklanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddelerinde yer alan hükümler, gerekse velayete ilişkin yasal düzenlemeler karşısında, velayeti düzenlenen çocuğun, idrak çağında olması halinde, kendisini yakından ilgilendiren bu konuda ona danışılması ve görüşünün alınması gerekir. (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel K, Esas No : 2017/2-3117, Karar No: 2018/1278) şeklinde hüküm tesis etmiştir.
11-) Ayrıca tüm bu durumlara rağmen müşterek çocuğumuz ve davacı ile halen müşterek konutta aile olarak hep birlikte yaşamaktayız. Davacının ne açtığı bu davasına ne de yapmaya çalıştıklarına anlam verememekteyim. Davacının dava dilekçesinde belirttiği evin giderleri, çocuğumun eğitimi ve masrafları ile ilgilenmediğime ilişkin iddiaları ve diğer tüm sair hususların kabulü mümkün olmayıp, tamamı gerçek dışıdır. Belirttiğim üzere davacı ile müşterek çocuğumuz ve ben halen aynı çatı altında yaşamakta ve ikamet etmekteyiz. Hal böyle iken, davacının gerçek dışı iddialar ile tarafıma kusur isnat etmeye çalışması ve akabinde geçici velayet ve tedbir nafakası talep etmesi Medeni Kanunumuz’un 2. maddesi gereği dürüstlük ve iyi niyet kuralına aykırıdır. Davacının nafaka ve sair taleplerinin reddi gerekir. Nitekim yine bu hususta Yargıtay vermiş olduğu bir kararında;
”Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun boşandıktan sonra kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Buna göre, mahkemece, müşterek çocuğun boşandıktan sonra borçlu baba yanında kaldığına ilişkin iddanın borçlunun bildirdiği her türlü delil incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve dar yetkili icra mahkemesince tanık dinlenemeyeceği gerekçesi ile bu yöndeki itirazın da reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. (Bkz. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2018/4960 E. , 2019/591 K.)
Kısaca arz ve izah etmeye çalıştığım nedenlerle davacının mesnetsiz, gerçek dışı iddiaları tarafıma kusur isnat etmekten öte değildir. Bu nedenle kabulü de mümkün değildir. Maddi gerçek yapılacak yargılama neticesinde ortaya çıkacaktır. Ben müşterek çocuğumuz ile öncelikle ara karar verilerek kişisel ilişki tesisine yapılacak yargılama neticesinde velayetinin tarafıma verilmesini talep ediyorum. Davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun tüm taleplerinin ise reddini talep ediyorum.
HUKUKİ SEBEPLER : M.K. ve sair ilgili hukuki mevzuat
DELİLLER : Hasren olmamak ve davacının delillerine karşı delil sunma hakkım mahfuz kalmak kaydıyla;
Nüfus kaydı, tanık ifadeleri (Bilahare Sayın Mahkemeye sunulacaktır), Banka Kayıtları ( Kimisi dilekçemin ekinde kimisi ayrıntısı ile sunulmak üzere ve gerekirse de Sayın Mahkemenizce de celbi talep olunur.), yemin, bilirkişi ve sair her türlü yasal delil
SONUÇ ve TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle;
1-) Davacının haksız davasının, velayet, nafaka ve sair tüm taleplerinin REDDİNE,
2-) Müşterek çocuğum ile KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİNE, yargılama sonucunda velayetinin ŞAHSIMA VERİLMESİNE,
3-) Tüm yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini Sayın Mahkemenizden saygılarımla arz ve talep ederim.
Davaya Cevap Veren Davalı
[/ihc-hide-content]