Çocuğun yasal temsilcisinin davada yer alması sağlanmalıdır
Davacı vekili dava dilekçesinde, sekiz yıl önce davalıların evlat edinmek üzere kendilerine verdikleri 10.03.2006 doğumlu Cennet Parlak’ı evlat edinmelerine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; evlilik dışı doğan adı geçen küçüğün, davalı Süleyman Parlak tarafından 08.09.2006 tarihli senet ile tanındığı, diğer davalı Pembe Parlak’m nüfus kaydında da çocuğu olarak göründüğü anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 309/1. maddesi uyarınca, evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirip, ana ve babanın rızası olmadan dava kabul edilemez. Bu kuralın istisnası aynı yasanın 311. ve 312. maddelerinde düzenlenmiş olup buna göre ana ve babanın rızasının aranmaması hakkında mahkeme karannm bulunması gerekip ancak bu halde ana ve babanın rızası aranmayacak veya rızalarının olmaması sonuca etkili olmayacaktır.
Türk Medeni Kanununun 337. maddesi uyarınca, velayet anneye ait olup 342. Maddeye göre anne, çocuğun yasal temsilcisidir. Mahkemece, açıklanan yasa hükümleri gözetilerek sadece davalı babanın rızası ile yetinilmeden, çocuğun yasal temsilcisi olan annenin davada yer alması sağlanıp rızasının alınması, rızasının olmaması halinde ise yasal koşullar gerçekleştiği takdirde rızasının aranmaması hakkında karar verildikten sonra karar verilmesi gerekir. HUMK’nun 439/2. maddesi uyannca açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Y18HD, 08.09.2015, E. 2014/21558, K. 2015/12227)
Kaynak: https://www.yargitay.gov.tr/